Cezayir, askeri doktrinde değişiklik yapmadan önce komşu ülkelere güven vermeye çalışıyor

Savunma Bakanlığı, Cezayirli askerlerin ülke sınırları dışındaki varlığını da yalanladı

Cezayir Cumhurbaşkanı, ordunun ulusal toprakların dışındaki askeri operasyonlara katılımının ‘uluslararası kuruluşların şemsiyesi altında olacağını’ belirtiyor (Reuters)

Cezayir Savunma Bakanlığı, özellikle Afrika kıyılarında olmak üzere komşu ülkelere bir tür güvence olarak, devletin ‘devletlerin egemenliğine ve sınırların dokunulmazlığına saygı gösterme’ taahhüdünü ilan etti. Bu ifadeler, Malili yetkililere gönderilen bir mektupta yer alırken, mektupla birlikte Cezayir Savunma Bakanlığı, Kuzey Mali’deki sınır kasabası olan İn Halil’de Cezayirli askerlerin varlığı söylentilerini de yalanladı. Açıklama, halk referandumuna sunulacak olan anayasada ordu doktrinindeki bir değişiklikle ilgili eleştiriler çerçevesinde geldi.

Savunma Bakanlığı’nın açıklamasında yer alan olayların, sınır hattında bulunan İn Halil ile ilgili olmasına rağmen açıklamanın son paragrafı, gelecek Kasım ayı başlarında yapılacak olan referandumda yeni anayasaya ‘evet’ oyu verilmesi halinde Cezayir ordusunun sınıra yakın bölgelere müdahale olasılıkları hususunda askeri kuruluşun öngördüğü, pek hoşa gitmeyen analizlere ilişkin birçok çağrışım içeriyor.

Savunma Bakanlığı, Cezayirli askerlerin ülke sınırları dışındaki varlığını da yalanladı. Gelişme, Cezayir askerlerinin ‘uluslararası örgütlerin şemsiyesi altında’ operasyonlara katılmasına izin veren maddenin sürekli eleştirilmesi çerçevesinde gelişti.

Komşu ülkelerin egemenliği

Genellikle Cezayir askeri kuruluşu, ‘ordu doktrininin buna izin vermediği’ inancına dayalı olarak, silahlı kuvvetlerinin komşu ülkelere doğru sınırları aştığı haberine aldırış etmiyor. Ancak genellikle ‘büyük bir sessizlikle’ nitelenen kuruluş, benzer bir olay çerçevesinde komşu ülkelere örtülü bir güvence sağlamakta hızlı davrandı.

Savunma Bakanlığı, 5 Ekim Pazartesi günü ‘Ulusal Halk Ordusu’nun Kuzey Mali’deki sınır kasabasında (İn Halil) olma ihtimali ve ülkenin bir bölümünün Cezayir ordusu tarafından alındığı ile ilgili asılsız haberleri’ yalanladı. Bakanlık, bu haberleri, Ulusal Halk Ordusu'na bağlı Coğrafya ve Uzaktan Tespit Daire Başkanlığı’na mensup uzmanların yürüttüğü teknik bir görevin gerçekleşmesinin ardından tezahür eden ‘yanlışlıklar’ olarak nitelendirdi.

Cezayir Savunma Bakanlığı, “İn Halil şehrine yakın mevkide Cezayir-Mali sınır hattının belirlenmesi amacıyla uzmanlara, ülke toprakları içerisinde koruma ve güvenlik birliği eşlik etti” derken, teknik görevin 21 Eylül 2020’de sona erdiğini duyurdu.

Diplomasiye atıf

Güvenlik işleri hususunda uzman İsmail Hayuni, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Savunma Bakanlığı tarafından reddedilen bilgiler, Mali’deki gazete ve internet sitelerinde piyasaya sürüldü. Genellikle bölgesel güçler, özellikle de bu komşu ülkede Cezayir politikalarına saldırmak için özel gazeteleri kullanırlar. Bu açıklamanın komşu ülkelere yönelik olduğunu ve aynı zamanda bu haberlerin kaynaklarına bir uyarı olduğunu düşünüyorum” dedi.

Hayuni, “Yeni anayasa maddelerinin açıklanmasından bu yana ordunun yurtdışındaki görevlere katılımıyla ilgili maddeye büyük vurgu yapıldı. Bazı taraflar, Cezayir’in çatışmalarda bir kürek haline dönüşmemesi için rasyonel endişelerini dile getirdi. Ancak kendi başına askeri düzene muhalif olan ikinci bir taraf, mevcut siyasi aşamada bu anayasal maddeyi bir silah olarak seçmiştir” değerlendirmesinde bulundu.

İsmail Hayuni, “Cezayir, onlarca yıldır bölgesel dosyaların oluşturulmasında etkili bir rol oynamaktan uzaklaşan resmi diplomasiye destek arayışı için bu maddeyi hazırladı. Bunun karşılığında Cumhurbaşkanının, parlamentodan ne tür görevler talep edebileceği belli değil. Yeni parlamentonun meşruiyetinin sınırları nedir ve bu düzeydeki kararlara taraf olmak için seçilme şeffaflığı nasıldır?” ifadelerini kullandı.

Tartışma

Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ise ordunun ulusal toprakların dışındaki askeri operasyonlara katılımı meselesinin, ‘uluslararası örgütlerin şemsiyesi altında ve barışı koruma operasyonları kapsamında olacağını, parlamento üyelerinin üçte ikisinin onayı ile sınırlandırılacağını’ kaydetti.

Cumhurbaşkanı, “Bu değişiklik, ordunun çalışma felsefesinde bir değişiklik değil, daha ziyade normale dönüştür. Ordunun dış operasyonlarda yer alması halinde bu, kanun ve anayasanın koruması altında, Cezayir’i savunmak için barışçıl görevler üstlenmek amacıyla gerçekleşecektir” dedi.

Savunma Bakanlığı, söz konusu meseleye dair daha fazla açıklamada bulunması için kendi saflarından kıdemli bir subay görevlendirdi. Yetkili Marah Mustafa, yaptığı açıklamada, “Orduyu sınır dışına gönderme önerisine ilişkin korku, ordu ile halkı arasındaki güçlü bağı zayıflatmaya çalışan Cezayir düşmanlarına mesajlar taşır. Ordu, Cezayir’i devletler ve halklar arasında gururlandıran ilkeler olarak, görkemli Kasım devriminin ilkelerini inkar etmeyecektir. Ordu, memleketin ve halkının koruyucusu olarak kalacak, bir sebep olmadan çatışmaya girmeyecektir” değerlendirmesinde bulundu.

ABD’li ziyaretçi

Ancak Cezayir’in bu yönelimine ilişkin tartışmalar, ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in geçemiz perşembe günü Cezayir’i ziyaretinin ertesi günü, Reuters’a gönderilen bir mesaj sonrasında tekrar gündeme geldi. Kaynaklardan alıntı yapılan mesajda, ABD’li yetkilinin Cezayirli yetkililerle, anayasa değişikliği sonrasında Cezayir ordusunun olası bir rolüne ilişkin hipotezleri ele aldığı belirtildi. Bu durum ise anayasa değişikliğinden sonra ordunun sözde çabalarının, Cezayir’in bölgedeki askeri görevlerde temsil etmeyi reddettiği Batılı güçlerin endişelerine yol açtığı izlenimini verdi.

Bu çerçevede Anayasa Hukuku Profesörü Hamza Haydar, Cezayir’in sınır dışındaki barışı koruma operasyonlarına katılımıyla ilgili 31’inci maddenin, ‘Cezayir’in Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki bölgesel bir güç olarak konumunu koruyan, aynı zamanda devletlerin içişlerine karışmayarak aynı tavrı sürdüren stratejik bir değişiklik’ olduğunu kaydetti.

Haydar, anayasa değişikliği taslağının 91’inci maddesinin ikinci paragrafının, Cumhurbaşkanına ‘İki parlamento odasının her birinin üçte ikisinin onayı da dahil olmak üzere, bazı şartlar uyarınca yurtdışına ordu kuvvetleri göndermesine’ izin verdiğine dikkati çekti. Hamza Haydar, barışı koruma operasyonları çerçevesinde ve Cezayir’in üye olduğu uluslararası organların organize bir çerçevesi içerisinde olması gerektiğinin de altını çizdi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/158041

DAHA FAZLA HABER OKU