“Urfa’da soyu tükenmekte olan ceylanlar acımasızca çalınıyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler, çalınan ve kaçak avlanan ceylanları korumak için mücadele veriyor.

Önemli bir hayvan çeşitliliğine sahip olan Şanlıurfa bozkırlarında ceylanlar, Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahasında ve çevresinde yaşamını sürdürüyor.

15 bin hektarlık ceylan üretme istasyonunda, yabani ceylanlar üretiliyor.  Gazella marica türündeki Ova ceylanı sadece Urfa’da yaşıyor.

Nesli tükenme tehlikesi altında olduğu için koruma altına alınan ve bu sayede sayıları artan bu ceylanlardan ortalama 50’si her yıl doğaya salınıyor.

9-12 yaşına kadar yaşayan ceylanlar yılda bir kez çoğalıyor. Yaklaşık 250 ceylandan dişi olanların boynuzu olmazken, erkek ceylanların 42 santimetreye kadar boynuzları uzuyor.

 

Yabani bir tür olan bu ceylanların soyunun tükenmemesi için Doğa Koruma ve Milli Parklar Şanlıurfa Bölge Müdürlüğü ekiplerinin büyük mücadele verdiğini belirten Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Türkiye’nin Bozkır Ekosistemlerinin Korunması ve Sürdürülebilir Yönetimi Projesi Koordinatörü Dr. Nihan Yenilmez Arpa, “Urfa’da soyu tükenmekte olan ceylanlar acımasızca çalınıyor” uyarısında bulunuyor.

“Ceylanlar büyük kentlerde kimi evlerin bahçelerine süs olarak götürülüyor”

Ceylan yavrularının, özellikle büyük kentlerde kimi evlerin bahçelerine süs olarak götürülerek hem yavrunun hem de annenin hayatının tehlikeye atıldığını belirten Arpa, “Özverili çalışan ekiplere köylüler ve gönüllüler de destek oluyor. Ceylan yavruları annesinin yanında varlığını sürdürebilir. Ceylanların yeri bozkırlardır, evlerin bahçeleri olmamalı” diyor.

Ceylanlara yönelik tehditlerin sadece yavru kaçırmakla sınırlı kalmadığını vurgulayan Arpa, “Kent alanlarının genişletilmesi, bozkır alanlarının tarım alanına dönüştürülmesi,  madencilik faaliyetleri de ceylanların yaşam alanlarını tehdit ediyor” uyarısında bulunuyor.   

Arpa, Doğa Koruma ve Milli Parklar Şanlıurfa Şube Müdürlüğü Av Koruma ekiplerinin alan içindeki köylüler ve Jandarmanın da katkılarıyla çok boyutlu koruma ve kollama faaliyetleri yürüttüklerini ve ekiplerin özveriyle çalıştığına dikkat çekiyor.

 

“Yavrusu kaçırılan anne ceylan da stres nedeniyle ölüyor”

Sınırlı sayıda bir ekiple ceylanları korumak için mücadele verdiklerini söyleyen Doğa Koruma ve Milli Parklar 3. Bölge Müdürlüğü teknikeri Ziya Atcı, her şeye rağmen gece gündüz demeden kaçak avcı peşinde koştuklarını ancak, halen bu sorun ile başa çıkamadıklarını belirtiyor.

“Nisan ve mayıs aylarında doğum oluyor” diyen Atcı, “Ceylan yavruları kaçırılıyor. Yavrusu kaçırılan anne ceylan, strese giriyor ve bebeğini de emziremediği için kısa bir süre sonra ölüyor” şeklinde bilgi veriyor.

Mücadele etmeleri gereken kaçak avcılar ve yavru ceylan hırsızlarına karşı daha fazla imkan olması gerektiğini vurgulayan Atcı, “Ben işimi çok seviyorum ve gönüllülük benim işimin büyük bir parçası. Gerektiğinde ceylanlarımız zarar görmesin diye, sabah üçte gelen ihbara koşarak gidiyoruz” şeklinde çalışmalarını anlatıyor.

 

“Şanlıurfa bozkırları ceylanlar için yaşam alanı, Kızılkuyu Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ise, son sığınaklarıdır”

 Yeni doğan ceylan yavrularının çalınmaması için gece gündüz nöbet tuttuklarına dikkat çeken tekniker Ünal Tokay ise, hırsızların üretim merkezine özellikle doğum döneminde geldiğini belirtiyor. Tokay, “Ceylan yavruları anne ceylanların yanında güvendedir. Şanlıurfa bozkırları ceylanlar için yaşam alanı, Kızılkuyu Yaban Hayatı geliştirme Sahası ise, son sığınaklarıdır” diye konuşuyor.

 

“Ceylan yavrusu yakalama işini bir çeşit yaşam tarzına dönüştürmüş bir grup insan, her yıl doğum mevsiminde acımasızca bu korunan alandan ceylan yavrularını çalıyor”

Harran Üniversitesi’nden Prof. Dr. Şükrü Gürler, konu ile ilgili şu bilgileri veriyor: “Tüm koruma çalışmalarına karşın ne yazık ki yeni doğan ceylan yavrularının annelerinden, bu sahadan ve hatta hayattan koparılmasına engel olamıyoruz. Ceylan yavrusu yakalama işini bir çeşit yaşam tarzına dönüştürmüş ve bu konuda oldukça da mahir yöntemlere sahip bir grup insan, her yıl doğum mevsiminde acımasızca bu korunan alandan ceylan yavrularını çalıyor. Bunca emekle oluşturulan bu doğal popülasyonun korunması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için ceylan hırsızlığının önlenmesi kritik bir önem taşıyor. Sadece biyolojik bir kaynak değil aynı zamanda tarihi ve kültürel bir öğe de olan ceylanları korumak ve gelecek nesillere aktarmak sadece bu konuda çalışanların değil sorumluluk sahibi herkesin görevi” şeklinde uyarıda bulunuyor. 

 

“Gelin hep beraber koruyalım ve yaşatalım. Ceylanları annesinden ve yaşam alanlarından koparmayalım” diyen Proje Koordinatörü Arpa, tüm kamuoyunun hassas olmasını ve ceylan hırsızlarına bu fırsatın verilmemesi mesajını iletiyor. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU