Türkiye, krizden çıkmak için neyi hedefliyor, nereye doğru gidiyor? Mente: Çin derken Avrupa'nın Bangladeş'i oluyoruz

Hükümetin, "yeni ekonomik model" ile neyi hedeflendiği tartışılıyor. Erdoğan, Çin'in yaptığını uygulayarak 6 ay içinde başarı elde edeceklerini savunurken ekonomistler, gidişatın Çin değil Bangladeş'e doğru olduğu görüşünde

Türkiye'nin de bu gidişle ucuz iş gücü nedeniyle başka ülkelerin ticaretine bağımlı hale gelen Bangladeş'e benzeyeceği yorumları yapılıyor / Fotoğraf: Twitter

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı üzerine Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), faiz indirmeye başladı. 

Ağustosta politika faizi yüzde 19 iken dolar kuru 8,30 liraydı. 

Merkez Bankası, eylülde faizi 18'e düşürdü. Dolar bir süre dalgalandı ama 8,88 lira ile ayı kapattı. 

Çok geçmeden MB'den ikinci faiz indirim kararı geldi. Bu sefer ise 200 baz puan aşağı çekti. Yani faiz oranını 18'den 16'ya düşürdü. Bunun üzerine dolar 9,48'e yükseldi. 

BM'nin faiz indirim ısrarı kasımda da sürdü. Kasımdaki toplantıda politika faizi 15 indirilirken doların ateşi yine çıktı. Dolar kasım boyunca 13'ün üzerinde seyretti.

Bu ayda ise 14 liranın sınırında düşüp, yükselmeye devam ediyor. Sadece dolar değil, euro ve altında da ciddi dalgalanmalar yaşandı. 

Türk Lirası, değer kaybettikçe enflasyon ise yükseldi. Türk İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre kasım enflasyonu 21,31. 

Grafik.jpeg
Merkez Bankası faiz indirdikçe dövizde dalgalanma yaşandı, enflasyon arttı / Grafik: Prof. Dr. Şenol Babuşçu



Yeni ekonomik model başarı getirir mi?

Akaryakıta sürekli zam yapılırken iğneden ipliğe her ürünün fiyatı aşırı derecede arttı.

Bu gidişe rağmen iktidar mensupları, farklı argümanlar dile getirerek "yeni ekonomik modelin" başarılı olacağını iddia ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak Katar dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada, "Düşük faiz politikasıyla kuru da enflasyonu da aşağı çekeceğiz ve bunu düzenleyeceğiz. Her zaman söylediğim gibi, inşallah bu da bizi teğet geçecektir. Bunu herkes böyle bilsin" dedi. 

Erdoğan daha önceki açıklamalarında ise Çin'i örnek vererek düşürülen faizlerle birlikte yakın gelecekte enflasyonun da düşeceğini ve kurdaki oynaklığın sona ereceğini iddia etti. 

Ancak üst üste gelen zamlar, enflasyonun yakın gelecekte düşmeyeceğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. 

Türkiye, Çin'i mi örnek aldı? 

Türkiye, Çin'i örnek almış olabilir ama aksini iddia eden birçok ekonomist var.

Bunlardan biri de DEİK ve TİM Genel Sekreterlikleri görevine bulunan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Mente. 

Mente'ye göre hükümet ihracatı teşvik ederek ithalatı zorlaştırarak çarı açığı kapatmak istiyor. Ama sadece bu yöntemle sorunu çözmek neredeyse imkansız. 

"Hükümet ‘fiyat istikrarı bizim için sorun değil' anlayışında" 

"Paranız değer kaybettiğinde veya değer kazandığında aynı şekilde içeriği yansıyor" ifadesiyle tezini gerekçelendiren Mente, Türk Lirası, değer kaybettiğinde her şeyin planladığını söyledi. 

Hükümetin "Fiyat istikrarı artık bizim için sorun değil" anlayışıyla hareket ettiğine dikkati çeken Mente, "'Avrupa'ya daha yakınım. Buraya kayacak hacimli ihracatlar yapacağım' diyor. Peki para girdisi ne? Türkiye bir hammadde ülkesi misin? Büyük bir teknoloji ve inovasyon ülkesi misin? Çip mi yapıyor. Tabii ki hayır. Türkiye şu anda emeğini ucuzlatarak krizden kurtulmaya çalışıyor. Bu da halkı fakirleştiriyor. Milyonlarca insan yoksulluk sınırının altına düşüyor. Bu yöntemle sorunu çözmek mümkün değil" diye konuştu. 

Mustafa Mente.jpeg
Mustafa Mente / Fotoğraf: Gelecek Partisi 



"Çalışan kesim, yoksullaşmayı kabul etmez" 

"Ekonomide bir Çin modeli var mı?" sorusuna "Bu şekilde bir nitelendirme yapılmıyor" diye cevap veren Mente, şöyle devam etti: 

"Çin oluyoruz derken Bangladeş olmaya doğru gidiyor. Zaten Bangladeş yaratmak isteseler de çalışan kesim, orta sınıf bu kadar büyük bir yoksullaşmayı ve fakirleşmeyi kabul etmez, edemezler. Aslında iktidar bilinçli bir politika izlemiyor. İktidarın elinde bir argüman kalmadığı için şimdilik buna gelmiş durumda. ‘Türkiye olmayan parasını harcamaya başlıyor' yorumları yapılmaya başladı."

Türkiye'nin Çin olamayacağına dair çok şey söyledi, yazıldı ve çizildi. 

Peki Bangladeş olma durumu var mı? Bangladeş ile Türkiye'nin benzeyen tarafları söz konusu mu? 

"Bangladeş'in nüfusu düşük gelir grubundaki vatandaşlardan oluşuyor"

Bangladeş, Güneydoğu Asya'da yer alan bir ülke. Ülkenin, Hindistan ve Myanmar ile sınırı bulunuyor. Topraklarının büyük bölümü Ganj, Brahmaputra, Meghna nehirlerinin ve beraberinde pek çok akarsuyun ve kanalın oluşturduğu bir delta olarak biliniyor.

2020 yılı verilerine göre nüfusu 168 milyon 312 bin. Resmi dini İslam. Halkın yüzde 90'ı Müslüman, yüzde 9'u Hindu, yüzde 1'i Budist ve Hristiyan. 

T.C. Ticaret Bakanlığı'na göre Bangladeş'in nüfusu büyük çoğunluğu düşük gelir grubuna mensup vatandaşlardan oluşuyor. Gelir dağılımında zenginlerle fakirler arasında çok büyük bir uçurum bulunuyor. Bangladeş, üzerinde yaşayan insan sayısı bakımında dünyadaki nüfus yoğunluğu en yüksek ülke. Ülkenin nüfusunun 2024 yılında 175,4 milyona, 2030 yılında ise 220 milyona ulaşmasını bekleniyor. 

Bangladeş.jpeg
Bangladeş'te insanlar düşük ücretle başka ülkelere ticaret ürünü mallar üretiyor / Fotoğraf: Twitter



Ülkenin tek bol kaynağı düşük ücretli emek yoğun iş gücü

Dünya Bankası ölçümlerine göre düşük orta gelire sahip ülkeler kategorisine giren Bangladeş ekonomisi, 20 yıldan fazla bir süre içerisinde dış yardıma bağımlı bir ekonomiden ticarete bağımlı bir ekonomiye dönüşmüş durumda. Bununla birlikte Bangladeş, orta gelir düzeyinde bir ülke olabilmesi için gerekli görülen yatırım odaklı büyümeye geçemedi. Hazır giyim sektörü ve işçi gelirleri ekonominin en dinamik olduğu alanların başında geliyor. Ülkenin tek bol kaynağı ise düşük ücretli, emek yoğun iş gücü. 

Türkiye'de bu konuda adım adım Bangladeş olma yolunda ilerliyor olabilir. Zira Türk Lirası'nın sürekli değer kaybı Türkiye'yi ucuz ülkeler listesine sokuyor. Özellikle Avrupa Birliği ülkeleri açısında Türkiye çok ucuz görülüyor.

Avrupa'nın Bangladeş'i olmamak için neler yapmak gerekiyor? 

Mente, Türkiye'nin Avrupa'nın Bangladeş'i olmaması için yapılması gerekenleri de sıraladı. 

Mente'ye göre iktidarın süratle uygulamakta ısrar ettiği modelden vazgeçmesi gerekiyor. 

Emeğin daha da ucuzlamaması ve daha fazla yüksek enflasyonla karşılaşılmaması için Mente, şu önerileri dile getirdi: 

"Sanayide verimlilik teşvik edilmeli. Merkez Bankası ve kurumların yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Liyakatli insanlar iş başına getirilmeli, güven ortamını oluşturulmalı. Güven arttırılmalı ve büyümeye öncelik verilmelidir." 

Şenol Babuşçu.jpeg
Şenol Babuşçu / Independent Türkçe



"Bankalardaki döviz mevduatlarının payı rekor seviyeye ulaştı"

Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu da "yeni ekonomik modele" itiraz ediyor.

İktidarın 19 yılda farklı ekonomik modeller uygulamadığını, gerektiğinde faizi bile yükseltme kararına imza atıldığını dile getiren Babuşçu, düşük faiz, yüksek kur uygulamasının halkı fakirleştirdiğini, Türk Lirası'nı ise çok fazla değersizleştirdiğini söyledi. 

Bankalardaki döviz mevduatlarının payı rekor seviye ulaştığını ifade eden Babuşçu, Merkez Bankası'nın faiz konusunda nasıl bir tavır takınacağı konusunda bir öngörüde bulunmanın artık zorlaştığını vurguladı.

Babuşçu, "Merkez Bankası'nın uyguladığı faiz politikası ile mevcut enflasyon oranına bakıldığında vadeli mevduatta para tutanlar (Ayşe teyze, Ahmet amca) kendi cepleri yerine kredi kullanan kişi ve şirketlerin (holdinglerin) ceplerini doldurmaktadır" diyerek bu gidişle halkın daha da fakirleşeceğini vurguladı. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU