Biden yönetiminin Assange'ın iadesi için baskıyı sürdürmesi, gazetecilik için kötü bir haber

WikiLeaks kurucusunun yargılanması, devlete gizli bilgileri yayımlayan diğer gazetecilerin de peşine düşme yetkisi verebilir

WikiLeaks kurucusu, 11 Nisan 2019'da Londra'da gözaltına alındı (Reuters) 

Julian Assange, WikiLeaks'in kurucusu olarak kariyeri boyunca Amerika'nın iki büyük siyasi partisini de kızdırmayı başardı.

WikiLeaks, Obama yönetimi döneminde ABD ordusu ve Dışişleri Bakanlığı'ndan sızan belgeleri ilk kez yayımlamaya başladığında hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat politikacılar Assange'ı kınadılar. Obama’nın Adalet Bakanlığı onu soruşturdu ve casusluk yasası uyarınca neredeyse ona dava açıyordu. Obama yönetimi, WikiLeaks'e verilen belgelere dayanan hikayeleri yayımlamak için Assange’la işbirliği yapan daha geleneksel gazeteciler ve New York Times gibi haber kuruluşlarının yargılanmasına yol açabileceğini fark ederek davadan vazgeçti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Donald Trump 2016 seçim kampanyası sırasında Hillary Clinton’ın kampanyası da dahil olmak üzere Demokrat Parti’den sızdırılmış belgeleri yayımladığı için WikiLeaks’i düzenli olarak övdü. Ele geçirilen belgeler Demokratları başarılı bir şekilde hackleyen Rus istihbarat cephesi tarafından WikiLeaks'e teslim edilmişti. Bu durum Demokratların Assange'a ve WikiLeaks'e öfke duymasına yol açtı ve bu öfke azalmadı.

Ancak Trump göreve geldikten sonra yönetimi Assange'a sırtını döndü. Trump’ın Adalet Bakanlığı, Obama yönetimi tarafından yürütülen iddianameyi aynı şekilde devam ettirdi. Trump, Assange'ın müttefikleri ve basın özgürlüğü savunucularının yoğun lobi kampanyalarına rağmen, görevdeki son günlerinde bile Assange'ı affetmeyi reddetti. Böylece Assange, Britanya’daki bir hapishanede bırakıldı.

Şimdi üçüncü bir başkanın Assange’la ne yapacağına karar vermesi gerekiyor ve ilk işaretler WikiLeaks'in kurucusu için iyi görünmüyor.

Biden yönetimindeki Adalet Bakanlığı'nın, Britanya’nın Assange'ı iade etmesi için çalışmaya devam etmesi bekleniyor. Böylece Trump yönetiminin getirdiği suçlamalardan yargılanabilecek. Ocakta Britanyalı bir yargıç, Assange'ın akıl sağlığı durumunun kötü olduğunu ve Amerikan hapishane sisteminde kendini öldürebileceğini ileri sürerek ABD'den gelen iade talebini reddetti. Yargıç, ABD Adalet Bakanlığı'nın iade kararına itiraz etmek için son tarihi cuma (12 Şubat) olarak belirledi. Adalet Bakanlığı da itirazda bulunmayı planladığını duyurdu (ABD Adalet Bakanlığı, Britanya’nın Assange’ı iade etmeme kararına itiraz etti – ed.n.).
 


Bu haftanın (geçen hafta) başlarında yöneticisi olduğum Basın Özgürlüğü Savunma Fonu da dahil olmak üzere bir grup basın özgürlüğü örgütü, Adalet Bakanlığı’na Assange aleyhindeki davanın düşürülmesi talebiyle bir dilekçe gönderdi (Basın Özgürlüğü Savunma Fonu, The Intercept’i de yayımlayan First Look Media’nın bir programıdır). Ancak Biden'ın Adalet Bakanlığı'nın Trump yönetiminin Assange'ın iadesi yönündeki çabalarını sürdürme kararı, bu iki partili öfkenin soruşturmanın basın özgürlüğünü nasıl etkileyebileceği konusunda her iki partinin liderlerini de kör ettiğini gösteriyor.

Assange'ın ABD’nin siyasi liderleri tarafından bu kadar yaygın şekilde hor görülmesi ve her iki partiden bu kadar çok ABD'li yetkilinin onu bir Amerikan hapishanesinde görmekten mutlu olacağı gerçeği, Amerikan gazeteciliği için ciddi bir tehdit oluşturabilecek çok kötü bir yasaya yol açabilir. Assange’ın yargılanması başarılı olursa, bu durum tehlikeli bir yasal standart oluşturacak. Kamu yararına olsa bile gizli bilgileri yayımladıkları için gazetecilerin soruşturulmasına kapı açacak.

Assange aleyhindeki davanın 2016’da Demokrat Parti'nin hacklenmesindeki rolüyle hiçbir ilgisi yok. İddianame, gizli askeri belgelerin ve dışişleri bakanlığı belgelerinin 10 yıldan uzun bir süre önce WikiLeaks'e sızdırılmasıyla ilgili olarak belgelerin kaynağı olan eski askeri istihbarat analisti Chelsea Manning’le Assange’ın ilişkisine odaklanıyor. Trump dönemindeki Adalet Bakanlığı, Assange'ı bir ABD askeri veritabanına erişim çabalarında Manning'e yardım ettiği iddiasıyla suçlamıştı. Ardından aleyhindeki iddialar daha da genişletilmiş ve Assange casusluk yasası kapsamında suçlanmıştı.

Assange davası, savcıların kaynaklarıyla etkileşimlerine dayanarak hükümet sırlarını elde eden gazetecilere davaları açmasına izin verebilir. Savcılar muhbirlerin elektronik ayak izlerine ve kaynaklarına bakarak onları kendilerine gizli bilgi vermeye teşvik edebilir. Bunun sonucunda gazetecileri korsanlıkla mücadele yasalarına göre suçlayıp suçlayamayacaklarını belirlemeye çalışabilirler. Ülke çapındaki araştırmacı muhbirler, yalnızca kaynaklarıyla buluştukları ve onları bilgi vermeye teşvik ettikleri için cezai yükümlülükle karşı karşıya kalabilir.

Bu durum, gazetecilerin Pentagon’u, CIA’i veya Ulusal Güvenlik Teşkilatı'nı agresif bir şekilde takip etmesini neredeyse imkansız hale getirerek Amerikan cumhuriyetini tehlikeye atar.



* Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

theintercept.com/2021

Independent Türkçe için çeviren: Ahmet Delal Tüy

DAHA FAZLA HABER OKU