Filistin’de devlet büyüklerine hakaret kanuna yönelik tartışmalar sürüyor

Kanun Ürdün Ceza Kanunu’na dayanıyor ve söz konusu kanun gereğince düzinelerce tutuklanan olsa da haklarında mahkeme işlemleri yapılmadı

Ramallah’ta siyasi aktivist Nizar Banat’ın öldürülmesini protesto eden Filistinli protestocular. (AFP)

Filistinli yetkililer kanunlar uyarınca düşünce ve ifade özgürlüğüne saygıyı vurgulamışken, Filistin Yönetimi’nin son protesto hareketinin liderlerine karşı devlet büyüklerine hakaret kanununu kullanması, Filistinliler arasında öfke ve alay dalgasına yol açtı.

Yüksek Makamlara İftira Kanunu, 1960 Ürdün Ceza Kanunu’na dayanıyor ve Filistin’de yönetim tarafından uygulanıyor.

Filistinli hukukçular, kanunun monarşik bir yönetim biçiminde yürürlüğe konması ve krala yapılan sözlü saldırılara karşı dokunulmazlık sağlaması sebebiyle, Filistin siyasi sisteminin ise başkanlık olması ve parlamenter bir yapıya sahip olması ile söz konusu kanunun uygulanmasını reddediyorlar.

Söz konusu kanun, küfür, suçlama ve karalamaya yönelik diğer kanunların aksine, savcılığın yüksek makamlara iftira bulunmakla itham edilen kişileri, zarar gören tarafın şikayeti olmaksızın tutuklamasına izin veriyor.

Filistin Adalet Bakanı Muhammed Şelalde, Independent Arabia’nın Ürdün Ceza Kanununun bazı hükümlerinin Filistin’de uygulanmasının geçerliliğine yönelik sorusuna cevap vermeyi reddetti ancak ülkede geçerli olduğuna ve uygulanmasının gerekli olduğunu belirti.

Bununla birlikte, Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye, geçtiğimiz haftalarda çeşitli vesilelerle, Filistin Yönetimi’nin düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı gösterme konusundaki istekliliğini vurgulayarak, hükümetinin demokrasiye sadık kalacağını ve güvenlik güçlerinin vatanın ve özgürlüğün koruyucusu olduğunu belirtmişti.

İştiyye, "Düşünce ve ifade özgürlüğüne saygının, geleneklerimiz ve değerlerimizle de çelişen nefret söylemi ve tahrikten uzaktır" ifadelerini kullandı.

Protestoların liderleri

Geçtiğimiz haftalarda, Filistinli aktivist Nizar Banat’ın Filistin Güvenlik güçlerini gözetimindeyken ölmesini protesto eden protestocular, Filistin Yönetimi’ne istifa çağrısında bulunan sloganlar atarken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ı İsrail ile işbirliği yapmakla itham ettiler.

Filistin güvenlik güçleri birkaç kez bu protestoların Ramallah ve el-Halil şehirleri merkezinde düzenlenmesine izin vermişti ancak protesto liderlerini birkaç günlüğüne tutuklayarak yüksek makamlara hakaret ve mezhepçiliği kışkırtma suçlamaları yöneltti.

Kıyas mümkün değil

Hukuk uzmanı Macid el-Aruri’ye göre, Filistin Yönetimi kuruluşundan bu yana hiçbir Filistin mahkemesi, kanunların uygulanmasında kıyas mümkün olmadığı için ‘yüksek makamları karalama’ ile kimse hakkında hüküm vermedi.

Aruri, Filistinde yüksek makamların bulunmadığına dikkat çekerek "Bazı kişilere yüksek bir statü verildiğinde, bu kişilere yönelik karalama ve iftirada bulunulamaz. Bu kişiler yürütme yetkilerine sahip olmadığı ve sembolik olarak kaldığı için, yargı ve kamu işleri idari yetkilerinin hiçbirine sahip değildir" dedi.

Aruri’nin belirttiğine göre, Filistin’deki siyasi sistem, yüksek makamları karalama, iftira, hakaret, kötüleme gibi düşünce özgürlüğüyle mücadele aracı olarak geniş kapsamlı yasalara başvuruyor.

Ramallah Savcılığı perşembe günü, siyasi aktivist Fahri Caradat yüksek makamlara hakaret suçlaması ile birkaç gün gözaltında tutulduktan sonra, talep edildiği zaman duruşma ve oturumlara gelme sözü vermesinin ardından serbest bırakmıştı.

Adalet İçin Avukatlar kurumunun müdürü Muhanned Karace’ye göre, bu suçlamayla yargılanan tek kişi Caradat değil zira yıllardır aynı suçlamayla karşı karşıya kalan yüzlercesi bulunuyor ve Filistin Savcılığı, son protestolar sırasında 30’dan fazla kişiyi serbest bırakmadan önce yüksek makamlara hakaret ile itham etmişti.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Şule Demiray

https://www.independentarabia.com/node/244211

DAHA FAZLA HABER OKU