Enerji geçiş aşamasında petrol şirketlerinin stratejileri

Joe Biden'ın 2050 yılına kadar ABD'nin karbon nötr hedefini gerçekleştirmek için temiz enerji çağrısı yapan politikasına Amerikan şirketlerinin tepkisi ne olacak?

Fotoğraf: Reuters

Sanayileşmiş ülkelerdeki petrol şirketleri, karbon emisyonlarındaki rolleri nedeniyle hep çevre ve iklim değişikliğiyle ilgili kuruluşların geniş çaplı eleştirileriyle karşılaştılar.

Şirketler ilk başta bu eleştirilere yanıt vermeye çalıştılar, ancak bu yöndeki ilk girişimlerinden sonra, en iyi cevabın sürdürülebilir enerji endüstrilerine yönelmeleri ve bunlar aracılığıyla mümkün olduğunca kâr elde etmeleri olduğuna karar verdiler.

Bu cevap, yeni bir enerji çağında hayatta kalmak ve kâr etmek için bir kısmı öncelikli, bir kısmı da gerekli unsurlara dayanan uzun vadeli stratejiler yoluyla bazı dev petrol şirketleri tarafından benimsendi.

Şirketlerin benimsedikleri stratejiler birbirinden farklı ve çeşitli, bu da doğal ve beklendik bir durum.


Bu bağlamda dev "Shell" şirketi, yaklaşık bir asır önce kurulduğu dönemden farklı olan yeni bir enerji çağına geçiş aşamasını hesaba katan uzun vadeli stratejisini yayınladı.

Shell'in yeni stratejisi üç tamamlayıcı temel üzerine inşa edildi. Birincisi, petrol üretimi. İkincisi, gelişme. Üçüncüsü de dönüşüm.

Böylece stratejinin ilk temelinin, yani petrol üretiminin şirkete gelecekteki sektörlere yatırım yapmasını ve hissedarlarına yüksek kâr dağıtmaya devam etmesini sağlayacak kârları ve finansal likiditeyi sunması umuluyor.

Stratejinin açıklanan ikinci temeli olan gelişme veya kalkınmaya gelince, sürdürülebilir temiz enerji alternatiflerinin yaygınlaşmasına ve pazarlanmasına bağlı.

Dönüşüm adı verilen üçüncü temel, daha sonra giriş yapılacak sürdürülebilir enerji sektörüne ek olarak, sıvılaştırılmış gaz endüstrisine girişi, doğalgaz ve elektrik endüstrileri ile doğalgaz ve petrokimya endüstrilerinin entegrasyonunu içeriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Kademeli olarak petrolden vazgeçmeyi, ama aynı zamanda kendisinden elde edilecek yüksek kârlara dayanmayı düşünen bu stratejideki dikkat çekici nokta, Shell'in petrol üretiminden beklenen kârının şu anda yıllık yaklaşık yüzde 20-25 arasında değişirken, doğalgaz-elektrik veya kimyasal-doğalgaz birleşmesi sırasında yılda yaklaşık yüzde 14 ve 18'e düşeceğini belirtmesidir.

Şirkete göre gelecekte sürdürülebilir enerjilere "dönüşüm" sürecinde ise beklenen yıllık kâr oranı daha düşük; yaklaşık yüzde 10.

Bu rakamlar, "ilke"nin yani şirketlerin karbon emisyonunu artırma suçlamasından kurtulmalarının önemini, beklenen kârlardaki büyük farka rağmen başka bir enerji sektörüne geçiş yapma anlamında hissettikleri "zorunluluğu" gösteriyor.


Shell'in bu stratejisinin, bütünüyle aynı olmasa da bilindiği gibi "BP" ve "Total" gibi genel olarak diğer Avrupalı dev petrol şirketleri tarafından da izlendiğine dikkat çekmeliyiz.

Ancak dev Amerikan petrol şirketleri söz konusu olduğunda durum tamamen farklı.

Dolayısıyla sorumuz da şu: Yeni Başkan Joe Biden'ın 2050 yılına kadar ABD'nin karbon nötr hedefini gerçekleştirmek için temiz enerji çağrısı yapan politikasına Amerikan şirketlerinin tepkisi ne olacak?

Yeni ABD Enerji Bakanı Jennifer Granholm, önceliğinin iklim değişikliğine yönelik hedefleri gerçekleştirmek ve elektrikli otomobili desteklemek için ulusal laboratuarlarda yapılacak bilimsel araştırmaları desteklemek olduğunu açıkladı.

Bununla birlikte, Amerikan petrol şirketlerinin Avrupalı şirketlerinkine benzer yol haritaları açıklamakta gecikmeleri, ayrıca Cumhuriyetçi Parti ve Paris İklim Anlaşması'nın ABD ekonomisine zarar verdiğini düşünen Donald Trump liderliğindeki aşırı sağcı grupların düşmanlığı göz önüne alındığında, Başkan Biden'ın çevre politikasına, en azından Senato ve Cumhuriyetçi eyaletlerin yasama kurumları düzeyinde güçlü bir muhalefet gösterilmesi bekleniyor.

Bu, ABD'deki dönüşüm sürecinin, temiz enerjiler lehine daha geniş ve kapsamlı bir Amerikan kamuoyu gelişene kadar, Avrupa'ya göre daha uzun süreceği anlamına geliyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU