Lübnan: Kendisinden geriye bir şey kalmayan ordu ve devlet

Ordunun çöküşünün durdurulmasına yardımcı olacak ilk bağış, 120 milyon dolar bağışlayacağını açıklayan eden ABD'den geldi. Bu sen misin ey Lübnan ordusu?

Fotoğraf: AA

Lübnan ordusu 70 yıl önce, modern ulusal orduların en üstün ve iyi prensipler üzerine kuruldu. Asil Prens General Fuad Şahap tarafından politikacıların içgüdülerinden, bencilliğinden, yozlaşmasından ve önemsizliğinden uzak olarak inşa edildi. Onları ordudan ve orduyu da onlardan izole etti.

Cumhurbaşkanı olduğunda, ordu gibi bir devlet inşa etmeye çalıştı. Bunun için en modern muhasebe kurumlarını kurdu ve bunun için Avrupa'nın en iyi uzmanlarından yardım aldı.

Dış politikayı Lübnanlıların en bilgelerine teslim etti. Arap çatışmalarında, Lübnanlı aidiyetler arasındaki dengesizliğe, ülkelerinden nefret edenlerin çılgınlığına, ulusal bağlılık bahanesiyle ulusal ihanetle suçlama kültürüne karşı hep tarafsızlığı seçti.

Emir, ayrık ve bölünmüş bir psikolojik haritayı miras aldı ve onu iyileştirmeye ve birleştirmeye başladı. Hristiyanların ahmakları onu İslami köklerinden ayrılmamakla suçladılar. Müslümanların ahmakları da ülkenin hayatta kalması ve devam etmesinin garantileri üzerine oynadığı bahsi kavrayamadılar.

Fuad Şahab'ın deneyimi uzun ömürlü olmadı. Zayıf müttefikleri tarafından hayal kırıklığına uğratıldı ve Lübnan, yıkıma yol açan küçük şeylerle oyalanmaya geri döndü.

Halefi Şarl Helu, bu küçük şeyler uğruna devletin özünden vazgeçti. Sonra onu koruma bahanesiyle egemenliğinin büyük bir kısmını dış güçlere teslim etti.

Ordunun ve birliklerinin sadakati sarsıldı. Şahap tarafından uzaklaştırılan Arap ülkelerinin ayartma ve baskıları karşısında zayıfladı.

Mişel Avn'ın askerleri Lübnanlıların bir Lübnan devleti hayallerine el koyduklarında, Emir'in ordusu ve devleti sona erdi. Ordunun bir grubu Hristiyanlara bir grubu da Müslümanlara karşı birleşerek, birbirlerine karşı pusuda bekleyen gruplara dönüştü.

Avn, ordu komutanlığına başbakanlığı da eklediğinde "Hafız Esad'ın başını ezmekle" tehdit etmeye başladı. Bunun için Saddam Hüseyin'den yardım istedi.

Lübnan'a çok sayıda yardım ulaştı ve bunlar arasında Refik Hariri'nin her ay orduya verdiği yarım milyon dolar da vardı. Bu para un, patates çuvalları ve yağ tenekeleri şeklinde dağıtıldı.

Geçen Pazartesi, Cenevre'de, Lübnan ordusunun çökmesini önlemek için Fransa'nın başını çektiği bir uluslararası konferans düzenlendi.

Ordunun çöküşünün durdurulmasına yardımcı olacak ilk bağış, 120 milyon dolar bağışlayacağını açıklayan eden ABD'den geldi. Bu sen misin ey Lübnan ordusu?

Lübnan'ın bir kısmı ağlıyor, "Büyük Lübnan" dilenci bir devlet mi oldu?

Bazıları Fransa'ya geride kalan annelik ve şefkat duyguları için teşekkür ediyor.

Mişel Avn ise "Hiç kimse beni buna imza atmaya zorlayamaz" diyerek ayaklarıyla yeri, yumruklarıyla gökyüzünü dövüyor.

Peki ama neye imza atacaksınız Sayın Başkan?

Mesela bir lirayı mı, bine mi? Yoksa yok oluşa mı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU