Küresel ısınma ve sel felaketi

Akan suların ittiği, ezdiği, büktüğü ve gözden kaybettiği ahşap evlerin hallerini gördünüz mü? Meydanlar adeta su mezarına döndü

Fotoğraf: AFP

Ben, gerçeklerin temelini ve eşyanın kökenini aramanın sefaletiyle uğraşmamak için, bir şeyleri anlatırken büyükannelerin masallarına alıştırılmış insanlardan biriyim. Evrende 270 milyar veya 271 milyar ışık galaksisi olsaydı benim için ne değişirdi? Bu galaksiler sadece köylerde gecelerimizi aydınlatırdı ve elimizden geldiğince onları saymaya çalışırdık. Arada parmaklarımız yorulup sayıyı karıştırdığımızda saymaya yeniden başlardık. Tamamıyla yorulup uykuya teslim oluncaya kadar bu böyle devam ederdi.

"Kara delik" ve "küresel ısınma" üzerine kafa yormadım ve konuyu ciddiye almadım. Ancak sorun artık yalnızca gökte saydığımız yıldızlarda değil. Temmuz ayında olmamıza rağmen Riyad'ı sular altında bırakan, çölde gezinen, Paris'te Seine nehrinin setlerini yıkan, Almanya ve Belçika'da sanki "Diriliş Günü" filminden sahneler yaşanıyormuş gibi yolları nehirlere dönüştüren, kibrit kutusu taşır gibi evleri sürükleyen ve yıkan, defin şirketleri gibi cesetler taşıyan, çocukların okullarını yerle bir eden, mahsur kalanları kurtarma yollarını kapatan ve ev kadınlarının mutfakta ölmesine sebep olan yağmurlarla karşı karşıya kaldık.

Daha önce de seller oldu. Hz. Nuh efendimiz bir tanesinde tufanın sakinleşmesinden sonra hayatın devamını sağlamayı başarmıştı. Bazı mevsimlerde Nil de dahil olmak üzere bazı nehirlerde taşkınlar meydana gelir. Ama şimdi yazın ortasındayız ve bir de bakıyoruz ki, insanlar tatilde sahillerdeyken aniden bir tsunami evlere giriyor ve bu dünyanın en güçlü siyasi kadını "Hayal edilemez bir felaket" diye feryat ediyor.

Akan suların ittiği, ezdiği, büktüğü ve gözden kaybettiği ahşap evlerin hallerini gördünüz mü? Meydanlar adeta su mezarına döndü. Küresel ısınma çılgınlığından önce, bu kasırgalar böyle ansızın gelmezdi. Bu nedenle evler basit ahşaptan ve çimentosuz olarak inşa edildi. Ben de Donald Trump gibi, iklimin insanlar için ne kadar değiştiğine inanmıyordum. Bu yüzden Trump tüm iklim anlaşmalarından geri çekilirken ve ben de kayıtsızlık ve cehalet gösterdim. İkisi de aynı şey.

Almanya Başbakanı Merkel, sel baskınını "hayal edilemez" olarak nitelendirdi. Öte yandan Lübnan devleti, Beyrut limanında 210 kişinin öldürülmesinden "liman patlaması" ya da "4 Ağustos patlaması" olarak bahsediyor. Angela Merkel, hükümetinin sıkıntılı bölgeleri yeniden inşa etmek için milyarlarca dolar harcayacağını söyledi. Beyrut Limanı'ndaki kurbanların yardımına gelenlerin hepsi ise, her şeyde olduğu gibi, çalınma endişesiyle Lübnan resmi kurumlarına yardım sağlamayı reddediyorlar.

Allah korusun, Almanya ile Lübnan'ı karşılaştırıyorum. Bir yanda 16 yıl üst üste bir kadın tarafından en iyi şekilde yönetilen bir ülke, diğer tarafta ise 9 aydır hükümet arayan bir ülke.  Üstelik bu ülke cumhurbaşkanı olmadan iki buçuk yıl geçirdi. Ne utanmazlık! Ne merhametsizlik! Ne kayıtsızlık!

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

DAHA FAZLA HABER OKU