CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, Kovid-19 sürecinde eğitimin, önlemler alınarak devam etmesi gerektiğini belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı'na ek bir bütçe verilmesini istedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Gençler mutlu değil"
Karabıyık, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, geleceğin emanet edildiği gençlerin, eğitim ve sınav sistemi nedeniyle mutlu ve umutlu olmadığını söyledi.
"Peki gençlerimiz neden mutsuz?" diyen Karabıyık şu şekilde konuştu:
"Geçtiğimiz 19 yılda, hiçbir öğrenci başladığı sistemle ve müfredatla mezun olamadı Gençlerimiz rayına oturmayan eğitim sistemi ve sınav sistemi nedeniyle mutsuz. Üniversiteyi farklı bir şehirde kazanan gençlerimiz yurt sorunu nedeniyle mutsuz. Üniversiteyi bitiren gençlerimiz iş bulma ümitlerini günden güne kaybettikleri için mutsuz. Ata’mızın söylediği gibi, geleceğin aydınlığına gençler ile kavuşacağız; ancak AKP iktidarında hatalı eğitim politikaları nedeniyle gençlerimiz iyi bir “bugünü” yaşamıyor. Peki gelecekleri nasıl olacak?"
"Akademik özgürlükte 175 ülke arasında 170. Sıradayız"
Son yıllarda akademik özgürlükleri en fazla azalan 6 ülke arasında Türkiye’nin de olduğunu kaydeden Karabıkyık, "AKP iktidarında hiçbir dönemde çok yüksek olmayan Türkiye’deki akademik özgürlükler, 2020 yılı itibariyle hızla düşmüş oldu. Türkiye maalesef, 2020 yılında en düşük not olan "E" alan ülkeler arasında. Dünyadaki en yüksek akademik özgürlük endeksinin 100 üzerinden 97,2 olduğu sıralamada Türkiye 100 üzerinden 6,4 ile net bir şekilde sınıfta kaldı. Akademik özgürlükte 175 ülke arasında 170. sıradayız. Ve bu olumsuz tablo, üniversitelerin başarısına da ciddi şekilde yansıyor" diye konuştu.
LGS sonuçları
LGS sonuçlarını değerlendiren Karabıyık, sonuçların, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin gittikçe kötüleştiğini gösterdiğini savundu.
4+4 eğitim sisteminin öğrencilerin başarısını olumsuz etkilediğini ileri süren Karabıyık, "Eğitimde fırsat eşitsizliğinin ardından gelen pandemi sürecinde fırsat eşitsizliğinin daha da derinleşmesi, eğitim sürecinde kanayan bir yara haline geldi ve sınav sistemine de yansıdı. LGS sınav sonuçlarını incelediğimizde görülen öyle büyük bir makas var ki eğitime erişebilen, kaliteli erişebilen, erişemeyen veya kaliteli erişemeyen öğrenciler arasındaki farkı çok net gözler önüne seriyor" diye konuştu.
"MEB’e ek bütçe verilmedi"
Okulların eylülde açılacağına işaret eden Karabıyık, salgın sürecinin eğitim sistemi üzerine olumsuz etkilerini azaltmanın yolunun, öncelikle milli eğitim sistemini iyi yönetebilmek ve yeterli kaynağı ayırabilmek olduğunu söyledi. Karabıyık, "Peki bizde öyle mi oldu? Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi hep yetersizdi, söyledik, 'ek bütçe' dedik verilmedi" dedi.
"Tam bir ticarethane görünümünde olan üniversiteler de var"
Karabıyık, Türkiye'de 77 vakıf üniversitesinin bulunduğunu, bu üniversitelerin sayılarının her geçen gün arttığını vurgulayarak, "Gerçek bir eğitim kurumu olarak eğitim veren üniversiteler de var ama bir eğitim kurumundan ziyade, ticarethaneye dönüşmüş, adı sadece Vakıf Üniversitesi olan maalesef kurumlar da var" ifadesini kullandı.
Bu üniversitelerle ilgili değerlendirmelerin yer aldığı Yükseköğretim Kurulu'nun "Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2021" raporuna ilişkin verileri paylaşan Lale Karabıyık, raporda, sayıları yüzde 250 artmış olsa da birçok vakıf üniversitesinin, "tabela üniversitesi" olmaktan öteye gidemediğinin gözler önüne serildiğini iddia etti.
CHP'li Karabıyık, YÖK'ün Vakıf Üniversiteleri raporundan şu bilgileri paylaştı:
- Öğrenci sayılarına bakıldığında, 37 bin öğrencisi olan vakıf üniversitesi olduğu gibi, yalnızca birkaç yüz öğrencinin eğitim aldığı üniversitelerin olduğunu da görüyoruz.
- Bazı vakıf üniversitelerinin öğrenci başına düşen açık alanı 310 m2’ye ulaşırken, kimi üniversitelerde öğrenci başına 1 metrekareden az açık alan düştüğü görülüyor.
- Kütüphane alanı ve öğrenci başına düşen kitap sayısına bakıldığında ise; öğrenci başına 5,9 m2 kütüphane alanı ve 48 kitap imkanı olan üniversiteler varken, bazı üniversitelerde öğrenci başına 1 kitap düştüğü, kütüphane alanının yok denecek kadar az olduğu (10 santimetrekare) görülüyor.
- Bir üniversitenin AR-GE için 39 bin lira, reklam giderleri için 1 milyon 67 bin lira harcaması ise bazı vakıf üniversitelerinin eğitim ve araştırma geliştirmeden çok reklama önem verdiğini kanıtlar nitelikte.
Ücretler 25 bin TL ile 185 bin TL arasında
Vakıf üniversitelerinin yıllık eğitim ücretlerinin 25 bin TL ile 185 bin TL arasında değiştiğini belirten Lale Karabıkyık, "Söz konusu vakıf üniversitelerine genellikle kamu arazileri de tahsis edilmiş olduğu halde, bazı üniversitelerin başarılı öğrencilerine tam burs verme oranının düşük olduğunu görmekteyiz. Oysa, bu kamu arazileri vs. gelirleri ile devlet üniversiteleri yapılabilir, çok sayıda öğrenciye burs verilebilirdi.
İşte vakıf üniversiteleri arasındaki tüm bu farklılıklar akademik başarıyı önemli ölçüde etkilemekte, öğrencilerin eğitimi ve başarıları arasında makas açılmaktadır" şeklinde konuştu.
Nitelikli ve kaliteli yükseköğretimin hedeflerden biri olması gerektiğine dikkati çeken Karabıyık, "Ülkemizde tüm öğrencilerin iyi, kaliteli ve tabii ki ücretsiz eğitim alması, ve eşit eğitim olanaklarından yararlanması son derece önemlidir." değerlendirmesinde bulundu.
"Eğitim devam etmeli ama gereken önlemler alınmalı"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan CHP'li Karabıyık, vaka sayılarındaki artışın eğitim sistemine nasıl yansıyacağına ilişkin soru üzerine, aşılanmanın, maske ve mesafe kurallarının önemine dikkati çekti.
Artan risk ortamında okulların açılması için yapılacakların çok net anlatılarak, velilerin tedirginliklerinin giderilmesi gerektiğini söyleyen Karabıyık, "Eğitim devam etmeli ama gereken önlemler alınmalı ve öncelikle tekrar tekrar söylüyoruz ki Milli Eğitim Bakanlığına ek bir bütçe mutlaka verilmeli. Bağışlarla Milli Eğitim Bakanlığı yürümez" diye konuştu.
Independent Türkçe