"Altın kızlar"ın kaptanı Duygu Doğan: Avrupa şampiyonalarında finale kalamazken şimdi altın madalya kazanmamız gerçekten gurur verici

Ukrayna'nın başkenti Kiev'de Avrupa şampiyonu olan Türkiye Kadın Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı'nın Duygu Doğan, turnuvada yaşadıklarını, kariyerini ve bundan sonraki hedeflerini Independent Türkçe'ye anlattı

Türkiye, son yılların en dikkat çeken olimpik braşlarından jimnastikte altın çağını yaşıyor. 

2019'da Nazlı Savranbaşı, İbrahim Çolak, Ahmet Önder ve Ferhat Arıcan'ın tarih yazdığı jimnastikte tüm Türkiye bu kez Duygu Doğan, Azra Akıncı, Peri Berker, Nil Karabina ve Eda Asar'dan oluşan "Altın kızlar"ı konuşuyor. 

Türkiye Kadın Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı, Ukrayna'nın başkenti Kiev'de düzenlenen Avrupa Ritmik Jimnastik Şampiyonası'nda altın madalya kazanarak tarihe geçti.

 

 

Duygu Doğan'ın kaptanlığındaki Kadın Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı, Türkiye'nin bu kategoride ilk şampiyonluğuna ulaşmasını sağladı.

Türkiye'nin en deneyimli jimnastikçilerinden biri olan ve aynı zamanda Kadın Ritmik Jimnastik Grup Milli Takımı'nın kaptanlığını yapan Doğan, kariyerini, Avrupa şampiyonasını ve bundan sonraki hedeflerini Independent Türkçe'ye anlattı.

Doğan, iki çocuklu bir ailenin ikinci çocuğu olarak 2000 yılında Ankara'da doğdu.

 

Duygu Doğan.jpg
Duygu Doğan ve arkadaşları Kiev'de elde ettikleri başarıyla Türkiye'ye gurur yaşattı / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Sporcu kimliğinin yanı sıra Ankara Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği 3. sınıfta okuyarak eğitim hayatını sürdüren Doğan jimnastikle tanışma hikayesini anlattı. 

"Aslında annemin hayaliymiş jimnastikçi olmak" diyen Doğan, annesi yapamayınca 5 yaşında bayrağı devralmış: "5 yaşında başlattılar ama çok uzun sürmedi ve ara verdim. 3 yıllık aranın ardından 8 yaşında ilkokul öğretmenimin teşvikiyle tekrar başladım ve yoluma devam ettim."

Oldukça yoğun ve zor antrenmanlara sahip olan jimnastikte başarı hedefiyle yola çıkan Doğan, spora başladığı dönem yaşadığı zorlukları şöyle anlattı:

Her profesyonel işte inişler ve çıkışlar oluyor. Ritmik jimnastikte de hem maddi hem de manevi anlamda zorlukları var. Manevi anlamda çok uzun saatler antrenman yapıyoruz. Kendimize ayıracak vaktimiz kalmıyor. Çok fedakarlıklarda bulunuyoruz. Hem sosyal anlamda hem de okul anlamında çok zorluyor. Ancak bu yoğun çalışmanın karşılığında başarılamayacak hiçbir şey yok. Avrupa şampiyonu olarak bunun karşılığını aldığımızı düşünüyorum.

 

Altın kızlar - Cimnastik federasyonu1.jpg
Duygu Doğan ve arkadaşları, altın madalya zaferini doyasıya kutladı / Fotoğraf: Türkiye Jimnastik Federasyonu

 

"Klasik ritüelimizi gerçekleştirdik ve uğurlu geldi"

24 Kasım'da Mersin'deki son hazırlık kampında çalışmalarını tamamlayan ve ardından Avrupa Şampiyonası için takımıyla birlikte Ukrayna'nın yolunu tutan milli sporcu, zorlu turnuvanın finalinde yaşadıklarını ve takım olarak klasik haline getirdikleri ritüeli şöyle aktardı:

Yapacağımızı hissetmiştik. Bu yarışmaya gelirken de hedefimiz madalyaydı. Sürekli bunun için çalışmalarımızı sürdürdük. Yarışmaya başlamadan önce sürekli yaptığımız bir ritüelimiz var. Birbirimize bakıp, 'Yapacağız' diyip, derin bir nefes alıp, sağ ayakla halıya çıkıyoruz. Yine bu ritüelimizi gerçekleştirdik ve uğurlu geldi.

Kiev'deki finalde Doğan ve arkadaşları, "üç çember+iki labut" aletiyle altın madalya kazanarak şampiyona tarihinde bir ilke imza attı ve organizasyonda Türkiye'ye ilk altın madalyasını getirdi.

Duygu Doğan, Türk ve dünya tarihine geçmenin nasıl bir his olduğunu şu sözlerle dile getirdi:

Çok güzel ve gurur verici bir duygu. Çünkü Ritmik Jimnastik tarihinde daha önce Avrupa şampiyonalarında grup kategorisinde finale bile kalamıyorken şu an bu ülkenin altın madalya kazanması ve bu başarıyı bizim elde etmemiz, bize gerçekten gurur veriyor. Kazandığımız bu madalya sadece ritmik jimnastikte değil, artistik jimnastik, aerobik jimnastik, trambolin jimnastik gibi jimnastiğin genel bütün branşlarında elde edilmemişti. Bununla birlikte ilk Avrupa şampiyonluğunu kazanan biz olduk. 

 

Altın kızlar yurda döndü-AA.jpg
"Altın kızlar"ı Ankara'da aileleri karşıladı / Fotoğraf: AA

 

2012'de Göksu Üçtaş Şanlı, 2016'da Tutya Yılmaz ve Ferhat Arıcan'la Türkiye'yi uluslararası arenada temsil etme şansı yakalayan ve şu an Türkiye'nin en tecrübeli isimlerden biri olan Duygu Doğan, Türk jimnastiğinin son yıllardaki başarısını ve gelecekteki hedefleri ile ilgili şunları kaydetti:

Türk jimnastiği birden bir yükseliş yakaladı. Biz ilk olarak 2012'de Göksu Üçtaş Şanlı ile olimpiyatlara katıldık. Bu artistik jimnastikte olimpiyatlara ilk katılımımızdı. 2016'da Tutya Yılmaz ve Ferhat Arıcan'la katıldık ve 2 olimpiyat kotası aldık. Bu sene ise artistik jimnastikte 4 kotamız var ve beşinci kotayı almak için zorluyoruz. Şu ana kadar olimpiyat tarihinde 4 kota alarak 3'ün üstüne ilk kez çıktık ve bu beş olabilir. Bunların üstüne seneye yapılacak Avrupa şampiyonasında olimpiyatlar için tekrar kota alabilirsek jimnastik branşımızda olimpiyat dönemimizi 10 kota ile tamamlamış olacağız. 2021'de yapılacak Avrupa şampiyonası kota seçmelerinde başarılı olarak bir ilki gerçekleştirmek ve Ritmik Jimnastik Milli Takımı olarak 2020 Tokyo Olimpiyatları'na katılmak istiyoruz. 

Turnuvalarda ve hazırlık süreçlerinde devlet desteği aldıklarını söyleyen Doğan, şu ifadeleri kullandı:

Olimpik havuzdayız ve bu havuzdaki sporcuların belirli bir maaşı var ancak sporculara verilen destek her zaman arttırılabilir. Dünya ile kıyasladığımızda çoğu sporcu bizim gibi devlet desteği alıyor.

 

Altın kızlar - Cimnastik federasyonu.jpg
Altın kızlar - Cimnastik federasyonu.jpg, by mehmet.altunkilic

 

Jimnastikte emeklilik kararı alma yaşının oldukça düşük olduğundan dert yanan milli sporcu, bu durumun değişmesi için çağrıda bulunuyor:

Ritmik jimnastiği bırakma yaşı çok düşük. Ben şu an 20 yaşındayım ve Türkiye'deki yaşı en büyük sporcuyum. Bu ortalamanın çok daha yükseltilmesi lazım. Dünya üzerinde 29-30'lu yaşlarında hala jimnastiğe devam edenler var. Bizim de bu yaş ortalamamızı yukarı çekmemiz lazım. Lütfen spor yapanlar bırakmasınlar. İleride başlayacak olan çocuklar da uzun süre devam etsinler.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Avrupa şampiyonu Doğan'ın gençlere de önerileri var.

"Ağaç yaşken eğilir misali küçük yaşta spora başlasınlar ve devam etsinler" tavsiyesinde bulunan Duygu Doğan, gençlere şöyle seslendi:

Okulu bahane ederek sporu bırakmasınlar. Okul ile sporun devam ettirilebileceğinin en büyük örneği biziz burada. Ben üniversitede okuyorum ve spora devam etmem de bunun kanıtı. İllaki beden eğitimi seçmek zorunda değiller veya spora devam etmek için bu bölümü okumak zorunda da değiller. Bizim sporcu avukatlara, sporcu doktorlara da ihtiyacımız var. Bu yüzden hem akademik hem de sportif anlamda insanlar kendisini geliştirebilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU