Sinn Fein, İrlanda halkına vaatlerini tutabilir mi?

İrlanda (özellikle de gençleri) değişim istedi ve bunu başarmak için en büyük umutları Sinn Fein'di. Peki parti değişim getirebilir mi?

Mary Lou McDonald liderliğindeki Sinn Fein, kendisine yönelik desteğin artmasının ardından iktidarda merkezi bir rol istiyor (AFP)

Dün İrlanda ve Britanya'yı kasıp kavuran fırtınanın ortasında iki ülkeyi de değiştirme potansiyeli olan siyasi değişim rüzgarları da geldi: Sinn Fein'in rekor kıran seçim sonuçları.

Ülke genelinden gelen rakamlarla hikaye netleşirken tecrübeli yorumcuların elinde klişe kalmadı: Muhteşem, eşi görülmemiş, inanılmaz, hayal bile edilemez, olağanüstü. Onların hayreti ülkenin Britanya'dan bağımsızlığını kazandığı yüz yıl öncesinden beri İrlanda siyasetini yöneten iki partinin, Fianna Fail ve Fine Gael'in şaşkın sözcülerinin açıklamalarında da yankılanıyordu.

Söz konusu iki parti 1922-23 yıllarındaki iç savaşta, kanlı ve acı dolu bir bölünmenin sonucunda kurulmuş ve 2016 genel seçimleri sonucunu takiben tatsız bir ittifaka zorlanmıştı. Aralarındaki bu anlaşma partileri İrlanda seçmenine aynı madalyonun iki yüzü olarak gösterdi. Ekonomik görüşlerinde gözle görülür bir farklılık yoktu, bu da Sinn Fein'in onları kamunun, özellikle de gençlerin tasavvurunda, Tweedledum ve Tweedledee (Alice Harikalar Diyarı'ndaki şapşal ikizler, ç.n.) olarak resmedebilmesine olanak tanıdı.

Ama hükümetin, hele de İrlanda'nın büyük şehir ve kasabalarının sokaklarında açıkta uyuyanlardan ve dilencilerden dolayı son derece bariz olan bir konut kriziyle başa çıkmak için neden bu kadar az şey yaptığını merak eden sadece gençler değildi. Yine benzer şekilde neden sağlık hizmetlerinin endişe veren durumunun düzelmesi için net bir politika yoktu?

İrlanda'nın Fine Gael'li Başbakanı Leo Varadkar ve yardımcısı Simon Coveney Brexit müzakerelerine yoğunlaşarak aylarını harcarken anlaşılan ülke içindeki aciliyeti giderek artan dramalarla ilgilenmeyi ihmal etti. Bu esnada partisini Fine Gael'le bir güven ve temin anlaşmasına kilitleyen Fianna Fail lideri Micheal Martin neredeyse siyasi bir rehine durumundaydı ve sonuç olarak kamusal sahneden resmen silinmişti.

90 yıllık tarihin en iyi dönemlerinde gücü aralarında değiş tokuş etmelerinin ardından partilerin seçime yaklaşımı kayıtsız kaldı. İkisi de aralarındaki dostluk anlaşmasını (entente uncordiale - 1904 İngiltere-Fransa Dostluk Anlaşması'na referans veriliyor ed.n) parçalayabileceğini ve sonra da sanki yıllarca süren durgun politika hiç yaşanmamış gibi seçimlerde savaşmaya dönebileceğini sandı. Seçmenlerin bunu fark etmeyeceğini umdular.

Sinn Fein'e gelince o zaten sorun teşkil etmezdi. Gereken tek şey geçmişte başarılı olmuş bir taktiğe başvurmaktı: insanlara Sinn Fein'in IRA bağlantısını hatırlatmaya devam et. Elbette barış süreci 20 yıldan öncesine uzanıyor ama Troubles (Kuzey İrlanda'daki çatışmalı dönem ç.n.) dönemindeki olayları tekrar ortaya atmak liderleri Mary Lou McDonald'ı tökezletmeye yeterdi. Fakat sandıkların gösterdiği üzere gençlerin Sinn Fein'in geçmiş hatalarına dair tasası yoktu. Bombalarla mermiler geçmişte kalmıştı ama oy sandığı buradaydı. 

 

 

İrlandalı gençler değişim istiyordu ve bunu başarmak için en büyük umutları Sinn Fein'di. Partinin konut ve sağlık politikalarından etkilendiler. Dahası partinin açıkça solcu politikalarını benimsemekten mutluydular. Parayı iyi şekilde harcadığınız sürece bizi vergilendirebilirsiniz.

Aniden Kelt Kaplanı'nın ölümünü hızlandıran spekülatörler ve bankalardan yana olduğu görülen partiyle (Fine Gael) tarihsel olarak kırsal kesimdeki küçük burjuvaziyi temsil etmiş partiye (Fianna Fail) geçerli bir alternatif belirdi. McDonald diğer sol partilerin liderlerini geniş bir sol koalisyon kurmaya çağırarak konumunu açıkça belli etti.

Şüphesiz McDonald'ın yıllardır devam eden ve özellikle de seçim kampanyasındaki performansı da fark yarattı. McDonald başarılı bir konuşmacı, yüzyıllardır süren İrlandalı siyasi liderler geleneğinden bir hatip. Ama (Pearse Doherty, Eoin O Broin ve Louise O'Reilly gibi) üst düzey meslektaşlarının siyasi becerilerine dikkat çeken ilk kişi olacaktı.

Sinn Fein'in Kuzey İrlanda'daki lideri Michelle O'Neill'in oy sayma merkezlerine katılması da dikkat çekiciydi. Partinin asıl varoluş nedenin epey kamusal bir hatırlatıcısıydı bu: İrlanda'yı birleştirmek. İrlanda Cumhuriyeti'ndeki sandıklardan birinci çıkan ve hali hazırda gücünü zaten kuzeyle paylaşan Sinn Fein'in amacı sınırın her iki tarafını da referanduma götürebilecek görüşmeleri başlatmak.

Bu yüzden İrlanda'daki bu seçimlerin bir de Britanya boyutu var. Boris Johnson'ın Brexit'in İrlanda sınırına yönelik etkisini geçiştirmesi, Kuzey'de Birlikçilerin kontrolündeki ticareti tartışmaya açacak kapıyı araladı. McDonald bunun ılımlı Birlikçilerin fikrini birleşmeyi kabul etmeye kaydırabileceğini biliyor.

Bununla birlikte hem Birlikçiler hem de milliyetçiler açısından referandumun kazanılmasına yönelik en büyük engellerden biri Cumhuriyet'teki sağlık hizmetlerinin durumuyla ilgili endişe ve NHS'ye (Ulusal Sağlık Hizmeti) erişimi kaybetme yönündeki paralel korku. Sinn Féin'in Dublin'de sağlık hizmetlerini esaslı ve kalıcı bir şekilde etkileyebilecek gücü kazanıp kazanmayacağıysa hala belirsiz. Ama seçim coşkusu dinince McDonald ve ekibini bekleyen zorluk da tam da bu.

Roy Greenslade daha önce Sinn Fein tarafından yayımlanan An Phoblacht gazetesi için yazmıştı

 

 

Greenslade'in tasarımdan kaynaklanan nedenlerle kısalttığımız başlığının tamamı şöyledir: Seçim coşkusu artık dindiğine göre Sinn Fein İrlanda halkına uğruna oy verdikleri şeyi verebilir mi?

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.   

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU