Susurluk sanığı eski özel harekatçı Ziya Bandırmalıoğlu, Kadıköy'de iki grup arasındaki silahlı kavgada öldürüldü

Susurluk davasında ceza alan eski özel harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu ile eski bir polis İstanbul Kadıköy'de bir restoranda çıkan silahlı çatışmada öldürüldü

Susurluk davasında ceza alan eski özel harekatçı Ziya Bandırmalıoğlu ile eski bir polis, Kadıköy'de bir restoranda çıkan silahlı çatışmada öldürüldü / Kolaj: Independent Türkçe

İstanbul Kadıköy'de iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 2 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Alınan bilgiye göre, Fenerbahçe Mahallesi'ndeki bir restoranda dün akşam saatlerinde iki grup arasında tartışma çıktı.

Kısa sürede büyüyerek silahların da kullanıldığı kavgada Susurluk davası hükümlüsü eski özel harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu ve meslekten ihraç edilen Nihat Şahin simli eski bir polis ile 4 kişi silahla yaralandı.

Olayda ağır yaralanan Bandırmalıoğlu ve Şahin hayatını kaybetti.

Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından hastaneye kaldırılan 4 kişinin tedavisi sürüyor.

İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, 3 kişiyi gözaltına aldı.

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin olayla ilgili çalışması sürüyor.

Susurlukçu Oğuz Yorulmaz da barda öldürülmüştü

Susurluk skandalı davasında hüküm giyen Oğuz Yorulmaz, 2005 yılında kardeşi Yavuz ve Yalovalı üç arkadaşıyla gittiği Bursa'daki bir barda tuvalete giderken omuz atma meselesi yüzünden Nilüfer Turizm’in sahibi Hüseyin Kayapalı’nın korumalığını yaptığı öne sürülen Murat Selli, Coşkun Numan, Alpaslan Çınar ve arkadaşları Hüdayda Bulum ile tartışmıştı. Çıkan kavgada, otomobildeki tabancasını alan Hüdayda Bulum, rasgele ateş edince, Oğuz Yorulmaz kafasına isabet eden tek kurşunla ölmüştü. 

"Cinayetleri hatırlamıyorum" demişti

1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler ve Susurluk soruşturmasından aranan eski Özel Harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu, 25 Ocak 2013'te Bilecik’te yakalanarak cezaevine konmuştu. Bandırmalıoğlu’nun savcıya verdiği iki saatlik ifadede cinayetlerle ilgili soruya ‘Hatırlamıyorum’ cevabını verdiği öğrenilmişti. 

Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yürütülen 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler ve Susurluk soruşturması kapsamında aranan eski Özel Harekat polisi Ziya Bandırmalıoğlu Ocak 2013'te memleketi Bilecik’te yakalandı. Cep telefonunun kısa bir süre sinyal vermesi üzerine operasyon düzenlenen Bandırmalıoğlu, Ankara Terörle Mücadele şubesine götürülerek sorgulandı. Eski özel harekatçı, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’ye iki saat ifade verdi.

Bandırmalıoğlu’na savcılık sorgusunda eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın’ın ve MİT Kontraterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür’ün beyanları soruldu. Savcı ayrca 1996 yılında kaçırılan MİT muhbiri Tarık Ümit’in cesedinin yerini bilip bilmediğini sordu. Bandırmalıoğlu ise kaçırıldığı gün Tarık Ümit ile görüştüğünü doğruladı. Ümit ile tesadüfen karşılaştıklarını öne süren Bandırmalıoğlu “Bunu o dönemde hem komisyona hem mahkemeye anlattım. Hal hatır sorduktan sonra vedalaştık. Sonrasında yaşananlarla ilgili bilgi sahibi değilim” dedi.

Bandırmalıoğlu’na 1994 yılında Ankara’da gözaltına alınan dört üniversite öğrencisinin akıbeti, Ankara’da 1994’te öldürülen Avukat Yusuf Ekinci, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı Namık Erdoğan, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ve Avukat Faik Candan, işadamları Savaş Buldan ve Behçet Cantürk cinayetleri de soruldu. Bandırmalıoğlu, tüm bu iddialarla ilgili olarak Susurluk davasında yargılandığını hatırlattı ve üç sayfalık ifadesinde DHKP-C, Hizbullah ve PKK’ya yönelik operasyon yaptıklarını anlattı. Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili İstanbul’da yer göstermelerde de bulunan Ayhan Çarkın’ın ifadelerinin dikkate alınmamasını istedi. Çarkın’ı kokain kullanmakla suçlayan Bandırmalıoğlu “Zaten psikolojik sorunları da var. Olayların üzerinden 19 yıl geçti. Dolayısıyla hiçbir şey hatırlamıyorum” dedi.

Suç örgütü üyesi olmak ve tasarlayarak adam öldürmek suçlamasıyla mahkemeye sevk edilen Bandırmalıoğlu, Özgürlük Hakimliği tarafından tutuklandı ve Sincan Cezaevi’ne kondu. Tutuklama gerekçelerinde “Elde bulunan dijital materyaller ve CD”ler ifadesi dikkat çekti. Bandırmalıoğlu, Kumarhaneler Kralı olarak bilinen Ömer Lütfi Topal’ın öldürülmesinin ardından aralarında Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Yusuf Yüksel, Seyfettin Lap ve Enver Ulu ile birlikte sorgulanmış, ifadeleri kayıt altına alınmıştı.

DGM binasından kaçmıştı

Bandırmalıoğlu’nun adı Ayhan Akça ile birlikte Tarık Ümit’in kaçırılması olayına karımıştı. 8 Ekim 1997’de silah kaçakçılığı ile ilgili olarak yargılandığı bir davadan beraat eden Bandırmalıoğlu, 14 Ocak 1997’de Susurluk davası kapsamında tutuklanacağını anlayınca dönemin Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) binasından kaçmıştı. Daha sonra yakalanan Bandırmalıoğlu yargılama sonunda 4 yıl ceza aldı. 194 gün cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Ancak daha sonra çeşitli suçlara daha karıştı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 17 sanıkla birlikte “Suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları ve örgüte üye oldukları” iddiasıyla yeniden yargılandı. Bu suçlardan da 7 yıl 6 ay 15 gün hapis cezası aldı ancak 2009’da tahliye edildi.

 

AA, Duvar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU