Birleşik Krallık'ta kadın düşmanlığının nefret suçları yasasına alınması tartışılıyor

Birleşik Krallık Başbakanı Boris Johnson yasa değişikliği önerisine karşı olduğunu belirtiyor

Perşembe düzenlenen protestoda son on yılda polis memurlarının öldürdüğü kadınları temsil etmesi amaçlanan kesik silüetler Londra Polis Teşkilatı'nın önüne konmuştu (AFP)

Kadına şiddet vakalarının arttığı ve adalet sisteminin vakalara yaklaşımının ciddi biçimde eleştirildiği Birleşik Krallık'ta mizojininin (kadın düşmanlığı) nefret suçu sayılarak kanuna girmesi gerekip gerekmediği yönündeki kamuoyu tartışması gündemde. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Söz konusu tartışma Londra'da polis memuru Wayne Couzens'ın, Sarah Everard isimli 33 yaşındaki kadını kaçırıp öldürmesinin ardından alevlendi. Everard'ın öldürülmesinden sonra başlayan tartışmalar polisi ve mahkemeleri bu tür davaları ele alma yaklaşımını değiştirmeye zorluyor. 

Everard'ı zorla alıkoyup tecavüz eden Couzens ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Londra Emniyet Teşkilatı Müdürü Cressida Dick, Everard cinayetinin ardından kamuoyunda polise duyulan güvenin "sarsıldığını" ve "güven bağının zedelendiğini" söylemişti

"Son 4 yılda 2 bin polis cinsel istismarla suçlandı"

Öte yandan Britanyalı basın kuruluşu Times'ta yer alan haberde son 4 yılda 2 bin polisin cinsel istismarla suçlandığı belirtildi. İstismarla itham edilen polislerin bir kısmının tecavüzle de suçlandığı dile getiriliyor. Habere göre cinsel saldırı ve görevi kötüye kullanmakla suçlanan polisler herhangi bir cezayla karşılaşmadı. 

The New York Times'ın haberine göreyse aktivistler, ceza hukuku uzmanları ve muhalefetteki parlamenterler taciz, ev içi şiddet, takip ederek taciz etme gibi suçlar için daha fazla ceza verilmesini sağlamak ve bu tür suçların ciddiyetine işaret etmek amacıyla nefret suçu tanımını genişletme ve mevzuat değişikliği çağrısında bulunuyor. 

Johnson: Yasalar gerektiği gibi uygulanmıyor

Birleşik Krallık hükümeti bahsi geçen çağrılara şu ana kadar olumlu bir yanıt vermiş değil. Başbakan Boris Johnson kadınların maruz kaldığı şiddet vakalarına yönelik yeteri kadar yasa bulunduğunu ancak yasaların gerektiği gibi uygulanmadığını ifade ediyor. 

Muhafazakar Parti'nin geçen hafta düzenlenen yıllık konferansı sırasında verdiği röportajda adalet sisteminin bu tip suçları ele alma biçiminin "işe yaramadığını" kabul etse de Johnson yasanın "kapsamını genişletmenin" polis üzerindeki yükü artıracağını hissettiğini söyledi.

Aile içi şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara destek sağlayan yardım kuruluşu Refuge'un yöneticisi Ruth Davison, Johnson'ın konuyla alakalı çıkışının ardından şu soruyu soruyor:

Bir sorunun ölçeğini harekete geçmemek için ne zaman bir neden olarak gösterdik?

"Birleşik Krallık'ta her üç günde bir kadın cinayeti yaşanıyor"

Öte yandan aktivistler şiddet vakalarına yönelik verilere dikkat çekiyor. Hükümetin istatistiklerine göre Britanya'da her 4 kadından biri cinsel saldırıya uğruyor. Neredeyse her üç kadından biri de hayatları boyunca aile içi şiddete maruz kalıyor. 

Kadın cinayetlerine yönelik kapsamlı veriler hazırlayan Femicide Census'un verilerine göreyse ülkede ortalama her üç günde bir kadın cinayeti yaşanıyor ve birçok durum aile içi şiddeti içeriyor. 

Şiddet vakalarına dikkat çekmek için geçen hafta protesto düzenleyen Refuge, mizojiniye dayanan suçların nefret suçu olarak değerlendirilmesi için kampanya yürüten birkaç gruptan biri. 

Kampanya yürüten gruplar kadınlara yönelik çoğu şiddet vakasının temelinde kadın düşmanlığının yattığını ve hükümetin bu suçlarla mücadelede yetersiz kaldığını ifade ediyor. 

Kadın hakları savunucuları: Mizojini nefret suçu sayılmalı 

Davison, Refuge'un çabalarının yeni bir suç sınıflandırması oluşturmayı amaçlamadığını belirtiyor. Refuge kadın düşmanlığının nefret suçu olarak tanınmasının adalet sisteminin bu yaygın problemi ele almak için genişletilmiş yetkilere sahip olacağını söylüyor. 

İngiltere ve Galler'de bir saldırının nefret suçu olarak kabul edilmesi için failin; ırk, din, cinsel yönelim, engellilik veya transseksüel kimlik nefretiyle hareket etmiş olduğunun kanıtlanması gerekiyor. Söz konusu sınıflandırmada yer alan kategoriler yargıçların daha ağır cezalar vermesine olanak tanıyor ve polisin bu türden suçları daha ciddi suçlar olarak görmesini sağlıyor. 

Kampanya yürütenler listeye cinsiyetin de eklenmesini talep ediyor. 

İngiltere ve Galler'deki yasaları inceleyen ve bağımsız bir kurul olan Hukuk Komisyonu (The Law Commission) resmi tavsiyesini henüz açıklamamış olsa da değerlendirmenin ilk sonucu olarak cinsiyetin nefret suçu yasası kapsamında alınmasını tavsiye ediyor. 

Johnson ve Britanya hükümeti konuyu yeterince ciddiye almadığını söyleyen muhalifler tarafından son haftalarda sert eleştirilere maruz kaldı. 

 

Independent Türkçe, The New York Times, Times, BBC Türkçe

Derleyen: Esra Güngör

DAHA FAZLA HABER OKU