Uzmanlardan ebeveynlere 'sharenting' uyarısı: Çocuklarınızı koruyun

Sosyal medyada paylaşılan çocuk görselleri için pedofili tehlikesi uyarısı yapan uzmanlar, "Devlet, sosyal medyadaki ebeveyn paylaşımlarını izlemeli ve gerekirse çocuk korunmalı" diyor

Görsel: Pinterest

Ebeveynlerin sosyal medyada çocuklarına dair görsel ya da bilgi paylaşmasına sharenting deniyor.

İngilizce share ve parenting sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu yeni kavram, özellikle pedagoji ve psikoloji uzmanları tarafından hem çocuk hakkı ihlali hem de ceza gerektiren bir suç olduğunu savunuyor.

Dünyanın pek çok ülkesinde 'StopSharenting' kampanyaları düzenleniyor ve aileler bu konuda ciddi bir şekilde uyarılıyor.

Sharenting, Türkiye'de önemli bir sorun olmaya doğru gidiyor. Çünkü anne ve babalar çocuklarının bilgilerini, fotoğraflarını ve videolarını olası riskleri düşünmeden yaygın bir şekilde paylaşıyor.

Türkiye'de sosyal medyanın kullanımının her geçen gün artması da bu riskleri artırıyor.

Facebook'un kendi istatistiklerine göre, Türkiye'de 37 milyon aktif Facebook kullanıcı sayısıyla, dünyanın ilk 10 ülkesi arasında. Instagram kullanıcısı sayısı ise 38 milyonu aşmış durumda.

Türkiye'de sadece sosyal medya kullanımı değil, sosyal medyada çevrimiçi olma özelliği de sürekli bir büyüme eğilimi gösteriyor.

Önceki yıla göre internet kullanımı yedi saate, aktif sosyal medya kullanım oranı yüzde 81'e yükselmiş durumda. 

Bu artış beraberinde, ebeveynlerin sosyal medya kullanım oranlarını da getirdi.

Türkiye'de yürütülen bir araştırmaya göre ise ebeveynlerin yüzde 68'i çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaşıyor.

Üstelik bu fotoğraflar herkese açık bir şekilde paylaşılıyor. Bu araştırmaya göre ebeveynler hem sosyal destek hem de çocuk büyütme sürecinde yaşanan yalnızlaşma nedeniyle, çocuklarının fotoğraflarını paylaşıyor.

Ayrıca ebeveynler kendilerinin iyi birer anne-baba olduklarını kanıtlamak, toplumsal onay almak için de çocuklarının fotoğraflarını paylaştığı belirtiliyor. 
 

 

"Sosyal medya, çocuk istismarcılığının rahat olarak yapıldığı bir yer haline geldi"

Sharenting ile ilgili araştırma yapan Ordu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden Dr. Şule Baştemur; çocukların fotoğraflarının sıklıkla paylaşılmasının çocukları kötü niyetli kişilere ve davranışlara karşı savunmasız hale getirdiğini söylüyor.

Baştemur, araştırmasında bu konuya şöyle dikkat çekiyor:

Pedofili bireyler için açık bir fotoğraf pazarı haline gelen sosyal medya, çocuk istismarcılığının rahat olarak yapıldığı bir yer haline gelmiştir.

Çocuk teşhirciliği yapan pedofili sitelerinde kullanılan fotoğrafların çoğunluğu sosyal paylaşım sitelerinden izinsiz olarak alınan ve kullanılan fotoğraflardır.

Bununla beraber çocukların fotoğrafları çeşitli eşyaların üstüne izinsiz olarak kopyalanıp basılarak satılabilmektedir.

Benzer şekilde ebeveynlerin paylaştıkları fotoğraflar başka bireyler tarafından kopyalanarak, çocuk kendi çocuklarıymış gibi davranmaları ile de sonuçlanabilmektedir. Bu duruma da 'dijital çocuk kaçırma' denilmektedir.

 

şule baştemur.jpeg
Dr. Şule Baştemur

 

"Çocuğu kanunlarla da korumak gerekmektedir"

Çocukların fotoğraflarının paylaşılmasının dışarıdan gelecek tehlikelere karşı çocuğu savunmasız bırakmasının yanı sıra; çocuğun kendi benliği için de zararlı olduğunu belirten Baştemur, şu vurguyu yapıyor:

Çocuğun dijital ayak izleri ebeveynler tarafından oluşturulduğu için, bu durum çocuğun özel hayatı ve kimliği açısından çelişkiler yaşamasına neden olabilmektedir.

Örneğin; çocukta bedeni hakkındaki kararların ve sorumlulukların kendisine mi yoksa ebeveynlerine mi ait olduğu ikilemi kafa karışıklığı yaratabilir. Bu durumun ise uzun vadede farklı ruhsal sorunlara yol açabileceği düşünülmektedir.

Bu noktada ebeveynlerin bilinçlenmesi yeterli olmayabileceği için çocuğu kanunlarla da korumak gerekmektedir.


Ebeveynlerin çocuklarının görsellerini paylaşarak aslında kendi imajlarını oluşturmaya çalıştığını söyleyen Baştemur; bu şekilde toplum önünde iyi bir ebeveyn olduklarını vurgulamaya çalıştıklarını, ancak bu paylaşımların çocuğu nasıl etkileyeceğinin gözden kaçırıldığını vurguluyor.

Yaptıkları araştırmada ebeveynlerin çocukların görsellerini paylaşırken dört temanın dikkat çektiğini belirten Baştemur, bu temaları araştırmasında şöyle sıralamış:

Özel/gizli bilgiler: Bu tema sosyal medyada paylaşılan fotoğrafların farkına varılan ya da varılmayan şekillerde çocuğa dair özel bilgiler içerdiği yönündedir. Ebeveynin çocuğun en sevdiği ve asla hayır diyemeyeceğini belirttiği yiyecekler, çocuğun dünyaya geldiği andaki kilosu, boyu, doktoru gibi bilgiler, çocuğun gittiği okulun logosu önündeki fotoğrafları bu temanın öne çıkmasını sağlamıştır. 

Özel kıyafetler: Özel kıyafet sınırlaması olarak çocuğun atlet, külot, bikini, bez, bornoz gibi kıyafetleri sayılmaktadır. Bu fotoğraflar ebeveyn tarafından sansürlenmeden paylaşılmıştır. 

Duygusal anlar: Fotoğraflarda sıklıkla öne çıkan duygu mutluluk olmakla birlikte, çocuğun ağladığı, öfkelendiği, kızgın olduğu fotoğraflar da paylaşılmaktadır. 

Ticari amaçlar: Çocuğun sevdiği gıdalar, kıyafetler, mekanlar sıklıkla tanıtım ifadeleri içeren şekillerde fotoğraflarda yer almaktadır. Bu şekilde de maddi gelir ya da ücretsiz ürün temini yapılmaktadır.


Ebeveynlerin çocuklarına bu şekilde zarar verebileceğini asla akıldan çıkarmamaları gerektiğini belirten Dr. Baştemur; buna dair de şu yorumu yapıyor:

Özellikle çocuğun biraz daha büyüdüğünde görünce utanacağı fotoğraflar çocukta duygusal zararlara neden olabilmektedir.

Literatürde 'internet child shaming' olarak tanımlanan ve Türkçeye 'internette çocuk utandırma' şeklinde çevirisi uygun görülmüş olan bu uygulamada ebeveynler genellikle çocuklarını cezalandırmak için, çoğu kez çocuğun gördüğünde utanacağı ya da aşağılanmış hissedeceği görüntüleri sosyal medyada yayımlamaktadır.


Öte yandan ebeveynlerin çocuklarının fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak ticari kâr elde etmeye çalışmalarının da bir çeşit çocuk istismarı olarak kabul edildiğini belirten Baştemur; celebrity annelerin varlığına dikkat çekiyor:

Sharenting kavramı ile paralel olarak, bu ebeveynler kendi çocuklarının fotoğraflarından da benzer şekilde kazanç elde etmeye çalışmakta, böylece 'micro-celebrity kids' kavramı ön plana çıkmaktadır.

Bu çocukların görselleri sıklıkla ebeveynleri tarafından ticari amaçlarla paylaşılmakta, çocuklar bu fotoğraflarda ebeveynlerinin yaptıkları anlaşmaların karşılığı olarak bir ürünün reklamını yapmaktadır.

 

Dr Şule Baştemur.jpg
Dr. Şule Baştemur

 

"Ebeveynler çocuklarının fotoğraflarını paylaşacakları zaman çocuklarının izinlerini almalı"

Çocukların fotoğraflarının paylaşılmasıyla oluşan bir başka risk ise, çocuğun dijital ayak izini oluşturmak.

Daha dünyaya bile gelmeden anne karnındaki fotoğrafı paylaşılan çocuk dünyaya gelip büyüdüğünde kendi özel hayatı hakkında ne kadar söz sahibi olacağı konusunda kafa karışıklığı yaşayabileceğini söyleyen Baştemur; bu sebeple ebeveynlerin sosyal medyada paylaşım yaparken bazı kurallara dikkat etmesi gerektiğini vurguluyor:

Ebeveynler, çocukları hakkında paylaşım yaparken arkadaş listesini ve paylaşımın herkese açık olup olmadığını göz önüne alarak hareket etmelidir.

Pedofili olan bireylerin çocuk fotoğraflarına bakış açıları art niyetli olabileceğinden çocuğun deniz, havuz, park gibi ortamlarda çekilen fotoğrafların paylaşımına dikkat edilmelidir.

Çocukların olduğu paylaşımlarda konum bilgileri belirtilmemelidir. Bunun yanında çocuğun kimlik bilgilerinin görüneceği paylaşımlar yapılmamalıdır.

Çocukların fotoğrafları paylaşılırken onların da ayrı bir birey olduğu unutulmamalıdır. Bu paylaşımları algılamaya başladıklarında ve büyüdüklerinde ne hissedecekleri düşünülerek paylaşımlarda bulunulmalıdır.


"Ayrıca, ebeveynlerin kullandıkları sosyal medya hesaplarından gizlilik ayarlarını yaparak kontrolü kendileri sağlamaları gerekmektedir. Böylece paylaşımların kimlere yönelik olacağı sınırlandırılmaktadır" diyen Baştemur, "Son olarak, anne ve babalar çocuklarının fotoğraflarını paylaşacakları zaman çocuklarının da izinlerini almaları gerekmektedir. Bu izin her ne kadar çocuğun yaşı nedeniyle geçerli olmasa da bu yolla çocuğun benlik gelişimine katkıda bulunularak çocuğun fikirlerinin önemsendiği hissettirilir" şeklinde sözlerini sonlandırıyor.
 

 

"Ha çocuğunuzu sokakta dilendirmişsiniz ha bunu yapmışsınız fark yok"

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Doç. Dr. Veysi Çeri, ebeveynlerin çocukların görüntülerini sosyal medyada paylaşma ihtiyacını Maslov'in İhtiyaçlar Teorisi ile açıklıyor ve bunun 'kabul görme ve sevilme ihtiyacının' sonucu olduğunu söylüyor.

Batman Üniversitesi'nde dersler veren ve bir yandan da Antalya'daki kliniğinde hasta kabul eden Doç. Dr. Çeri; insanların kabul görme ihtiyacını çeşitli yollarla doyurmak istemesinin normal olduğunu, ancak görünür olmak için çocukların öne sürülmesinin kabul edilemez olduğunu savunuyor.

Pek çok kişinin Instagram hesaplarının baştan aşağı çocuk fotoğraflarıyla dolu olduğunu, bunun çocuğun mahremiyetin ihlal eden bir duruma dönüştüğünü vurgulayan Dr. Çeri, "Bu paylaşımların çocuğun bedeni üstünden ve onun onayı olmadan yapılması sıkıntılı" diyor.
 

doc.dr veysi ceri.jpg
Doç. Dr. Veysi Çeri

 

Kimi ebeveynlerin ilgi çekme ihtiyacını çocuk üzerinden karışlamasının, ilgi çekme isteğini bu yönden tatmin etmesinin çocuğun duygusal açıdan ihmali anlamına geldiğine belirten Çeri; sözlerini şöyle sürdürüyor:

Bunun yanı sıra özellikle YouTube'de çocukların saatlerce çalıştırıldığı çok açık olan videolar var. Bazıları 100 bölüme dayanmış durumda. Bu çekimlere ayrılan zaman hem çocuğun zamanını harcamak hem onları arkadaşlarından uzaklaştırma, sosyal çevresinden soyutlama gibi pek çok sonuç doğuruyor.


Doç. Dr. Veysi Çeri, gerek Instagram'da gerekse YouTube'da çocuk görüntüleri üzerinden ürün pazarlanması yoluyla kazanç elde edilmesini ise "Ha çocuğunuzu sokakta dilendirmişsiniz ha bunu yapmışsınız fark yok" yorumuyla sert bir şekilde eleştiriyor.

Mecralar farklı olsa bile çocuk üzerinden para kazanılmasının kabul edilemez, hatta ihmalden öte istismar olduğunu savunan Çeri; bunun gibi birkaç vakayı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bildirdiğini de vurguluyor.


"Çocuk küçük bile olsa onayının alınması öz saygılarını artırır ve bir kontrol duygusu yaratır"

Doç. Dr. Çeri de Şule Baştemur gibi pedofili uyarısı yapıyor. Çocuk fotoğraflarının paylaşılmasının pedofillere malzeme yarattığını, bu türden sapkın insanların herkese açık paylaşılan çocuk fotoğraflarını topladığını ve kendisini böyle tatmin ettiğini hatırlatan Çeri, şu önerileri yapıyor:

Elbette anne babalar çocuklarının fotoğraflarını paylaşabilir. Ama bunu yaparken kesinlikle mahremiyetini ihlal etmeden, örneğin çıplak görüntülerini asla yayımlamadan ve sık sık değil, ara sıra bir dengeyi gözeterek paylaşım yapılabilir.

Paylaşım yaparken çocuk küçük bile olsa onayının alınması da çok önemli, çünkü bu öz saygılarını artırır ve bir kontrol duygusu yaratır. Bu paylaşımların hayatın doğal akışının ötesine geçmemesi, aşırıya kaçmaması gerekir.

Ancak anne babalar çocuklarının fotoğraflarına gösterilen ilgiden, gelen aşırı yorumlardan duygusal olarak yanlış yorumlar yapıyor ve paylaşımlarını artırıyor, halbuki tam tersi kendilerini korumaları gerekir.

 

doc.dr_. veysi ceri2.jpg
Doç. Dr. Veysi Çeri

 

"Anneler bu paylaşımları yaparken çocuklarıyla geçirecekleri kaliteli zamandan çalıyorlar"

Çocukların sosyal medyada bu kadar çok malzeme edilmesinin ileriki yaşlarında ve özellikle ergenlik döneminde önemli sorunlara da yol açabileceği uyarısını yapan Çeri, ergenlik döneminin gerek psikolojik gerekse biyolojik açıdan bir geçmişle muhasebe dönemi olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:

Şimdi bu çocuklar küçük olduğu için ihmal edildiklerini fark etmeyebilirler. Ama mesela bir video çekimi iki saniyelik bir iş değil. Anneler bu çekimleri, paylaşımları yaparken çocuklarıyla geçirecekleri kaliteli zamandan çalıyorlar. Çocuklar ergenlikle birlikte bunları duyumsayabilir, olumsuz ruh hallerine kapılabilir ve aileleriyle çatışma yaşayabilirler.


Sosyal medyada çocuk görsellerinin paylaşılmasıyla ilgili devlet kontrolü ve hukuki yaptırımın şart olduğunu da savunan Doç. Dr. Çeri; "Bu hesaplar mutlaka devlet tarafından takip edilmeli, ilgili bakanlık tarafından uyarılmalı ve hatta gerekirse çocuk hakkında koruma kararı bile verilmesi düşünülmelidir. Çünkü bu altını çizerek söylüyorum, çocuk istismarıdır" diyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU