“Sağlık Bakanlığı koronavirüs konusunda doğru adımlar atıyor, hükümetin kararları gecikmeyle geliyor”

Mehmet Ocaktan: Diyanet keşke, tehlike geçene kadar insanların Cuma namazlarına gitmemeleri konusunda daha uyarıcı bir dil kullanılabilseydi

Fotoğraf: AA

Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de de görülen koronavirüsle ilgili doğru adımlar attığını ancak hükümetin önlemler konusundaki kararlarının gecikmeyle geldiğini söyledi.

Ocaktan bugünkü köşe yazısında koronavirüs konusunda İran ve İtalya’nın durumunu hatırlattı ve “İlk günlerde tehlikeyi ciddiye almadıkları için maalesef bu ülkelerde felaketin boyutları her geçen gün artmaktadır. Umarız iki ay sonra içimizi yakacak bir fotoğrafla karşı karşıya kalmayız” dedi.

“Diyanet keşke uyarıcı bir dil kullanabilseydi”

“Oysa” diye devam eden Ocaktan şunları yazdı:

Daha kararlı ve radikal tedbirler alabilirdik, okulları daha erken tatil edip bütün toplantılara kapıları kapatabilirdik. Evet kararlar isabetlidir, Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu “Koronovirüsün görüldüğü ülkelerde yüksek risk gurubundaki Müslümanların mazeretli sayılabilecekleri ve bu sebeple cuma namazı yerine evde öğle namazı kılabilecekleri” şeklinde bir açıklama yapmıştır, ama bu ifadeler muğlaktır. Keşke, tehlike geçene kadar insanların Cuma namazlarına gitmemeleri konusunda daha uyarıcı bir dil kullanılabilseydi...

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Türkiye’de yaşayan insanların dayanışmacı bir karakter sergilediğini, böyle zamanlarda bunun bir avantaj olduğunu belirten Ocaktan, şu ifadeleri kullandı:

Galiba biz itaat kültürüyle beslenen bir gelenekten geldiğimiz için, birilerinin bize tepeden talimat vermesini bekliyoruz. Bu yüzden de rasyonel aklın gerektirdiği tedbirlerden ziyade, tarihsel hafızamızdaki ezberlere itibar ediyoruz.

Bugün küresel bir nitelik kazanmış bulunan koronovirüs felaketi karşısında geçmiş toplumların yaşadığı tecrübelere de bakarak en üst düzeyde tedbirler almak zorundayız. Eğer bunu başaramazsak, felaketlerin ardından ağıtlar yakmaya ve hüzünlü şiirler okumaya devam ederiz.

 

Karar

DAHA FAZLA HABER OKU