25 yıl sonra: AİB çalışmalarından umutlanabilir miyiz?

Son 25 yıllık tecrübeden doğru dersler çıkarırsak bölgemizdeki zengin çeşitliliği kimseyi geride bırakmayacak şekilde inşa edebiliriz. Gücümüz dayanışmamızda

Fotoğraf: Twitter

Akdeniz için Birlik (AİB) örgütünün 42 üye ülkesi, Beşinci Bölgesel Forumu'na katılmak için bugün bir araya geliyor.

Barselona Süreci olarak bilinen Avrupa-Akdeniz Ortaklığı'nın başlamasından bu yana 25 yıl geçti.

1995 yılında Barselona Deklarasyonu'nun yayınlanması, Akdeniz bölgesinde barış, istikrar ve refahı tesis etmeye yönelik çabaların yönlendirilmesine yönelik açık bir taahhüdü yansıtan güçlü bir siyasi mesajdı.

2008 yılında, çeşitli alanlarda politika diyaloğunu ve etkili işbirliğini güçlendirmeye odaklanan bir platform olan AİB'in lansmanına tanık olduk.

AİB çeşitliliği ve potansiyeliyle zengin olan bölgede entegrasyonu desteklemek amacıyla kuruldu.

Bölge halkı kendisine iş, saygınlık, adalet ve uygun bir eğitim sağlayan istikrarlı ve nezih bir yaşama ulaşmak için çabalıyor.

Her iki cinsiyetten bölge gençlerine potansiyellerini gerçekleştirmeleri ve ortak geleceğimizi inşa etmede aktif olarak yer almaları için araçlar sağlamak bizim sorumluluğumuzdur.


Akdeniz bölgesi ülkeleri terörizm, aşırılık ve bölünmeye neden olan bir nefret kültürünün yayılması tehlikeleriyle karşı karşıya.

Bu nedenle; bu tehlikelerle ve bir nefret kültürünü besleyebilecek her şeyle birlikte yüzleşmeliyiz.

Ayrıca başkaları hakkında olumsuz kanaatler yaymaya çalışanlarla ve bağnazlık, damgalama, ırkçılık ve şiddet gibi terimleri meşrulaştırmak amacıyla din veya inancın kullanılmasıyla yüzleşmek için çabalarımızı birleştirmeliyiz.

Başkalarına saygı göstermek ve benzerlikleri teşvik etmek için herkesi çaba göstermeye davet ediyoruz.


Mülteciler veya ev sahibi topluluklar söz konusu olduğunda, göç ve mülteci sorunlarını insani ve sürdürülebilir bir bakış açısıyla yönetmemiz gerekiyor. Böylece ortak sorumluluk ilkesini pekiştirmiş oluruz.

Ayrıca çabalarımızı iki katına çıkarmalı ve bölgemizi uzun süredir rahatsız eden Suriye'de, Yemen'de, Libya'da ve Ortadoğu bölgesinde çok sayıda bölge halkının acı çekmesine neden olan krizlere siyasi çözümler bulmalıyız.


Bölgede kapsamlı güvenlik ve barışı sağlamanın tek yolu olması hasebiyle Filistin-İsrail sorununu iki devletli çözüm temelinde çözme kararlılığımızı vurguluyoruz.

Uluslararası hukuka tam olarak saygı gösterme, çok taraflı eylemi destekleme ve kurumlarını güçlendirme taahhüdümüzün altını çiziyoruz.


Bu vesileyle, AİB, Barselona Süreci'nin temelini oluşturan ilke ve değerlere yenilenmiş bir bağlılık gösterilmesi gerektiğini ifade etmek istiyor.

Koronavirüs salgınının bölgeyi ekonomik ve sosyal açıdan faturalandırdığı bir zamanda geleceğe bakmak için Beşinci Bölgesel Forumu fırsat olarak görmeli ve bundan yararlanmalıyız.

Bu zorluklarla yüzleşmek için işbirliği yapmamız ve birlikte çalışmamız kaçınılmazdır.


Şimdi önümüzdeki yıllara yönelik önceliklerimizi karşılıklı fayda sağlayacak ve bölgesel işbirliğini güçlendirmek için büyük potansiyel sunacak alanlarda tanımlamalıyız.

Bu önceliklerin başında iklim değişikliği ve çevre, sürdürülebilir kalkınma, mavi ekonomi, dijital dönüşüm ve sivil savunma konuları geliyor.


AİB, Akdeniz'de İklim ve Çevre Değişikliği Uzmanlar Ağı tarafından yürütülen ve iklim değişikliğinin bölge üzerindeki etkisi konulu türünün ilk örneği çalışmayı destekledi.

Bu çalışma bölgemizdeki karar vericilerin uygun kararlar almaları için sağlam bilimsel temeller sağlamayı ve aynı zamanda bilimsel verilerin sağlanmasında Kuzey ile Güney arasındaki boşluğun kapatılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır.

AİB aynı zamanda bugüne kadar binlerce gence ve çok sayıda küçük ve orta ölçekli işletmeye fayda sağlayan Akdeniz İstihdam Girişimi'nin de sponsorudur.

AİB, genç nesiller arasında açık bir bölgesel vizyon oluşturmaya çalışan Avrupa-Akdeniz üniversitelerinin kurulmasına katkıda bulundu.

Aynı zamanda kadınların güçlendirilmesi alanında hükümetlerimiz arasında ilk takip mekanizmasının kurulması, kadınların statülerini iyileştirme çabalarını artırmayı ve siyasi ve ekonomik düzeylerde kadınların rolünün herhangi bir zayıflığa uğratılması ile başa çıkmada karar vericilere yardımcı olmayı hedefliyor.


Açık ve şeffaf olmalıyız ve çabalarımızın istenen meyveleri henüz vermediğini kabul etmeliyiz. Akdeniz'in kuzeyi ile güneyi arasındaki ekonomik entegrasyon gerekli düzeye ulaşmamıştır.

Bölgemizdeki yaşam standartları farkını henüz kapatamamışken, bölgedeki diğer birçok gösterge de gerekli ilerlemenin kaydedilmediğini ortaya koyuyor.

Öte yandan koronavirüs salgını sosyal parçalanmayı şiddetlendirdi. Bu da ekonomik ve sosyal adaleti teşvik etme çabalarını etkiledi.

Bu durum gelecekte somut başarılara ulaşmak için çabalarımızı iki katına çıkarmamızı gerektiğini bize söylüyor.


Akdeniz'in iki kıyısındaki herkesi etkileyen mevcut zorluklar, bizi halklarımız arasında işbirliğini ve dayanışmayı güçlendirmeye ve salgın sonrası dönemde iyileşme ve sürdürülebilirliği sağlamak için taahhütlerimizi uygulamak ve ortak zorlukları aşmak için her zamankinden daha fazla çalışmaya itiyor.

Bu, toplumlarımızın direncini artıracak ve gelişme kapasitesine sahip ekonomiler yaratacaktır.


İyimser olmak için pek çok nedenimiz var. Zorlukların üstesinden gelmek için gerekli araçları sağlar ve gerekli çabayı gösterirsek Akdeniz bölgesi toparlanmak ve iyileşmek için yeterli yeteneklere sahiptir.

Zengin kültürlere ve modern medeniyetin beşiğine ev sahipliği yapan bölgemiz, gençlerimiz için yenilenebilir enerjinin yanı sıra uluslararası alanda ortaya çıkan düşünürleri ve işadamlarını da içerisinde barındırmaktadır.

İnsan kaynaklarına yatırım yapmak çok önemlidir.

Son 25 yıllık tecrübeden doğru dersler çıkarırsak bölgemizdeki zengin çeşitliliği kimseyi geride bırakmayacak şekilde inşa edebiliriz. Gücümüz dayanışmamızda.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU