Uzaktan eğitime uzaktan bakanlar

Öğrenciler okula gitmek istiyor mu? Veliler gönderecek mi? Öğretmenleri ne bekliyor? Uzaktan eğitim sürecini öğretmen, öğrenci ve velilere sorduk

Fotoğraf: AA

18 milyon öğrenci ve velileri, 1 milyonu aşkın öğretmen ve akıllarda art arda sorular dizili:

Nereden öğrenecekler? 

İnternet, bilgisayar, televizyon gibi uzaktan eğitime erişim sağlamak için gerekli donanımlar yeterli mi?

Hadi diyelim interneti, bilgisayarı çözen orta kesim var, 3 çocuğu olan bir ailede o çocuklar tek bilgisayarla ne yapacaklar?

Daha teknik konuları konuşmaktan işin psikolojisine giremedik bile...


Dünya Sağlık Örgütü anayasasında sağlık, şöyle tanımlanmıştır: 

Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.

Ve Türkiye'de yaşayan milyonlarca insan, pandemi sürecinde koronavirüsten korunuyor olsa bile psikolojik sıkıntılar yaşıyorlar.

İşçiler, işverenler, memurlar, gençler ve hepsinden de önemli olacak şekilde öğrenciler

Hayata karşı mücadelelerinde tüm yakıtı aldıkları eğitim süreçlerinde ciddi problemlerle mücadele eden milyonlarca öğrenci var! 

Ve bu öğrenciler, Vuhan'daki bir canlı hayvan pazarınıdan dünya yayılan virüs nedeniyle daha önce deneyimlemedikleri bir metot üzerinden eğitim almaya çalışıyorlar.

Sınıfların birleştirilip ortak yayınlara yüzlerce öğrenciden sadece yüzde 10 ila yüzde 20'lik katılımların olduğu herkesin bildiği bir sır! 

2020 Türkiye'sinde Vizontele filminden bir sahne gibi gelebilir size; ama derse girmek için akrabasına giden öğrencilerin olduğu bir çılgınlıkla karşı karşıyayız.

Konuşulacak onlarca şey, çözülmesi gereken yüzlerce sorun var

Sancılı sürecin donanımsal ihtiyaçlarını gideremedik daha, psikolojik etkilerine bakamıyoruz bile... 

Öğrenciler yalnız, veliler ise endişeli. Eğitime erişemeyen öğrencilerin varlığı söz konusu.

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık'ın dediği gibi "Uzaktan eğitime erişemeyen öğrencilerin MEB tarafından yaklaşık tespit edildiğini biliyoruz; ancak henüz interneti, televizyonu, bilgisayarı olmayan çok sayıda öğrencinin olduğu da bir gerçek. Bu konuda bir girişimde bulunulmadı, yeterli açıklama yapılmadı."

Benzer endişelerle "Ne yapabilir" sorusuna odaklanıp, "Uzaktan eğitime uzaktan bakanlar" isimli bir dosya ile öğrenciler ve velilerle konuşmanın faydalı olacağını düşündüğüm sırada;

Senetle, kredi kartsız, beyaz eşya, ev eşyaları, teknolojik aletler satan bir mağazanın camında aynen şunlar yazıyordu: 

"Uzaktan eğitim için bilgisayar aldınız mı?"

Düşündürücü bir ilandı çünkü asgari ücretin çok az üstü bir denkleme sıkışan orta kesim gerçekliği ile artan dolar kurlarını topladığınızda bu ilan aslında içerisinde büyük çaresizlikler de barındırıyordu.

Okul kitaplarını ücretsiz hale getirdiği için eğitimde bir devrim yaptığını iddia eden iktidarın eğitim politikası, 2002 yılından bu yana siyasi nedenlerle ciddi şekilde tartışılıyordu.

Ancak ilk kez böylesi bir ciddi krizle karşı karşıya iktidar.

Independent Türkçe olarak bu derin krizin aktörlerini dinlemek istedik.

Öğretmen, öğrenci, veli denkleminde yorum yapmadan yaşananları tüm çıplaklığıyla ele almak istedik.
 

uzaktan eğitim aa.jpg
Fotoğraf: AA


Bu sıkıntılı süreci tam merkezinde yaşayan biriyle konuşmaya başlamak istedik. 

7 yaşındaki 2. sınıf öğrencisi Osman Karabal'la başlayarak sırayla sürecin tüm aktörlerine benze sorular sorduk.

Anaokullar ve 1. sınıf öğrencileri bugün ders başı yaptı.

Diğerleri de kademeli olarak okula gitmeye başlayacak.

Peki, öğrenciler okula gitmek istiyor mu?

Veliler gönderecek mi?

Öğretmenleri ne bekliyor?
 

aa-.jpg
Fotoğraf: AA


Osman 7 yaşında ve telefonu değil, arkadaşlarını istiyor  

Osman 7 yaşında 2. sınıf öğrencisi. Üsküdar, Kuzguncuk'ta okuyor.

Osman'a ilk olarak kademeli olarak açılınca, okula gidip gitmek istemediğini sorduk.

Osman okula gitmek, arkadaşlarıyla oynamak istediğini ifade ediyor ve ekliyor:

Arkadaşlarımı çok özledim; evde de çok sıkıldım.

Osman'a bu kez kendisini virüsten koruyup koruyamayacağını sorduğumuz da "Hayır" yanıtını veriyor.

Nedeni konusunda bir bilgisi yok; ama endişeli olduğu gözlemleniyor.

Uzaktan eğitim sürecinde ekran üzerinden aldığı dersleri sorduğumuzda ise Osman şu yanıtı verdi: 

Ben uzaktan eğitimde çok sıkılıyorum, okulda daha iyi öğreniyordum. Sürekli internet kesiliyor ve öğretmenimin sesini duyamıyorum. 

Tahtadan yazınca anlayabiliyoruz; ama ekran gidip geldiği için ders yapamıyoruz arada ders kapanıyor. Okulu çok özlüyorum. 


Teneffüslerde oyun oynamayı çok özleyen Osman, okullar açıldığında bir aksilik olmazsa okul yolunda olacak.

Ancak ailesi Osman'ın ve arkadaşlarının sağlığı için endişeli.


"İki çocuğum bu süreçte verilmi bir eğitim alamadı"

Aynı şekilde de Tülay Kadirhan iki çocuk velisi.

Kaan Kadirhan 8. sınıf öğrencisi, Cemre Kadirhan ise 5. sınıfa gidiyor.

Tülay Kadirhan, evdeki bilgisayar ve kendi şahsi cep telefonları ile sorunu bir şekilde çözdüklerini ifade ediyor ancak süreçle ilgili kendilerine bir destek gelmediğini, bir eğitim ya da bilgilendirme süreçlerinden mahrum kaldığını da belirtiyor. 

Parasını kendimizin ödediği fiber internet sayesinde bir yavaşlık yaşamadık diyen Tülay Kadirhan, iki çocuğunun bu süreçte aldıkları eğitimin pek yeterli olmadığını ifade ediyor.

Tülay Hanım ayrıca, çocukların pandemi sürecinde arkadaşlarından uzak, sosyalleşmeden hem oyun hem de ders süreçlerinde akıllı cihazlara bağlı kalmasının kendilerini tedirgin ettiğini belirtiyor.

Bugün iki çocuğunu da okula yollayan Tülay Hanım, çocukların kendilerini koruyabileceğini düşünüyor; ama okulların güvenliği hakkında gerçek bir bilgiye ve görsele sahip olmadığını bu nedenle de ellerinden sadece iyi olacağını ummaktan başka bir şey gelmediğini söylüyor.
 


Öğretmenlerin ortak endişesi, 'kervanın yolda düzenlenecek olması'

Bu süreçte bir öğrenci, bir veli bir de öğretmenle konuşmak istedik. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu konuşmak istediklerini ancak isimlerinin gizli kalmasını istediklerini ifade ettiler. 

Independent Türkçe'nin yayın politikası gereği böyle bir durumda isimleri bizde kalacak şekilde (Devlet memuru olmaları nedeniyle) olabileceğini söylediğimizde de sıralı amirleri ile konuşup dosyada yer almak istemediklerini ifade ettiler. 

Konuştuğumuz birçok öğretmenin ise ortak endişesi, 'kervanın yolda düzenlenecek olması'. Bu süreçte de tıpkı sağlık çalışanları gibi, en ön safta öğretmenler yer alıyor.

Belirsizliğin sürdüğü ve tehlikenin artarak devam ettiği bir ortamda, eğitim kalitesinin de düşeceği herkesin bildiği gibi bir sır değil artık.

Uzaktan eğitim süreçlerinde de mahremiyet sorunları yaşayan, öğrenciler üzerinde eğitim verebilecek bir otorite kurmakta zorlanan ve en önemlisi kimi zaman velilerin de uzaktan eğitim sürecine dahil olup dersi manipüle etmesi gibi sorunlarla uğraşıyor öğretmenler.

Bir de buna ek olarak teknik aksaklıklar, velilerin internet kullanımındaki sınırlı seviye, internet altyapı sorunları, donanım eksiklikleri gibi süreçler de uzaktan eğitim sürecini ciddi şekilde baltaladı. 
 

öğretmen aa.jpg
Fotoğraf: AA​​​​​​​


Öğretmenler çocukların eğitimine odaklanmaktan daha çok bir teknoloji operatörü gibi kurulum yapma süreçlerinde velilere destek olurken zamanlarını ve enerjilerini tükettiler. 

Hali hazırda psikolojileri tıpkı tüm dünyada etkilenen milyonlarca insan gibi yıpranmış vaziyette bir de mesleklerini icra etmeye çalışırken ciddi problemlerle mücadele etmek sorunda kaldılar.

İkinci dalganın çok daha ciddi bir şekilde gelmesi durumunda yasakların yeniden gelebileceği bir ortamda eğitim ekosistemi ve paydaşları en az sağlık ekosistemi kadar derin yaralar alıyor. 

Olan ise 7 yaşındaki Osman'a, Kaan ve Cemre'nin velisine ve ismini dahi veremeyen, kendisini ifade bile edemeyen ancak ciddi manada sorunlarla yalnız başına mücadele etmeye çalışan öğretmenlere oluyor.

Son olarak; Dünya Sağlık Örgütü anayasasında sağlık nasıl tanımlanıyordu:

Sağlık sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam iyilik halidir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU