"2018 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi İnsan Hakları İhlalleri Raporu” açıklandı

Diyarbakır İHD'nin hazırladığı raporda; işkence ve kötü muamele, toplanma ve gösteri yasakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, kadına ve çocuklara yönelik şiddet, ekonomik ve sosyal haklardaki kayıplar gibi pek çok ihlal yer alıyor

Diyarbakır İHD yönetim kurulu üyeleri, insan hakları ihlalleri raporunu açıkladı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi tarafından hazırlanan “2018 Yılı Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi İnsan Hakları İhlalleri Raporu”, dernek yöneticilerinin de katıldığı bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

 “Türkiye’de,  düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün sınırsız bir tehdit altında olduğu” vurgulanan raporda, binlerce siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve muhalifin tutuklanarak, ağır cezalara çarptırıldıkları kaydedildi.

Raporda yurttaşların gözaltında veya gözaltı yerleri dışında alıkonularak, kendilerini güvenlik görevlileri olarak tanıtan kişilerce muhbirlik dayatmalarına maruz kaldıkları, şiddet görüp tehdit edildikleri öne sürülüyor.

"Hapishane ihlalleri OHAL sürecinde tavan yaptı"

Sağlık hakkı, işkence ve kötü muamele, disiplin soruşturmaları, tecrit etme, haberleşme, iletişim, aile görüşü haklarının kısıtlanması gibi ihlallerin hapishanelerdeki başlıca hak ihlalleri olduğu belirtilen raporda şu bilgiler yer aldı: 

"Hapishanelerdeki mahpusların mektup aracılığıyla ya da yakınlarının şubemize yaptıkları başvurularda, tek kişilik hücrelerde tecrit, kelepçeli tedavi, hastane ve revire çıkarılmama gibi mağduriyetler yaşadıkları ifade edilmektedir.

Hapishanede tek başına yaşamını sürdüremeyecek, cezaevi ile hastane arasında adeta mekik dokuyan, ölümcül rahatsızlıkları bulunan ve buna rağmen tedavi edilemeyen hasta mahpusların sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

2018 yılının Şubat ayında yüzde 96 engelli raporu bulunmasına rağmen hapishanede tutulmaya devam edilen hasta mahpus Celal Şeker yaşamını yitirdi.

Derneğimiz tarafından tespit edilen verilere göre hapishanelerde 402'si ağır olmak üzere toplam bin 154 hasta mahpus adeta ölüme terk edilmiştir"

İmralı’da Öcalan ve 3 mahkuma tecrit iddiası

İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit uygulaması olduğu savunulan raporda, Abdullah Öcalan ile aynı hapishanede bulunan 3 siyasi mahpusun avukatları ve aileleriyle görüştürülmemesinin insan hakları ihlali olduğu iddia edildi.

DTK Eş Başkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven başta olmak üzere hapishanelerde bulunan 280’i aşkın siyasi tutuklunun, İmralı'da uygulandığı öne sürülen tecrit politikalarını protesto için açlık grevine gittiği vurgulanan rapordaki veriler şöyle:

Faili meçhul cinayet iddiaları da var

"2 kişi faili meçhul saldırılarda yaşamını yitirirken, 6 kişi ise yaralandı.
Silah Kullanma yetkisinin ihlali veya Dur ihtarına uymadığı gerekçesiyle; Güvenlik güçleri tarafından vurulan 4 kişi yaşamını yitirdi, 4 kişi yaralandı.                                                                                                                                  Köy korucuları tarafından vurulan 5 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı.
Hapishanelerde 1 hasta mahpus yaşamını yitirdi, 1 mahpus cezaevinde şüpheli biçimde yaşamını yitirdi, 2 mahpus yaralandı.
Resmi hata ve ihmal sonucu 11 kişi yaşamını yitirirken, 106 kişi ise yaralandı.
7 asker ve polis, intihar ettikleri iddia edilerek şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
2018 yılında; 1 Siyasi parti yönetici ve 1 doktor saldırı sonucu yaşamını yitirdi, 1 öğretmen, 1 yerel yönetici, 2 avukat ve 5 doktor gerçekleşen saldırılarda yaralandı. 
Bölgedeki şehirlerde gerçekleşen silahlı çatışmalarda; 84 güvenlik görevlisi yaşamını yitirirken, 155’i yaralandı. 370 silahlı örgüt militanı yaşamını yitirirken, en az 6 örgüt militanı da yaralandı.                                          Çatışmalar arasında kalan 1 sivil yurttaş yaşamını yitirirken, 3 sivil yurttaş ta yaralandı. 
Silahlı örgütlerin eylemleri sonucunda 1’i çocuk 3 kişi yaşamını yitirdi. 7 kişi de, silahlı örgüt militanları tarafından alıkonulduktan sonra ve gerçekleştirilen saldırılarda öldürüldü.
2 çocuk, mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu yaşamını yitirdi"

Kadın intiharları ve aile içi şiddet

Raporda kadın intiharları ve kadınlara yönelik aile içi şiddet vakaları da yer aldı.

"Bölge kentlerinde 2 çocuk, mayın ve sahipsiz bomba patlaması sonucu yaşamını yitirdi. 2’si çocuk olmak üzere toplam 6 kişi yaralandı. 
2 çocuk, 1 kadın ve 1 erkek olmak üzere 4 kişi, kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kuşkulu bir biçimde öldürüldü. 
5 kent merkezi ve bu kentlere bağlı 16 ilçede bulunan 565 köy/mahalle ve bu köy/mahallere bağlı bulunan 657 mezrayı kapsamına alacak şekilde toplamda, 39 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 
Askeri operasyonlar ve çatışmalar sırasında 5 kez ormanlar ve ekinlik arazilerde yangın çıktı.
Yaşamını yitiren en az 3 örgüt militanına ait cenaze, ailesine teslim edilmedi. Yaşamını yitiren örgüt militanlarının defin edildiği, en az 5 kez mezar/mezarlık tahrip edildi. 
11 kadın intihar etti, 47 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 11 kadın intihar etti, 4 kadın da intihar teşebbüsünde bulundu. 
47 kadın aile içi şiddet sonucu katledildi, 30 kadın ise yaralandı. 3 kadın cinsel saldırıya maruz kaldı. 
11 kadın toplumsal yaşamda saldırı sonucu katledildi, 9 kadın ise yaralandı. 
12 kadın cinsel saldırıya maruz kalırken, 2 kadın da kaçırılarak alıkonuldu. 8 kadın ise fuhuş yapmaya zorlandı"

Çocuk intiharları ve cinsel istismarlar

Raporda çocuklara yönelik şiddet ve cinsel istismar iddiaları da var.

"3 çocuk intihar etti, 4 çocuk da intihar teşebbüsünde bulundu.
3 çocuk aile içi şiddet sonucu katledildi, 7 çocuk ise yaralandı, 10 çocuk cinsel istismara maruz kaldı.
4 çocuk toplumsal yaşamda maruz kaldıkları şiddet yaşamını yitirdi, 6 çocuk ise yaralandı. 
82 çocuk cinsel istismara maruz kalırken, 4 çocuk kaçırılarak alıkonuldu.
54’ü çocuk 2 bin 837 kişi gözaltına alındı, 5’i çocuk 496 kişi tutuklandı"

83 kişinin sokak ve ev baskınlarında işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı öne sürüler raporda yer alan diğer veriler şunlar:

"En az 17 kişi gözaltında işkenceye ve kötü muameleye maruz kaldı. 
83 kişi gözaltı yerleri dışında (sokak-ev baskını) işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. 
211 mahpus, cezaevinde işkence ve kötü muameleye maruz kaldı.
20 kişi, güvenlik güçlerinin ajanlık dayatmalarına maruz kalırken, 8 kişi de tehdit edildi.
9 kişi, toplumsal gösterilerde müdahale sonucu veya dövülerek yaralandı"

Festival yasakları ve kitap toplatmalar

Raporda diğer yasak ve hak ihlalleri şöyle sıralanıyor:

"Her yıl düzenlenen 1 festival (Munzur Doğa ve Kültür Festivali) yasaklandı.
1 gazetenin 3 sayısı ve 12 kitap hakkında toplatma kararı verildi. 
1 yayınevine, 1 haber ajansı ve 1 gazete temsilciliği bürosuna (2 kez) baskın düzenlendi.
İnternet haber sitelerine 8 kez erişim engeli getirildi. 
Aralarında siyasetçi, gazeteciler ve kamu emekçilerinin de bulunduğu 61 dosyada 684 kişi hakkında değişik hapis ve para cezaları verildi. 
18 siyasi parti binası, saldırı veya baskına uğradı. 
Güvenlik güçleri tarafından 13 toplumsal gösteri veya açık hava toplantısına müdahale edildi.
Toplantı veya gösteriler, kimi kentlerde süresiz, kimi kentlerde her ay yenilerek yasaklandı. 2018 yılında 26 kez yasaklama kararı açıklandı.
Bin 344 işçi işten çıkarıldı, 20 işçi iş kazasında hayatını kaybetti
165 mahpus, gerekçe gösterilmeden sürgün/sevk edildi.
183 mahpus sağlık hakkı ihlaline maruz kaldı.
118 mahpus ve aileleri arasındaki görüşmeler engellendi.
En az 25 mahpus tecrit ve izolâsyona maruz kaldı.
En az 40 mahpus hakkında soruşturma başlatıldı. 
22 mahpusun haberleşme hakkı engellendi.
18 mahpus, sosyal etkinlik haklarından mahrum bırakıldı.
İş kazalarında 20 işçi yaşamını yitirdi, 12 işçi yaralandı. Bin 344 işçi, işten çıkarıldı. 200 işçi ücretlerini alamadı"

DAHA FAZLA HABER OKU