Arap ülkeleri ile İsrail arasında bugüne kadar hangi anlaşmalar yapıldı?

Birleşik Arap Emirlikleri'nin İsrail ile normalleşme adımı atması, Arap ülkelerinde tartışmaları yeniden alevlendirdi. Daha önce Mısır ve Ürdün, ABD'nin girişimleriyle İsrail ile normalleşme adımları atan ilk Arap ülkeleri olmuştu

İsrail ile Lübnan arasında ABD gözetimi altında imzalanan Vadi Arabe Anlaşması / Fotoğraf: AFP

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır ve Ürdün'den sonra "düşman ülke" olarak görülen İsrail ile normalleşme adımı atan üçüncü Arap ülkesi oldu.

Bölgedeki savaşlara ve çatışmalara rağmen İsrail ile Arap ülkeleri arasında birçok dönemde anlaşma ve barış girişimleri yaşandı.

Mısır: Camp David

Mısır ve İsrail, 26 Mart 1979'da ABD Başkanı Jimmy Carter'ın gözetiminde dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menachem Begin'in de katıldığı bir törenle "Mısır-İsrail Barış Anlaşması"nı imzaladı.

Anlaşma, güvenlik düzenlemeleri, ilişkilerin normalleşmesi ve İsrail'in Sina'dan çekilmesine ilişkin maddelerin yanısıra bir giriş ve 9 maddeden oluşuyor.

camp david.jpg
Enver Sedat, Jimmy Carter ve Menachem Begin / Fotoğraf: Arabi21

 

Anlatşam, Arap ülkelerinde kamuoyunun yoğun tepkisine ve öfkeye neden oldu. Birçok Arap ülkesinde ihanet olarak nitelendirilen anlaşmayı kınayan gösteriler patlak verdi.

Anlaşmanın sonuçları arasında Mısır'ın Arap Birliği üyeliğinin askıya alınması ve birlik merkezinin Kahire'den Tunus'a taşınması oldu.

1981 yılında Mısır'ın bağımsızlığının kutlandığı tören sırasında Filistin İslami Cihad grubuna mensup bir grup tarafından öldürülerek anlaşmanın bedelini hayatıyla ödedi.

Vadi Arabe: İsrail-Ürdün

Ürdün, Mısır'dan sonra İsrail ile barış anlaşması imzalayan ikinci Arap ülkesi oldu.

İmzalandığı yerin adını taşıyan Vadi Arabe Anlaşması: 26 Ekim 1994 yılında, İsrail-Ürdün sınırındaki Arabe Vadisi'nde, İsrail Başbakanı İzak Rabin, Ürdün Başbakanı Abdusselam el-Mecali tarafından imzalanırken, toplantıda Ürdün Kralı Hüseyin bin Talal, İsrail Cumhurbaşkanı Ezer Weizman ile tokalaşıyordu.

Anlaşma imzalandığı sırada ABD Başkanı Bill Clinton da toplantıda hazır bulunuyordu.

vadi arebe.jpg
Vadi Arabe Anlaşması imzalanıyor / Fotoğraf: AFP

 

Anlaşmanın önsözüne, iki ülkenin "her yönüyle 242 ve 338 no'lu Güvenlik Konseyi Kararlarına dayalı olarak Ortadoğu'da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barış asğlamayı hedeflediği" belirtiliyordu.

Anlaşma, "barışı tesis etme" ve "iyi komşuluk ilişkileri"nden güvenlik düzenlemelerine, yasalara, tarıma, çevre ve suya ve diğer ilişkililerin normalleştirilmesine kadar ayrıntılı 30 maddeden oluşuyordu. 

Anlaşma, Filistin lideri Yaser Arafat ve İsrail Başbakanı İzak Rabin'in de dahil olduğu tarihi el sıkışmalarından ve Oslo Anlaşmaları olarak bilinen ilkeler bildirgesinin imzalanmasından yaklaşık bir yıl sonra yapılmıştı.

Oslo: Arafat ve Rabin

İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü'nün birbirini tanıması ve Norveç'in Oslo kentinde yapılan görüşmelerin ardından, Washington'da Beyaz Saray bahçesinde Başkan Bill Clinton'un gözetimi altında imzalanan anlaşma Oslo adını taşıyordu.

izak rabin arafat.jpg
İzak Rabin, Bill Clinton ve Yaser Arafat / Fotoğraf: AFP

 

13 Eylül 1993'te, Filistin tarafından Mahmud Abbas, İsrail tarafından Dışişleri Bakanı Şimon Peres, Bunun yanında İzak Rabin, Bill Clinton ve Yaser Arafat'ın da hazır bulunduğu toplantıda "İsrail-Filistin İlkeler Bildirgesi" ilan edildi. 

Bu ilkeler beyannamesi 17 madde ve 4 ekten oluşuyordu. Maddelere göre, müzakerelerin Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde beş yılı geçmeyen bir geçiş dönemi için bir Filistin Geçiş Özerk Yönetimi kurulmasına ve Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 no'lu kararlarına dayalı kalıcı bir çözüme yol açması sağlanmak istenmişti.

Girişimler

Arap ülkeleri ile İsrail arasında birçok anlaşma gizli veya açık bir şekilde görüşülde veya resmiyete kavuşturuldu.

Ayrıca bölgede "barışı sağlamayı" amaçlayan birçok girişim de vardı. Suudi Arabistan'ın Camp David'den birkaç yıl önce yaptığı girişim gibi.

FAS zirvesi.jpeg
Fas Zirvesi / Fotoğraf: Arap Birliği

 

1981'de Fas'ta yapılan bir zirvede Suudi Arabistan, "bölgedeki tüm ülkelerin barış içinde yaşama hakkını" öngören "Kral Fahd Barış Girişimi" adlı bir girişim başlattı. Girişim, Suriye, Cezayir, Libya ve Irak tarafından reddedildi.

2002 yılında ise yine Suudi Arabistan, Beyrut'ta gerçekleştirilen zirvede daha sonra Kral olacak olan Suudi Veliaht Prens Fahd bin Abdulaziz Basim tarafından "İsrail ile karşılıklı barışı öngören Barış İçin Arap Girişimi" adında bir bildiri sunuldu ve onaylandı.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU