6 soruda Avustralya katliamı

Yahudileri hedef alan saldırıya dair tüm bilinenler

Bir çocuk ve iki polis memurunun sağlık durumlarının ciddiyetini koruduğu bildiriliyor (AFP)

Dünya, Avustralya'nın Yeni Güney Galler (NSW) eyaletinden gelen katliam haberiyle sarsıldı.

Yahudilerin bugün (14 Aralık Pazar) kutlamaya başladığı Hanuka bayramının ilk gününde Sidney kentindeki Bondi Plajı'nda silah sesleri duyuldu. 

Yetkililer, bunun 1996’dan bu yana ülkedeki en kanlı silahlı saldırı olduğunu açıkladı.

Kaç kişi vuruldu?

Görgü tanıkları, yaklaşık 10 dakika boyunca silahların ateşlendiğini ve yüzlerce kişinin kaçıştığını anlatıyor. 

Bondi'nin dünyanın en meşhur plajlarından biri olduğunu ve genelde turistler ve yerel halkın orayı doldurduğunu işaret eden polis, yalnızca Hanuka etkinliğine katılan kişi sayısının dahi bini bulduğunu bildiriyor.

İlk gelen bilgilere göre saldırganlar haricinde 11 kişi yaşamını yitirdi, ikisi polis 29 kişi yaralandı.

NSW Başbakanı Chris Minns yerel saatle 18.47'de meydana gelen saldırıyı gerçekleştirenlerden birinin öldüğünü ifade etti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Polis, gözaltına alınan bir diğer şüphelinin de ağır yaralı olduğunu bildirdi. 

NSW Emniyet Müdürü Mal Lanyon "Üçüncü bir saldırgan olduğunu doğrulayamam ancak her yeri didik didik edeceğiz" diye konuştu.

Lanyon, uzun namlulu silahlarla saldırının gerçekleştirilidiğini ve polisin Bondi Plajı yakınlarındaki bir araçta "el yapımı bomba" olduğu düşünülen çok sayıda cisim tespit ettiğini sözlerine ekledi.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, saldırıyı terör eylemi diye nitelendirdi ve hedef alınan Yahudi toplumunun yanında olduklarını söyledi.

Saldırganlar kim?

ABC News, şüphelilerden birinin kimliğini kentin güneybatısındaki Bonnyrigg'de yaşayan Naveed Akram olarak bildirdi.

Emniyet Müdürü Lanyon, sosyal medyada saldırganın kimliğine ilişkin paylaşımlardan haberdar olduklarını belirtse de bu konuda herhangi bir bilgi vermedi. Sükunet çağrısı yaparak, "İntikamın sırası değil" ifadesini kullandı.

Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı Genel Müdürü Mike Burgess saldırganlardan birini önceden takip ettiklerini ancak acil bir tehdit oluşturmadığını düşündüklerini ifade etti.

Avustralya saldırısı

Köprüdeki saldırganın fotoğrafı drone'la çekildi (Reuters)


İsrail'in tepkisi ve Avustralya'nın yanıtı ne oldu?

İsrail'i yöneten politikacılar, bu saldırının Gazze savaşına tepki gösteren Avustralya hükümetinin "antisemitik politikalarından" kaynaklandığını öne sürdü. Geçmişte de sinagoglar, binalar ve otomobillerin hedef alındığını hatırlattılar. 

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, Hanuka'nın ilk mumunu yakmak için toplananlara saldırıldığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: 

Avustralya hükümetine, ülkede yaşayan Yahudilere zarar gelmesini önlemek için, ülkede yayılan suç niteliğindeki antisemitizmi kökünden ortadan kaldırmak için kararlı bir şekilde harekete geçmesi gerektiği uyarısını defalarca yaptık.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, birkaç ay önce Avustralya Başbakanı Anthony Albanese'ye yazdığı mektubun dikkate alınmadığını öne sürdü:

Onların politikasının antisemitizmi körüklediğini ve Avustralya sokaklarında yaygınlaşan Yahudi nefretini teşvik ettiğini söyledim.

"Avustralya hükümeti artık aklını başına toplamalı" diyen Dışişleri Bakanı Gideon Saar ise "İntifadayı küreselleştirin" sloganlarının bu tarz saldırılara neden olduğunu öne sürdü. 

İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli de boykot eylemlerini ve Filistin'e destek yürüyüşlerini normalleştiren Avustralya hükümetini düzenlenen saldırıda sorumluluk taşıdığını iddia etti.

Avustralya saldırısı

28 milyon kişinin yaşadığı Avustralya, resmi rakamlara göre 117 bin Yahudiyi barındırıyor (AFP)


Israel Hayom gazetesinin İsrailli istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberde, İran, Hizbullah ve Hamas'ın son aylarda yurtdışındaki Yahudilere saldırı hazırlığında olduğu öne sürüldü. Avustralya'da saldırı düzenleneceği konusunda da istihbarat aldıklarını savunan İsrailli kaynak, saldırının arkasında Tahran'ın olduğunu iddia etti.

İsrailli yetkililerin Avustralya'yı Yahudi düşmanlığıyla yeterince mücadele etmemekle suçlamasına ilişkin soruya Albanese, güvenlik kurumlarının tavsiyeleriyle özel önlemler aldıklarını vurguladı.

7 Ekim 2023'te başlayan Gazze savaşı sonrasında antisemitik saldırı bildirimleri üç katına çıkmıştı.

Avustralya saldırısı

Yahudilerden bazıları saldırı sonrasında İsrail'e dönmeyi düşündüklerini anlattı (AAP/Mick Tsikas/Reuters)


Günün kahramanı kim?

Sosyal medyada yayılan videolardan birinde beyaz tişörtlü bir kişinin siyah kıyafetli bir saldırganı etkisiz hale getirdiği görüldü. 

Silahı alıp saldırgana doğrultan kişinin görüntüleri viral oldu. 

NSW Başbakanı Chris Minns henüz kimliği resmen açıklanmayan bu kişi için "gerçek bir kahraman" ifadesini kullandı.


Sky News, günün kahramanının kimliğini açıkladı: İki çocuk babası, 43 yaşındaki bir manav olan Ahmed el Ahmed. 

Kuzeni Mustafa, daha önceden silahlara dair herhangi bir tecrübesi bulunmayan Ahmed'in, iki yerinden vurulduğu için ameliyat olmayı beklediğini söyledi. 

İlk tepkiler kimlerden geldi?

Avustralya Ulusal İmamlar Konseyi gibi Müslüman örgütleri saldırıyı kınadı. Saldırıdan etkilenenler ve yakınlarının yanında olduklarını vurguladılar.

Ana muhalefet lideri Sussan Ley, "Hepimizin çok iyi tanıdığı ve sevdiği Bondi'de ikonik bir Avustralya toplumunun kalbine düzenlenen nefret dolu saldırının ardından Avustralyalılar bu akşam derin bir yasta" dedi. 

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson gibi pek çok siyasetçi Yahudi toplumuna yönelik saldırıyı kınayıp Avustralya halkıyla dayanışma mesajı gönderdi. 

ABD adına ilk açıklamayıysa Dışişleri Bakanı Marco Rubio yaptı:

Dünyada antisemitizmin yeri yok. Bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı için dua ediyoruz.

Geçmişte benzer olaylar yaşandı mı?

Avustralya'da toplu katliamlar pek sık görülmüyor. 29 yıl önce yaşanan bir olayın ardından silah yasalarının sertleştirilmesinin bunda etkili olduğu düşünülüyor. 

28 Nisan 1996'da Martin Bryant, Avustralya'nın Tazmanya eyaletinde 35 kişiyi öldürmüş, 23 kişiyi de yaralamıştı. Bu katliam sonrasında yarı otomatik ve pompalı tüfekler yasaklandı. 700 binden fazla silah devlete teslim edildi. 

AP haber ajansı, bu katliamın ardından ülke tarihine damga vuran 6 olayı saydı.

8 Eylül 2014: NSW'de bir çiftçi, önce eşini ve üç çocuğunu sonra da kendini öldürdü.

16 Aralık 2014: Man Monis adlı bir İranlı mülteci, Sidney'deki Lindt Café'de 18 kişiyi rehin aldı. Düzenlenen operasyon sonucunda Monis'le birlikte iki rehine öldü. 

11 Mayıs 2018: Batı Avustralya'da bir çiftçi, 6 akrabasını öldürdükten sonra kendi canına da kıydı. 

15 Mart 2019: Avustralyalı bir beyaz üstünlükçü, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki iki camiye saldırarak 51 kişiyi öldürdü. Bu, Yeni Zelanda'daki görülen en kanlı katliam oldu.

4 Haziran 2019: Ülkenin kuzeyindeki Darwin kentinde şartlı tahliyeyle serbest bırakılan bir erkek bir kadını yaraladı, 4 erkeği öldürdü.

12 Aralık 2022: Aşırılıkçı Hıristiyan komplo teorisyenleriyle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada iki polis, üç saldırgan ve bir komşuları öldü. 


Independent Türkçe, BBC, AP, Reuters, Sky News, AA

Derleyen: Eren Umurbilir

DAHA FAZLA HABER OKU