Tarihi camiler elektrikli ısıtıcıların tehdidi altında: Aşırı kullanımları yangın riski yaratıyor

Vaniköy Camii'nde çıkan yangın dikkatleri İstanbul'daki diğer tarihi camilere çevirdi. Ahşap yapılı camilerde eskimiş tesisatlar ve elektrikli ısıtıcıların aşırı kullanımı yangın yol açıyor

Tarihi Vaniköy Camii, çıkan yangın hasar gördü / Fotoğraf: İHA

Boğaz kıyısındaki Çengölköy'de bulunan tarihi Vaniköy Camii geçen pazar günü çıkan yangın ile büyük hasar gördü.

Yangınla ilgili açılan soruşturma kapsamında aralarında cami imamı Mustafa Coşkun ve eşi Havva Coşkun'un da olduğu beş kişinin ifadesine başvuruldu.

İmam Coşkun verdiği ifadede, "Caminin tamamı elektrikli yerden ısıtmalıdır. Yangının kadınlar bölümündeki elektrikli yerden ısıtma sisteminden kaynaklandığını düşünüyorum" dedi.

İstanbul'da özellikle Boğaz kıyısındaki semtlerde ve merkezi bölgelerde 16-17-18 ve 19'uncu yüzyıllardan kalma ahşap camiler bulunuyor.

Söz konusu yangın dikkatleri bu camilerdeki güvenlik önlemlerine çevirdi.

Twitter'dan uyardı: Yangın riski olan birçok cami var

Bu konudaki ilk uyarı araştırmacı yazar Müfid Yüksel'den geldi.

Yüksel, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şöyle dedi.

Bugün yanan Vaniköy/Vani Mehmed Efendi Camii gibi yangın geçirme riski olan birçok cami var. Tüm tarihi camiler mercek altına alınmalı. Tarihi camilerin ısınma sorunu yangına zemin teşkil etmeyecek, risk barındırmayacak şekilde çözülmeli.

müfid.jpg
Müfid Yüksel / Fotoğraf: Twitter

 

"Risk çoğunlukla elektrikli ısıtıcılardan kaynaklanıyor"

Paylaşımının ardından aradığımız Yüksel, tarihi camilerdeki yangın riskinin çoğunlukla elektrik tesisatlarından kaynaklandığını kaydederek şöyle konuştu:

Tarihi camilerin çoğunda elektrik tesisatları çok eski. 1970'li yıllardan kalanları bile var. Ya da son derece kalitesiz yetersiz malzeme ile döşenmiş durumda. Ahşap tavanlı ve ahşap elemanları yoğunlukta olan camilerdeki eski/yetersiz/sağlıksız elektrik  tesisatı çoğu zaman vernikli ahşap yapı elemanlarıyla birlikte potansiyel tehlike oluşturmaktadır.

Ortaköy'deki Büyük Camii yangını da aynı nedenle çıktı

"Ayrıca camilerde bir kısım görevlilerin elektrikli ısıtıcı, ocak, piknik tüpü vs. yanmaya meyyal araçlar kullanmaları da bu riski ciddi anlamda artırmaktadır" diyen Yüksel, şöyle devam etti:

Nitekim daha önce 1988'de Ortaköy'deki Büyük (Mecidiye) Camii yangını bu sebepten çıkmıştı. Camiin giriş kapısının her iki kanadında bulunan uzantı yapılar/müştemilat lojman/meşruta olarak kullanılmaktaydı. Lojmanda aynı anda kullanılan birkaç elektrikli ısıtıcı büyük bir yangına sebep olmuş cami ve lojman çok ağır hasar aldığı gibi görevlinin ailesi de bu yangında hayatını kaybetmişti.

"Ahşap yapıların duvarlarının vernikli lambri ile kaplanması faciaya davetiye çıkıyor"

Birçok camide bu tür sorunların olduğunu ve Diyanet ile Vakıflar'ın bu konuda son derece yetersiz kaldığını öne süren Yüksel, sözlerini şöyle tamamladı:

Özellikle camilerde adeta duvarları vernikli lambri ile kaplama adeta bir furyaya dönüşmüş. Duvarları lambri ile kaplanmamış cami artık çok az sayıdadır. Ahşap yapı elemanları yoğun olan camilerin duvarlarına vernikli lambri kaplanması faciayı adeta davet etmektedir. Ayrıca, zaman zaman komşu binalarda çıkan yangınlar bir kısım büyük/önemli tarihi camilere de büyük zarar vermiştir. 13 Mart 1983'te Debreli İsmail Paşa yalısında çıkan yangın bitişiğindeki ünlü Beylerbeyi (Hamîd-i Evvle) Camiine sıçramış ahşap kubbesini yakmıştı.

serhat şahin.jpg
Serhat Şahin / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"İmamların tarihi yapılar üzerindeki bilgileri çok zayıf"

Mimari Restorasyon Kültür Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Mimar Serhat Şahin ise bu konuda denetleme görevinin camilerin mülkiyetine sahip olan Vakıflar Genel Müdürlüğü ile kullanım hakkına sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nda olduğunu kaydederek, "Müftülerin mutlaka devreye girip imamları yetiştirmesi lazım. İmamların maalesef tarihi yapılar üzerindeki bilgileri çok zayıf. Cami içindeki uygulamaları kimi zaman izin almadan yapabiliyorlar. Vaniköy'deki camide böyledir. Sanırım buradaki yangının elektrik kaçağından olduğu düşünülüyor" diye konuştu. 

Şahin, cami içlerinde elektrikli ısıtıcıların yaygın olarak kullanılmasının bir risk yarattığını öne sürerek şu iddiada bulundu:

"Elektrikli ısıtıcılara yükleniyorlar"

Camilerin elektrik ücretleri Diyanet İşleri Başkanlığı'nca, su ise belediyelerce ödeniyor. Bunun verdiği rahatlıkla elektrikli ısıtıcılara fazla yükleniyorlar. Vaniköy'deki birçok örnekte Boğaz'daki camiler nemden ve soğuktan etkilenmekte. Daha iç taraflardaki camilere göre elektrikli ısıtıcılara daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Elektrikli ısıtıcıları aşırı kullandıkça bu da sigortalara daha fazla yükün binmesine neden oluyor ve yangın riskini arttırıyor

Cami içindeki lojmanlarda yangın riskini artırıyor

Yine tarihi camilerin içerisinde veya bitişiğinde çoğu zaman cami personeline ait lojman olarak kullanılan alanların olduğunu ve buralarda da yoğun bir şekilde elektrikli aletler kullanıldığını öne süren Şahin, lojmanların da tarihi camilerde yangın riskini artıran nedenlerden biri olduğunu söyledi.

Şahin ayrıca tarihi camilere gösteriş yaparcasına gereksiz büyük avizelerin eklendiğini bunun da sigortaları olumsuz etkilediğini söyledi.

"İstanbul'da restorasyon yapılanlar hariç tarihi camiler risk altında"

İstanbul'daki restorasyon yapılanlar hariç tarihi camilerin yangın riski altında olduğunu öne süren Şahin, "Bunların denetimlerinin uzmanlarca yapılıp yangına karşı risk planlarının çıkarılması lazım. Ve bu risklerin ilgili kurumlara dağıtılıp, o cami kimin sorumluluğunda ise bir an önce çözülmesi gerekiyor. Tesisatlar sıradan elektrikçilerce elektrik mühendislerce yapılması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

takkeci.jpg
Şahin'e göre Takkeci İbrahim Ağa Camii'de yangın riski altında / Fotoğraf: İslam Ansiklopedisi

 

"Tarihi camilerde fareler de elektrik kabloları için risk yaratıyor"

Şahin, son olarak farklı bir soruna daha değindi.

Tarihi camilerin bir kısmının çatıları ahşap karkastan olduğu için buralarda zaman zaman fare sorunu olabiliyor. Farelerde caminin elektrik tesisatı ne kadar yenilenirse yenilense fareler tarafından kemirilme sonucu zarar görebiliyor. Bu sorunu yaşayan camilerden biri de Topkapı Şehir Parkı içinde bulunan ve Mimar Sinan tarafından yapıldığı söylenen Takkeci İbrahim Ağa Camii. 

Şahin, farelerin bu anıtsal camide de pek çok kereler elektrik kablolarına zarar verdiğini öne sürererek, risk taşıması nedeniyle şimdiden yetkilileri uyardığını kaydetti.

mahir.jpg
Mahir Polat / Fotoğraf: Twitter@mhrpolat

 

İBB yetkilisi Polat da elektrikli ısıtıcı riskine dikkat çekti

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları Daire Başkanı Mahir Polat da ahşap camilerde ısıtma, aydınlatma veya klima amaçlı kullanılan aletlerin tarihi yapıların kaldıramayacağı yükler oluşturarak bu yerleri riske attığını öne sürerek, "Birçok ahşap camide bu tür sistemlerin ve zemin altı ısıtma sistemlerinin kullanıldığı hatta bunların bazen projesi olmadan ve Anıtlar Kurulu'ndan izin almadan yapıldığı biliniyor" dedi.

Kışın gelmesiyle elektrikli ısıtıcıların da devreye girmesinin yangın riskini artırdığını kaydeden Polat, Vaniköy Camii'sine itfaiye tarafından 7 dakikada müdahale edilmesine karşın ahşap olmasından dolayı yangının kısa sürede etkili olduğuna dikkat çekti.

"Projesiz elektrik tesisatlarının kullanıldığını duyuyoruz"

Elektrikli aletlerin bu tür tarihi yapıların kurallarına uygun ve kullanılması gerektiğini ve tedbir alınması gerektiğini söyleyen Polat, Vaniköy'deki Camii'yle ilgili şöyle de bir hatırlatma yaptı:

Bu camimiz 2000 yılının başına kadar tarihi eser olarak tescillenmemişti. Bizim yaptığımız başvuru ile tescillendi. Yani bir yıl önce yansaydı tarihi eser sayılmayacaktı. Bu da başta mülk sahibi ve kullanıcı kurumların nasıl bir özensizlik içinde olduğumuzu gösteriyor. Projesiz elektrik tesisatlarının ya da aşırı enerji yükü içeren sistemlerin tarihi camilerde uygulandığını duyuyoruz ve şahit oluyoruz. Bir an önce buraların elden geçirilerek, risk yaratacak sistemlerden arındırılması çok önemli.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU