Bahçeli’den "cinsel yönelim" çıkışı: Kılıçdaroğlu nasıl böyle tarihi bir hatanın figüranı olabilmiştir?

"Türkiye'de dezavantajlı kesimler var diyenler, bunu ısrarla iddia ve ifade edenler üç beş kibirli sözde aydın, kuklalaşmış siyaset artıklarıdır"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Kızılcahamam'da yapılan "Merkez Yönetim Kurulu, Merkez Disiplin Kurulu ve Milletvekilleri Ortak Toplantısı"na katıldı. (Fotoğraf: AA)

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının yanında “Etnik köken, inanç, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak” ifadelerinin yer aldığı afişlere tepki gösterdi.

Partisinin Kızılcahamam’daki kampında konuşan Bahçeli'nin hedefinde ana muhalefet vardı. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bazı şehirlerde asılan afişleri olduğunu söyleyen Bahçeli şu görüşlerini dile getirdi:

CHP Genel Başkanı’nın fotoğrafının ve imzasının bulunduğu bir afiş son günlerde billboardlarda gösterime sunulmuştur. Bu afişte ilamı yapılan ve vahameti iflah olmaz düzeylerde olan ibareler şu şekildedir: “Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacaktır.” Türkiye’de dezavantajlı hiçbir kesim yoktur. Var diyenler, bunu ısrarla iddia ve ifade edenler, Türkiye düşmanlarının değirmenine altı delik kovalarıyla su taşıma gayretkeşliğinde olan bir avuç kiralık kalem, üç beş kibirli sözde aydın, kuklalaşmış siyaset artıklarıdır.

Etnik kökenin dezavantaj olduğunu söylemek Türk milletine meydan okumak, milli kimliği yok saymaktır. Bunun adı bölücülüktür, Anayasa’nın 66’ıncı maddesini kasten çiğnemektir. İnanç konusunda dezavantajdan bahsetmek tepeden tırnağa iftiradır, izansız ve iffetsiz bir yalandır. Engelliğin dezavantaj olduğunu ileri sürmek saptırmadır, hiçbir temeli olmayan uydurmadır. Cinsel yönelim hususundaki dezavantajdan dem vurup bunun yasal güvenceye alınacağını vaat etmek ahlak ve maneviyatımıza sürülmüş kara bir lekedir. Kılıçdaroğlu böyle bir tarihi hatanın ve haya noksanlığının nasıl figüranı olabilmiştir?

CHP Müslüman Türk milletinin itibarıyla, irfanıyla, ihlasıyla, itikadıyla, manevi ihtişamıyla hesaplaşmaya nasıl cüret ve cesaret edebilmiştir? Bu nasıl bir küstahlıktır? Bu ne biçim bir siyaset küçüklüğüdür? Milletleri ayakta tutan en önemli unsur ahlaktır. O bozulmaya yüz tuttu mu, toplumda bir boğuşma başlayacak, haklılık kuvvete dayanacaktır. Neticede yıkım kaçınılmaz hale gelecektir. CHP, milli ahlaka el kaldırmıştır. CHP, milli birliğe kaş çatmış, yüz asmıştır. CHP, Türkiye’ye yumruk sallamış, bunun adına da demokrasi diyecek kadar zırvalamış, rezaletin dibine yuvarlanmıştır.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

AİHM’e tepki

MHP lideri, Avrupa Konseyi'nin siyasi organı Bakanlar Komitesi’nin, Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakılmaması nedeniyle Ankara’ya karşı resmen ihlal prosedürü başlatması hakkında da konuştu. Bahçeli’nin bu konudaki ifadeleri özetle şöyle:

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat 2022 tarihinde toplanmış, Kavala’nın serbest bırakılmasını dayatan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanmaması nedeniyle Türkiye aleyhine ihlal süreci başlatmıştır. Asıl bu sözde karar Türkiye’nin egemenlik haklarını ihlal etmektir. Aslen bu sözde karar Türkiye’nin hukuk gücüne ve demokrasi güvenliğine suikasttır. Hukuk demek devlet demektir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi bir başka anlatımla hukukumuza ve devlet umurumuza zehir saçmıştır. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukukun üstünlüğü herkes için bağlayıcıdır. Hukuk karşısında hiç kimse ayrıcalıklı veya imtiyazlı olamayacaktır. Türk yargısı bağımsızdır, tarafsızdır, kararları objektiftir. Görülen bir davayla ilgili görüş bildirmek, mahkemeleri tesir altına almaya niyetlenmek kabul edemeyeceğimiz bir çirkinliktir, hukuksuzluğun da müdafaasıdır.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kendi işine bakmalıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kendi önünden yemelidir. Bu mahkemenin, 1 Şubat 2022 tarihinde, HDP’li 40 milletvekilinin 2016 yılında kaldırılan dokunulmazlıklarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal edilmesiyle ilişkilendirmesi bizim nazarımızda yok hükmündedir.

"Hey, büyükelçi..."

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi konusunda da tepkisini dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin ayağının tozuyla, henüz çiçeği burnundayken, koşa koşa İmamoğlu’na gitmesi zarfsız bir mesajdır. Güya, “Askıda Fatura Projesi”yle ilgili bilgi almak istiyormuş. Be hey büyükelçi sen kendini ne sanıyorsun? Sen kim oluyorsun? Kimi kandırıyorsun? Ters diplomasiyle nereye varmayı aklından geçiriyorsun?

Bizim de yıllar evvel planlayıp hayata geçirdiğimiz “Askıda Ekmek Projemiz” var, haberin oldu mu? Kulağına geldi mi? ABD’nin Ankara Büyükelçisi’nin, diplomatik nezaket ve teamülleri çiğneyerek soluğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde alması bir defa kasti ve programlanmış bir tahriktir. Ankara’da ziyaret edilecek makamlar bitti de, geriye kala kala bir tek İstanbul Belediyesi mi kaldı?

Bu büyükelçi, Türkiye’nin iç siyasetine müdahil olmaya kalkışmıştır. Bu yanlıştır, Türkiye’ye bir nevi müstemleke ülke muamelesidir. Büyükelçi ziyaret edecek başka birisini bulamadı mı? Belediye Başkanı’nın Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu’nu da mı evvelemirde ziyaret etmeyi aklına getiremedi? Bu ne aceledir? Bu ne telaştır? Bu neyin işaret fişeğidir? Anlaşılan bu büyükelçi Ankara’ya heybesi epey dolu gelmiş, okyanus ötesinde itinayla hazırlanmış uzun bir talimat listesini kademe kademe tatbik etmeye koyulmuştur.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU