Rusya-Ukrayna gerilimi: Putin'in Batı'yı endişeye sevk eden 5 yaklaşımı

Rusya'nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapması Batı'da savaş endişesini artırıyor

Rostov bölgesine yerleştirilen Rus birlikleri 10 Aralık'ta tatbikat yapıyor (Reuters)

Rusya'nın Ukrayna sınırına askeri yığınak yapması Ukrayna ve Batılı müttefiklerinin yeni bir savaşın kapıda olduğuna yönelik endişelerinin artmasına neden oldu. 

Kremlin savaş iddialarını reddetse de pek çok Batılı basın kuruluşunda Rus birliklerinin sınırda yoğunlaşmasının çatışmanın habercisi olduğu ifade ediliyor. 

ABD istihbarat yetkilileri de Rusya'nın sınıra tahminen 175 bin asker konuşlandırmayı planladığını belirtmişti. ABD, Rusya'nın 2022'de gerçekleştireceği bir askeri çıkarma hazırlığında olduğunu düşünüyor.

Almanya, ABD, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada'nın yer aldığı G7 ülkeleri bugün yaptıkları açıklamada, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırması durumunda ağır sonuçlarla karşılaşacağı uyarısında bulundu. 

Peki Batı'yı savaş konusunda endişenlendiren temel gerekçeler neler?

Soğuk Savaş'ın sonunu yeniden tasarlama şansı

Washington Post'un haberine göre Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaklaşık 20 yıllık yönetimindeki odak noktası Rusya'yı güçlü bir devlet olarak yeniden inşa etmenin yanı sıra Ortadoğu, Afrika ve en önemlisi de eski Sovyetler Birliği ülkelerindeki etki alanını güçlendirmek. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu ülkeler arasında Ukrayna da yer alıyor. 2014'te Onur Devrimi olarak adlandırılan ve dönemin Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in yönetiminin düştüğü olaylardan sonra Rusya, Kırım'ı ilhak etmişti. O günden bu yana süregelen çatışmalarda da Rusya ayrılıkçı Ukraynalıları destekliyor. Moskova devrim olarak nitelenen yönetim değişikliğini Batı destekli darbe olarak görüyor.  

İki ülke arasında gerilimin artmasıysa Ukrayna'yı Batı'ya daha fazla yaklaştırmış görünüyor. Rating Group Ukraine ajansının kasımda gerçekleştirdiği ankete göre Ukraynalıların yüzde 62'si Avrupa Birliği'ne (AB), yüzde 58'i de NATO'ya girmek istiyor. Putin ise her iki ittifakı da Rusya'nın "kırmızı çizgisi" diye niteliyor. 

Aynı şirketin bu ay gerçekleştirdiği anketteyse katılımcıların yüzde 72'si Rusya'yı düşman güç olarak görüyor.

Bununla birlikte Putin, Ukrayna'yı tekrar Rusya'nın müttefiki haline getirmeyi kritik bir görev olarak görüyor.

"Ukrayna'nın devlet bile olmadığını anlamıyorsun George"

Putin bu yorumu eski ABD Başkanı George Bush'a 2008'de Bükreş'te düzenlenen NATO zirvesinde yapmıştı. Bush o dönem Ukrayna ve Gürcistan'ın NATO'ya girmesine yönelik umutları elinden geldiği kadar zorluyordu. 

O dönem Putin, Ukrayna'nın NATO'ya katılması durumunda Kırım ve ülkenin doğusunun ayrılmasını teşvik edeceğini ve Ukrayna'nın varlığının "bir devlet olarak sona" ereceğini dile getirmişti. 

Putin temmuzda yayımlanan makalesinde "Ukrayna'nın gerçek egemenliğinin ancak Rusya'yla işbirliği içinde mümkün" olacağını söyleyerek bu düşüncesini tekrarladı. 

Rusya Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev de kasımda verdiği röportajda Ukraynayı "protektora" (güçlü bir devletin koruması altındaki devlet) diye nitelemişti. 

Üst düzey Rus yetkililer sık sık Ukrayna'nın başka ülkelerin etkisine açık olduğunu dile getiriyor. 

Rusya'nın güvenlik tamponu

Rusya uzun süredir etki alanı olarak gördüğü komşularında güvenlik tamponu oluşturma politikası izliyor. Moskova Carnegie Center'da analist Alexander Baunov, Rusya'nın güvenlik tamponu ihtiyacının geçen yüzyıllardaki Avrupa'dan gelen saldırılarla kök saldığını belirtiyor. 

Aralarında NATO'nun da bulunduğu rakiplerin, kendi etki alanında silah satma ya da diplomatik ve askeri ittifaklar kurma çabaları Kremlin'in gözünde işgal olarak değerlendiriliyor. 

Putin'in Ukrayna'dan sorumlu eski yardımcısı Vladislav Surkov haziranda Financial Times'a verdiği röportajda Rusya ve NATO'yu kastederek, "İki kemik arasında yumuşak dokuya ihtiyaç var" demişti. 

Surkov, Ukrayna'daki çatışmaya dairse, "Sönebilir, alevlenebilir ama kaçınılmaz olarak devam edecek" demişti. 

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov perşembe Ukrayna meselesinin Küba Füze Krizi'ne dönebileceği konusunda uyarmıştı. ABD'nin İtalya ve Türkiye'ye Moskova'nınsa Küba'ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi dünyayı nükleer savaşın eşiğine getirmişti. 

2014'te Putin, Kırım'ın ilhakının ardından Müttefik Devletler'in dünyayı nüfuz alanlarına böldüğü II. Dünya Savaşı'nın sonundaki anlaşmaya atıfla yeni bir Yalta Anlaşması çağrısında bulunmuştu. 

Etki alanını korumak isteyen Rusya için ideal senaryo Ukrayna'nın geri kazanılmasına ya da en azından Kiev'in tarafsızlığının sağlanmasına işaret ediyor. 

 

 

"Tek Rusya"

Putin geçen yaz yayımlanan Rusya ve Ukrayna'nın "tek bir halk" olarak "tarihi birliğini" öven yazısının ardından Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy bu kardeşliği "Kabil ve Habil"in ilişkisine benzetmişti. 

Moskova'nın görüşü Rusya, Ukrayna ve Belarus'un atası sayılan Kiev Knezliği'ne vurgu yapıyor. Putin, Batı'nın bu Slav kardeşliğini bölmeye çalıştığını düşünüyor.

Ancak Rusya'yı düşman kuvvet olarak gören Ukraynalılar bu görüşün ülkenin Rus egemenliğine karşı geldiği 2004-2005 ve 2014 devrimlerini yok saydığını dile getiriyor. 

Moskova ise Ukrayna'da Rusça konuşanları kendisinin korumasına muhtaç olarak tasvir ediyor. Rusya'nın Donbas'ın bir kısmının yer aldığı Doğu Ukrayna'nın iki ayrılıkçı bölgesinde 500 binden fazla kişiye pasaport verdiği belirtiliyor.

Eylülde binlerce kişi parlamento seçimlerinde oy kullanmak üzere buradan Rusya'ya gitmişti. Washington Post'a göre pasaportlar Rus vatandaşlarını savunmak amacıyla askeri müdahale için muhtemel bir "bahane" sunuyor. 

"Kaos ihraç etmek"

Yolsuzluğun önlendiği, sivil toplumun geliştiği, seçimlerin sağlıklı yapıldığı, güçlü, istikrarlı, Batı'ya eğilimli demokratik bir Ukrayna, Rusya açısından bir kabus senaryosu. 

Yanı başında özgür, gelişen bir demokrasi, Ruslara kendi sistemlerini sorgulamaları için ilham verebilir.

Ukrayna'da Batı'nın güçlenmesi Rusya için etki alanına "kaos ihraç" edilmesi anlamına da geliyor. 

 

Independent Türkçe, Washington Post, Amerikanın Sesi, DW Türkçe

Derleyen: Esra Güngör

DAHA FAZLA HABER OKU