Rapor: ABD’nin Venezuela yaptırımları 40 bin kişinin ölümüne sebep oldu

Venezuela'daki ölüm oranlarının bir yıl içinde yüzde 31 arttığına yer veren rapora göre bu durumun sebebi ABD'nin ülkeye uyguladığı yaptırımlar

Rapor, ABD'nin Venezuala'ya uyguladığı yaptırımların "uluslararası hukuka aykırı" olduğunu savunuyor / Fotoğraf: AFP

ABD'nin uyguladığı yaptırımlar sonucu vatandaşların gıda, ilaç ve tıbbi malzemelere erişiminin kısıtlandığı Venezuela'da 40 bin kadar kişinin ölmüş olabileceği iddia edildi.

Washington'daki Ekonomi ve Politika Araştırmaları Merkezi’nin (CEPR) yayımladığı rapora göre ölümler 2017 yazında yaptırımların uygulanmaya başlamasının ardından gerçekleşti.

Trump yönetiminin bu sene başında Venezuela petrol endüstrisini hedef alan sert yaptırımlarının durumu daha da kötüleştirdiğini anlatan rapor, bunun Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu yerinden etme çabalarının bir parçası olduğuna dikkat çekti.

CEPR'in kurucularından Mark Weisbrot ve Columbia Üniversitesi'nin ödüllü Profesörü Ekonomist Jeffrey Sachs'ın yazdığı raporda şu ifadeler yer aldı:

"Uygulamalar Venezuela halkını hayat kurtaran ilaçlar, tıbbi malzemeler, gıda ve diğer zaruri ithal mallardan mahrum ediyor.  Bu ABD anayasasına, uluslararası hukuka ve ABD'nin imzaladığı anlaşmalara aykırı. Meclis bunu durduracak adım atmalı."

Araştırmanın yazarları raporu Venezuela yıllık yaşam koşulları anketini (Encovi) temel alarak hazırladı. Ankete göre ülkedeki ölüm oranları 2017’den 2018’e kadar yüzde 31 arttı. Bu oran 40 binden fazla kişinin ölümüne denk.

The Independent'a konuşan Weisbrot, raporda ölüm artışının yaptırımlara bağlı olduğuna dair bir kanıt sunulamadığını söylerken bu artışın, yaptırımlar ve uzun yıllardır Venezuela ekonomisinin temel noktası olan petrol üretimindeki düşüşle çelişmediğine ise dikkat çekti.

Weisbrot, "Bu durumu kesin olarak kanıtlayamayız ama ölüm oranlarındaki bu artışın başka bir açıklaması görünmüyor" şeklinde konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Raporda ayrıca Ağustos 2017'deki yaptırımların, Venezuela hükümetinin ABD para ve sermaye piyasalarından borçlanmasını durdurarak dış borcunu yeniden yapılandırmasını engellediği de belirtildi.

Raporda konuyla ilgili şu ifadeler yer aldı:

"2017 Ağustos’taki kararname sonrası petrol üretimi önceki 20 aya kıyasla 3 kat düşerek battı. Bu, bakım ve üretim masraflarını karşılayamamanın, üretim miktarını sürdürebilmek için gereken yeni yatırımları gerçekleştirememenin sonucu. Petrol üretiminin bu hızla düşmesi, ertesi sene için sektörden 6 milyar dolar (yaklaşık 35,6 milyar tl) kaybetmek demek."

Yeni yaptırımların uygulanmasıyla vatandaşlar için hayatın zorlaştığına da yer veren raporda, "ABD'nin uyguladığı yaptırımlar, kendisinin de imzaladığı uluslararası Cenevre ve Lahey anlaşmalarında geçen sivil halkın toptan cezalandırılması tarifine uyuyor. Yaptırımlar aynı zamanda uluslararası hukuka da aykırı" ifadeleri yer aldı.

ABD yaptırımlarının insani etkileri üzerine daha önce de endişeler dile getirildi. Birleşmiş Milletler (BM) Özel Raportörü Idriss Jazairy yaptığı açıklamada "açlık ve tıbbi kıtlığı beraberinde getirebilecek yaptırımların Venezuela'daki krize çözüm olmadığını" söylemişti.

Jazairy, "Ekonomik veya askeri baskı hiçbir zaman bağımsız bir devletin hükümetinde değişiklik maksadıyla kullanılmamalı. Yaptırımların seçilmiş bir hükümeti devirmek için kullanılması her türlü uluslararası hukukun ilkesine aykırı" şeklinde konuşmuştu.

Görevini Mart’ta tamamlayan BM’nin önceki Özel Raportörü Alfred de Zayas ise, ABD'yi Venezuela ekonomisine zarar veren ve halkını öldüren bir ekonomik savaşa girmekle suçlamıştı.

 

 

Öte yandan ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü raporda yer alan iddialara ilişkin soru üzerine, "Yazarların kendilerinin de kabul ettiği gibi rapor spekülasyon ve varsayımlara dayanıyor" dedi. Sözcü, yaptırımların ülkedeki yolsuzluklara, yanlış yönetilmeye ve suistimallere bir cevap niteliği taşıdığını vurguladı. 

Geçmişte Venezuela ABD’nin başlıca ham petrol tedarikçisi olmasına rağmen, 2 ülke arasındaki ilişki uzun yıllardır gergin. Trump'ın seçilmesinin ardından bu gerginlik gitgide daha da endişe verici hale geldi.

Trump bu senenin başında muhalefet lideri Juan Guaido'yu ülkenin devlet başkanı olarak kabul ederek, onun paralel bir hükümet kurma amacını destekledi. 

ABD, yatırımların maksadının Maduro'yu görevden almak olduğunu kabul etti. Maduro geçen sene yapılan ve birçok batı ülkesi tarafından kabul edilmese de bağımsız gözlemciler tarafından uygun görülen seçim sonrası 2. defa devlet başkanı olarak göreve başlamıştı.

Ancak Maduro’yu eleştirenler onun, ekonominin çöküşüyle 3 milyondan fazla kişinin gıda kıtlığı ve kargaşadan kaçışına seyirci kaldığını söylüyor. Maduro'nun hükümeti gitgide otokrat olmakla, gıda ve diğer temel ihtiyaçlar karşılığında siyasi bağlılıkta ısrar etmekle de suçlanıyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/world/americas

Independent Türkçe için çeviren: Aylin Yılmaz

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU