İnsansız hava araçları küresel politikanın istikrarını sarsıyor: Türk İHA'ları Libya'daki askeri tıkanıklığı da çözmede belirleyici bir rol oynadı

Basit yapıdaki araçlar çatışmaları cazip ve masrafsız hale getiriyor

Nevada'daki Creech Hava Kuvvetleri Üssü'nde, ABD’ye ait bir İHA'nın Mayıs 2016’daki görüntüsü / Fotoğraf: Josh Smith/Reuters

Dünya, İnsansız Hava Araçları (İHA/drone) savaşları çağına girdi. Son beş yılda devletler arasında çıkan dört büyük savaşta -Libya, Dağlık Karabağ, Suriye ve Ukrayna- Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) baskın ve belki de belirleyici bir rol oynadı.

Independent Arabia'nın haberine göre İHA ile ilgili tartışmalarda halen bu araçların Taliban gibi devlet dışı gruplara karşı kullanımına veya ABD ile Çin gibi eşdeğer rakipler arasındaki savaşlardaki potansiyel rollerine odaklanılıyor.


Söz konusu tartışmalar birçok araştırmacının, İHA'ların kısıtlı kullanımı veya devletler arası savaşlarda uygunlukları açısından çok karmaşık ve tehlikeye açık olduğu sonucuna varmasına neden oldu.

Bazı gözlemciler, İHA'ların uluslararası istikrarı bile güçlendirebileceğini savunuyor: Nitekim pilotlu bir uçak yerine bir SİHA düşürülürse, ülkelerin tansiyonu yükseltme olasılığı azalabilir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Ancak gittikçe artan kanıtlar daha endişe verici bir eğilime işaret ediyor. Nitekim ucuz, öldürücü olmayan İHA'lar, bunları zırhlar ve toplar ile birlikte kullanan ordulara gerçek avantajlar sağlıyor.

SİHA'ların boy gösterdiği son dört çatışma, mütevazı araçların bile askeri zaferler elde etmeye ve jeopolitiği (dengeleri) yeniden şekillendirmeye yardımcı olabileceğini ortaya koydu.

SİHA'ların daha fazla ülkenin cephaneliğine katılmasıyla (2015'te sekiz ülke varken bugün sayıları 20'ye çıkmış durumda) yeni aktörler, bu araçların toprakları ele geçirmek veya eski, donmuş çatışmaları (silahların sustuğu, ancak barışın sağlanamadığı bir çatışma) alevlendirmek için sundukları fırsatları değerlendirmeye hazırlanıyorlar.

Bu yüzden hükümetlerin ve analistlerin, söz konusu silahların devletler arası şiddet riskini artırmada oynayabileceği rolü yeniden değerlendirmesi gerekiyor.


Tek kullanımlık filo

Bilim adamları uzun zamandır saldırı silahlarının istikrarı sarstığını savunuyorlar. Çünkü bu tür silahlar, potansiyel hedefleri arasında güvenlik konusunda endişe uyandırırken hücum maliyetlerini de düşürmüş oluyor.

Aslında SİHA'lar bu fikri daha da ileri götürüyor. İHA'lar pilotlu uçaklardan çok daha az maliyetli. Ordular, askerlerini kaybetme korkusu duymadan bu araçları tehlikelerle dolu görevlere gönderebiliyorlar.

Ayrıca İHA'lar ucuz olduğu için ülkeler bunlardan, düşmanlarının savunma güçlerini hızla köşeye sıkıştırmaya yetecek kadar çok sayıda satın alabilir.

Son savaşlarda ordular onlarca İHA kullandılar. Bu orduların, gelecekte çıkabilecek savaşlarda düşman güçlerini karşılık vermeye fırsat bulamadan yok etmek veya zayıflatmak için on binlerce değilse de binlerce İHA konuşlandırmaları olası gözüküyor.


Dolayısıyla ucuz SİHA'lardan vazgeçmektense bunları kullanmayı sürdürmek ağır basıyor. Askeri güçler, ellerinde belirli hedefleri yok etmek için yeterli sayıda olduğu sürece bu İHA'lardan çok sayıda kaybetmeyi göze alabilir.

Her İHA kendi başına savunmasız olsa d bunları toplu halde konuşlandırmak güvende olmalarını sağlar. Bu şekilde toplanmaları, en güçlü savunma güçlerini bile yerle bir edebilir.


Gözlemciler, Azerbaycan'ın yakın zamanda 1940'lardan kalma uzaktan çalıştırılabilen An-2 çift kanatlı uçakları kullandığı Dağlık Karabağ'da izlenen bu taktiği incelediler.

Uçaklar Ermenilerin radar operatörlerini, sistemlerini açmaları için oltaya getirdi. Böylece Ermenilerin uçaklarının yerleri belli oldu ve Azeri pilotlar, İsrail yapımı Harop uçaklarıyla düşman uçaklarını uzaktan imha etmeyi başardı.

Bu sırada Azerbaycan 11 An-2 uçağını kaybetse de yapılan strateji Ermenistan'ın hava savunmasında delikler açılmasını sağladı.

Hükümetlerin, bu silahların devletler arası şiddet riskini artırmada oynayabileceği rolü yeniden düşünmesi gerekiyor.


Son çatışmalardan elde edilen ilk gözlemler, basit SİHA'ların aslında ilk başlarda düşünüldüğünden daha dayanıklı olabileceklerini gösteriyor.

S-300 ve kısa menzilli Pantsir gibi gelişmiş Rus hava savunma sistemleri, Libya, Dağlık Karabağ ve Suriye'de beklenmedik derecede zayıf olduklarını kanıtladılar.

Nitekim SİHA'lar her durumda, daha büyük ve pilotlu uçaklarla mücadele etmek için inşa edilmiş eski sistemlerdeki kapsama boşluklarından yararlanarak radarlardan kaçmayı başardılar.

Bu SİHA'lar Libya ve Suriye'de bazı Rus yapımı Pantsir'leri ve Ermenistan'daki eski hava savunma sistemlerini alt etmeyi başardılar.


Uzun süredir devam eden jeopolitik tıkanıklıkları açmaya çalışan devletler için nispeten ucuz, tek kullanımlık SİHA'ların öne çıkışı cazip bir fırsat sunuyor.

Zira bu tür araçlar, devletlerin başkalarının topraklarını hızla ele geçirmesine, çok kısa bir sürede düşmanlarını yenmelerine ve gelecekte daha büyük yaptırımlarla onları tehdit etmelerine yardımcı olabilir.


Çığır açan araçlar

İHA'lar gerçek savaş alanlarında dengeleri değiştirmeyi başardıkları için gittikçe daha cezbedici bir hal almaya başladılar. Örneğin Türkiye, İHA'ları belli bir etki yaratmak için kullandı.

Geçtiğimiz şubat ayında Suriye'nin kuzeyinde, İdlib kentinin yakınlarındaki 36 Türk askeri Suriye'nin yaptığı hava saldırısında hedef alındı.

Ankara da buna misilleme olarak TB2 İHA'larını kullanarak onlarca tankı, hava savunmasını ve zırhlı aracı imha etti. Bunun sonucunda yüzlerce hatta muhtemelen binlerce Suriye askeri öldürüldü.

Rusya, eli kolu bağlı olan Suriye adına ateşkes istedi. Türk TB2 İHA'ları, Barış Fırtınası Operasyonu sırasında Libya'daki askeri tıkanıklığı da çözmede belirleyici bir rol oynadı.

TB2 İHA'larının ve kara kuvvetlerinin ortak gücü, Libya Ulusal Ordusu (LUO) güçlerini Trablus'un ve Tarhuna'daki kalelerinin dışına püskürtmeyi başardı.


Ancak SİHA'lar tek başına çalışmadı. İnsansız çalışan sistemler, topçu ve uzun menzilli füzeler gibi geleneksel ekipmanlarla birlikte çalıştıkları veya taşınabilen kara birliklerini destekledikleri için güç seviyesini artırıp iki katına çıkarma konusunda daha etkili görülüyor.

Örneğin Azerbaycan, İHA'larını Ermenilerin savunma mevzilerini açığa çıkarıp ardından topçu ve roketatarlardan dolaylı ateşi yönlendirmek için kullandı.

Öyleyse İHA'ların artık geleneksel hava gücünün yerini alabileceğini ve bu ve diğer platformları daha öldürücü hale getirebileceğini söyleyebiliriz.

Esasen İHA'ların savaş alanındaki varlıkları, neredeyse her karar alma düzeyinde hedeflenen tarafın hesaplarını değiştirir.

SİHA'lara yatırım yapan ülkeler, bölgesel çatışmaları yeniden başlatmak için güçlü bir teşvikle karşı karşıya.


Düşmanlarının İHA kullandığını bilen ordular, hava tehdidine karşı korunmak için davranışlarını değiştirmek zorunda kalıyorlar.

Genellikle hem Libya'da hem de Dağlık Karabağ'da hareket eden zırhlı araçlar, havadan görünme derecelerini azaltıp kamufle olmak için tahkim edilmiş yerlerde saklanıyordu.

Bu güçler savunma pozisyonlarını terk edemedikleri için saldırıları koordine edemedi. Böylece düşmanlarının ilerlemelerini engelleyemediler.

LUO ve Ermeni kuvvetleri, savunmasız teşkilatlarını hava savunma sistemleriyle daha iyi bir şekilde entegre ederek koruyabilirlerdi.

Ancak bunu, bu sistemlerin kapsamı ve kullanılabilirlik düzeyi tarafından kısıtlanmaları pahasına gerçekleştirebilirlerdi. Buna ilaveten, sözde güvenli olan arka bölgelerde aniden ortaya çıkan SİHA tehdidi, rezervlerin ve ekipmanların hareketini zorlaştırıyor.

Kısacası, İHA'lar modern savaş taktik tahtasını gerçek zamanlı olarak revize ediyor. Günümüzde nispeten basit araçlar bile bölgesel çatışmalarda güç dengelerini değiştirecek kadar ölümcül ve dayanıklı.

Şaşırtıcı derecede sınırlı yetenekleri ile birlikte İHA'lar, devletlerin savaş meydanında yeni fırsatlar yakalamasına yardımcı olabiliyor.


Saldırı başı çekiyor

SİHA'lar yenilmez değil. Aslında elektronik sinyal karıştırmaya karşı savunmasız, hava üslerine bağlı ve genellikle kötü hava koşulları nedeniyle kalkış yapamayan sınırlı, hatta ilkel cihazlardır.

Sadece orta yükte sevkiyatlar yapabilen TB2 tip İHA'lar, yer kontrol istasyonlarından veya yineleyici istasyonlardan sadece 93 mil uzağa gidebildikleri için kısa bir menzile sahipler.

Azerbaycan'ın tüm başarılarına rağmen, Ermenistan'ın yerden açtığı ateşler sonucu çok sayıda TB2 kaybedildi. Aynısı Libya'da Türkiye ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) oldu.


Analistler, SİHA'ların etkilerini abartma eğilimine direnmeli. Çünkü bu araçlar, çatışmaya sebep olmaktan daha çok bunun mümkün kılıyor ve fırsatlar yaratıyor.

Bununla birlikte gözlemciler, İHA'ların istikrarsızlaştırıcı potansiyelini de gözardı etmemeli. Nitekim basit İHA'lar, devletlerin uzun süredir devam eden çıkmazlardan kurtulmalarına yardımcı oldu.

Ticari sektördeki hızlı yeniliklerle donatılan geleceğin SİHA'ları, muhtemelen daha da etkili olacak. Zira Türkiye, sadece dört hafta önce Dağlık Karabağ'da kullanılan TB2'lerin menzilini genişletmek için şimdiden çalışmalara başladı.

Uçak başına düşen üretim maliyetlerinin düşmesiyle birlikte seri üretilen İHA'lar yakın bir zamanda düşmanın savunma güçlerini köşeye sıkıştırabilecek.

İleride bireysel güçlere sahip İHA'lar, savaş meydanında düşmanın zayıf noktalarından yararlanmak için avcı-imha ekipleri oluşturmak üzere bir araya gelebilir.

Makul fiyatlı ulaşılabilir bu gibi teknolojilerin varlığıyla liderler, özellikle kurdukları üstünlüklerin geçici olduğunu düşünüyorlarsa donmuş savaşları yeniden alevlendirme ve hatta yenilerini çıkarma cazibesine direnmekte zorlanabilirler.


Şimdiden bazı ülkeler İHA'ları engelleyen sistemlere yatırım yapmaya başladı. Ancak bu teknolojiler henüz emekleme aşamasında.

Zira savunma arayı kapatmaya çalışırken, hücüm neredeyse hedefine ulaşmış oluyor. En azından yakın bir zaman için kısa menzilli ve düşük seviyeli hava savunma sistemlerindeki boşlukları kapatmak zor olacak.

Ayrıca saldırı teknolojisi daha ucuz: Rus yapımı S-400 Triumpf füze savunma sistemi 300 milyon dolar ve Pantsir sistemi ise yaklaşık 14 milyon dolar ediyor.

Buna karşılık bir TB2'nin fiyatı sadece 5 milyon dolar. Dağlık Karabağ'da kullanılan ve arkasında yıkıcı bir etki bırakan MAM-L füzesinin fiyatının ise sadece 100 bin dolar olduğu belirtiliyor.

Dikkat edilmesi gereken husus şu ki, eski ve pahalı savunma sistemlerine güvenen ülkeler, kendilerini ordularını koruyamaz veya savaş zamanında kayıplarını telafi edemez bir halde bulabilir.

Nitekim savunma sistemleri İHA tabanlı karşı önlemlere geçinceye kadar, bu külfetli sistemlerin koruyuculuğunu sürdürememesi muhtemel.


SİHA'lara yatırım yapan ülkeler, yatışmış bölgesel çatışmaları yeniden körüklemek veya donma noktasına ulaşmış çatışmalarda yeni ganimetler aramak için güçlü bir dürtü ile karşı karşıya kalacaklar.

Ürkütücü bir şekilde, SİHA'ları olacağı tahmin edilen bir sonraki 10 ülkeden dokuzu, uzun süredir devam eden bölgesel çatışmalarda veya iç savaşlarda saplanıp kaldı.

Uluslararası sistem yakında SİHA'ların yaygınlaşmasının körükleyeceği yeni bir çatışma turuyla karşı karşıya kalabilir.

 

 

* Jason Lyall: Dartmouth Koleji'nde James Wright Ulusötesi Çalışmalar Merkezi Başkanı ve "Bölünmüş Ordular: Modern Savaşta Eşitsizlik ve Savaş Meydanı Performansı" (Divided Armies: Inequality and Battlefield Performance in Modern War) adlı kitabın yazarı.

*Bu makale Foreign Affairs dergisinin Aralık 2020 sayısında yayımlandı ve Independent Arabia'dan çevrildi.

Independent Türkçe için çeviren: Esma Gül Kar

Independent Arabia

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU