Fas Yahudileri İsrail ile normalleşmeden memnun

Peşpeşe gelen krallıklar boyunca Krallarla aralarındaki bağ yıllarlarca çok güçlü kaldı.

Fas Yahudileri "Berberi Yahudileri” ve "Sefarad Yahudileri (Magoraşim)" olarak ikiye ayrılıyor (AFP)

Fas Yahudileri, ABD Başkanı Donald Trump'ın Fas ile İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi kararını açıklamasıyla birlikte bu yıl 10 Aralık’ta başlayan Hanuka Bayramı'nda (Işık Bayramı) çifte kutlama düzenledi.

Büyük bir sevinç

Fas'taki Yahudi grubu ve İsrail'deki Fas asıllı Yahudiler, Fas ve İsrail hükümetinin kararını memnuniyetle karşıladıklarını duyurdular. Ayrıca, Başkan Trump'ın Ortadoğu'daki barış planının on yıllardır süren çatışmaları sona erdireceğini umduklarını belirterek, söz konusu kararı Arap dünyasıyla barışa giden yolda en büyük adım olarak değerlendirdiler.

Fas asıllı Ulaştırma Bakanı Miri Regev de Fas lehçesiyle iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden kurulmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Faslı Yahudiler, nesiller boyu doğdukları ülke ile barışın hayalini kurdu. Orada derin kökleri olan bir kültürümüz var. Tanrı bizi ve onları korusun” dedi.

Fas'taki Yahudi Toplulukları Konseyi Genel Sekreteri Serge Berdugo, ilişkilerin normalleşmesi adımından duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Bizim için, sizler ve tüm dünya için önemli bir gün. 2020 yılı sıkıntılarla başladı ancak sevinçle sona erdi. Bugün barış günü” diye konuştu.

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita, normalleşme anlaşmasından önce de Fas ve İsrail arasındaki ilişkilerin "zaten normal" olduğunu belirterek, "Bizim bakış açımızdan, biz normalleşmeden bahsetmiyoruz çünkü ilişkiler zaten normaldi. Biz, iki ülke arasındaki ilişkilerin eskiden olduğu gibi yeniden başlamasından bahsediyoruz. Çünkü ilişkiler daima vardı ve hiçbir zaman durmadı" ifadesini kullandı.

Ticari işbirliği 

Fas ve İsrail, 1995 yılında Oslo anlaşmalarının ardından karşılıklı irtibat büroları açtılar. Ancak 2000 yılında ikinci Filistin ayaklanmasının patlak vermesinin ardından birkaç yıl sonra kapatıldılar.

Bununla birlikte, İsrail Merkez İstatistik Ofisi’ne göre, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2014 ve 2017 yılları arasında 149 milyon dolar olarak tahmin edilmesi nedeniyle, basın raporları iki ülke arasındaki ticari işlemlerin gizlice devam ettiğini ortaya koydu. Fas, İsrail'in dokuzuncu Afrikalı ortağı olarak biliniyor.

Takdir ve Fas Kralı ile ilişkiler

Faslı Yahudilerin geri kalan Müslüman vatandaşlarıyla ilişkileri genel olarak iyi olmasına rağmen, 1948'deki Nekbe ve 1967'deki Altı Gün Savaşı gibi Filistin'deki durumla ilgili bazı geçici gerilimlerle birlikte, Fas tahtında birbirini izleyen Krallıklarla çok güçlü kaldı.

Bunun temel nedeni, Faslı Yahudilerin, II.Dünya Savaşı sırasında Yahudi tebaasını teslim etmeyi reddeden merhum Fas Kralı 5. Muhammed’e olan takdirlerinden kaynaklanıyor.

1939'da Nazilerin Fransa'yı işgalinden sonra, Alman yanlısı Fransız Vichy hükümeti Yahudileri imha etme planına girişmeye çalıştı ve Yahudileri bir araya getirmeyi ve onları Almanya ve Polonya'daki imha kamplarına göndermeyi amaçlayan Nazi Almanyası tarafından kabul edilenlerle aynı yasaları yürürlüğe koydu. Vichy, Kral 5. Muhammed'den ülkesindeki Yahudileri teslim etmesini istedi. Ancak Kral, bazı büyük güçlerin kendisine uyguladığı baskıya rağmen bunu reddetti ve tarihi cümlesini söyleyerek, "Ben sadece Müslümanların Kralı değilim, tüm Faslıların Kralıyım" dedi.

Bu söz hala Faslı Yahudilerin gönlünde köklü bir şekilde yer alıyor. Ayrıca bu sözler, yıllar boyunca bir dizi türbeye ziyaretler düzenleyerek ve bazı bayramlarını kutlayarak Yahudilerle Fas Kraliyet makamı arasında güçlü bir ilişkinin temelini oluşturuyor. 

Fas Yahudilerinin tarihi 

Fas Yahudileri, İslam fethinden önce Museviliğe geçen Fas Berberileri (Amazigh) olarak bilinenler ve Endülüs'ten kaçan Yahudiler (İbranice "takipçiler" anlamına gelen "magoraşim") olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Bazı tarihi araştırmalar, Fas'taki Yahudi varlığının Fenike dönemine kadar uzandığını, bunun MÖ 9. yüzyılda bazı Yahudilerin Fenike tüccarlarına eşlik etmesiyle bağlantılı olduğunu öne sürüyor. Yahudilerin Berberilerle (Amazighler- Kuzey Afrika'nın çoğunun asıl sakinleri) ilişkileri olduğunu belirten araştırmacılar, ancak Yahudilerin Kuzey Afrika'ya en büyük göç dalgasının ilkinin Müslümanların ve Yahudilerin Engizisyon mahkemelerine atılmaları ve zorla yerinden edilmeleri nedeniyle maruz kaldığı kısıtlamaların ardından 15. yüzyılda Endülüs'ün düşüşüyle gerçekleştiğini bildiriyor.

O dönemde Fas'taki Yahudi sayısının 100 bini aştığı, İspanya ve Portekiz'den kaçanların sayısının 30 bine ulaştığı, şu an ise sadece 3 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.

Göç dalgaları

Faslı Yahudilerin İsrail'e göçü, çoğu yasadışı olan bazı dönemlere ayrılıyor. Yazar Michel-Meir Knafo, “Mossad ve Fas'taki Yahudi Ağının Sırları: 1955-1964 (Le Mossad et les secrets du réseau juif au Maroc (1955-1964))” adlı kitabında bu dönemleri ayrıntılı olarak ele alıyor. Faslı yetkililerin göçmenlik bürolarını kapattıktan sonra Mossad’ın yeraltı "Misguerite" örgütünün üç aşamalı göç operasyonundan bahsediyor: İlki 1956-1957 yılı arasında başladı ve yasal ve yasadışı göç arasındaki geçiş dönemini kapsıyor. 1956'da, Yahudi Göçmenlik Bürosu tarafından Kazablanka yakınlarında kurulan Mazagan kampında hala binlerce Yahudi vardı.

Yazar, ikinci aşamanın 1957 ile 1961 arasında başladığını ve o dönemlerde Yahudilerin yerinden edilmesinin büyük ölçüde azaldığı gizli göç yılları olduğunu belirtiyor. Yazar, üçüncü aşamanın ise 1961'de başlayıp 1964'e kadar devam ettiğini, Faslı yetkililerin “Yachin Operasyonu” adını verdiği sürecin Mossad tarafından Faslı Yahudileri gizlice İsrail'e sürmek için başlattığı bir operasyon olduğunu kaydediyor.

Ülkelerinde kalmayı tercih eden Fas Yahudileri, İbrani kültürlerine ve günlük yaşamlarının ritüellerine bağlı kalarak Müslüman vatandaşlar ile bir arada yaşamaya çalışırken, Fas’tan İsrail'e gelenler ise Fas kültürlerine sarılmış ve orada yaşadıkları ayrımcılık sonucunda sağ partilere girdikten sonra siyasi bir lobi oluşturarak etkili bir siyasi taban oluşturdular. "Aşkenaz (Batı) Yahudileri” ve "Sefarad (Doğulu) Yahudiler” olarak, birçoğu hükümet görevlerinde bulundular.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

DAHA FAZLA HABER OKU