ABD başkanlık seçimlerinde sonuç krizi yaşanırsa hangi senaryolar gündeme gelecek?

Erken oy kullanma verileri posta yoluyla oy veren Demokratlar’ın sayısının Cumhuriyetçiler’den çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Kritik eyaletlerde oy sayımı sürüyor

Fotoğraf: Reuters

ABD başkanlık seçimlerinde bazı kritik eyaletlerde oy sayımı devam ediyor.

Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump, seçimi kendisinin kazandığını iddia ederek oyların sayılmasının sona erdirilmesini istedi.

Ülkede 100 milyonu aşkın oy, seçim gününden önce zaten kullanılmıştı. Ancak posta yoluyla kullanılan oyların bu yıl rekor düzeyde olması seçim sonuçlarının gecikeceği tahminlerinin yapılmasına neden oluyordu.

Demokratlar da bu durumda Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın seçimlerin güvenilirliğini sorgulayacağı ve Anayasa Mahkemesi’ne taşıyabileceği kaygılarını dile getiriyordu.

2000 seçiminde yaşananlar

Erken oy kullanma verileri posta yoluyla oy veren Demokratlar’ın sayısının Cumhuriyetçiler’den çok daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Pennsylvania gibi postayla kullanılan oyları seçim gününe kadar saymayan eyaletlerde bu oylar geç sayılacağı için ilk sonuçların Başkan Trump lehine olabileceği tahmin ediliyor. Demokratlar daha önce de Trump’ın Çarşamba günü yaptığı gibi ilk sonuçlara bakarak, oyların tamamı sayılmadan erken zafer ilan edebileceğini söylüyordu.

Adayların başabaş gittiği seçimlerde seçim ve oy sayma süreçleri özellikle de seçimler için belirleyici olacak eyaletlerde mahkemeye taşınabilir. Eyaletlerde açılan davalar Anayasa Mahkemesi’ne kadar gidebilir. Bunun bir örneği 2000 yılında Florida eyaletinde yaşanmıştı. Anayasa Mahkemesi oyların yeniden sayılmasını durdurunca Cumhuriyetçi aday George W. Bush, Demokrat aday Al Gore karşısında 537 oy farkıyla zafer kazanmıştı.

Yüksek mahkemede Trump lehine karar çıkabilir

Başkan Trump, muhafazakar yargıç Amy Coney Barret’i Anayasa Mahkemesi’ne ömür boyu görev yapmak üzere atadı. Böylece Anayasa Mahkemesi’nde denge 3 liberal üyeye karşı altı muhafazakar üyeyle muhafazakarlar lehine dönmüş oldu. Bu durumda seçimin Anayasa Mahkemesi’nin karşısına gelmesi durumunda Başkan Trump lehine karar çıkması olasılığı da tartışılmaya başladı.

Trump seçimin ertesi günü yaptığı açıklamada ‘‘Kanunların uygun şekilde uygulanmasını istiyoruz, bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz. Oyların sayılmasının durmasını istiyoruz’’ dedi.

ABD’nin seçim kanunları tüm oyların sayılmasını öngörüyor ve birçok eyalette oyların sayılmasının tamamlanması günler alabiliyor.

Seçici Kurul

ABD Başkanı doğrudan halk oylarıyla seçilmiyor. Anayasaya göre 538 Seçici Kurul üyesinin çoğunluğunu kazanan aday başkan olabiliyor. 2016 yılındaki seçimlerde Cumhuriyetçi aday Donald Trump, halk oylamasında Demokrat rakibi Hillary Clinton’un gerisinde kalmış, ancak 304 seçici kurul üyesinin oylarını almıştı. Hillary Clinton ise 227 seçici kurul üyesinden oy alabilmişti.

Her eyalette halk oylamasını kazanan aday o eyaletin seçici kurul üyelerinin de oylarını kazanıyor. Bu yıl seçici kurul 14 Aralık’ta toplanarak oylarını kullanacak. Kongre’nin her iki kanadı da 6 Ocak’ta bir araya gelerek oyları sayacak ve kazananı ilan edecek.

İki farklı sonuç bildirmişti

Normalde valiler eyaletlerindeki sonuçları onaylıyor ve bilgisini Kongre ile paylaşıyor.

Ancak bazı akademisyenler yarışın başa baş gittiği eyaletlerde valinin ve yerel meclisin iki farklı seçim sonucu gönderebileceği görüşünü dile getirmişti. Pennsylvania, Michigan, Wisconsin ve Kuzey Carolina’da valiler Demokrat ancak eyalet meclislerinde kontrol Cumhuriyetçilerde.

Hukuk uzmanlarına göre bu senaryoda Kongre’nin valinin paylaştığı Seçici Kurul rakamlarını kabul edip etmeyeceği ya da eyaletin seçici kurul oylarını geçersiz sayıp saymayacağı belli değil.

Bu senaryonun mümkün olduğunu düşünen uzmanların sayısı az da olsa bunun örneği yine 2000 yılında Bush ve Gore arasındaki seçim yarışında yaşandı. Cumhuriyetçiler’in kontrolündeki Florida meclisi 2000 yılında Anaya Mahkemesi kararından önce kendi seçici kurul oylarını Kongre’ye gönderme seçeneğini gündemine almıştı. 1876 yılında da benzer şekilde bazı eyaletler iki farklı sonuç bildirmişti. Kongre bunun üzerine Seçici Kurul Oylarını Sayma Kanunu’nu (ECA) 1887’de kabul etmişti.

Kanuna göre Kongre’nin her iki kanadı da eyaletler tarafından gönderilen farklı sonuçlarının hangisini seçeceğine ayrı ayrı karar veriyor. Şu anda Cumhuriyetçiler Senato’yu Demokratlarsa Temsilciler Meclisi’ni kontrol ediyor ancak seçici kurul oyları 3 Ocak’ta yemin edecek yeni Kongre tarafından sayılacak.

Kongre’nin iki kanadının da farklı karar alması durumunda ne olacağı ise belirsiz.

 Kanunda ‘‘Her eyaletin ‘yöneticisi’ tarafından verilen rakamlar geçerli olur’’ deniliyor. Birçok akademisyen bunu eyaletin valisi olarak yorumlarken diğerleriyse bu argümanı reddediyor. Bu kanun şimdiye kadar uygulanmadı, mahkemeler tarafından da yorumlanmadı.

Ohio Eyalet Üniversitesi hukuk profesörü Ned Foley’e göre bir diğer uzak olasılıksa Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Senato Başkanı olan rolünü kullanması ve Kongre’nin iki kanadının uzlaşamaması halinde eyaletin tartışılan seçici kurul oylarını tamamen geçersiz sayması.

Bu durumda hala bir adayın başkan olabilmesi için 270 seçici kurul üyesinin oyunun gerekip gerekmediği kanunda belirtilmiyor.

Geriye kalan seçici kurul üyelerinin çoğunluğunun hesaplanıp hesaplanmayacağından da söz edilmiyor.

Kongre’de yaşanacak anlaşmazlıklar konusunda Anayasa Mahkemesi çözüm için devreye girebilir. Ancak Anayasa Mahkemesi’nin seçici kurul üyelerinin nasıl sayılacağı konusunda hüküm vermeyi isteyip istemeyeceği belli değil.

 Olağanüstü seçim ihtimali

Seçici kurul üyelerinin oylarının çoğunluğunu her iki partinin adayının da elde edememesi durumunda Anayasa’nın 12’nci ek maddesi devreye giriyor. Bu durumda Temsilciler Meclisi, başkanı, Senato ise başkan yardımcısını seçiyor.

Her eyaletin delegasyonu Temsilciler Meclisi’nde bir oy verme hakkına sahip oluyor. Şu anda Cumhuriyetçiler 50 eyalet delegasyonundan 26’sını, Demokratlar ise 22’sini kontrol ediyor.

 

Independent Türkçe, Amerika'nın Sesi 

DAHA FAZLA HABER OKU