Koronavirüs salgını, Filistin’in ekonomik krizini derinleştiriyor

Gelirlerde yüzde 50’den fazla bir düşüş görüldü

Filistin Başbakanı Muhammed İştiyye’nin Ramallah’taki basın toplantısı / Fotoğraf: Wafa

Muhammed İştiyye, Filistin hükümetinin salgın nedeniyle önümüzdeki aylarda çalışanlarına maaş ödeyemeyebileceğini “Lütfen harcamalarınızı daha dikkatli yapın, zirâ gelecek ay nelerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz” sözleriyle ima etti.

Nitekim salgının yol açtığı ekonomik kriz, üretimi durdurdu, ithalat ve ihracat hacmini daha önce görülmemiş bir düzeye indirdi ve Filistin hükümeti gelirlerinde yüzde 50’den fazla bir düşüşe neden oldu. Bu da hükümeti ‘kemer sıkma acil durum’ bütçesini benimsemeye itti.

Üç öncelik

Filistin Başbakanı, hükümetin yeni tip koronavirüs Kovid-19 ile mücadele ettiği sırada maddi harcama politikasında şu üç önceliğe sahip olduğunu vurguladı: Sağlık sektörünün himaye altına alınması, yoksulları destekleyerek bu dönemi aşmalarına yardımcı olunması ve çalışanların maaşları ile güvenlik ihtiyaçları ödemelerine devam edilmesi.

Filistin hükümetinin aylık geliri yaklaşık 270 milyon dolar iken 130 bin çalışanının maaşları ile emekli, esir ve yoksul ailelerinin ödeneklerine 200 milyon dolar harcanıyor.

Gelirlerindeki düşüşün hükümeti likidite krizine sokması bir yana, yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) karşı verilen sağlık mücadelesi için ise yaklaşık 120 milyon dolara ihtiyaç duyuluyor. Bu da bütçe açığını ve Filistin ekonomisinin karşı karşıya olduğu zararları ikiye katlıyor.

İştiyye, hükümetin bu krizle yüzleşirken ekonomi çarkını yeniden döndürmek, iş fırsatları yaratmak ve salgın sonrasında da üretim ve hizmet sektörlerinin canlandırılması yolunda bağışçılar, Dünya Bankası ve İslam Kalkınma Bankası ile çalıştığını belirtti.

Ramallah’taki Amerikan Üniversitesi ekonomi profesörü Nasr Abdulkerim, Filistin ekonomisinin çok zor bir aşamadan geçeceğini ifade ederek hükümetin hem çalışanlarının maaşlarını ödeyememe hem de maddi yükümlülüklerini yerine getirememe olasılığına değindi.

Abdulkerim, mevcut vaziyetin devam etmesinin gelirlerin en az yüzde 70 düşmesine neden olacağını, böylece toplumsal bakıma ihtiyaç duyacak yeni yoksul insanların ortaya çıkmasıyla beraber hükümetin kemer sıkma politikasına gideceğini söyledi.

Bunun yine de en kolay ve en iyi senaryo olduğunu dile getiren Abdulkerim’in açıklamalarına göre salgının kontrolden çıkması durumundaki ikinci senaryoda ise ekonomik döngünün tamamen bozulması, gelirlerde ani ve keskin bir düşüş gibi Filistin toplumunun tüm kesimlerini etkileyecek ciddi ekonomik yansımalar bekleniyor.

Güvenliğin istikrarı, ekonomik istikrardan geçiyor

İlk senaryoda hükümetin sınırlı bir süre için kredi almak üzere yerel bankalara başvurabileceğini belirten Abdulkerim, ikinci durumda ise bankaların kredi vermek konusunda dikkatli davranacağına değindi.

Diğer yandan Washington ve Tel Aviv’in Filistin ekonomisinin çöküşüne izin vermeyeceğini belirten Abdulkerim, güvenlik istikrarının sürdürülebilmesi için ekonomik istikrarının gerekli olduğunu vurguladı.

Filistin Otoritesi ekonomisinin, vergi ve gümrük tahsilatına dayandığını söyleyen Abdulkerim, oldukça küçük olan bu ekonominin kolayca kurtulabileceğini, bir milyar dolarlık destek ile beş ay boyunca istikrarını koruyabileceğini de sözlerine ekledi. Aynı zamanda hem likidite krizinin hem de üretimin durmasının getirdiği ekonomik krizin iç içe geçtiğini ifade etti.

Batı Şeria ve Gazze’de 1 Nisan itibariyle 134 kişi Kovid-19’a yakalandı. 1 hasta can verirken 18 kişi iyileşti, 115 kişi ise halen tedavi altında.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

independentarabia.com/node/107196

DAHA FAZLA HABER OKU