Piyasalarda seçim gerginliği: Dolar tetikte, Trump'ın seçilmesi ne kadar olumlu, Biden hakikaten kötü senaryo mu?

Başkanlık seçimlerinde koltuğunu korumaya çalışan ABD Başkanı Donald Trump’ın bazı eyaletlerde oy sayımının tamamlanmasına rağmen “Kazandık” açıklaması yapması piyasadaki sakinliği korudu. Uzmanlar, piyasanın Biden zaferini de fiyatladığını söylüyor

Fotoğraf: AFP

Tüm dünyanın nefesini tutarak takip ettiği ABD Başkanlık Seçimleri'ndeki başa baş mücadele ve belirsizlik ortamı ABD varlıklarını güçlendirmeye devam ederken, gelişmekte olan piyasalarda kafalar karışık, yatırımcı beklemede. 

Bu durumun Türkiye'ye yansımasında,  dün yeni rekor seviyeleri gören döviz, bir yandan kimin Başkan olacağı, diğer yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın faiz hamlesi yapıp yapmayacağı sorularının gölgesinde 4 Kasım sabahını yükselişler ve düşüşlerle geçiriyor. 

Türkiye saatiyle sabah çok erken saatlerde Demokrat Parti adayı Joe Biden'ın öne geçmesiyle 8 lira 52 kuruş seviyesine kadar çıkan Dolar/TL, Cumhuriyetçilerin adayı, mevcut Başkan Donald Trump'ın birçok kilit öneme sahip eyaleti almasının ardından 8,39 liraya kadar gevşedi. Günü 8 lira 45 kuruş seviyesinde kapattı. 

Dün ilk kez 10 lirayı aşan Euro/TL ise bugün 9 lira 95 kuruş seviyesinden işlem gördü. 9,78'e kadar çekilen euro, borsa kapanışında 9,89 lira seviyesindeydi. 

Geçen hafta 500 lirayı aşan gram altın, 516 liradan işlem görüyor. Sabah saatlerinde 850 lirayı aşan çeyrek altın, 846 liraya geriledi. 
 

Trump AFP
Fotoğraf: AFP


Info Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, Bloomberg HT'ye yaptığı açıklamada ABD seçimleri için yapılan anketlerin yanıldığını ve piyasaların beklediği sonucun çıkmadığını söyledi. 

"Trump'ın seçilmesi kötünün iyisi senaryosu" diyen Yılmaz, dünkü kapanışta yaşanan gevşeme, borsa ve bankacılık endeksinde görülen hızlı yükselişi sadece ABD seçimleri ile ilişkilendirmenin doğru olmadığını söyledi. 

"Dün Merkez Bankası'ndan bir ara toplantı beklentisi konuşulmaya başlandı ve bu fiyatlandı. Trump'ın seçilmesi elbette orta vadede biraz daha pozitif seyredebilir ama en azından daha sakin başlayacağız gibi gözüküyor" diyen Yılmaz, "Dolar/TL'nin 8,50 seviyesi altında kalması bizi gelecek günlere daha umutlu taşıyabilir" ifadesini kullandı. 

Yılmaz, "Biden'ın seçilmemesi bizim açımızdan pozitif ama bu yeterli değil. Piyasa bir faiz kararını, ara toplantıda ya da 19 Kasım'da yapılacak olan toplantıda bekler ve fiyatlar hale geldi" diye konuştu. 

Borsa İstanbul'daki ABD ortaklı şirketler yükselişte 

Güne bin 500 puandan başlayan BIST 100 endeksi, kapanışta yüzde 1,47 yükselerek bin 167 puanı gördü. 

BIST 100'de işlem gören ABD menşeili şirketlerden Coca-Cola içecek hisselerinin değeri yüzde 6,94 yükseldi. 

Yüzde 41'i Ford Motor Company'ye, yüzde 41'i Koç Holding'e ait olan, yüzde 18'i halka açık Ford Otosan'daki yükseliş yüzde 4,93'ü buldu. 

Otomotiv sektöründe piston, silindir gömleği, supaplar, motor yatakları, contalar, bujiler, ateşleme elemanları gibi otomotiv sektörünün pek çok parçasını üreten Federal-Mogul Corporation'ın Türkiye'deki üç tesisinden biri olan Federal-Mogul İzmit Piston ve Pim Üretim Tesisleri A.Ş.'nin hisse başı fiyatı 111 lira ile başladığı işlem gününde 112 liraya kadar çıktı. Ancak günü 110 lira seviyesinde kapattı. 

Federal-Mogul İzmit Piston ve Pim Üretim Tesisleri A.Ş.'nin yüzde 85'i Michigan merkezli Federal-Mogul Powertrain'e ait. Yüzde 15'i ise halka açık. 3 Kasım'ı yüzde 1,52 gerilemeyle 109,80 liradan kapatmıştı. 

Federal-Mogul'un Avrupa'daki ikinci büyük üretim tesisi İzmit fabrikasının yanı sıra, Arslanbey ve Sapanca'daki tesislerde Bentley, Mercedes-Benz, Smart, Aston Martin, Audi, BMW, FIAT gibi markaların yedek parçaları üretiliyor. 

Borsa'da ilginç bir gelişme de Halkbank hisselerinde tarafında yaşandı. 

ABD'nin İran'a olan yaptırımları delmek ve paravan şirketler vasıtasıyla altın ticareti yapmak suçlamalarıyla 2017'den bu yana mahkemesi süren Halkbank, Trump'ın seçileceği ihtimalinin güçlenmesiyle yüzde 4'e yakın değerlendi. 

Biden endişeleri: Erdoğan karşıtlığı ve yaptırımlar 

Amerikan siyasi tarihinde 44 yıldır görev yapan Joe Biden'ın seçilmesi, Demokrat Parti adayının Türkiye hakkında daha önce yaptığı açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, "Türkiye piyasaları açısından olumsuz" olarak yorumlanıyor. 

Biden, aralık ayında New York Times'a verdiği bir röportajda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için "Yapmamız gereken ona karşı farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz" açıklamasını yapmıştı.

Ayasofya'nın yeniden cami olmasını da eleştiren Biden, Dağlık-Karabağ'daki çatışmalarla ilgili "Trump yönetimi, Ermenistan ve Azerbaycan liderlerini derhal tansiyonu düşürmeye çağırmalı. Türkiye gibi başka ülkelerinde bu çatışmanın dışında kalmasını talep etmeli" ifadelerini kullanmıştı. 
 

Biden AP
Joe Biden, seçim sonrası yaptığı ilk açıklamada oyların hepsi sayılana kadar bekleyeceklerini söyledi/ Fotoğraf: AP


Biden'ın seçilmesi durumunda en çok sorulan sorulardan biri de Türkiye'ye yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı. 

S-400 füze sistemi alımı konusunda Rusya ile anlaşan Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını ve F-35 satışının yasaklanmasını da içeren ABD'nin 2020 savunma bütçesi tasarısı, 2019 sonunda Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'dan da geçmişti. 

Joe Biden, başkan olması durumunda tasarıyı imzalayıp imzalamayacağı ile ilgili seçim kampanyası boyunca ipucu vermedi. 

Türkiye'ye yönelik yaptırımlar konusunda partiler üstü bir uzlaşı söz konusu. Ancak özellikle Rahip Brunson krizinden bu yana Türkiye ile ilişkileri iyi tutuyor gözüken Trump, söz konusu tasarıyı henüz imzalamadı. 

"Biden, bir müttefik olarak Türkiye'nin değerini en iyi bilen siyasetçilerden biri"

Bloomberg HT canlı yayınında konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Mehmet Ali Tuğtan, Biden ile ilgili negatif bir algı olmasına rağmen bu konuda kati yargıya varmamak gerektiğini söyledi. 

Donald Trump ekibinin seçim sathında Türkiye'yi eleştirmemeye özen gösterdiğini hatırlatan Tuğtan, "Ancak, Trump'ın bakanlarının Orta Doğu politikası çerçevesinde yaptıkları yorumlar Türkiye'yi İran'la aşağı yukarı eş bir konuma oturtuyor. İran konusundaki eleştirileri, Türkiye'nin de İran'la beraber hareket ediyor olduğunu not etmeleri, seçimi kim kazanırsa kazansın şubat ayından sonra özellikle Orta Doğu konularında ABD ile karşı karşıya geleceğini gösteriyor" dedi. 

Bir Biden zaferinin, ilk başlarda söylendiği kadar kötü sonuçlar yaratmayacağı yorumunu yapanlarla hem fikir olduğunu belirten Tuğtan,  "Biden sonuçta 44 yılı aşkındır Amerikan politikasının içerisinde. Bir müttefik olarak Türkiye'nin değerini en iyi bilen siyasetçilerden biri. Bu nedenle Biden'ın kazanırsa Türkiye ile birlikte çalışmak isteyeceğini, en azından bunun için bir alan açacağını öngörmek çok güç değil" ifadelerini kullandı. 

"Biden'ın zaferi ve endişe, iç piyasada çoktan fiyatlandı" 

OMG Capital Advisors Yönetim Kurulu Başkanı Murat Gülkan ise ABD'de son iki seçimdir "dip dalga gerçeğinin" ıskalandığını söyledi. 

"'Mahçup Trumpizim' diye tabir edilen, Trump'a oy verme eğiliminde olan ama sosyal baskı yüzünden, ana akım medyadaki hakir görme eğiliminden dolayı, bunu açıkça dile getirmekten imtina eden bir kesim var" diyen Gülkan, önceki seçimde Clinton-Trump yarışında da benzer durumun yaşandığını aktardı. 

Piyasaların öncelikle üzerinde durduğu noktanın, seçim sürecinin kaos olmadan tamamlanması olduğunu aktaran Gülkan, iki tarafın da radikal destekçilerinin olduğunu, Trump'ın "oyları çalıyorlar" tweetinin silahlı insanları sokağa dökebileceğini hatırlattı. 

"Net bir şekilde Trump'ın seçimi Türk varlıkları için kısa vadede daha pozitif algılanacaktır" diyen Gülkan, şöyle devam etti:
 

Trump'ın ve Biden'ın dış politikalarındaki farktan en çok etkilenecek, tahterevalli belki de en ucundaki ülke Türkiye. 

Mevcut durumda muhtemel bir Trump zaferi pozitif gözükse de Biden'ın kazanma ihtimali, Türkiye piyasalarında son dönemde yaşanan endişenin bir kısmı çoktan fiyatlanmıştı. Orta ve uzun vadede fiyatlanmanın çok anlamlı olmadığını düşünüyorum. Her iki başkanın da Türk varlıkları üzerindeki etkisi abartılıyor. 


Trump döneminde Türkiye ile ilişkiler

Donald Trump'ın 20 Ocak 2017'de resmen göreve gelmesinin ardından ABD-Türkiye arasında yaşanan ilk gerilim, 29 Mart 2017'de Halkbank'ın Eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla, Rıza Sarraf davası kapsamında tutuklandı. Atilla, serbest bırakılıp Türkiye'ye geri döndüğünde tarihler 24 Temmuz 2019'du. 

ABD'nin korumacı politikaları kapsamında Mayıs 2018'de yapılan açıklamada Türkiye'ye uygulanan gümrük vergisi çelik için yüzde 25'e, alüminyum için yüzde 10'a çıkarıldı. 

İki ülke arasındaki iplerin kopma noktasına geldiği süreç, ABD Başkanı Donald Trump'un Rahip Brunson'un tutuklanması nedeniyle Türkiye'ye kapsamlı bir yaptırım uygulanacağını açıklamasıyla başladı. 
 


Ağustos ayının başında Türk Lirası, dolar karşısında 7 lira seviyesine ulaşarak tarihi kaybını yaşamıştı. Bu sırada Türkiye'nin ABD'den yaptığı çelik ithalatında alınan gümrük vergisi yüzde 100 artışla yüzde 50 seviyesine yükseltildi. Alüminyum için ise bu oran yüzde 20 olarak belirlendi. 

FETÖ soruşturması kapsamında 2016'da tutuklanan Rahip Brunson serbest bırakılarak 13 Ekim 2018'de ABD'ye geri döndü. Bu olayın ardından Mayıs 2019'da çeliğe uygulanan gümrük vergisi yeniden yüzde 25'e çekildi. 

İlişkilerdeki ikinci kırılma ise Türkiye'nin Rusya ile yaptığı S-400 anlaşması sonrası yaşandı. 7 Haziran 2019'da ABD, Türkiye'yi F-35 programından çıkardığını açıkladı. Bu süreç, ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin'in "Türkiye'ye yaptırımları değerlendiriyoruz" demecine kadar uzadı. 

Bu açıklamadan bir ay sonra Trump'tan çok daha büyük bir tehdit geldi. 

ABD'nin "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde operasyon için yakın zamanda harekete geçeceğini ancak ABD'nin operasyona dahil olmayacağını ve desteklemeyeceğini" açıklamasının ardından gelen tepkiler üzerine ABD Başkanı Donald Trump Türkiye'yi olası operasyonda limitleri aşması halinde ekonomisini tamamen yok etmekle tehdit etti.
 


Trump 7 Ekim'de Twitter'da yaptığı paylaşımlarda Türkiye'nin sınırı aştığını düşündüğü birşey yapması durumunda ekonomisini çökertme tehdidinde bulunarak, "Türkiye ekonomisini tamamen yıkarım, yok ederim (ki daha önce yaptım)" dedi 

Aynı yılın aralık ayında ABD Senatosu, 18 "evet"e karşı 4 ret oyuyla Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını da içeren bütçe tasarını onayladı. 

10 Temmuz 2019'da ticaret hedefini 75 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkaran iki ülke arasındaki ticaret hacmi, Ekim 2020 itibarıyla yıllık bazda yüzde 3,5 artarak 13,96 milyar dolara ulaştı. 

Adayların vaatleri

Görev aldığı üç yıl dokuz aylık süreçte kurumlar vergisini yüzde 35'ten yüzde 15'e indirme sözü veren ancak yüzde 21'e çekebilen Trump, aynı zamanda operasyonlarını Çin'den ABD'ye taşıyan şirketlere vergi avantajı getirdi. 

Kurumlar vergisini yüzde 28'e çıkarmak isteyen Joe Biden ise operasyonlarını yurt dışına çıkaran şirketlere yüzde 10 vergi yükü, ABD'de istihdam yaratanlara yüzde 10 vergi avantajı sağlayacak. 

Resmen göreve başlamasında üç gün sonra, ABD'nin Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) ticaret anlaşmasından çekilmesini öngören başkanlık emrini imzalayan Donald Trump, 2018'de de Kuzey Amerika Serbest Ticaret Antlaşması'nı (NAFTA) yeniledi. 
 


26 yıl önce ABD, Meksika ve Kanada arasında imzalanan NAFTA sayesinde her yıl 1 trilyon dolarlık ticaret yapılıyordu. Yeni NAFTA'da belli başlı ithalat vergilerinde değişikliğe gidildi. 

"Önce Amerika" politikasını sürdüren Trump, geçen yılın başında "kur manipülatörü" ilan ettiği Çin başta olmak üzere ticaret rakiplerine savaş açmış durumda. İlişkileri düzeltmek isteyen Biden ise ABD'de üretim için 400 milyar dolar, AR-GE çalışmaları için 300 milyar dolar harcayacak. Biden ayrıca, temiz enerji için 2 trilyon dolar yatırım gerçekleştirileceğini duyurmuştu. 

Trump, gelir vergisini yüzde 15'e düşürmeyi vadederken Joe Biden, en yüksek dilimdeki gelir vergisini yüzde 37'den yüzde 39'a çıkarmayı planlıyor.

 


Independent Türkçe, Bloomberg HT

DAHA FAZLA HABER OKU