Platon'un mağarasına dönüş; Metaverse!

Birazdan okuyacağınız bu yazı içerisinde Cengiz Aytmatov, İbrahim Tatlıses, Platon, Sokrates, Selvi Boylum Al Yazmalım, Mark Zuckerberg, Gregor Samsa, Kevin Durant ve Türk medyası geçen bir Metaverse yazısıdır 

Kolaj: Independent Türkçe

Sahiden Metaverse neydi?

San Francisco'da yazılımcıların, mühendislerin, tasarımcıların ve hatta CEO'ların kaç milyar dolar yatıracaklarını konuştuğu 'Metaverse' ekosistemi bilenlerin 2017 yılından bu yana farklı isimlerle andığı bir meseleydi.

Ancak ne zaman Mark Zuckerberg çıktı; Facebook'un çatı şirketinin ismini 'Meta' olduğunu açıkladı, işte o günden bu yana her yerde karşımıza çıkmaya başladı Metaverse

'Selvi Boylum Al Yazmalım' filminin finalindeki o meşhur Cengiz Aytmatov repliğiyle soralım;

Sevgi neydi? 

Sevgi emekti! 


Pardon, o başka yazının konusu... 

O halde biz soralım; 

Sahiden Metaverse neydi?

Metaverse, acı gerçekler yerine mutlu eden yalanlar dünyasıydı. 
 

src_340x191metaverse-nedir-gelecek-burada.jpg
Görsel: Naavik

 

Aslında Türk insanı olarak bu ekosisteme en hazır toplumlardan birisi bizim olmamız gerekiyor. Mevcut medya düzeni her sabah kalkıyor bizler uyuyana dek gazetelerinde, televizyonlarında acı gerçekler yerine mutlu eden yalanlarla kurguluyorlar ülke gerçekliğini...

Hatta bunu öyle yapıyorlar ki kimi zaman ülkenin yöneticileri dahi bu gerçekdışılığa inanarak ülke yönetiyor. 

Web ya da mobil tarayıcı tabanlı internet döneminin sonu ve yeni bir norm, yeni bir devrim olarak ifade edilen Metaverse hikayesinde olay kısaca şu; 

Bir yanda pandemi, bir yanda ekonomik buhran, bir yanda demoagog liderler, diğer yanda da demokrasilerin ölümleri mi var? 

Üzülme, Metaverse senin için var!

Takıyorsun bir gözlük ve işte gerçekdışılıkta boyut atladın.
 

image.jpg
Fotoğraf: Warner Bros

 

Gregor Samsa'ya rahmet okutacak dönüşüme hazır mısınız? 

Artık bir animasyon karakter olarak sen Gregor Samsa'ya rahmet okutan bir başkalaşımın içerisindesin.

Paran mı yok; önemli değil, gerçek olmayan paralarını gönül rahatlığıyla harcayabileceksin. 

Sana vize mi vermiyorlar; ülkeler kendi içlerine sıkışıp milliyetçiliği yine yeniden hortlatıyorlar mı?

Dert ettiğin şeye bak, tak gözlüğü, al kız arkadaşını yanına; gidin gezin Louvre Müzesi'ni. 

Hayalin Camp Nou'da bir Barcelona maçı izlemek ama sen Bağcılar'dan dışarı mı çıkamıyorsun?

Metaverse ne güne duruyor! Alacaksın 5 dolara maç biletini, takacaksın gözlüğünü, hop maçtasın!

Ancak kulaklıkları takmazsan dışarıdan geçen zerzevatçının "domates, biber, patlıcan" sesleri eşliğinde izlersin maçı, aman dikkat!

Zaten kapasitesi maksimum 100 bin olan bir stadyumda milyonlarca kişiye bilet satma fikri Katalan yöneticiler için de bir fırsat.


NBA Play-Off'larında Brooklyn'i Barcalays Center'da izleme hayalinin temeline faiz-enflasyon teorisini atan ekonomistler dinamit mi dizdi?

Tak gözlüğünü öyle izle Kevin Durant'ın üçlüklerini... 


Evet, Metaverse bir hayaldi; ancak günümüz dünyasında kapitalizmin kurtuluşu için köprüden önceki son çıkışa evrildi.

Gerçek hayatların acımasızlığından, bizi mutlu eden yalanlara davet ediyor Silikon Vadisi CEO'ları 

Bunun için milyar dolarlar harcanıyor şu anda. Ülkeler hazırlıklar yapıyor. Mimarlar çalışmalar yapıyor. Avukatlar mevcut kanunları Metaverse'e uyumlu hale getirmek için çalışmalar başlatıyor. 

Bizden istenen tek şey ise Üsküdar'daki evinizde gözlüğü takmak New York'daki The Paris Theater'da filmimizi izlemek.

Böylece 571 koltuklu salona 5 milyon bilet satılabilecek. Tüm hazırlık bunun için.


Bu arada sadece etkinlik olarak da okumayın. Mesela, Hermes bir çanta 50 bin dolar mı? Artık Metaverse'da 5 dolar!

Batan geminin malları falan da değil. Amaç her eve bir Hermes sokmak. Fiziksel olarak olmasa da dijital olarak. 


NFT meselesine girip kafanızı allak bullak etmek niyetinde değilim. Onu sonra anlatırım.

Ama bu Metaverse hikayesinin nasıl adım adım, planlı bir şekilde hayatlarımıza sokulduğunu bizzat başımdan geçen bir hikayeyle anlatayım size.
 

mark-zuckerberg-metaverse.jpg
Fotoğraf: Newsroom Facebook 

 

San Francisco'daki Metaverse tarikatına nasıl dahil oldum? 

Yıl 2018. Facebook'un dünyanın dört bir yanından yazılımcı ve tasarımcıları davet ettiği F8 etkinliğine akredite olan ilk ve tek Türk gazeteci olarak Mark Zuckerberg'i 10 metre ötede dinliyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ve Mark sahnede bize Metaverse'ü isim vermeden anlatıyor ve etkinlik sonunda da herkese Oculus marka bir sanal gerçeklik gözlüğünü hediye edeceğini söylüyor. 

O an 5 bin kişilik salonda çığlıklar yükseliyor.

Biz gözlüklerimizi aldık kucağımıza, düştük yollara. Herkes evine dönüyor. San Francisco Havalimanı, ellerinde Oculus gözlükleri olan 5 bin kişiyi yolcu ediyor.

Bir Hint asıllı Amerikalı polis kafasındaki yöresel tülbendiyle bana şu soruyu sordu;

Siz nasıl bir tarikatsınız?!.


O zaman diyemedim tabi "Biz Metaverse tarikatıyız" diye!


Sina'nın nesli diyordun, nesilmiş gerçek! 

Yıl 2021; artık Facebook'un ismi META ve herkes Metaverse'ü beylik laflarla konuşuyor, videolar çekiyorlar, anlatıyorlar 

Ben bunları düşünürken 5,5 yaşındaki oğlum içeriden bana sesleniyor:

Baba Robux'um bitti kredi kartını verir misin?


'Robux', Roblox oyununun para birimi. O an fark ediyorum benim oğluma Metaverse'ü anlatmanın yersizliğini.  

Şu anda Silikon Vadisi'nin üst düzey yöneticilerinin yaptığı yoruma göre, Metaverse'e en hazır iki firmadan birisi Roblox diğeri Fortnite

Ülkemizde hala doların geldiği seviye üzerinden gençlerimiz üçüncü dünya ülkesi gençleri gibi bir konuma, pozisyona itilirken, benim oğlumun çağdaşlarıyla buluştuğu yer Metaverse'ün ilk demosu sayılabilecek Roblox sunucuları...

O nedenle ben üzülerek de olsa Türk Lirası kazandığım bu ülkede Sina'ya dolarla Robux alıyorum.

Çünkü biliyorum ki bu satın almayla ben oğlumu çağdaşlarıyla aynı dili konuşabilen biri olarak tutmaya devam edeceğim. Ya da artık ben de tutunamayarak onu da uzaklaştıracağım gelecekten! 


Peki, sahiden neydi bu Metaverse?

O kadar örnek, hikaye, Sina'nın Roblox'unu anlattık; ancak tatmin edici bir yanıt verememiş olma ihtimalimizi göz önüne alıp, son bir benzerlikle size Metaverse'ü anlatmak istiyorum. 


Platon'un mağarasına dönüş; Metaverse! 

Platon'un 'Devlet' adlı eserinin yedinci kitabında Sokrates'in ağzından ortaya atılan Antik Çağ felsefesinin en önemli alegorilerinden biridir 'Mağara' alegorisi.
 

81_platton-magara-benzetmesi-1.jpg
Platon'un mağara alegorisi temsili

 

Alegoriye göre, bazı insanlar karanlık bir mağaraya zincirlenmişlerdir ve bu insanlar başlarını sağa ve sola çeviremezler sadece karşılarındakini görebilmektelerdir.

Doğuştan beri bu mağarada bulunan insanlar mağaranın girişinden yansıyan nesnelerin gölgelerini görür ve bunları gerçeklikleri olarak algılarlar.

Nihayet bir gün bu insanlardan bir tanesi zincirlerinden kurtulur ve mağarayı terk eder.

Mağarayı terk eden bu insan, mağaranın dışında yeni bir gerçeklik ile tanışır ve duvarda gölgelerini gördüğü nesnelerin gerçek olmadığının farkına varır.

Bunu mağaradaki arkadaşları ile paylaşmak üzere mağaraya geri döner. Mağaradaki arkadaşları ise mağaranın dışında farklı bir gerçeklik olduğuna inanmazlar.

Ve bu insanlara mağaranın dışındaki gerçekliği aktarabilmek de imkansızdır. 

Mağaranın dışındaki gerçekliği kabul etmek istemeyen milyarlarca insanı bu sefer Platon anlatmıyor bize. 
 

Chayka-Meta.jpg
Fotoğraf: Facebook/Meta

 

Mark Zuckerberg ve arkadaşları bizi yeniden mağaraya davet ediyor ve ekliyorlar;

Gelin, gölgelerle mutlu olun!

Çünkü dışarısı için söyleyebileceğimiz tek şey şu; İbrahim Tatlıses haklı:

Ağlatıyor beni acı gerçekler...

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU