Yeni araştırma: Kadınlar en fazla yaratıcılığı en doğurgan oldukları dönem sergiliyor

Doğurganlığın en yüksek noktaya çıkması ve yaratıcılık potansiyeli arasındaki pozitif bağlantı, kadınların regl döngülerini kendi çıkarına kullanmayı öğrenmelerini sağlayabilir

Araştırmacılar elde edilen verilerin avantaj yaratacak şekilde kullanılabileceğini belirtiyor (Unsplash)

Yeni bir çalışma kadınların en yaratıcı performanslarını ovülasyon (yumurtlama) döngüsünün en doğurgan aşamasında sergileme eğiliminde olduğunu öne sürüyor.

Araştırmacılar, kadınların yaratıcı potansiyelinin hamile kalma ihtimalinin en yüksek olduğu dönemde arttığını saptadı. Bu da inovasyonun, bebek isteyen çiftler için bir gösterge olabileceğine işaret edebilir.

Varşova'daki SWPS Sosyal ve Beşeri Bilimler Üniversitesi'nde çalışan araştırma ekibi, 18 ve 35 yaşları arasındaki 750'den fazla kadın için yaratıcı düşünme görevleri belirledi.

Araştırmacılar şöyle yazdı:

Gebe kalma ihtimali ne kadar yüksekse o kadar fazla orijinal fikirler üretildi.

Ayrıca bu fikirler daha çeşitliydi ve bakış açısındaki değişiklikler daha fazlaydı. 

Ortalama olarak ovülasyon, bir kadının regl başlangıcından yaklaşık iki hafta önce gerçekleşerek kadınların gebe kalma ihtimalinin en yüksek olduğu "optimal doğurganlık penceresinin" başladığının sinyalini verir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Araştırmacılar doğurganlığın en yüksek noktaya ulaşması ve yaratıcı potansiyel arasındaki pozitif korelasyonun bir "uyarlanır işlev" olabileceğini savunuyor. Bu, insanların muhtemel bir eşi cezbetmek için kur yaparken yaratıcılığı kullanmak üzere evrimleştiği anlamına geliyor.

Kadınların muhtemel partnerleri için uygun olduklarının bir işareti olarak yaratıcılık ve zekayı kullandıklarını ilk kez 2000'de Geoffrey Miller adlı bir bilim insanı teorileştirmişti.

Yeni çalışmanın ortak yazarları Katarzyna Galasinska ve Aleksandra Szymkow, kadınların yaratıcılık puanlarının ovülasyon döngüleriyle uyumlu olup olmadığını görmek için bu ilk bulguları tekrarlamayı amaçladı.

Galasinska ve Szymkow, kadınların ovülasyon döneminde davranışsal, fiziksel ve bilişsel değişiklikler sergilediğini gösteren önceki çalışmalara da işaret etti. Bu değişikliklere örnek olarak; doğurganlığın zirvesindeyken kadınların "gözleri parlıyor ve yanakları kızarıyor" ve "çiftleşme davranışlarına katılmaya" daha istekli oluyorlar.

Dr. Galasinska şunları söyledi:

Kadınlar gebe kalma zamanı geldiğinde bilinçsizce farklı davranmaya başlayacak şekilde evrimleşti.

Cinsel hormonlar ruh halini bir nevi yükseltir ve olumlu ruh hali, düşünmenin esnekliğini etkiler.

Kadınlar kendilerini daha cesur ve güçlü de hissediyor, bu nedenle ovülasyona yakın dönemde bazen riskli durumlara giriyorlar.

Dr. Galasinska, "Yaratıcı olmak için biraz risk almamız gerekir çünkü yaratıcılık, kalıpları ve psikolojik engelleri aşmayı gerektirir" diye ekledi.

International Journal of Environmental Research and Public Health isimli bilimsel yayında yayımlanan çalışmanın bulguları, regl döngülerini kendi çıkarına nasıl kullanacaklarını öğrenmek isteyen kadınlara yardımcı olabilir.

Dr. Galasinska kadınların "östrojen artığında (ve düşmeden önce) fizyolojik süreçlerin dost olduğunun ve kendilerini yüksek tuttuğunun" farkında olması gerektiğini ekledi.

Araştırmacı, "Belki de gelişim odaklı projelere katılımla ilgili en önemli konuları düzenlemenin ya da sadece bir şeyler yaratmanın zamanı gelmiştir" diye belirtti. 

Bu nedenle döngünün kalan süresi yapılanların değerlendirilmesi ve yapılanlara eleştirel bakış için daha iyi görünüyor.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/life-style

Independent Türkçe için çeviren: Onur Bayrakçeken

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU