Yangın bölgesinde çay dağıtılması tartışılmaya devam ediyor… Prof. Dr. Nalçaoğlu: İzah edilir tarafı yok, telafisi uzun sürer

Üzerinden zaman geçmesine rağmen birçok kişi, yangın bölgesinde "çay dağıtımının" nedenini merak ediyor. Cumhurbaşkanlığı'ndan bir açıklama yapılmadı. Sel ve yangın gibi doğal afetlerde halka "çay fırlatma" bir iletişim stratejisi mi?

"Bir cumhurbaşkanının iyi günde, kötü günde insanlara çay atmasının bir subliminal mesajı var mı gerçekten, merak ediyorum... Belki nedenini bilsek bu kadar sinir bozucu olmaz. Sahi neden?"

Tıpkı Prof. Deniz Ülke Arıboğan gibi birçok kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önce Karadeniz'deki sel felaketinde geçen günlerde de yangının devam ettiği Manavgat'ta insanlara çay atmasını sorguluyor.

Sosyal medyada bu durum çok tartışıldı, tartışılmaya da devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çay atmasının üzerinden günler geçmesine rağmen hala tartışma bitmiş değil.

Ancak bugün kadar Cumhurbaşkanlığı'ndan bu konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Geçmişte Erdoğan'a yol arkadaşlığı yapmış sonrasında ise ayrılmış olanlar da eleştiride bulundu. Ama onların eleştirilerine AK Parti, pek bir önem vermiyor. Çünkü artık "trenden inen hainler" olarak görülüyorlar. 

Bir dönem Erdoğan'a danışmanlık yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, kaleme aldığı yazıda çay atmanın "antipatik" olduğunu belirtirken Deniz Ülkü Arıboğan'ın merakını şu sözlerle gidermeye çalıştı: "Otobüs üstünde ‘Çaylar Cumhurbaşkanı'ndan' fotoğrafı, bu duygunun verilmek istenmesiyle ilgili olabilir. Bulabildiğim tek subliminal yanı bu." 

"Israr sevimsizleştiriyor" 

Beki'nin, şu ifadeleri dikkati çekti: 

"Cumhurbaşkanı afet ayırmadan depremde, selde, salgında, yangında felaketzedelere ısrarla çay atmaya devam ediyor. Demek ki bu ikram, adetten değil. Israr, sevimsizleştiriyor. Otobüsten kalabalığa çay paketi fırlatma görüntüsü, zaten antipatik. Yangınzedelere fırlatınca uygunsuzluktan sinir de bozucu. ‘İkram var dövmekten beter' diye kimse uyarmıyor mu? Bir sırrı, hikmeti olmalı bu ısrarın... Uçan ekonomi anlatısı, inandırıcılıkta uçan halı masalı ile yarışıyor. Israra binaen hadi üstüne bir keyif çayı içilirdi de...Tadı fena kaçtı, duyurulur." 

erdogan-giresun-mitingi-1280x720.jpeg
Cumhurbaşkanı Erdoğan çay dağıtırken / Fotoğraf: AA 


Yazar Beki de tespitlerini sıralarken sormadan da edemiyor: Kimse uyarmıyor mu? Bir sırrı, hikmeti olmalı bu ısrarın."

Bir sırrı ve hikmeti olup olmadığı, Erdoğan cephesinden bir cevap gelene kadar merak oluşturmaya devam edecek. 

Bu konuda siyasal iletişimcilerin bile cevabını aradıkları sorular var. 

Toplumun büyük kesim tarafından tepki çekmesine rağmen niçin "keyif çayı" dağıtımında ısrar ediliyor? 

Bunun, Erdoğan'a siyasal olarak bir getirisi var mı? 

"Bir strateji olamaz" 

İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu'na göre olay bir "iletişim kazası" olabilir. 

Prof. Dr. Nalçaoğlu, salgın, sel, yangın veya başka bir doğal afet sırasındaki ziyarette insanlara çay dağıtılmasının bırakın doğru-yanlışı asla bir strateji olmayacağı görüşünde. 

Afet bölgesinde çay dağıtılacağının önceden planlanmasının kimsenin aklına gelmeyeceğini, anlık bir kararla bunun hayata geçirilmiş olabileceğini tahmin ettiğini söyleyen Nalçaoğlu, "Bu bir planın uygulaması değildir. Bir hata yapıldığını düşünüyorum. Çok ciddi bir iletişim kazası. Sonuçlarının da görüldüğünü fikrindeyim" dedi. 

"Bunun izah edilebilir bir tarafı yok"

Meselenin çokça tartışılmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı'ndan bir tepki gelmemesinin ‘iletişim kazasının mesajı alındı' şeklinde yorumlanabileceğini vurgulayan Nalçaoğlu, "Bunun izah edilebilir bir tarafı yok. Bu tür iletişim kazalarının telafisi uzun vadeli oluyor. Bunun yarattığı olumsuz havanın dağılması beklenecektir. Olayın unutulması için daha pozitif mesajlar verilmesi gerekiyor" diye konuştu. 

"Yer zaman ve mekan uygun olmadı" 

"Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın sürdürdüğünü varsaydığım politikanın yangın bölgesinde hayata geçirilmemesi gerekirdi" diyen Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, "Bunun başarılı ya da başarısız bulunup bulunmadığı ölçülebilirliğine bağlıdır. Dışarıdan bakıldığında kesinlikle sempatik değil. Felakete uğramış kitleye sanki teselli mükâfatı gibi küçük hediyeleri dağıtılması doğru değil. Burada, yer zaman ve mekan uygun olmadı. Bu bir hasar veya olumsuz bir algı yarattı mı? Bunun tespitinin araştırma şirketleri tarafından ölçülmesi gerekiyor. Bunlar üzerinden konuşmak için daha doğru olur." 
 

cumhrubaskanı-erdogan-ın-baslattıgı-keyıf-cayında-carpıcı-detay.png
Cumhurbaşkanı Erdoğan, birçok defa halka çay dağıttı / Fotoğraf: Sözcü gazetesi


"Ben önermezdim" 

Prof. Dr. Haluk Şahin ise bu konuda akademisyen değil de bir vatandaş olarak yorum yapmayı tercih etti. 

Şahin, siyasilerin kitlelere karşı farklı düşüncelerle değişik tutumlar sergileyebildiklerini bunun da kendi tercihleri olduğunu ifade ederek, "Erdoğan'ın danışmanı olsaydım asla böyle bir şeyi önermezdim" ifadelerini kullandı. 

AK Parti'ye yakın siyasal iletişimciler ve iletişim fakültelerinden ders veren birçok öğretim üyesi bu konuda açıklama yapmaktan çekindi. 

Görüşlerine başvurmak için aradığımız bazı iletişimciler, "Bu seferlik beni mazur görün lütfen" diyerek görüş beyan etmek istemedi. 

headline.jpeg
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim çalışmaları sırasında korumasının yardımıyla çay dağıttı / Fotoğraf: AA 

"Hangi akla hizmettir" 

AK Parti cephesinde net tavır koyan ise Mehmet Metiner oldu. 

Yeni Şafak'taki yazısında "Reise çay attırmak neyin nesi, hangi akla hizmettir?" diye soran Metiner, içlerinden birilerinin negatif propaganda üretimi için ne lazımsa yaptıklarını belirtti. 

Metiner, şunları kaydetti: 

"Allah aşkına her birimizin yüreğinin cayır cayır yandığı bu günlerde seçim meydanlarındaymışız gibi Reis'e otobüsün üstünden çay paketleri attırmak da neyin nesidir, hangi akla hizmettir? Artık seçim zamanlarında bile yapılmaması gereken bu tür bir olayın yangın günlerinde yapılabiliyor olması hepimizi derinden yaralamıştır, biline! Dilerim ki bu ve buna benzer yanlışlıklar, Reis'i gereksiz yere polemik konusu yapan bu tür davranışlar artık bir son bulur. Yeri gelmişken belirtmezsem olmaz: Millet yangın günlerinde kendi vekillerini, özellikle de iktidar vekillerini yanı başında görmek ister. Keşke vekil arkadaşlardan biri Marmaris'te Cumhurbaşkanı'nı karşılamak yerine Bodrum'daki yangın mahallinde bulunmuş olsaydı diyorum."
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU