Azerbaycan notları: Ermenilerle birlikte yaşamanın yolu açılıyor mu?

Hocalı'dan 28 yıl sonra askeri zafer kazanan Bakü yönetimi "Birlikte yaşayabiliriz" dese de "Ermenilerle birlikte yaşamak istemiyorum" diyen katliam mağdurları var

Ermenilerin savaştan kaçarak terk ettiği Böyük Tağlar köyünde şimdi Kolin şirketinin çalışanları kalıyor (Eren Umurbilir/Independent Türkçe)

Bir düşünün: Henüz ufak bir çocuksunuz ve kardeşleriniz, anneniz, babanız, akrabalarınız, komşularınızla yıllardır yaşadığınız mahalleden bir anda kaçmak zorunda kalıyorsunuz.

Elleri silahlı erkekler etrafınızı çevrelemişken aranızdan bazıları vuruluyor, en temel içgüdünüzü kullanarak durmuyorsunuz. Erkek kardeşiniz gözünden yaralanıyor, hızlıca müdahale edip yola devam ediyorsunuz. Ancak el ele tutuştuğunuz 22 yaşındaki komşunuz da boynuna gelen bir saçmayla kanlar içinde kalınca artık dayanamıyorsunuz. Elleriniz kilitlendi. Artık hayatta kalma içgüdünüz de yetersiz. Etraftakiler gelip sizi ayırıyor ve ayaklarınız kanaya kanaya bilinmeze koşmaya devam ediyorsunuz.

Bütün bunlar sizlere korkunç bir filmden sahneler gibi gelebilir ancak Samira Hüseyinova bunları yalnızca 12 yaşındayken Hocalı'da yaşadı.

samira.jpeg
Samira yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamadı (Kadir Can Arabacı/Independent Türkçe)


26 Şubat 1992'de meydana gelen toplu katliamda o dönem 33 yaşında olan babasını, amcasını, büyükannesini ve teyzelerini de kaybeden Samira, şimdi kimya öğretmenliği yapıyor. Diğer yandan da uğradıkları zulmü dünyanın bilmesini istiyor:

Bu ağırlıklar insanın dünyasını değiştirir. O kadar psikoloğa gittim, yaşananları hayatımdan çıkaramıyorum.
Biz Hocalı'ya yeniden döneceğiz ve döndüğümüzde orada Ermeni görmek istemiyorum. Ben bundan sonra Ermenilerle birlikte yaşamak istemiyorum. Hocalı'dan 47 akrabam var, hiçbiri istemiyor. Eğer orada kalırlarsa biz evlerimize döndüğümüzde iyi olmayan şeyler olacak.

Şimdi 41 yaşında olan Samira gibi pek çok insan, 28 yıldır bu duygularla yaşıyor. Hocalı gibi yerleşimlerin Ermeni yönetiminden geri alınarak kendilerine geri verilmesini istiyorlar.

Azerbaycan'ın talepleri

Küresel Gazeteciler Konseyi'nin Hocalı katliamının yıldönümü dolayısıyla düzenlediği basın turuyla gittiğim Azerbaycan'da yetkililerse, Azerilerin Ermenilerle birlikte yaşamasının mümkün olduğunu söylüyor. Ancak önce bazı talepleri var.

Parlamento ve Dışişleri Bakanlığı'nda yaptığımız görüşmelerde ve sonrasında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in yaklaşık 4 buçuk saat süren basın toplantısında Bakü yönetimi tek sesti.


Başlıca istekleri, Ermenilerin kendi toprakları üzerinde hak iddia etmemesi ve ele geçirdiği topraklardan çekilmesi.

Bir bu kadar zor karşılanacak talep de uluslararası kamuoyunu ilgilendiriyor. Azerbaycan yetkilileri, Hocalı gibi katliamlardan sorumlu Ermenilerin yargılanarak Ruanda'yla Yugoslavya örneklerinde olduğu gibi cezalandırılmasının her iki toplumu da rahatlatacağını ifade ediyor. "Bir daha benzer durumların yaşanmaması için bu önemli" diyorlar.

tanima.jpg
Azerbaycan Parlamentosu'nun duvarlarında Hocalı'yı anan bazı ABD eyaletlerinin belgeleri var (Eren Umurbilir/Independent Türkçe)


Onlara göre, 1998-2008 yılları arasında Ermenistan Cumhurbaşkanı olan Robert Koçaryan'ın "Ermeniler ve Azerbaycanlılar etnik ve genetik olarak anlaşamaz" demesi, onun halefi Serj Sarkisyan'ın "Azeriler hep şunu düşündüler, Ermeniler masum insanlara el kaldırmazlar... Bunu kırmak lazımdı, öyle de oldu" ifadesi ve mevcut lider Nikol Paşinyan'ın geçen sene bu zamanlar "Karabağ, Ermenistan'dır" diye konuşması, iki toplum arasındaki savaşta aktif rol oynayan liderlerin yaşananlardan ders almadığını gösteriyor.

Ayrıca Bakü yönetimi mayınlı arazilerin haritalarının verilerek buraları temizlemenin kolaylaştırılmasını da talep ediyor. 44 gün süren savaşın ardından en az 15 kişinin bu mayınlar yüzünden öldüğünü belirtiyorlar.

k3.jpg
Azerbaycanlı yetkililer, gazetecilerle seyahat boyunca yakinen ilgilendi (Eren Umurbilir/Independent Türkçe)


Zengin Azerbaycan'ın güç gösterisi

Her ne kadar Ermeni lobisinin kendilerinden daha güçlü olduğunu kabul etseler de, Azerbaycan'daki yöneticilerin de elinde kozlar var.

Petrol ve doğalgaz zengini ülke, Ermeni Dağlık Karabağ yönetiminden alınan topraklarda yaptığı atılımla ekonomik gücünü gösteriyor.

Fuzuli'yi mayınlardan hızlıca temizleyip bölgeye Ağustos sonuna kadar havaalanı açma planı da bir nevi güç gösterisi olarak algılanabilir. Aralık ayında bölgeyi gezmiş olan yabancı gazeteciler, uluslararası havaalanı için yapılan çalışmaların iki ay gibi kısa sürede bu noktaya gelmesini hayretle karşıladı.

Azerbaycan yetkilileri, Fuzuli'den Şuşa'ya yapacakları 100 kilometrelik 6 şeritli otoyolun çalışmalarını da uluslararası basına gösterdi.

Libya, Irak, Afganistan gibi bölgelerde çalışmış Türk mühendisler, bu projelerde deneyimini ortaya koyuyor. Azerbaycan ordusu uluslararası basına nasıl mayın temizlendiğini anlatırken Kolin adına çalışan iki inşaat mühendisi de arada bir mayınlar patlasa da çalışmaların hızla ilerlediğini aktardı. Kırsal bölgeleri kast ederek "Burada maske yok, mayın var" demeleri notlarım arasında yer aldı.

5fe4482c-38a4-4483-98e7-3d436ae29297.jpg
Koronavirüs yüzünden Bakü'ye yabancılar alınmasa da ülkenin her yerinde olduğu gibi havalimanında da "Karabağ Azerbaycan'dır" mesajı vurgulanıyor (Eren Umurbilir/Independent Türkçe)


Geri alınan Ağdam'a da yıl sonuna kadar elektrik götürülmesi planlanıyor.

Ayrıca İran-Azerbaycan-Rusya'yı bağlayan demiryolu projesi gibi ekonomiyi güçlendirecek çalışmalar yolda.

Ekonomik olarak tecrit politikasından yana olmadığını belirten Bakü yönetimine göre, Azerbaycan topraklarında sinagog, cami ve kiliselerin bir arada olması çok kültürlülüğün kanıtı. Aliyev, Suudi Arabistanlı muhabirin sorusu üzerine, Ermeni kontrolündeki Karabağ topraklarındaki camide domuz beslendiğini belirterek Ermenistan'ın kendileri gibi farklılılara saygı duymadığını öne sürdü.

k2.jpg
Bakü'nün merkezindeki bir dükkanın girişine konulan Ermenistan bayrağı (Kadir Can Arabacı/Independent Türkçe)


30 bini aşkın Ermeni'nin Azerbaycan'da yaşadığı iddia edilse de Erivan yönetimi bu sayıya kendi kontrolleri altındaki Dağlık Karabağ topraklarındaki Ermenilerin de sayıldığını belirterek karşı çıkıyor ve gerçek rakamın çok daha düşük olduğunu belirtiyor.

Katliam sonrası her şeyin düzelmesi mümkün mü?

Azerbaycan tarafı ekonomik gücü ve çok kültürlülüğüyle iki toplum arasındaki gerginliklerin zamanla azalabileceğini öne sürse de Samira Hüseyinova gibi katliam mağduru pek çok insan bunu kabul etmiyor.

Ermenistan tarafının "savaş tutsağı" olduğunu öne sürdüğü 62 Ermeni de iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginlik yaratmayı sürdürüyor. Azerbaycan bu kişilerin ateşkesten sonra saldırı düzenlediklerini ve bu yüzden iade edilemeyeceğini iddia ediyor.

WhatsApp Image 2021-03-01 at 18.32.34.jpeg
İlham Aliyev'in fotoğrafları da Azerbaycan ve Türkiye bayrakları gibi Bakü topraklarında sıklıkla görülüyor (Eren Umurbilir/Independent Türkçe)


Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Leyla Abdullayeva'nın bize aktardığına göre, iki ülke arasında doğrudan diplomatik iletişim yok ama bakanlıkların sitelerine konulan mesajlar hızlıca yanıtını buluyor.

Uluslararası basın ve yönetimler de Bakü yönetiminin taleplerini pek dinlemek istemiyor gibi. Azerbaycan’a göre 613 kişinin öldürüldüğü olay, bir soykırım. Ancak sadece 17 ülke bunu böyle tanıyor.

Küresel Gazeteciler Konseyi Genel Başkanı Mehmet Ali Dim'in "iki devlet, tek millet, tek medya" ifadesiyle belirttiği gibi, Türkiye medyası özellikle savaş sırasında Azerbaycan'ı açık bir şekilde desteklese de Ankara, Pakistan ve Sudan gibi bütün organlarıyla resmi olarak "soykırım" diyen taraflar arasında değil.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ayrıca Ermenistan'da yaşanan darbe girişimi de Azeri yetkilileri pek memnun etmemiş gibiydi. İstikrarsızlığın iki ülke arasındaki ateşkesi bozması, şu an onların da işine gelmiyor.

Aliyev, su molasına dahi ihtiyaç duymadan İngilizce, Rusça ve Türkçe yanıtlar verdiği basın toplantısında olası bir rövanş girişiminin sert bir şekilde cezalandırılacağını söyleyerek gözdağı verdi.

Kanımca burada en önemli cevap, "Samira gibi katliam mağdurları Ermenileri görmek istemezken iki toplum arasındaki buzlar nasıl eriyecek?" sorusuna olacak. Azerbaycan kendi koşullarıyla istediği barışı bir şekilde kabul ettirecek olsa dahi, bu çözümlenmesi imkansız bir sorun olarak görülebilir. 

Diğer yandan Ermenistan tarafının da kendi talepleri ve şikayetleri olduğunu göz önünde bulundurmak lazım. Ekonomik olarak köşeye sıkışsalar bile Erivan'ın Azerbaycan yönetimiyle çok iyi ilişkiler kurmasını beklemek şimdilik bir hayâl. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU