İsrailli araştırmacılardan insan beyninin nasıl büyüdüğü sorusuna yeni yanıt

Yeni araştırmalara göre insanlar zamanla daha küçük avlara uyum sağlamak zorunda kaldı ve bu da beyinlerinin büyümesini sağladı

Almanya'daki Neandertal Müzesi'nde yeniden inşa edilen bir Homo erectus (AP)

2,6 milyon ila 11 bin 700 yıl öncesini kapsayan Pleistosen Çağ’da insan beyni büyüdü. Beynin evrimini anlamaya çalışan bilim insanları, şimdi bunun nedenine dair bir hipotez geliştirdi.

İsrail’deki Tel Aviv Üniversitesi’nden araştırmacılar, söz konusu dönemde insanların daha küçük ve hızlı avların peşine düştüğünü, böylece beyinlerinin büyüdüğünü öne sürdü.

Bu hipoteze göre ilk insanlar, bol yağlı yiyecekler sağlayan, filler gibi büyük hayvanları avlamakta uzmanlaşmıştı. Ancak daha büyük beyinli insanlar, küçük ve hızlı avları yakalamada daha iyiydi. Bu nedenle büyük hayvanların sayısı azaldığında büyük beyinliler avantaj elde etti.

İşte bunun sonucunda 2 milyon yıl önce ortalama 650 santimetreküp boyutundaki insan beyni, 10 bin yıl önce tarım devriminin zirvesindeyken yaklaşık bin 500 santimetreküpe ulaşmıştı.

Hipotez ayrıca, çiftçilik başladıktan sonra insan beyninin boyutunun neden bin 300 santimetreküpe indiğini de açıklıyor. Çiftçilikle birlikte av başarısını en üst düzeye çıkarmak için ekstra dokuya ihtiyaç kalmadığı ifade ediliyor.

Küçülen avlar ve büyüyen beyinler

İnsan beyninin büyümesi evrimsel açıdan sıradışı bir durum olarak değerlendiriliyor. Zira beyin epey maliyetli bir organ. Homo sapiens beyni, vücut ağırlığının sadece yüzde 2'sini oluşturmasına rağmen, vücuttaki oksijenin yüzde 20'sini kullanıyor.

Tel Aviv Üniversitesi arkeologları Miki Ben-Dor ve Ran Barkai’nin geliştirdiği hipotez, modern insanın atalarının Pleistosen Çağ’a uzman etoburlar olarak girdiği ve Afrika'nın en büyük, en yavaş avlarını yakalayarak beslendiği fikrine dayanıyor.

Araştırmacılar 5 Mart’ta yayımladıkları çalışmada, fil gibi büyük hayvanların insanlara daha az çabayla daha bol besin sağladığını öne sürdü.

Söz konusu çalışmaya göre, modern insanların yağı sindirmede diğer primatlardan daha iyi olması, atalarının yağlı et yemeye uyum sağladığını gösteriyor.

İkili, 19 Şubat'ta yayımladıkları bir önceki çalışmada da binlerce yıl önce insanların çevresinde meydana gelen değşimlerin büyük avdan küçük ava geçiş fikrini desteklediğini aktardı.

Makalede, bin kilogramın üzerinde ağırlığa sahip hayvanların, Afrika'da yaklaşık 4,6 milyon yıl önce, 350 kilogramın üzerinde ağırlığa sahip avların da bir milyon yıl önce azalmaya başladığı belirtildi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bu düşüşe neyin sebep olduğu net değil ama bilim insanları iklim değişikliğinden, insanların avlanma faaliyetlerinden veya her ikisinden de kaynaklanabileceğini aktarıyor.

Makalede zamanla en büyük, en yavaş ve en şişman hayvanların manzaradan kaybolduğu, insanların da daha küçük avlara uyum sağlamak zorunda kaldığı ifade ediliyor.

Araştırmacılar, bu değişimin insan beynine daha fazla büyümesi için evrimsel bir baskı uyguladığını ileri sürüyor. Zira küçük hayvanları takip etmek ve yakalamak, daha zor ve daha karmaşık davranışlar gerektiriyor.

Araştırmacılara göre beyinlerin büyümesi, Pleistosen Çağı’nın ilerleyen zamanlarındaki birçok davranış değişikliğini de açıklıyor.

Örneğin o dönemde insanlar, yakalanması zor avların yerini birbiriyle paylaşmak ve onları takip ederken koordine olmak için dil becerilerini geliştirmeye ve karmaşık sosyal yapılar kurmaya ihtiyaç duymuş olabilir.

Ben-Dor, "Konu evrimse, enerjiyi takip etmek gerekir" diyor ve ekliyor:

Dil enerji açısından maliyetlidir. Konuşma, beynin maliyetli bir kısmını çalıştırır. Beynimiz çok büyük miktarda enerji harcar. Bu bir yatırım ve dil, bu yatırımı değerli kılmak için yeteri kadar fayda sağlamak zorunda. Peki dil bize ne getirdi? Cevap, daha verimli bir avcılık olmalı.

 

Independent Türkçe, Livescience, Times Of Israel

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU