Iraklı kadınlar “her an ölebilecekleri” korkusuna rağmen meydan okurcasına sokağa çıkıyor

Kadın aktivistler neden her zamankinden daha fazla kadının gösterilere katıldığını Bağdat’ta Pesha Magid’e anlattı

Bir kadın Bağdat’taki Sadun tünelindeki grafiti önünde poz verdi (AP)

Saba Mehdevi ön saflardaki protestoculara yardım ettiği uzun bir günün ardından Bağdat’ın Tahrir Meydanı’ndan ayrılırken göz yaşartıcı gazlar etkisini göstermeye başladı. Nefesi kesilince arkadaşının çadırına geri getirildi. Eve gitmesini söylediler - o gün için yeterince şey yapmıştı.

Ama bunu asla başaramadı. Sadece birkaç saat sonra aracına bindiğinde kimliği belirsiz adamlar tarafından kaçırıldı. Yüzünün görüntüsü iki hafta boyunca sosyal medyada dolaştı ve “Saba nerede?” etiketi viral oldu.

The Independent’a konuşan Mehdevi’nin arkadaşı sivil aktivist Muhammed Fadıl, “Saba, cesur kadınların ve bilinçli gençlerin sembolü haline geldi (…) Bizi korkutmayı amaçlayan kaçırmalar, işkenceler ve ölümler, bu başarısız ve yozlaşmış hükümetin işini bitirene kadar buradaki varlığımızı artırmak dışında bir şeye yaramayacak” diyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Mehdevi bu ay içinde serbest bırakıldı fakat Irak sokaklarında kadın göstericilerin artan varlığının sembolü haline gelerek meydanda silinmez bir iz bıraktı: Tehdit edildi, muazzam kişisel riskle karşı karşıya ama yine de kararlıydı.

Aktivist ve protestocu 27 yaşındaki Hanin Ghranem, “Burada hepimiz tehdit ediliyoruz. Saba ünlü değildi, sadece Irak’ı seven biriydi, buradaydı ve bu herhangi birinin kaçırılabileceği anlamına geliyor (...) Burada birçok kadın var. Saba kaçırıldığında, bunun öncesinde ve sonrasında sokağa çıkan tüm kadınlar hala burada. Hepsi de kaçırılmayla karşı karşıya kalabileceklerini biliyor” diye konuşuyor.

Ghranem, kadınların seslerini duyurmaya kararlı göstericilerin geçici merkezi haline gelmiş Tahrir Meydanı'nda metruk bir binadaki halk radyosunda çalışıyor.

Kadın aktivist, “Buradaki tüm kadınlar her an ölebileceklerini biliyor” diye ekliyor.

 

Halef.jpg
Halef internette yayılan fotoğrafını gösteriyor (Pesha Magid/The Independent)

 

Ghranem daha fazla kadının Tahrir Meydanı’na gelmesine ilham vermeyi ummada yalnız değil.

31 yaşındaki Rua Halef, keskin nişancıların sokaktaki göstericilere doğrudan ateş etmek için gerçek mermi kullandığı 1 Ekim’deki protestoların ta en başında orada bulunan birkaç kadından biriydi.

Halef, “Gitmek istedim, böylelikle kadınların orada olduğu hatırlanacaktı” diyor.

2015’ten beri protestolara katılan Halef, kadınların daha önceki protestolarda şu andakilerde olduğu kadar temsil edilmediğini söyledi.

Yürüyüşler ekimin ortasında Şii hacıların kutsal Erbain’i sırasında durdu fakat yeniden başladığında kadınlar daha önce Irak protestolarında görülmeyen bir sayıyla gösterilere katılmaya başladı.

Halef 25 Ekim’de omuzlarının etrafına sarılı bir Irak bayrağını üzerinde taşıdı ve yüzünü serseri göz yaşartıcı gazlara döndü.

Arkadaşı profilinin fotoğrafını çekerek internette yayımladı ve yüzü bir anda her yere ulaştı.

Halef, protestoların yapıldığı meydana her gün gidiyor, göstericiler için yiyecekle tıbbi destek koordine ediyor ve sokakta genellikle tanındığını söylüyor.

Mehdevi’ninki gibi Halef'in yüzü de Tahrir Meydanı’nda simge hale geldi. Grafiti sanatçıları şu anda gayriresmi devrimci sanat galerisi olan Tahrir Meydanı’na çıkan Sadun alt geçidinde geniş bir duvara onun portresini boyamayı planlıyor.

Halef, “Kadınların protestolara katılımı kadınlarla erkekler arasındaki bariyerleri kırdı; kadınların siyasette yer almasına mesafeli durmaya ilişkin tipik görüşlerini değiştirdi” diyor.

Nur Faysal adında 22 yaşındaki başka bir protestocuysa, kadınların gösterilere katılarak kendilerini daha güçlü hissettiğini belirtiyor.

Faysal, “1 Ekim’de (protestolara) gittiğimde topuklu ayakkabı giyiyordum. Onlar ateş ediyordu ve ben koşuyordum, koşmak zordu fakat bu ayakkabıları protesto şekli olarak giymiştim. Topuklu ayakkabılarımın fotoğrafını çektim ve Iraklı kadınların topuklu ayakkabılarının hükümetimizden daha düzgün olduğunu yazdım” diyor.

Kadınsılığın güç anlamına gelebileceğini vurgulamak isteyen Faysal, bunun meydanın kalbinde bir yeri bulunduğunu dile getiriyor.

Faysal, “Kadınlar orada, güzellikleri ve tarzlarıyla oraya gidiyorlar, bir şeyler yapabilirler” diye ekliyor.

Bu çabada Faysal yalnız değil.

Bir gazeteci ve protestocu olan 26 yaşındaki Refal Aziz, üç tekerli aracın aynasında kırmızı ruj sürdüğü fotoğrafını yayımlayarak dikkatleri çekti.

Aziz’in bu görüntüsü viral oldu, sosyal medya platformlarında ve televizyonda yayımlandı.

 

Refal.jpeg
Üç tekerli aracın aynasında kırmızı ruj süren Refal Aziz’in fotoğrafı (Pesha Magid/The Independent)

 

Aziz, “Kadınların fevkalade katılımını yansıtması için bu fotoğrafı yayımlamak istedim. Dünya genelinde kadınsılığı temsil eden unsurun kırmızı ruj… ve protestoları simgeleyen şeyin de üç tekerli araçlar olduğunu düşündüm” diyor.

Üç tekerli mütevazı araçlar, gösterilerde en tehlikeli yerlere çabucak gitmesiyle ve yaralıları kurtarmasıyla üne kavuştu.

Aziz söylerini şöyle sürdürüyor:

Kadınlar ve üç tekerli araçlar, hiç kimse onların bu kadar güçlü şekilde orada olacaklarını tahmin edemezdi! Birçok kişi Iraklı kadınların güçsüz olduğunu düşünüyordu fakat gösteriler bunun tersini ispatladı. (Güvenlik güçlerinin karşısında) gerçek mermilerle ve göz yaşartıcı bombalarla karşı karşıya kalan kadın doktorlar ve gönüllüler var ve onlar korkmuyor.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU