​İsrail istihbaratı: İran'ın nükleer silah üretmek için iki yıla ihtiyacı var

Hizbullah ve Suriye’nin de içinde yer aldığı İsrail’deki İran dosyasında ikinci sırada da Gazze Şeridi'ndeki Hamas var

İsrail’in İran dosyasında Hizbullah ve Suriye başlıkları da var / Fotoğraf: AFP

İsrail askeri ve istihbarat güvenlik raporları, 2020'nin İran konusunda kritik bir yıl olabileceğini ve gerilimin artabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor. İsrail Askeri İstihbaratı AMAN da mevcut durumun İsrail’in İran’a saldırı sürecini hızlandırmaya elverişli olduğu görüşünde.

AMAN tarafından yayınlanan raporda, İran'ın iki yıl içinde nükleer silah üreteceğini doğrulayan istihbarat olduğu, bunun önlenmesi için gerçekleştirilecek olası bir saldırının ise yakın zamanda ve hızlıca yürütülmesi gerektiği belirtilidi.

Hizbullah ve Suriye’nin de içinde yer aldığı İsrail’deki İran dosyasında ikinci sırada da Gazze Şeridi'ndeki Hamas var.

2020’ye yönelik stratejik değerlendirmelerin bulunduğu bir diğer raporda da kuzey cephesinde durumun kötüleşmesi olasılığının daha önce olmadığı kadar yakın olduğu vurgulanıyor.

Caydırıcılık denklemi savaş nedenlerinden biri

AMAN tarafından yayınlanan raporda, İran’ın nükleer yolda ilerlemeye devam etmesi halinde 2020'nin sonuna kadar nükleer silah üretmesine yetecek miktarda zenginleştirilmiş uranyum elde etmiş olacağı bilgisi verildi.

Ancak İran'ın “askeri nükleer kapasiteye” ulaşana kadar bu tarihin ardından yaklaşık bir yıla daha ihtiyacı olacağı bildirildi.

Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin tasfiyesinin ardından İsrail’in söz konusu süreci İran'ın faaliyetini engelleyen bir adım olarak görmesi sebebiyle güncellenen raporda bu adımın İsrail’i etkileyeceği kaydedildi.

Raporda konuya dair şu ifadelere yer verildi:

“Suriye'deki Şii milisleri varlığının sabitleştirilmesi projesine öncülük eden Süleymani, Hizbullah’ın hassas füze projesinin de lideriydi. Şii ekseni, bu projelerin geleceği hakkında bir karar almak zorunda kalacak.”

AMAN, Şii milislerin varlığı projesinin devam edeceğini ancak Hasan Nasrallah’ın “hassas füze” projesinin zararlarının yararlarına ağır geleceği sonucuna varması halinde feshedilebileceği görüşünde.

Zirâ AMAN, Hizbullah'ın hassas füze konusunda sınırlı bir yeteneğinin olduğunu, projenin “henüz uygulanmaya geçilmediğinin” altını çiziyor.        

Raporda aynı zamanda Nasrallah’ın savaşmak taraftarı olmadığı ancak kuzeydeki “caydırıcılık denklemini” korumak istediği için buna hazır olduğu öne sürülüyor.

Ayrıca İsrail’in İran'ın Suriye ve bölgedeki mevzilenme çabalarına karşı askeri faaliyetlerini artırması gerektiği belirtiliyor.

Ekonomik durum ve etkileri

AMAN’ın raporunda İran'ın ekonomik durumunun faaliyetleri üzerindeki etkisini ve Lübnan’daki durum ile bunun Hizbullah üzerindeki etkisini de ele alıyor.

Rapora göre ABD'nin yaptırımları “İran’ın petrol satışlarında dramatik bir düşüşe” neden oldu. Öyle ki yaklaşık iki sene önce günde 2,8 milyon varil satılırken Aralık 2019’da bu sayı yaklaşık 300 bine düştü. Dolayısıyla İran’ın çoğunlukla petrol gelirlerine dayanan ekonomisi bu durumdan oldukça etkilendi.

Rapora göre İran şu an sağlam para rezervlerini “harcamaya” çalışıyor. Bu yüzden de nüfusuna umut veremiyor. Ülkedeki kasvetli ruh hali ise anketlerde kendisini gösteriyor.

Yine de İran'daki rejimin “istikrarlı” olduğu, komutasındaki kuvvetlerin de ülkedeki protesto dalgaları karşısında direndiği düşünülüyor.

Suriye, İsrail'in aklını meşgul ediyor

Suriye’deki gelişmelerle de yakından ilgilenen İsrail, Suriye'yi endişelendirici bir mesele olarak görüyor.

Askeri istihbarata göre Suriye'de ülkeyi Şii ekseninden çıkaracak derecede ciddi bir stratejik değişim fırsatı mevcut.

Üst düzey istihbarat yetkililerine göre bu durum, bölgedeki varlığını derinleştirmek isteyen Rusya ile ABD’nin müdahalesini ve uzlaşmalarını gerektiriyor.

Söz konusu rapora göre İsrail, ABD'nin Ortadoğu'daki varlığının küçültmeye gideceğini gösteren hiçbir gösterge görmüyor. Ancak son gelişmelerin ardından ABD'nin bölgedeki nüfuzunun arttığının çok açık olduğu kaydediliyor.

ABD'nin karşı karşıya olduğu esas zorluk önümüzdeki yıl da askeri varlığı açısından mücadele verdiği Irak meselesi olmaya devam edecek.

Zıt kutuplu Filistin dosyası

İsrail istihbaratına göre Batı Şeria'daki istikrarsızlığın aksine Gazze'de ciddi bir istikrar potansiyeli mevcut.

Tahminlere göre Hamas, İsrail'le uzlaşma çabalarına halkın ekonomik durumunun iyileşeceği umuduyla gelecek yıl da devam edecek.

Ancak bu iki taraf arasındaki ilişkilerde esirler ile kayıplar ya da silah tedarikinin kısıtlanması konularında bir anlaşmaya varılması kabul edilmeyecek.

İstihbarat diğer yandan Batı Şeria’nın İsrail için olası bir tehlike oluşturabilecek stratejik bir nokta olduğu konusunda uyarıyor. Raporda yapılan değerlendirmelere göre bu olası tehlike, mevcut Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın görevden ayrılması ve yerine geçecek kişilerin mücadelesi sonrasında ya da seçimlerin ardından gerçekleşecek.

Türkiye de İsrail’in tehdit listesinde

AMAN raporunda “bölgede hız kazanan adımları sebebiyle Türkiye’nin de İsrail’in olası tehdit listesinde olduğu” belirtiliyor. 2020’de Türkiye ile herhangi bir doğrudan yüzleşme olasılığı bulunmadığının belirtildiği raporda, “Türkiye'nin bölgedeki sıkı politikası onu bu yıl takip edilmesi gereken risklerden biri haline getirdi” ifadeleri yer alıyor.

Türkiye’nin Suriye'deki harekâtına da değinilen AMAN raporunda İsrail’in “Yunanistan'ın karasularını ihlal edeceği” gerekçesiyle Libya’ya doğru gaz boru hattı inşa edilmesi konusundaki endişeleri de yer alıyor. 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Elif Turan

independentarabia.com/node/87111

DAHA FAZLA HABER OKU