Seyircisiz maçların kulüplere etkisini ekonomistler yorumladı: Küçük hesaplar yaparak büyük sorunları çözemeyiz

Ekonomistler, Türkiye'de Kovid-19 salgınına önlem almak amacıyla profesyonel liglerdeki maçların seyircisiz oynatılmasının kulüplere etkilerini Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Fotoğraf: Pixabay

Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyanın birçok ülkesini etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, Avrupa'da futbola büyük darbe vurdu.

Avrupa futbolunun en prestijli futbol organizasyonları UEFA Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi'nde önümüzdeki hafta oynanacak maçlar ileri bir tarihe ertelenirken, başta İtalya olmak üzere İngiltere, Fransa, İspanya, Almanya, Hollanda, Portekiz gibi futbolun endüstrileştiği ülkeler, ligleri erteleme kararı aldı.

Türkiye, Avrupa'da Kovid-19 salgınının en az etkilediği ülkelerden olurken, önlem amacıyla ülkedeki spor müsabakalarının seyircisiz oynanacağı duyuruldu.

 

Stadyum-Pixabay3.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

Devletin almış olduğu kararın açıklanmasının ardından sosyal medyada bir kesim maçların ertelenmesi gerekliliğini savunurken, bir kesim de seyircisiz oynama kararının doğru olduğu görüşünde. 

Maçların seyircisiz oynanmasının külüplere ekonomik bir maliyeti var. Ekonomistler, Türkiye'de Kovid-19 salgınına önlem amacıyla maçların seyircisiz oynanmasının ekonomik yansımalarını Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

 

Emre Alkin2 - emrealkin_com.jpg
Prof. Dr. Emre Alkin / Fotoğraf: emrealkin.com

 

Akademisyen Emre Alkin, maçların seyircisiz oynanması tartışmalarının ortaya çıkma sebebini yöneticilere bağlarken, şöyle konuştu: 

Türkiye'de yöneticiler, hangi yaştan olursa olsun baskı altındayken doğru karar vermeyi bilmiyorlar. Daha da kötüsü, bir üst yöneticiden onay bekleyen bir halleri var. Para konusunda çok hassasız, insan hayatı konusunda çok hassas değiliz.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) maçları ertelememesini, yayıncı kuruluşun ekonomik çıkarlarına bağlı olduğunu savunan Alkin, "Çünkü yayıncı kuruluş zarara uğrarsa gelirlerinden olur. Zarar ederse bundan sonra futbola para aktaramaz ve sıkıntıya düşer diye yayıncı kuruluşun elindeler. Halbuki Türkiye'de futbol kulüplerinin gelirleri ile yayıncı kuruluş geliri oranına baktığımız zaman, aldıkları gelirlerin toplam oranı yüzde 42 civarında. Bunun daha yüksek olduğu UEFA ülkeleri var" dedi. 

 

Stadyum-Pixabay4.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

"Bizde tüm karar alma mekanizması merkezileştirilmiş. Herkes Cumhurbaşkanı'ndan mesaj bekliyor" diyen Alkin, TFF'ye şu eleştiride bulundu:

YÖK Başkanı, cumhurbaşkanından mesaj bekliyor. TFF Başkanı, cumhurbaşkanından mesaj bekliyor. Sayın Cumhurbaşkanı zaten 49 ayrı birimi yönetiyor. Üstüne bir de kendisine bağlı olmayan ama kendisinin uygunluğuyla göreve atanmış olan kişilerin de kendisinden talimat beklediği bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla kararlar çok geç alınıyor ve doğru alınmıyor. Halbuki Sayın Cumhurbaşkanı'na objektif muhakemeyi sağlayacak doğru bilgiyi vereceklerine Sayın Cumhurbaşkanı'ndan talimat bekler konumdalar. Görevlerini doğru şekilde yapmıyorlar. Oturdukları koltuğun gereğini yapsınlar, yapmıyorlarsa gitsinler. Bu kadar basit.

Avrupa'nın birçok ülkesinde maçların ertelendiğini hatırlatan Alkin, Almanya Birinci Futbol Ligi'nin (Bundesliga) ertelenmesinde seyirci sağlığının yanı sıra futbolcu sağlığına da dikkat çekildiğini ancak bizde durumun sadece seyirci yönüne bakıldığını belirterek, şu örneği veriyor:

Çok ilginç değil mi. Bu sporcular terleyip birbirlerine temas etmeyecekler mi? Maç içerisinde aksırıp tıksırmayacaklar mı? Maçtan sonra gidip ailelerine onlar da başkalarına bulaştırmayacaklar mı? Sanki oyuncular robot, seyirciler insanmış gibi davranıyorlar. Bu da yanlış bir kanı.

 

Stadyum-Pixabay1.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

"Kulüpler gelir kaybına uğramaz"

Türkiye'de profesyonel liglerin seyircisiz oynatılacağının açıklanmasının ardından bazı kulüpler kararı desteklerken, Galatasaray Kulübü, resmi Twitter hesabından insan sağlığına vurgu yapılan ve ekonomik gerekçelerin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada "İlk etapta 15 gün ya da 1 ay ertelenmeli" önerisinde bulundu. 

 

 

Ekonomist Emre Alkin, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

Bence uyduruyorlar. Birçok kulüp kombine biletleri sezon başında satıyor, özellikle 4 büyükler. Stadın içinde yüzde 10-20 civarı bir kontenjan kalıyor misafir tribünü de dahil. Orayı düşünüyorlarsa eğer, bu kadar insanın bir araya gelerek tehlike oluşturabileceği bir yerde maddi kayıpları düşünmemeleri gerekiyor. Gelir kaybına falan uğramazlar. Stat büfelerinde yenilen yemekleri düşünüyorlarsa bunlar çok küçük hesaplar. Küçük hesaplar yaparak büyük sorunları çözemeyiz. Türkiye futbolu, koca koca şirketleri yöneten insanlarla yürüyor ama hep küçük hesap içindeler. 

 

Stadyum-Pixabay2.jpg
Fotoğraf: Pixabay

 

"Kahvehaneleri kastediyorlar, orada maç olmasa insanlar bir araya gelmiyor mu?"

Seyircisiz maçların oynanacağının açıklanmasının ardından yayıncı kuruluşun maçları şifresiz vermesiyle ilgili süren tartışmalara da değinen Alkin, bunun da bir çözüm olmayacağı görüşünde.

"Kimse maçı evde tek başına izlemiyor. Türkiye'de ev hapsi mi var şuan? Ben mi bilmiyorum?" diyen Alkin, şöyle konuştu:

Millet maçını hep beraber seyrediyor. Eşini, dostunu çağırıyor ailece izliyor. Bunların hepsi laf-ı güzaf. Herkesin cep telefonunda BeIN Sports var. Herkes cep telefonunu koymuş önüne maçını izliyor. Bu numaraları yapmalarına gerek yok. Ne şifrelisi, ne şifresizi. Sanırım kahvehaneleri kastediyorlar. Peki orada maç olmasa insanlar bir araya gelmiyor mu? Tüm bunlar futbolu, toplumun ve dijital dünyanın nereye gittiğini bilmeyen yöneteciler tarafından idare edildiğini gösteriyor. 

Şu an Türkiye'nin zor zamanlardan geçtiğini ve ortada insan hayatının söz konusu olduğu bir dönemde maddi kayıpların konuşulmaması gerektiğini savunan Alkin, şunları kaydetti: 

"Dijital dünyanın gerçeklerini bilip ona göre savları ortaya koymak lazım. Kritik karar almak gerektiğinde sürekli yukarıdan talimat beklememek lazım. Öyle olursa hata yapar. Çünkü yukarısı her yere yetişemez. Kolay zamanlarda güçlü yönetici gibi görünenler asıl bu zor zamanlarda test edilir. Bu testten geçen, gelecek için ümit verir. Bu testten geçemeyen de tarihe karışır. Bu kadar basit. Herkesi memnun etmeye çalışan, sonunda herkesi mutsuz eder. 

 

Tuğrul Akşar - Independent Türkçe.JPG
Tuğrul Akşar / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

Tuğrul Akşar: Erteleseniz de değişen birşey olmaz çünkü kulüplerin mevcutta borçları var

Futbol ekonomisti Tuğrul Akşar ise maçların seyircisiz oynatılmasının kulüpleri finansal ölçüde olumsuz etkileyeceği görüşünde.

Süper Lig'deki kulüplerin mevcut finansal yapılarında gelir-gider dengesinin kötü durumda olduğunu dile getiren Akşar, "Kulüplerin mali yapısında ciddi zararlar oluşacaktır. Bu zararları telafi etmek için kredi alınacak, kredi kullanım maliyetlerinin de yüksek olması, yeterli gelir elde edemedikleri için giderleri daha da yükseltecek" dedi.

Akşar şöyle konuştu:

Finansal Fair Play kriterlerini yerine getiremeyecekler ve Avrupa'ya gidecek olanlar da bu kriterlere uyum sağlayamayacağı için gidememe durumu ortaya çıkacak. Sonuç olarak finansal dengenin yitirilmesi mali başarısızlığı ve zaman içerisinde küçülmeyi beraberinde getirecek. Bu küçülme de sportif performansı aşağı çekerek, iksitadi ve mali performansı düşürecek.

Maçların ertelenmesinin de bu soruna çare olmayacağını savunan Akşar, "Çünkü kulüplerin mevcutta borçlarından ödemesi gelenler var. Bu da nakit ihtiyacı ortaya çıkarır. Zaten seyircisiz oynayarak maç günü gelirlerinde ciddi bir düşüş olacak. Logolu ürün satışları, maç günü gelirlerini önemli ölçüde yukarı yönlü etkiliyordu. Orada bir olumsuzluk olacak. Bu da banka borçlarını ödemede bir sıkıntı yaratacaktır" ifadelerini kullandı.

 

beIN Sports - Reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters

 

"Şifresiz yayınlanırsa bir gelir kaybı olmaz, bunu rahatlıkla yapabilirler"

Kovid-19 salgını gerekçesiyle sağlık açısından insanların toplu yerlerde maç izlemelerini hiç kimsenin istemediğini dile getiren Akşar, şu değerlendirmeyi yaptı: 

BeIN Sports'a 2018'de döviz kuru ayarlandı ve kur yükselmesi nedeniyle 90 milyon dolar civarında bir avantaj sağlandı. Yayıncı kuruluşun zararı olacaksa eğer onlarda ona saysın. En son anlaşmada döviz kuru 5,80 civarında sabitlenmişti. Bugün kur 6,30. Kulüpler şu anda zaten ciddi zararda. Bundan dolayı şu ortamda yayıncı kuruluşun hiç ağzını açmaması lazım. Yayıncı kuruluş, bu kritik dönemi atlatabilmek için bu öneriye olumlu yaklaşması lazım. Bunlar kriz dönemleri ve uzun süreli de olmayacağı için özverili olmaları lazım. İşin içine sağlık girince ekonomik kısım ikinci planda kalıyor. Şifresiz yayınlanırsa da zaten bir gelir kaybı olmaz bunu rahatlıkla yapabilirler.

"Türk futbolu, Kovid-19 krizi olmasa da zaten borç batağındaydı" diyen Akşar, sözlerini şöyle noktaladı:

Bu yaşanan olumsuzluklar ve gelir düşüşü ciddi ölçüde mali yönden etkileyecek. Bunun altından kalkabilmek için belki bankalar kredi, faiz ana para ve taksit ödemelerini 2-3 ay öteleyebilir ama bu da bir çözüm olmayacak çünkü kulüplerin mevcut mali yapıları yönetilebilir değil. Bu olumsuz tablolar da önlem almaya izin vermiyor. Bugün Süper Lig'in 15-16 milyar lira borcu var. Buna karşılık toplam gelirlerimiz 4 milyar o da şimdi daha aşağı düşecek. Bu kriz kısa vadede sona erse de ekonomik açıdan uzun vadede olumsuz etkileyecek. x

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU