Irak’ta siyasi klişe ve dayatmalar arasında sıkışan hükümet kurma süreci

Kota sistemi, hükümet kabinesi ve devlet kadrolarında Şii, Kürt ve Sünni bileşenlere ayrılan pay anlamına geliyor

Cumhurbaşkanı Berhem Salih, Mustafa el-Kazimi ve diğer yetkililer (AFP)

Irak'ın müstakbel başbakanı Mustafa el-Kazimi'nin hükümet çalışmalarını tamamladığını ilan etmesinin ardından hükümete verilecek onayın hangi uzlaşmalara bağlı olduğu ve kota sisteminin yeniden etkin olup olmayacağı yönündeki soru işaretleri giderek artmaya başladı. Kazimi'nin önümüzdeki 10 gün içinde kabinesini mecliste güven oylamasına sunması bekleniyor.

Kota sistemi, hükümet kabinesi ve devlet kadrolarında Şii, Kürt ve Sünni bileşenlere ayrılan pay anlamına geliyor.

Seçme özgürlüğü

Şii siyasi grupların 2018 seçiminde elde ettiği kazanımlarından taviz vererek Kazimi'ye bakanlar kabinesi oluşturma noktasında seçme özgürlüğü tanıyacağı yönündeki ifadeler basında dolaşıyor. Independent Arabia'dan Ahmed es-Suheyl'e konuşan milletvekilleri ise bazı siyasi grupların, her bir bakanlık için üç aday göstererek Kazimi'ye bu üç isimden birini seçme hakkı verilmesini öngören bir formül üzerinde durduğunu dile getiriyor. Ancak bu formül, siyasi grupların yeni hükümeti kurma sürecinde kota sistemini aktifleştirmek istedikleri izlenimi veriyor.

Ülke siyasetinde yaşanan tıkanıklığa rağmen siyasi gruplar, yeniden kota sistemini gündeme getirme, kendi tercihlerini dayatma ve iktidarı bölüşme isteğini gösteren sinyaller veriyor. Kazimi'nin kabine konusunda kendi tercihlerini siyasi gruplara kabul ettirmek için kullanacağı bir baskı aracı var o da siyasi grupların aylardır süren hükümet krizini acilen çözme arzusunun üzerine gitmektir.

İran'a yakınlığıyla bilinen siyasi grupların önümüzdeki dönemde siyasi denge oluşturma ve Irak sahasındaki Washington-Tahran çatışma sürecinin yönetilmesi hususunda yapmak isteyeceği uzlaşmalar, Kazimi'ye hükümet kabinesinde kendi tercihlerine yer vermesine imkan tanıyabilir.

Bakanlıklara aday gösterme ısrarı

Kazimi'ye hükümet kurma aşamasında bir çeşit özgürlük platformu sunulduğu yönünde ifadeler kullanılsa da Iraklı milletvekilleri kabineye isim belirlemede farklı bir mekanizmadan bahsediyor.

Kanun Devleti Koalisyonu Milletvekili Ali el-Ganimi, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, "Hükümet kurma yetkisinin ulusal bir konsensüsle verilmesinin ardından destek verme ya da bakan adayı sunma yoluyla hükümete ciddi bir katılım isteği bulunuyor. Bazı siyasi parti ve bloklar, Kazimi'nin, talep eden siyasi gruplardan her bir bakanlık için üç aday ismi alarak, bunlar arasından birini seçmesini öngören mekanizmayı izlemesini talep ederken, diğer birtakım siyasi gruplar ise Kazimi'ye seçme özgürlüğünü tanıma yolunu tercih ediyor" dedi.

"Günün sonunda tüm siyasi gruplar adaylarını sunacaktır" diyen Ganimi, siyasi grupların kendi aralarında bir komite kurma hazırlığında olduğunu söyledi.

Ganimi'nin aktardığına göre, bu komite, Kazimi'ye destek veren siyasi grupların önereceği isimleri inceleme ve aday gösterildiği bakanlığın gerekliliklerini hangi ölçüde yerine getirebildiğine karar verme işlevi görecek.

Komiteden geçen isimlerin Kazimi'ye sunulacağını belirten Ganimi, "Belirlenen isimlerin seçilmesinde nihai karar verici Kazimi olacak. Kazimi'nin temel görevi seçimleri düzenlemek, dış ülkelerle ilişkileri rayına oturtmak ve ABD güçlerinin ülkeden çıkarılması meselesi üzerinde çalışmaktır. Bakanlıklar için aday gösterilecek isimlerin siyasetçi olmaması gerektiği yönünde bir şart bulunmuyor. Ancak tecrübe, şeffaflık ve uzmanlık şartı söz konusu" diye konuştu.

Ganimi, 'arkasında büyük bir siyasi destek olan' Kazimi hükümetinin bir an önce meclisten güvenoyu almasını umduğunu belirtti.

Fetih Koalisyonu Meclis Grup Başkanı Muhammed el-Gabban, ülke basınına yaptığı açıklamada, "Siyasi bloklar, güven oylaması oturumunun başarılı geçmesi ve Muhammed Tevfik Allavi tecrübesinin bir daha yaşanmaması için bakanlar kabinesine aday gösterilecek isimlerin özgeçmişlerini inceleyecek. Bu isimler üzerinde uzlaşı sağlayarak sürecin hızlanmasına katkı sunacak bir istişare grubunun kurulmasında anlaştı. Bu istişare grubu Kazimi'ye seçme yetkisi tanıyacak" ifadelerini kullandı.

Gabban, açıklamasının devamında, "Kazimi'nin kuracağı hükümette, ülkede ön saflarda bulunmayan siyasetçiler ile bağımsızlar bir arada bulunacak. Bunlar, liyakat ve şeffaflık kriterlerini karşılamasının yanı sıra ülke yönetimine dair vizyon sahibi kişilerden seçilecek. Siyasi gruplar mevcut zorlukları göz önüne alarak mübarek Ramazan ayı gelmeden Kazimi hükümetine güvenoyu vermeyi arzuluyor" dedi.

Şii siyasi cephenin yetki vermesi

Hükümet kurma sürecini takip eden kulislere yakın bir kaynak Independent Arabia'ya verdiği demeçte, Kazimi'nin Ganimi ve Gabban tarafından dile getirilen formülü kabul etmediğini belirtti.

Şii siyasi cephenin Kazimi'ye tercihleri doğrultusunda seçim yapması için yetki verdiğini anlatan kaynak, "Hükümet kurma yetkisinin Kazimi'ye verilmesi hususunda Şii siyasi grup liderleriyle ön anlaşma bulunuyor. Bu mekanizma (Ganimi ve Gabban'ın dile getirdiği formül) Kazimi'nin kendi listesini oluşturma ve bu liste üzerinden siyasi gruplarla görüşmelerde bulunma imkanını ortadan kaldırıyor. Kazimi, liyakat ve şeffaflık ilkesini karşılaması ve yönetim kabiliyetine sahip olması şartıyla siyasi grupların aday sunma fikrini reddetmiyor. Kazimi'nin kabine listesi hazır ancak şu ana kadar siyasi taraflarla liste üzerinde görüşmeler yapılmadı. Siyasi gruplar da Kazimi'ye şimdiye kadar aday ismi sunmadı. Kazimi, siyasi grupların öngördüğü ikinci ve üçüncü seçenekleri kabul etmek zorunda değil. Şayet liderler daha önce kendisine verdiği yetkiyi geri çekerse o zaman durum başka" ifadelerini kullandı.

Kaynak, "Mevcut anlaşmazlık, Şii siyasi liderlerin daha önce taahhütte bulunduğu hükümet kurma yetkisinin uygulaması ile kazanımlar elde edebileceğini zannedenlerin hükümetle ilgili klişe anlayışları arasındaki uyuşmazlıktan kaynaklanıyor. Hükümet kurmayla ilgili eski klişeler artık imkansız. Kazimi, şartlarından vazgeçmeyecek" ifadelerini kullandı.

Kaynak, Sünni ve Kürt siyasi cephesi ile Kazimi arasında herhangi bir uzlaşının yapılıp yapılmadığı sorusuna, "Bu gruplarla şu ana kadar uzlaşma görüşmeleri başlamadı" diye yanıt verdi.

Kota sistemi klişesinin değişmesi

Independent Arabia'ya konuşan siyasi araştırmacı Hişam el-Mevzani, "Benim nazarımda, siyasi grupların bakan adaylarını belirlemesi ve Kazimi'nin de belirlenen bu adaylar arasından birini seçmesini ifade eden açıklamalar, kota sisteminin şeklini değiştirme veya bir çeşit manevra çabasıdır. Bu yöntem doğrudan kota sisteminden daha tehlikelidir. Bu yöntem, siyasi rejime değişik formlarda varlığını devam ettirme ve manevra imkânı sunar" dedi.

Mevzani, "Kazimi'nin siyasi grupların dayatmalarına boyun eğmesi, geçmiş dönemde hakim olan siyasi atmosferden farklı bir siyasi ortam talep eden sokağın tepkisine yol açabilir. Kazimi'nin önceki başbakan adaylarından farklı olarak daha az cüretkar ve sakin bir üslup kullanmasının iki sebebi olabilir; ya şu anki süreçte önceliği siyasi grupların desteğine vererek güçlü planlarını uygulamayı bir sonraki adıma bırakmak istiyor ya da süresi daha sonra uzatılması öngörülen bir anlaşmanın sonucu bu göreve geldi. Kazimi'nin hakim siyasi anlayışta karşılaşabileceği asıl sorun, hükümetin kurulmasının ardından anlaşmalardan caymanın mümkün olmadığı gerçeğidir. Siyasi gruplarla yaptığı anlaşmalardan geri adım atacak olursa görevden alınır. Zira Kazimi'nin arkasında duracak bir meclis grubu olmadığı için bu gayet kolay olur" diye konuştu.

Halkın kazanımı

Araştırmacı ve akademisyen Talib Muhammed Kerim, Independent Arabia'ya verdiği demeçte, "Siyasi rejim veya ifade edildiği üzere 'ulusal uzlaşı' artık devlet inşası için uygun değil ve artık başarının imkânı üzerinde büyük bir baskı unsuru haline geldi. Ekim ayaklanmasının ardından siyasi arenada meydana gelen değişimler, halkın kazanımlarını yok sayıyor. Siyasi grupların seçim kazanımı mantığını terk etmeleri gerekiyor. Çünkü yeni hükümet, halkın kazanım hükümetidir. Alışılagelen basma kalıp siyasi anlayışlarda yeni bir durum yok. Baştaki siyasi güçler, önceki hükümetlerin üzerine inşa edildiği şartlara dönmek istiyor. Bu, Ekim ayaklanmasının patlak vermesine yol açan sorunlara dönüş anlamına gelir. Siyasi gruplar, statüsü geçici olması beklenen bir hükümette bile makam ve mevkiden taviz vermeye hazır değiller. Hakim kota sistemi mantığı üzerinde inşa edilen siyasi geleneği kırma isteğinde de bulunmuyorlar. Ayrıca uzlaşı sonucu daha önce kurulan hükümetlerin ardından gelecek bağımsız bir hükümetin başarılı olmasından korkuyorlar. Göstericilerin talepleri büyük oranda görmezden geliniyor. Bu gerçekten büyük bir aldatmaca" ifadelerini kullandı.

Kazimi üzerindeki ağır baskılar

Independent Arabia'ya konuşan Felah ez-Zehebi, siyasi grupların bakanlar listesini oluşturma özgürlüğünü Kazimi'ye vermesini uzak bir ihtimal olarak değerlendirdiğini belirtti.

Zehebi, "Gelişmeler kota sistemine doğru gidildiğini gösteriyor. Sünni ve Kürt siyasi gruplar taviz vermiyor. Kazimi'nin bu gruplara, yeni hükümetteki paylarını vereceği hususunda güven telkin etmesi gerekiyor. Sünni ve Kürt siyasi gruplar, Şii siyasi grup liderleri arasında yapılan anlaşmalara bağlı kalma zorunluluğu hissetmiyor. Çünkü söz konusu gruplar, protestoların, siyasi temsilcilerine öfke duyan Şiilerin sokaklarında çıktığını düşünüyor. Bu düşünce, Kazimi hükümeti üzerindeki baskının ilk ayağıdır" ifadelerini kullandı.

Zehebi, konuşmasının devamında, "Siyasi gruplar, siyasi geleceklerinden emin olana dek paylarından taviz vermek istemiyor. Zira yargılanmaktan ve mali kayıplardan endişe ediyorlar. Siyasi grupların seçeneklerine boyun eğmemesi, Kazimi'yi kota sistemiyle ilgili senaryoları kabul etmeye zorlayabilir. Kazimi, yüzleri pek bilinmeyen isimleri seçerek siyasi grupları ikna yoluna gidebilir. Ancak yine de hükümetinin güvenoyu alması uzak bir ihtimal olur" dedi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Halil Erdoğan

independentarabia.com/node/112086

DAHA FAZLA HABER OKU