Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün gazetesine bir röportaj verdi. “Terörsüz Türkiye milli ve tarihi bir hedeftir” diyen Bahçeli, şunları söyledi:
Bu muazzam ve muteber hedefin can alıcı noktası iç barış ve huzur ortamının sağlam ve sağlıklı esaslara ilelebet bağlanmasıdır. Niyet halis nihai akıbet de hayırlı olacaktır inşallah. Terörsüz Türkiye hedefi, Cumhuriyet tarihinin en müessir adım ve atılımıdır. Geldiğimiz bu aşamada vaki hedefle ilgili taviz, tehir veya en küçük tereddüt asla söz konusu değildir. Ok yaydan çıkmıştır. Gemiler yakılmıştır. Kararlığımız aşınmaz ve tartışılmaz düzeydedir. Herkes bundan sonraki hesabını buna muvafık ve münasip yapmak durumundadır.
İçinde bulunduğumuz Türk ve Türkiye Yüzyılı; aynı zamanda barış, diriliş, huzur ve kardeşlik yüzyılıdır. Bu yüzyıla milli birlik ve dayanışma amaç ve azmimiz damga vuracaktır. Hiç kimseyi ayırmadan, ayrıştırmadan, ayrı görmeden milletimizin her güzel insanıyla ortak karar, kader ve keder istikametinde yekvücut olmak mutlaka sağlanacaktır. Terörsüz Türkiye, birlik ve beraberliğini tahkim etmiş Türkiye’dir. Terörsüz Türkiye, ayak bağlarından, ağrı ve ağırlıkla geçen acıklı yıllardan kurtulmuş Türkiye’dir. Bu gerçeği bilmek ve görmek lazımdır. Düşüncelerim gelişigüzel telaffuz edilen, zevahiri kurtarma çabasını gözeten, laf ola beri gelen manasına gelen basit ve içi boş sözler değildir. Samimiyiz, hasbiyiz, hakikatliyiz ve sonuç odaklıyız. Türkiye’nin kalıcı şekilde birliği ve dirliğinin çabasındayız. İnanıyorum ki, diktiğimiz barış fidelerinin meyvelerini hep beraber toplayacağız.
Terörsüz Türkiye isabetli ve tarihi bir politikanın izhar ve ilamıdır. Türkiye’miz, bugüne kadar hiç olmadığı kadar dirençli, güvenli ve umutlu seviyededir. Bu yüksek seviyeyi heba ve heder etmeye kimsenin hakkı yoktur. Aksi istikametteki tavır ve tutumları millete ve devlete yönelik karşı çıkış, karşı duruş, karşı direniş olarak yorumlamak kaçınılmazdır. Tarihi bir fırsat eşiği önümüzdedir. Bölücü terör kaynaklı makus talih günbegün değişmektedir. Bunun yüreklere su serpen sonuçlarına inşallah yakın vadede şahit olunacaktır. Kapımızı çalan fırsat kaçırılmayacak kadar değerlidir. Hem milletimizin hem de bölge halklarının en temel insan hakkı huzur değil midir? İstikrarlı, itibarlı, güvenceli bir hayata ulaşmaları haklı bir beklenti sayılmayacak mıdır? Yeni Yüzyıl, diriliş ve yükseliş yüzyılıdır. Aynı zamanda barış ve kardeşliğin nişanesi, dayanışma ve kader ortaklığının çok daha güçlendirilmesidir. Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge hedefi inanıyorum ki, beşeriyetin ve medeniyetlerin vicdan uyanışını da tetikleyecektir.
“Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin”
Bahçeli, “Bazı çatlak sesler çıkıyor. Mesela KCK Eşbaşkanı Bese Hozat kod isimli Hülya Oran’ın tehditvari sözleri kamuoyunda oldukça tartışıldı. Siz bu tartışmanın neresindesiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi
Aslında tartışmanın hiçbir yerindeyim. Doğrusunu isterseniz içi boş polemiklerle vakit kaybetmenin, beyhude yere emek ve enerji sarfetmenin lüzumsuz olduğu kanaatindeyim. Şu hususa bir itirazım yok, şayet tartışma ortamı iyi niyetle temelleniyorsa, farklı görüş ve değerlendirmeler sorumluluk ahlakı içinde tavzih ediliyorsa herhangi bir mahsur olmayacaktır. Ancak yıkıcı ve sinir uçlarıyla oynayan bir dil ve üslup eşliğinde çalı dibi yoklanıyorsa, nalına ve mıhına aynı oranda ve anda vuruluyorsa bunun kabulü pek tabii namümkündür.
Bahsettiğiniz terör örgütü mensubu, 11 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kırsalında silahlarını kazana atmak suretiyle yakan 30 kişilik PKK’lı grubun en önündeydi. 24 Kasım 2025 tarihinde üç kişiden müteşekkil milletvekili heyetinin İmralı’ya gidişinin üzerinden çok geçmeden bu teröristin açıklaması kamuoyuna yansıdı. Bu kapsamda telaffuz edilen iddialar ve ifadeler olgunluktan ve yapıcılıktan son derece uzaktır.
Üstelik 27 Şubat 2025 İmralı çağrısıyla taban tabana zıttır. İmralı’ya sadakatleri esas olmalıdır. Tersini düşünmek mümkün değildir. Bölücü terör örgütünün tüm bileşenlerini bağlayan müspet açıklamanın hilafına KCK Eşbaşkanı unvanı kullanılmaktadır. Yanlıştır, art niyetliliktir, ülkemizde ve bölgemizde karanlık emelleri bulunan Siyonist-Emperyalist yapıya alenen hizmetkârlıktır. Hatta bunun bir başka adı, “Terörsüz Türkiye” atılımlarının önünü kesmek için plan ve kurgu içinde olan odaklara maşalık yapmaktır.
Şu bayağı sözlere bakar mısınız, hiç kimse suç işlememiş! Bu nedenle de af maf da istemiyorlarmış. Kaldı ki af vaat eden zaten yok, suça gelince, tarih ve maşeri vicdan önünde hangi suçların işlendiği açıktır, nettir, belgelidir. Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin. Tehdit tonu ziyadesiyle fazla marazi mesajlarla, maksatlı ve mahsurlu görüşlerle bir yere varılamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tip ucuz ve ucube yaklaşımlara aldırış etmez. Doğru bir istikamette tekeri dönen kervanımızı taşa tutanların provokasyonları boşunadır. Hevesleri kursaklarında kalacaktır.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Ne kadar tuhaf, en az bu kadar da kuşkulu ve düşündürücü”
“PKK’lı Bese Hozat’ın konuşturulduğunu” savunan Bahçeli “Öyle olmasa, adım adım ilerleyen; uyumlu, karşılıklı saygı ve nezaket dahilinde mesafe alan “Terörsüz Türkiye” hedefini sekteye uğratmayı gündeme alan zaman ayarlı sabotaj mahiyetli ifadeler neden ağızlardan dökülsün? Bir yanda münfesih terör örgütünün bir kısım azılı elemanının çarpıtmaları, diğer yanda sözde milliyetçi, özde ne idüğü belirsiz, neye ve nerelere hizmet ettikleri meçhul çevrelerin ezberleri aynı potada, aynı paydada birleşmiştir. Ne kadar tuhaf, en az bu kadar da kuşkulu ve düşündürücü” dedi
“Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşanlı ve eşzamanlı şekilde tarihsel var oluşuna, milli birlik ve kardeşliğine çok güçlü sahip çıkma kararlılığı, bunun yüksek bir politik iradeyle tezahür etmesi, ister istemez pek çok kesimi, daha yerinde bir ifadeyle iç ve dış husumet cephesini ürkütüyor” diyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı:
Biliyorlar ki, dev ayağa kalktı. Görüyorlar ki, Türkiye Yüzyılı’nın tan yeri ağardı. Kaygıları bundan, korkuları bu yüzden. Bu coğrafyada bin yıllık mevcudiyetimizi sorgulayanlar boş durmuyorlar.
Bazen doğrudan, bazen de devşirilmiş ve ele geçirilmiş yerli taşeronları aracılığıyla önümüzü kesip içimizi karıştırmanın telaşına kapılıyorlar. Terörsüz Türkiye, devlet ve milletin ortak kararıdır. Arkasında çok güçlü bir halk desteği vardır ve bu tartışma götürmez bir hakikattir. Tarihimize bakınız, devletle milletin tam kenetlendiği, sükûnet ve suhulet ortamının temin edildiği, birlik ve dirliğin hakim olduğu dönemlerde muhteşem başarılara imza atılmış, zaferler peşi sıra sökün etmiştir. Bununla da kalmamış refah ve bereket medeniyet ve milletimizi sarıp sarmalamıştır. İşte bunun yeniden tekerrür edecek olması, Anka kuşunun kanatlanması bilindik mihrakları panikletmekte, fitneyle teçhiz olmalarını tetiklemektedir. Olsun varsın, mühim olan kötülüğün ve karanlık proje figüranlarının ne yapacağı değil, milletimizin dirayet ve hamiyetle ulaşacağı kutlu menzildir.
“Tek kelimeyle rezalettir”
Bahçeli, Mesut Barzani, Şırnak Valiliği tarafından düzenlenen “4’üncü Uluslararası Melaye Ciziri Sempozyumuna davet edilmesi ile ilgili ise şu değerlendirmeyi yaptı:
Melaye Ciziri, asıl adıyla, Ahmet b.Muhammed el-Bati el-Ciziri, 17.yüzyılda yaşamış mutasavvıf, şair ve alim bir zattır. Onun adıyla düzenlenen Sempozyuma Barzani’nin misafir olarak katılımına diyeceğim bir şey yoktur. Ağırlanması milletimizin alicenaplığının ve misafirperverliğinin alametidir. “Terörsüz Türkiye” karşılıklı saygı ve sevginin, birlik ve dayanışmanın coğrafyamızı yoğuran vuslat hamurudur.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik hak ve hukuku maalesef çiğnenmiştir. Adına ister protokol kuralları deyin, ister teamül deyin, ne var ne yok ihlal edilmiştir. Barzani’nin an itibariyle herhangi bir devlet görevi yoktur. Sadece misafir olarak ülkemize giriş yapmıştır. Buna rağmen Sempozyumun önüne çıkartılan ve adeta şova dönüştürülen mesnetsiz övgü yağmurları ve abartılı iltifatlar, bunun yanında vatan topraklarımızda yabancı üniformalı askerlerin uzun namlulu silahla ortalıkta dolaşmaları tek kelimeyle rezalettir. Türkiye Cumhuriyeti’nin vakarına, saygınlığına, tarihi itibarına ve egemen vasfına taammüden saldırıdır.
Devletimiz, ülkemize gelen her misafiri koruyacak güç, kabiliyet ve yeterliliktedir. Ayrıca ülkemize gelen yabancı korumaların taşıyacakları veya kullanacakları silahların marka, miktar ve çaplarının daha önceden Türkiye’ye bildirilmesi esastır. Fakat ülkemize yabancı asker ya da korumaların üniformalı vaziyetleriyle uzun namlulu silah getirmeleri diye bir şey yoktur. Şunun bilinmesinde özellikle yarar olacaktır; Türk milletinin helali hakkı olan ve şehit kanlarıyla sınırları çizilen aziz vatanımızın hiçbir şekilde tartışmaya açılmasına, üzerinde hesap yapılmasına, sis ve şaibeye havale edilmesine tahammül edemeyiz. Asla hoş göremeyiz. Misafir başımızın üstündedir, ama adı üstünde sadece misafire kapımız açıktır. Bunun haricinde topraklarımız üzerinde kuşku uyandıracak her muamele ve potansiyel müdahaleye prim veya geçit vermeyiz, vermeyeceğiz.
MHP Genel Başkanı “İmralı tarafından söylendiği ileri sürülen, Terörsüz Türkiye başarılı olmazsa darbe mekaniği devreye girer yorumuna ne diyeceksiniz?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
Bu sözlerde nasıl bir darbe mekaniğinin devreye gireceği biraz kapalı, tam anlaşılır değil. Ne var ki, Türkiye’de darbeler döneminin kapısı açılmamak üzere kilitlenmiştir. Silahların gölgesi altında icra ve ifa edilen siyaset devri kapanmıştır. “Terörsüz Türkiye” hedefi geriye sararsa, patinaja başlayıp gittikçe gömülür ve gündemden kalkarsa, sonuçlar her anlamda ve herkes için ağır olabilecektir. Kim ki Terörsüz Türkiye’yi yaralar ve yıkarsa bunun vebalini üstlenmekten, tarih ve millet önünde hesap vermekten kurtulamaz. Biz her türlü ihtimalin üzerinde titizlikle duruyor, sürecin her aşamasını dikkatle analiz ediyoruz. Samimiyiz, iyi niyetliyiz, kardeşliğin ve milli birliğin kazanmasını istiyoruz.
Türkiye’nin kazanmasına, Türk milletinin derin bir nefes almasına yürekten ve tüm imkanlarımızla gayret ediyoruz. Yılgınlık semtimize uğrayamaz. Karamsarlık yanımızda yöremizde konuşlanamaz. İftira ve isnatlar bizi yolumuzdan döndüremez. Birlikte olursak çok daha güçlü oluruz. Türk ile Kürt’ün ortak geleceği, ortak geçmişinin anılarıyla, ahlaki ve manevi rabıtasıyla oluşacaktır. Şahsımla da ilgili olarak da, Terörsüz Türkiye başarılı olmazsa, MHP içinden darbe yapılacakmış. Demokrasi sevdalısı Milliyetçi-Ülkücü Hareket’ten nasıl darbeci çıkacak, işin doğrusu gülümseyerek düşündüm. Hasılı kelam bunların hepsi fasa fiso, fuzuli ve bayatlamış söz oyunları. Geçelim bir kalemde, önümüze bakalım.
TÜRKGÜN