Altun’dan isim vermeden Babacan’a yanıt

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, DEVA Partisi lideri Babacan’ın “düşünce suçlularına” ilişkin açıklamasına isim vermeden yanıt verdi

Fotoğraflar: AA

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın Gazeteci Cüneyt Özdemir'in YouTube kanalında kullandığı ifadelere isim vermeden yanıt verdi.

Altun, “Meşru yönetime darbe yapmaya çalışanları, çocuk-kadın, genç-yaşlı demeden öldürenleri, uzaktan bombalarla cana kıyanları düşünce suçlusu olarak görmeyeceğiz. Gerçekten vicdanı olan, evrensel hukuka gerçekten inanan, insan haklarını gerçekten savunan hiç kimse bunu böyle göremez" dedi.

Özdemir'in YouTube kanalına konuk olan Babacan, "Bu akşam seçim oldu siz kazandınız, ne yapardınız" sorusuna şöyle yanıt vermişti:

Ülkenin en önemli sorunlarından biri özgürlük. Bunu oluşturmak da siyasi irade meselesi. Bir parmak şıklatmadır, o kadar. Ve basın... Gazetecilerimiz, köşe yazarlarımız, 'Arkadaşlar bundan sonra özgürsünüz, evrensel hukuk kuralları içinde istediğinizi yazın, çizin' diyeceğiz. 'Biz artık size karışmayacağız', bu kadar basit. Hemen, sadece düşünce suçu sebebiyle hapiste kim var kim yoksa hemen onların çıkması... Meclis'in birinci günü birinci madde budur. Düşünce suçlularının özgür bırakılması... Bunu görsünler ki başkaları özgür düşünmeye başlasın.

Altun’dan yanıt: Bu çarpıtma hevesi maalesef masum değildir

 “Bugün demokrasimizi, güvenliğimizi, çocuklarımızın geleceğini tehdit eden, değerlerimize saldıran, bizleri vesayet odaklarının esareti altına almaya çalışan terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele güvenlik araçlarıyla ve hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden sürmektedir” hatırlatmasında bulunan Altun Twitter'dan yaptığı açıklamada “Ne yazık ki terör suçunu, bir düşünce suçu olarak gösterme gayreti içinde olanlar, ne milletin verdiği bu yüz yıllık mücadeleyi ne de bağımsız Türkiye idealine karşı gerçekleşen bu tehditleri kavrayabilmişlerdir. Bu çarpıtma hevesi maalesef masum değildir” dedi.

“Devletimiz ‘basın özgürlüğü’ adı altında hiçbir kişi ya da kurumun terör örgütlerinin propagandasını yapmasına, kin ve düşmanlık üreterek halkımızı kışkırtmasına, terörü ve şiddeti övüp desteklemesine, darbecileri koruyup kollamasına izin vermeyecektir” ifadelerini kullanan Altun şunları kaydetti:

Bağımsızlığımız, demokrasimiz ve ulusal güvenliğimiz yarın 60. yılını dolduran zalim 27 Mayıs darbesi gibi, nice darbe ve muhtıralarla, terör saldırılarıyla ve demokrasiyi akamete uğratmak isteyen pek çok girişimle mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Tamamı, esasında millet ile vesayet odakları arasında bağımsızlık temelinde yürüyen bu mücadelede, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde “daha fazla demokrasi daha fazla özgürlük” ilkesi hayata geçirilerek büyük bir mesafe kat edilmiştir.
Erdoğan hükümetleri döneminde insan hakları, demokratikleşme ve evrensel hukuk anlayışının hayata geçirilmesi bağlamında hayata konan yenilikler ve yaşanan dönüşüm, bu milletin on yıllardır verdiği mücadelenin doruk noktasını teşkil etmiştir.
Bugün demokrasimizi, güvenliğimizi, çocuklarımızın geleceğini tehdit eden, değerlerimize saldıran, bizleri vesayet odaklarının esareti altına almaya çalışan terör örgütlerine karşı verdiğimiz mücadele güvenlik araçlarıyla ve hukuk devleti ilkesinden taviz vermeden sürmektedir.
Ne yazık ki terör suçunu, bir düşünce suçu olarak gösterme gayreti içinde olanlar, ne milletin verdiği bu yüz yıllık mücadeleyi ne de bağımsız Türkiye idealine karşı gerçekleşen bu tehditleri kavrayabilmişlerdir. Bu çarpıtma hevesi maalesef masum değildir.
Terör, cinayet, seçilmiş iradeye darbe ve benzeri suçlar, Türkiye gibi dünyanın diğer gelişmiş ülkelerinde de tavizsiz şekilde cezalandırılmaktadır. Türkiye de bu suçları işleyenler bağımsız mahkemelerce yargılanmış, modern devlet olmanın gereği yapılmıştır.
Evrensel hukuk kuralları herkesin bildiği ve gelişmiş demokrasilerin kabul ettiği üzere; terörü, şiddeti, darbeleri ve insan hayatına kıymayı kesinlikle meşru göremez. Türkiye de bugüne kadar karşılaştığı en zorlu sınavlarda dahi titiz davranmış ve evrensel hukuk gözetilmiştir
Devletimiz “basın özgürlüğü” adı altında hiçbir kişi ya da kurumun terör örgütlerinin propagandasını yapmasına, kin ve düşmanlık üreterek halkımızı kışkırtmasına, terörü ve şiddeti övüp desteklemesine, darbecileri koruyup kollamasına izin vermeyecektir.
Hangi modern devlette, hangi gelişmiş demokraside; darbe yapanlar, terör ve şiddete bulaşanlar düşünce suçlusu olarak kabul edilir?
Hangi evrensel hukuk bu suçları mazur görür?
Hangi ülkede bu suçları işleyenler elini kolunu sallayıp serbestçe çalışmaya devam edebilir?
Meşru yönetime darbe yapmaya çalışanları, çocuk-kadın, genç-yaşlı demeden öldürenleri, uzaktan bombalarla cana kıyanları düşünce suçlusu olarak görmeyeceğiz.Gerçekten vicdanı olan, evrensel hukuka gerçekten inanan, insan haklarını gerçekten savunan hiç kimse bunu böyle göremez.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU