Uygurlar, Çin'deki zoraki kürtaj ve işkenceyi anlattı

Birleşik Krallık'taki bağımsız mahkeme soykırım olup olmadığına karar verecek

Çin'in Sincan bölgesinde iddia edilen zorunlu doğum kontrol önlemlerine karşı Türkiye'de düzenlenen bir protesto (AFP)

Çin'den Türkiye'ye kaçan üç Müslüman Uygur, Sincan bölgesinde Çinli yetkililer tarafından yapılan zoraki kürtajları ve işkenceyi anlattı.

Üç kişinin, Pekin'in etnik Uygurlara karşı eylemlerinin soykırım düzeyine ulaşıp ulaşmadığını araştıracak Londra'daki bir mahkemeye kanıt sunması bekleniyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bir kadın 6 buçuk aylık hamileyken kürtaj yaptırmaya zorlandığını söylerken bir adam da hapishanede Çinli askerler tarafından “gece gündüz işkence gördüğünü” iddia etti.

Birleşik Krallık (BK) hükümetinin desteğini almayan bağımsız mahkemenin bugün 4 günlük duruşmalara başlayarak onlarca tanığı dinlemesi bekleniyor.

Organizatörler, kamuoyuna sunulan kanıtların Sincan'da iddia edilen suiistimaller konusunda uluslararası eylemi zorunlu kılacağını umuyor.

Tanıklardan 55 yaşındaki 4 çocuk annesi Bumeryem Rozi, yetkililerin 2007'de diğer hamile kadınlarla birlikte kendisini 5. çocuğunu aldırması için yakaladığını söyledi. Rozi, bunu yapmazsa yetkililerin evine el koyup ailesini tehlikeye atacağından korktuğu için talimata uyduğunu anlattı.

"Polis geldi; biri Uygur, ikisi Çinliydi. Beni ve diğer 8 hamile kadını arabalara bindirip hastaneye götürdüler” diye konuştu:

Önce bana bir hap verdiler ve almamı söylediler. Ben de aldım. Ne olduğunu bilmiyordum. Yarım saat sonra karnıma iğne batırdılar. Ve bir süre sonra çocuğumu kaybettim.

1990'larda Sincan'daki bir hastanede çalışmış eski kadın doğum uzmanı-jinekolog Şemsinur Gafur da, kendisinin ve diğer kadın klinisyenlerin hamile kişiler olup olmadığını kontrol etmek için mobil ultrason cihazıyla ev ev gezdiklerini belirtti.

“Bir hanede izin verilenden daha fazla doğum olursa evi yerle bir ederlerdi. Evi dümdüz eder, yıkarlardı” ifadelerini kullandı.

Sürgün edilen üçüncü kişi olan Mahmut Tevekkül, 2010'de erkek kardeşlerinden biri hakkında bilgi almak için kendisini sorguya çeken Çinli yetkililer tarafından hapsedildiğini ve işkence gördüğünü söyledi. Tevekkül, kardeşinin kısmen, Arapça dini bir kitap yayımladığı için arandığını belirtti.

Tevekkül sorgu sırasında dövüldüğünü ve yüzüne yumruk atıldığını anlattı.

“Bizi kiremitli bir zemine oturttular, ellerimizi ayaklarımızı kelepçeleyip gaz borusu gibi bir boruya bağladılar. 6 asker başımızda bekliyordu. Sabaha kadar bizi sorguya çektiler” dedi.

Araştırmacılara göre son yıllarda Sincan'daki "yeniden eğitim" kamplarında yaklaşık bir milyon veya daha fazla kişi hapsedildi.

Pekin iddiaları reddediyor. Yetkililer kamplarda Çince, mesleki beceriler ve yasaların öğretildiğini fakat artık kapatıldıklarını söylüyor.

Mahkemeye eski Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'in yargılanmasına öncülük eden insan hakları avukatı Geoffrey Nice başkanlık edecek.

Associated Press'ten de yararlanılmıştır



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

independent.co.uk/asia

Independent Türkçe için çeviren: Noyan Öztürk

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU