Adalet Bakanı Gül’den “nafaka” açıklaması: Değişiklik için yasal düzenleme gerekiyor

Bakan Gül, “Ne olursa olsun bu konuda kadınların aleyhine hiçbir faaliyetin, hiçbir adımın hükümet, parti ve bakanlık olarak destekçisi olamayız" dedi

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül,  TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı / Fotoğraf: AA

Mevcut nafaka düzenlemesi için daha önce “Ömür boyu nafaka hususu bir taraf için gerçekten eziyet. Kadın, erkek diye de bakmamak lazım. Kim ödüyorsa süresiz nafaka sürdürülebilir bir konu değil. Yeni mağduriyetler yaratmayacak şekilde çözüm bulunmalı” diyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, bu konuda gelen talepler için “yasal değişiklik” hatırlatmasında bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bakanlığının 2021 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı.

İcradan çocuk teslimi konusu

Bakan Gül, boşanan anne babaların çocuklarına yönelik icra kararlarına ilişkin soruyu yanıtlarken, "Özellikle çocuğunu göremeyen ebeveyn harç ödeyerek icraya başvuruyordu. Biz kendi çocuğunu görmek için neden harç ödesin yaklaşımındayız. Maliye ile de görüşmelerimizi yaptık. Kendi çocuğunu harçsız görmesi, harcın kaldırılması hususunda çalışıyoruz. Şu an icrada, icradan alalım, hangi sistem olacak? İlgili bakanlıklarla değerlendirme olmuştu. Bu husus netleşmiş oldu. Teknik önerilerimizi takdire sunacağız" dedi.

“Nafaka için yasal düzenleme gerekiyor"

Abdulhamit Gül, nafakaya yönelik çalışmaya ilişkin soruya, "tüm görüşlerin değerlendirildiğini fakat kadınların aleyhine bir adımın destekçisi olmayacakları" karşılığını verdi.

Gül, "Nafaka konusunda bir değişiklik olacaksa yasal bir düzenleme gerekiyor. Bunun yeri de Meclis'tir. Bakanlığımızın şu kadar yıl olsun diye bir düşüncesi asla yok. Bu konuda her kesimin farklı görüşleri var. Bunların hepsi değerlendiriliyor" diye konuştu.

Aile arabuluculuğu

Kadına yönelik gerek fiili gerekse dijital ortamda gerçekleştirilen ısrarlı takibe ilişkin cezaların artırılması gerektiğine inandıklarını, bu konuda caydırıcı başka önerileri de beklediklerini belirten Gül, kadına yönelik şiddet hariç olmak üzere aile arabuluculuğuna ilişkin çalışma bulunduğunu dile getirdi.

Nafaka tartışması

Nafaka konusundaki mevcut düzenlemenin değiştirilmesini talep eden ve “Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu” adı altında örgütlenen çevreler, süresiz nafakanın, boşanma sonrası yoksulluğa düşen tarafın karşı taraftan talep etmesi doğrultusunda ömür boyu hükmedilen bir nafaka türü olduğunu savunarak uygulamanın değiştirilmesini istiyor.

Öte yandan, nafakanın kadınlar için kazanılmış bir hak olduğunu savunan çeşitli kadın örgütleri ise nafaka hakkında dokunulmamasını istiyor.

2019 yılında Kadın Dayanışma Vakfı tarafından açıklanan ‘Yoksulluk Nafakası Araştırması’nın raporuna göre kadınlara verilen nafakanın yüzde 69’u çocukların ihtiyacı için ödenen iştirak nafakası. Ödenen nafakanın yüzde 66,4’ü 0- 500 TL, en üst sınırdan verilen nafaka ise 370 TL ama hükmedilen nafakaların yüzde 50,7’si hiç ödenmiyor. 

AYM açıklaması

Gül, "Anayasa herkes için bağlayıcıdır, tüm kişileri, kurumları bağlar ve kararlarının gereği yapılır" diyerek, "Yürüyen bir dava sürecinde hele Adalet Bakanı olarak bir söz, tavsiyede bulunmak, telkinde bulunmak benim inandığım hukuka aykırı ancak elbette mahkeme kararlarına uyulması Anayasa’nın amir hükmüdür ve mahkemelerden beklenen de budur" ifadelerini kullandı. 

"Yargı, ele geçirilecek bir mevzi değildir"

"Türk yargısı, millete aittir, Türk milleti adına karar verir, millet adına adaleti tesis eder. Bütün yargı mercilerimiz, Anayasa’nın öngördüğü bağımsızlık güvencesi ve tarafsızlık ödevi altında görev yapmaktadır" ifadelerini kullanan Gül şöyle devam etti: 

Yargı mercileri, bir idari teşkilat olmadığı gibi, kamu tüzeli kişiliği hiyerarşisinde bir taşra müdürlüğü de değildir. Yargı yetkisinin kullanımı, münhasıran ve ancak yargıya aittir. Bunun anlamı açıktır; yargı, hiçbir kişi, kurum veya merciden emir, talimat, tavsiye, telkin almaz. Hiç kimse ve Adalet Bakanlığı da dâhil olmak üzere hiçbir kurum yargı yetkisini kullanan mahkemelere vekâleten konuşamaz. Yargı, ele geçirilecek bir mevzi değil, her türlü siyasi mülahazanın üstünde tutulması ve korunması gereken, toplumun ortak bir değeridir. Yargının kurumsal varlığı hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmenin, korumanın da güvencesidir.

 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU