Kürtçe tiyatro yasağına siyasi partilerden ortak tepki: Yapılan Kürt düşmanlığıdır

İstanbul Valiliği, Kürtçe tiyatronun "PKK propagandası içermesi" nedeniyle yasakladığını açıkladı. CHP, HDP, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi yasak kararına tepki gösterdi

Kürtçe tiyatro yasağına siyasi partilerden ortak tepki / Fotoğraf: Independent Türkçe

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatrosu bünyesinde sahnelenmek istenen Kürtçe tiyatro "BÊRÛ" (Yüzsüz) gösterime saatler kala Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından yasaklandı.

Kaymakamlık, yasak kararında Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde faaliyet yürüten Teatra Jiyana Nû (Yeni Yaşam Tiyatrosu) tarafından sahnelenen Kürtçe oyunun "genel kamu düzenini bozabileceğini" ileri sürdü.

 

Gaziosmanpaşa Emniyet Müdürü Gürkan Kaya'nın imzasını taşıyan dilekçe
Gaziosmanpaşa Emniyet Müdürü Gürkan Kaya'nın imzasını taşıyan dilekçe

 

Yasak kararını Independent Türkçe'ye değerlendiren Oyunun Yönetmeni Nazmi Karaman, oyunun üç yılı aşkın bir zamandır sahnelendiğini söyledi.

"Sanat toplumun huzur ve düzenini nasıl bozabilir"

Oyunun 2018'de Rusya’nın Moskova Belediyesi Uluslararası Tiyatro Festivali'nde en iyi oyun ödülü aldığı bilgisini paylaşan Karaman, "Oyun daha önce İzmir, Ankara, İstanbul ve Diyarbakır gibi Türkiye'nin birçok kentinin yanı sıra Almanya ve İsviçre gibi ülkelerde sahnelendi. Resmi festivaller bünyesinde bile oynadık" dedi.

Bugüne kadar huzur ve kamu düzenini bozacak hiçbir durum ile karşılaşmadıklarını belirten Karaman, "Sonuçta sanat yapan insanlarız, sanat toplumun huzur ve düzenini nasıl bozar doğrusu algılamakta zorlanıyorum. Yasaklama kararı tamamıyla Kürtçe olmasıyla ilgili bir durumdur" diyerek tepki gösterdi.

 

Nazmi Karaman
Nazmi Karaman / fotoğraf: Independent Türkçe

 

Oyunun dünyanın birçok yerinde sahnelendiğini ve bilinen bir oyun olduğunu aktaran Karaman, tiyatronun Kürtçe olduğu için yasaklandığını savundu. Karaman şunları kaydetti:

Teatra Jiyana Nû tiyatrosu 30 yıldır bu alanda hizmet veriyor ve birçok oyuncu yetiştirdi. Yasaklama kararına karşı itiraz başvurumuzu yapacağız. İBB'den gelen yetkililer de karara karşı gerekli başvuruyu yapacaklarını ve bizleri sahnelerinde ağırlamak istediklerini söylediler.

CHP: AK Parti’nin yeni vizyonu bu

Eski Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yasak kararını Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) son yıllarda uyguladığı Kürt karşıtlığı politikasının bir yansıması olarak değerlendirdi.

Kayyum atamalarından sonra Kürt dili ve Kürtçeye karşı sistematik bir yasaklama politikasının uygulandığını dile getiren Tanrıkulu, şunları söyledi:

Uzun zamandır özellikle kayyumların atanmasından sonra bölgede Kürt diline ve Kürtçe isimlere karşı sistematik bir yasaklama ve yok sayma politikası uygulandı. Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'nın yasak kararı da bunun başka bir yansıması. AK Parti'nin yeni vizyonu bu.

HDP: Karar 31 Mart stratejisine karşı uygulanan bir hınç hukukunun devamıdır

Yasaklanan Kürtçe tiyatroyu HDP'nin 31 Mart'ta izlediği seçim stratejisine bağlayan Halkların Demokrasi Parti (HDP) Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, "Kürt halkının değerlerini yansıtan her türlü çalışmalara yönelik iktidarın bu gibi engelleyici ve yasaklayıcı tutumu aslında HDP'nin 31 Mart’ta izlediği stratejiydi. Karar o stratejiye karşı uygulanan bir hınç hukukunun devamıdır" dedi.

Tiyatronun belediyeler dahil daha önce birçok yerde sahnelendiği ve herhangi bir yasaklamayla karşı karşıya kalmadığını kaydeden Kaplan, sözlerini şöyle sürdürdü:

AKP bu belediyeleri kaybetmeseydi veya CHP kendi kazanmış olsaydı böylesine uygulamalarla karşılaşmayacaktık. Asıl mesele HDP'nin izlediği stratejiydi. Yasak gerekçesinde 'kamu güvenliği' gösteriliyor. Tamamıyla kapalı bir ortam ve içeriğinin hiçbir yerinde siyasi bir mesaj yok. Tiyatronun kamu düzenini bozmak olarak nitelendirmesi ve 2911 gösteri ve yürüyüş yasasına dayandırması tümüyle bu stratejiye uygulanan bir linç hukukudur.

"Tamamıyla Kürt'ün diline ve kültürüne yapılmış bir saldırıdır"

İktidarın "Kürt düşmanlığı" hafızasının hiç değişmediğini ileri süren Kaplan, "Yani Kürt nerede yaşıyorsa, nerede dili, kültürü, folkloru, tarihi gelecek kuşaklara aktarabilecek ya da yaşayan kuşaklar ile bütünleşecekse oraya mutlaka saldırıda bulunuyor. Tamamıyla Kürtlere, Kürt'ün diline ve kültürüne yapılmış bir saldırıdır. O yüzden ben buna düşman hukuku derim. Uzun bir süreden beridir iktidarın tek bir gündemi var o da Kürt düşmanlığıdır. Mesele İBB'yi aşan bir meseledir. Bu yasak diline kültürüne sahip çıkan her Kürt'ün vicdanında yara açtı ve kolay unutulamayacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

Gelecek Partisi: Sanat hayatımız da iktidarın yasakçı uygulamalarından nasibini aldı

"Yazık ki iktidarın yasakçı uygulamalarından nasibini doğası özgürlük olan sanat hayatımız da aldı" diyerek yasağa tepki gösteren Gelecek Partisi Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı Sema Silkin Ün, "Kürtçenin önündeki engelleri kaldıran, TRT Kurdi'yi kuran özgürlükçü iradenin yerini tam aksi uygulamaların alması iktidarın kendini tüketmesi anlamına gelir" dedi.

Türkiye'nin önünü açan muhafazakar siyaseti rehin alan otoriter ulusalcı siyasetin Türkiye'yi boğduğunu savunan Ün, bundan kültür ve sanat dünyasının da nasibini aldığını ileri sürdü.

"Bir tiyatro oyununun Türkçesi kamu düzenini bozmuyorsa Kürtçesi nasıl bozabilir?" diyen Ün, şunları söyledi:

Kamu düzenini bozduğu gerekçesiyle yasaklanacak bir tiyatro varsa o da iktidarın büyük, küçük ve buçuk ortağının birlikte oynadıkları bu sözde vatanseverlik tiyatrosudur. Terör örgütü elebaşını, kırmızı bültenle aranan kardeşini devlet televizyonu ekranlarında konuşturanların Kürtçe tiyatroyu yasaklayan skandal kararı ile altına imza attıkları şey kamu düzenini sağlamak, birlik ve beraberliği tesis etmek değil bilakis bu değerlerin altına dinamit koymaktır.

Valiliğin iddia ettiği gibi bir PKK propagandası söz konusuysa herkes gibi kendilerinin de karşısında duracaklarını belirten Ün, valiliğin kamuoyunu tatmin edecek şeffaflıkta bir açıklama yapmasını beklediklerini sözlerine ekledi.

DEVA Partisi: Bu yapılan Kürtçe düşmanlığıdır

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ise yaptığı paylaşımda, kaymakamlığa Kürtçe tiyatro oyununun nasıl "genel kamu düzenini" bozduğuna açıklık getirmesini gerektiğini belirterek, yapılanın "Kürtçe düşmanlığı" olduğunu belirtti. 

Cari anlayışın ülkenin bekasının gerçek tehdidi haline dönüştüğünü kaydeden Ekmen, "Oyunun isminde (Bérû) yer aldığı gibi yüzsüzlüktür. TRTKURDİ diye bir kanal varken, Kürtçe tiyatroyu yasaklamak ya geçmiş politikalardan kademeli dönüşe işaret eder veya ironik bir şekilde 'size Kürtçe lazımsa onu da bizden dinleyebilirsiniz' demektir" ifadelerini kullandı.

İstanbul Valiliği: Oyun PKK propagandası içermesi nedeniyle yasaklandı

Yasak kararına ilişkin sosyal medya hesabından bir açıklama yapan İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, konuyla ilgili adli sürecin başlatıldığını belirterek, Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'nın “BÊRÛ” tiyatro oyununun Kürtçe olduğu için değil, PKK propagandası içermesi nedeniyle yasaklandığını açıkladı.

100'den fazla kez sahnelendi

Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı tarafından “kamu düzenini bozabileceği” gerekçesiyle yasaklan İtalyan yazar Dario Fo’nun eserinden uyarlanan Beru, 2017’den itibaren Kürtçe olarak 100’den fazla kez sahnelendi. Devlet Tiyatroları’nda da 2014’te Türkçe olarak seyirciyle buluşan eser, daha önce  Kürtçe olarak İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Adana, Ankara ve Batman’da aynı içerikle sergilenmişti.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU