Abdurrahman Dilipak: İmam hatipliler AK Partililere "İmam hatipliyiz diye Yıldırım'a oy vermek zorunda mıyız?" dedi

Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, seçim öncesi AK Partili bir grubun imam hatip lisesini ziyaret etmesi ve Yıldırım'a oy istemesi sonrasında yaşanan diyaloğu yazısına taşıdı

Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, 23 Haziran'da AK Parti'nin yenilgisini bugünkü köşe yazısında ele aldı.

‘Yola çıktıklarımız’ı, ‘yolda bulduklarımız’a değiştirdiğimiz gün kaybettik. Partideki ‘ortak aklı’ bitirip, ‘toplam kalite’yi düşürüp, ‘istişare kanalları’nı kapattığımız gün kaybettik. ‘Dürüst-Liyakatliler’in yerine , ‘Çapsız-Sadakatliler’i(!) koyduğumuz gün kaybettik. Saraya bir sürü dalkavuk, şaklaban, yalaka doldurduk da, ‘mağrur olma padişahım senden büyük Allah var’ diyebilecek bir Behlül(!)leri yanımızdan uzaklaştırdığımız gün kaybettik. Henüz toplum birtakım isimlerin bir yerlere  atanmasını hazmedememişken, üst makamlara ehliyet ve liyakatı bir tarafa bırakıp, eş-dosta ve onların yakınlarını atadığımız gün kaybettik. Herkes de ‘metal yorgunluğu’ olurdu da, suçu günah keçilerine yıkıp, üst makamlardaki asıl sorumlularına dokunmayı unuttuğumuz gün kaybettik. Bizden önce bize yapılanları, misliyle bizden olmayanlara yapmaya başladığımız gün kaybettik. ‘Has bahçemiz yurdumuzdur, Aynı bağın gülüyüz biz’ türküleri söylemişken; bizim gibi düşünmeyen her Kürd’ü PKK’lı, her solcuyu Alman ajanı, her muhafazakarı FETÖ’cü ilan ettiğimiz gün kaybettik. İtiraz eden herkese bir kulp takıp dışladığımız, üzerine yürüdüğümüz için kaybettik!.

Dilipak'ın eleştirileri arasında isim vermeden Cumhurbaşkanı Erdoğan da vardı:

‘Davanın lideri’yken, ‘liderin davası’nı gütmeye mahkûm edildiğimiz gün kaybettik. ‘Devletin bekası’nı, ‘iktidar bekamız’la eş tuttuğumuz gün kaybettik. Vesayetlerini sürdürmek için ‘Laiklik elden gidiyor’ derlerdi, onun yerine ‘beka elden gidiyor’ söylemini uydurduğumuz gün kaybettik. ‘Hayrunnas, men yenfeuannas’ anlayışı ile ‘Halka hizmeti Hakka Hizmet vesilesi’ bilen  siyaseti bırakıp, ‘milletin aklıyla ve ferasetiyle alay eden algı siyasetini’ seçtiğimiz gün kaybettik!.

"İmam hatipliyiz diye AK Parti'ye oy vermek zorunda mıyız?"

Dilipak seçimden önce bir imam hatip lisesinde yaşananları aktardı:

Seçim öncesi, AK Parti ilçeden bir grub İstanbul’da bir Anadolu İmam Hatip Lisesini ziyaret eder. İmam Hatip son sınıftaki kız öğrencilerle sohbet ederler. “Oyunuz Binali beye herhalde” deyince aldıkları cevap şu olur: “Biz imam hatipliyiz diye AK Parti’ye oy vermeye mecbur muyuz, Ekrem beyin duruşu bize çok yakın geliyor.” Bizimkiler bunu beklemiyorlardı. Bizim tarlamızı başkaları sürmüştü, köprünün altından çok sular akmıştı. Güzel binalar yaptık ama, dışı birileri kıskandırırken, içi bizi yakıyordu! Bizim İmam-Hatip dernekleri, Vakıfları ‘Deist İlahiyatçı, Meslekçi’(!) beklemiyorlardı. Sahi, ‘biz eskiden eskiden’ ‘İrşad faaliyeti’ diye bir faaliyetimiz vardı değil mi. ‘Tebliğ’e çıkardık.  Şimdi ‘Deistlik’ten şikayet ediyoruz.  Neyse!  Halimiz bu! Şimdi ah-vah’ı bırakıp, takkemizi önümüze koyup düşünmemiz gerek. Tarikat, parti, vakıf, dernek, vakıf, evet şimdi övünme ve dövünme zamanı değil. Çözüm üretmeliyiz, Ne yapacaksak hemen şimdi! Zira yarın çok geç olabilir. Şimdi itiraf zamanıdır: İnni küntü minezzalimin! Selâm ve dua ile.

 

Independent Türkçe

 

DAHA FAZLA HABER OKU