İran’da seçim yaklaşırken reformistler sandığa, rejim karşıtları boykota çağırıyor

Tutuklu kadın siyasi mahkumlar yayımladıkları ortak bildiride, sandığa giden herkesin “rejimi ve onun işlediği suçları onaylamış” sayılacağını savundu

İran'da kaç kişinin sandığa gideceğine dair hesaplar seçim gündeminin ilk sırasına yerleşti (AFP)

İran’da siyasi ve dini liderlerin yanı sıra reformistler de halkı sandık başına gitmeye davet ederken, oy vermeyi yönetimin ödüllendirilmesi olarak gören karşıtlarsa boykot çağrısı yapıyor.

21 Şubat’ta gerçekleşecek seçimlerin hemen öncesinde 80 reformist siyasetçi ortak bir bildiri yayımlamıştı.

İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'na (ISNA) göre, ülkenin önde gelen reformist siyasetçilerinin imzasıyla hazırlanan bildiride, "İran halkını hedef alan iç ve dış sorunlar dikkate alındığında, (seçimlerde) ulusal katılıma ihtiyaç duyulan bir zaman diliminden geçmekteyiz" ifadesi kullanılmıştı.

Ülkenin dini lideri Ayetullah Hamaney de salı günü yaptığı açıklamada, “seçimlere katılıp oy vermenin”, düşman propagandasına karşı İran İslam Cumhuriyeti’ni güçlendirecek “dini bir vazife” olduğunu söyledi; İranlıları sandık başına giderek “düşmanları hayal kırıklığına uğratmaya” davet etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İran’daki rejimin muhalifleriyse, meclis seçimlerinin demokratik olmadığını savunarak sandığa gitmenin mevcut yönetimi güçlendirmek dışında bir işe yaramayacağını belirtti.

El Arabiya’nın haberine göre, İranlı kadın siyasi mahkumlar, meclis seçimlerini boykot etmeye çağırdı ve oy verenlerin “rejimi ve onun işlediği suçları onaylamış” sayılacağını belirtti.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin cuma günü yapılacak seçimlerde katılımın düşük olmasından korktuğu için halkı oy kullanmaya çağırdığını aktaran El Arabiya, Tahran’daki Evin Cezaevi’nde tutulan 12 kadın aktivistin yayımladığı ortak açıklamaya yer verdi.

Habere göre açıklamada, “Sandığa giden herkes, rejimin devrimci gençleri öldürmesinde suç ortaklığı yapacak; rejimi ve onun suçlarını desteklemiş olacak” ifadeleri kullanıldı.

İran meclisinin demokratik bir kurum olmadığı ve rejime hizmet etmek dışında bir işe yaramadığının iddia edildiği bildiride, “Totaliter rejimlerini, seçim kelimesini tekrar ederek 41 yıldır demokratik göstermeye çalışıyorlar” değerlendirmesi yer aldı.

 

 

Öte yandan tutulduğu cezaevinden eşinin Facebook hesabı üzerinden bir mesaj gönderen İranlı aktivist Nergis Muhammedi, seçimleri boykot etmenin gösterilere artık izin verilmeyen bir ortamda geriye kalan tek barışçıl seçenek olduğunu ifade etti.

“Yasadışı örgüt kurup yönetmek” suçlamasıyla 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Muhammedi, “En medeni şekilde ayaklanmamız ve hükümetin baskıcı politikalarına karşı güçlü bir boykot kampanyası yürütmemiz gerekiyor” dedi.

İran dışındaki rejim muhalifleri de yönetimin vatandaşlar üzerinde kurduğu “oy verme baskısının”, sandıkta verilecek her oyun mevcut sistemi bilfiil meşruiyet kazandıracağı anlamına geldiğini ileri sürdü.

İran’ı terk ederek rejimin kadınlara getirdiği başörtüsü takma zorunluluğuna karşı çıkan bir kampanya yürüten eski gazeteci Mesih Alinejad da sosyal medyada yayılan videolu mesajında, oy vermenin protestolarda öldürülen kişilerin hatırasını görmezlikten gelmek demek olduğunu belirtti.

New York’tan AFP’ye açıklamalarda bulunan Alinejad, yetkililer herkesi ülkeleri adına oy vermeye çağırsa da “seçimin ertesi günü her şeyin normale döneceğini, müesses nizamın verilen oyları rejime meşruiyet olarak göreceğini ve daha büyük özgürlüklere dair verilmiş tüm sözlerin de unutulacağını” söyledi.

 

 

Halkın oy vermek yerine geçen yıl kasım ayında yaşanan gösterilerle ilgili Birleşmiş Milletler’den (BM) soruşturma istemesi gerektiğini kaydeden Alinejad, “Adaylar önceden belirleniyor, muhalif hiçbir görüş hoş karşılanmıyor, hatta katılım bile önceden hesaplanıyor” dedi.

AFP’nin haberine göre analistlerse, İran liderlerinin Washington'ın Tahran'ın nükleer hedeflerini kısıtlayan 2015 tarihli anlaşmadan çekilmesinin ardından Amerikan yaptırımlarının yol açtığı ekonomik krizle mücadele ederken meşruiyetlerini artırmak için yüksek bir katılım görmek istediğini ifade etti.

Uluslararası Af Örgütü, İran’daki gösterilerde 300 kişinin öldürüldüğünü doğrularken, bazı kaynaklar bu rakamın daha yüksek olduğu tahmininde bulunmuştu. Tahran yönetimiyse söz konusu raporları reddetmekle beraber kendi verilerini paylaşmamıştı.

 

Independent Türkçe, AFP, El Arabiya

DAHA FAZLA HABER OKU