Alacaklarını yüzde 25’inden feragat eden tıbbi cihaz üreticileri, kamu ve üniversite hastanelerinden tahsilat yapamıyor

Tıbbi cihaz üreticileri, kamudan 16 milyar TL tutarındaki alacaklarını alabilmek için yüzde 25’inden feragat ettiler ama hâlâ ödeme bekliyorlar

Alacakları zamanında ödenmediği için şirketlerin iflas noktasına geldiğini belirten sektör temsilcileri bayram öncesinde ödeme yapılmasını istiyor / Fotoğraf: AA

Kamuya ait sağlık kuruluşlarına tıbbi cihaz temin eden firmaların alacak sorunu büyüyor. Alacakları zamanında ödenmediği için şirketlerin iflas noktasına geldiğini belirten sektör temsilcileri bayram öncesinde ödeme yapılmasını istiyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kamu ve üniversite hastanelerine MR’dan eldivene, stentten kalp kapağına, diyalizden ortopedi malzemelerine, ameliyat lambasından katetere kadar çok geniş bir alanda hizmet veren firma sahiplerinin yaklaşık 16 milyar TL’lik alacağı bulunuyor. Hükümet bu borcu “makul vadede” ödemek için alacaklı firmalara yüzde 25’inden feragat etmeleri teklifinde bulundu. 2018 ve 2020 yıllarında feragat şartı getirildi. Firmaların büyük bölümü icraya düşmemek için bu teklifi kabul etti. Ancak ödemeler hâlâ yapılmadı. 

Cumhuriyet’ten Esra Alus’un haberine göre, ihalelere girebilmek için “vergi ve SGK borcu” olmaması şartının bulunduğunu belirten firma sahipleri maliyetlerini karşılayabilmek için yüksek faizli krediler çektiklerini belirtiyor. Sektör temsilcileri bir ABD Doları’nın 1,5 TL olduğu zamanda belirlenen Sağlık Uygulama Tebliği’nin (SUT) fiyatlarına yüzde 10 oranında yapılan artışın tıbbi cihaz sanayiinin yaralarına merhem olmadığına dikkat çekiyor.    

“Alacağımızla iflas ediyoruz”

Kur oynaklığının yanı sıra bu alandaki yanlış politikalar nedeniyle zor günler yaşayan firma sahipleri isimlerini vermeden sıkıntılarını şöyle anlatıyor:    

  •  Tahsilat vadelerinde yılları bulan gecikme ile birlikte diğer hiçbir alanda istenmeyen yüzde 25 oranında feragat medikal sektörden talep edildi ve uygulandı. 
  •  Yüksek faizle aldığımız kredileri ödemeye başladık. Ancak maliyetler o kadar yükseldi ki şu anda eksilen ürünü tamamlayamaz durumdayız. 
  •  Tıbbi cihaz üreticileri olarak bizler devlete borçlu değil alacaklı olarak iflas etmekteyiz. 
  •  ‘Feragat yaparsanız ödemeler bundan sonra makul vadelerde ve sorunsuz olacak’ denmişti. Bizler de yeniden ihalelere girmeye başladık, malzemeleri verip faturaları kestik. 
  •  Ancak 2018 yılının ikinci yarısından sonra kestiğimiz faturalar yine ödenmedi. 2020 sonuna kadar alacaklar birikti ve bizler isyan edince ikinci kez feragat fikri ortaya çıktı. 
  •  Ancak bu sefer hem feragat oranı yüzde 25 oldu hem de devlet hastanelerini de işin içine dahil etmeye çalıştılar. Çok zorda olan firmalar mecburen kabul etti. İcraya düşmemek, batmamak için feragatleri kabul ettik. 

“Küçük işletmeler büyük sıkıntıda”

Tüm Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı Erkin Delikanlı, firmaların ayakta kalabilmeleri için feragat yapmak zorunda kaldığını ancak bunun da çözüm olmadığını söyledi. Delikanlı, “Biz yetkililere ‘Feragati yapmayın, taşın altına elimizi koymaya hazırız.’ dedik. Yani taksitle ödeme yapılmasını istedik. Ancak kabul görmedi. 10-15 çalışanı olan küçük KOBİ’ler çok sıkıntıda” dedi.  

ABD büyükelçisi, ilaç şirketlerinin alacakları için uyarmıştı

ABD`nin Ankara Büyükelçisi David M. Satterfield, geçtiğimiz yılın eylül ayında Türkiye'nin ABD'li ilaç şirketlerine borcunu ödememesi durumunda şirketlerin Türkiye'ye ilaç satmayı durdurabileceğini açıklamıştı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, ise Satterfield’in açıklamalarına tepki göstermiş ve şu ifadeleri kullanmıştı:

"Sayın büyükelçinin yaptığı bu açıklamayı talihsiz buluyorum. Bu dönemde Maliye Bakanlığımız dahil olmak üzere üniversite hastanelerimiz ve bakanlığımızın bu anlamda ilaç ve tıbbi malzeme ile ilgili eskiden beri gelen ödeme sorunu çözmek üzere bir yaklaşım içinde olduk. Ve bununla ilgili olan borçları bir takvime bağlayarak ödeme planı yapılması istendi. Bununla ilgili görüşmelere de başlandı. İlgili firmalarla görüşüldüğü bir dönemde sayın büyükelçinin bu şekildeki açıklaması son derece talihsiz olmuştur. Sömürge ülkelerindeki yaklaşımlarını hatırlatıyor, Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını hatırlatmak istiyorum"

 

Cumhuriyet, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU