TBMM Başkanı Kurtulmuş: Ülkemizin 50 yılını alan terör belasını bir kenara koyacağız ve terörsüz bir Türkiye'yi hep beraber inşa edeceğiz

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Farklılıkları bir kenara bırakıp terörsüz bir Türkiye’yi inşa ederek birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yolumuza devam edeceğiz” dedi

Fotoğraf: ANKA

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, "Yine bugünün dünyasında ve özellikle günümüz Türkiye'sinde bu büyük zatların bizi birliğe, dirliğe, beraberliğe, kardeşliğe çağıran sözlerine her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Aramızdaki bütün farklılıkları bir tarafa bırakacağız. Aziz milletimizin bir ve beraber olması için büyük bir gayretle mücadele edeceğiz. Aramıza sokulan fitneleri elimizin tersiyle kenara iteceğiz. Ülkemizin 50 yılını alan terör belasını bir kenara koyacağız ve terörsüz bir Türkiye'yi hep beraber inşa ederek birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yolumuza devam edeceğiz." dedi.

Kurtulmuş, Aksaray'da "Somuncu Baba Anma Programı"nda konuştu. Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Sevgili dostlarım, Allah’a ne kadar şükretsek azdır. Günümüzün artık tamamen maneviyatın kuruduğu, her şeyin mekanik bir şekilde cereyan ettiği bir dünyada Allah’a çok şükür ki bu toprakların hemen her yerinde bize Allah’ı hatırlatan, bize kendimizi hatırlatan, bize kendimize sahip çıkmamızı hatırlatan Somuncu Baba gibi nice evliyalar ve nice büyükler vardır; onların izleri vardır. Bu izleri takip edenlerden Allah razı olsun. Ne mutlu bu izleri takip eden aziz milletimize, milletimizin evlatlarına.

Değerli dostlar, Anadolu aslında Horasan erenlerinin karış karış mayaladığı, maneviyatını tesis ettiği ve aslında fethinin bile bu maneviyat tesis edildikten sonra nasip olduğu kutlu bir diyar, mukaddes bir vatandır. Şunu çok açık söylemek gerekir ki Sultan Alparslan Anadolu topraklarının kapısını aziz milletimize açmadan önce Anadolu topraklarında Müslümanlar vardı. Müslüman öncüler vardı. Horasan erenleri vardı. Gönül ehli insanlar vardı. Sanılmasın ki önce kılıçla fethedildi, sonra insanlar Müslüman oldu. Aslında bu anayurdumuzun, Anadolu’muzun fethedilmesi önce maneviyatla oldu; kılıçla ise görünen şekilde kapılar açıldı, şehirler fethedildi.

Bunun en basit örneği, az evvel arkadaşlarımızın da saydığı gibi, Anadolu’nun hemen her yerinde ayak izlerini takip etmekten onur duyduğumuz büyük evliyaların bu topraklara kattığı fevkalade önemli değerlerdir. Yunus Emre’nin basit ama gönülden gelen sözleri… Hani Türkçede diyoruz ya: Dil bir, ağzımızda konuşan bu dil; bir de gönlümüzdeki kalp lisanı. Yunus Emre’nin çok sade ama asırlar boyu unutulmayan, zihinden ve kalpten çıkmayan o öğretilerini hepimiz biliyoruz. 'Bölünürsek yok oluruz, bölüşürsek tok oluruz.' Çok basit bir dize, bugün bile bir olmayı, beraber olmayı, güçlü olmayı öğretiyor.

"Somuncu Baba bir mektepti, bir akademiydi; insanlığa öğütler veren büyük bir manevi önderdir"

Hacı Bektaş-ı Veli'nin 'Elinize, dilinize, belinize sahip çıkın' tavsiyesi bir arada yaşamanın, birlikte olmanın, saygı ve sevgi içerisinde yaşamanın altın öğüdü olarak bizlere geliyor. Hacı Bayram-ı Veli'nin şehirleri abad eden düşünceleri Müslüman şehirlerinin nasıl olması gerektiğini bugün bile bize çok iyi anlatıyor. Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin karşısında gördüklerini aşan ve dünyanın öteki ucundaki insana çok sade şekilde anlattığı hakikat, bugün bile Mevlana dostlarını dünyanın dört bir yanından ülkemize davet ediyor, ülkemize çekiyor.

İşte Somuncu Baba da Anadolu'nun bu büyük manevi mimarlarından biriydi. Belki yaşadığı dönemde çok bilinmedi. Az evvel de ifade edildiği gibi, sırrı neredeyse ortaya çıktıysa şöhretten kaçmak için oradan uzaklaştı. Hep kendisini basit ve sade bir somuncu olarak tanıttı. Kayseri’de başlayan hayatı Bursa’ya, Adana’ya, Darende’ye ve en sonunda Aksaray’a uzandı. Bütün bu büyük insanların hayat hikayesi kitaplarda kalmış tarihi şahsiyetlerin hayat hikayeleri değildir. Bu insanların her birisi çoğu ümmi olsa da, yani kitabi olarak okur yazar olmasa da, tek başına bir üniversitedir.

Somuncu Baba bir mektepti, bir akademiydi; insanlığa öğütler veren büyük bir manevi önderdir. Bütün bu Anadolu erenlerini, Horasan erenlerini rahmetle, minnetle, şükranla anıyoruz. Onların bu manevi öğretileri, bize insanlığımızı, çevremizdekilere birliği ve beraberliği hatırlatan o öğretiler olmasaydı Anadolu halkı bugün bile bu kadar diri, zinde, güçlü bir şekilde ayakta duramazdı. Onların maneviyatı önünde saygıyla eğiliyoruz.

Değerli arkadaşlarım, değerli dostlarım, aslında bu zatların öğretileri bir mekteptir ve bir süreklilik arz eder. Somuncu Baba, Hacı Bayram Veli, Akşemseddin, Sultan Fatih Hazretleri… Bütün bu silsilede gönle düşen bir hakikat, zihne düşen bir hakikat Sultan Fatih’in savaş planlarına yön vermiştir. Sultan Fatih’in gönlünde İstanbul’un fethedilmesi bir rüya haline dönüşmüştür. Bu anlamda bu büyük maneviyatın izini sürmeye devam edeceğiz. Hele bugünün dünyasında her şeyin metalaştığı, makineleştiği, mekanikleştiği ve paraya tahvil edildiği bir dönemde böylesine büyük şahsiyetlerin öğretilerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.

"Aziz milletimizin bir ve beraber olması için büyük bir gayretle mücadele edeceğiz"

'Bir olalım, iri olalım, diri olalım' tavsiyesi tam da 2025 yılının sonuna geldiğimiz bu dönem için yapılmış bir tavsiyedir. Aramızdaki bütün farklılıkları bir tarafa bırakacağız. Mezhep ve şer’i farklılıklarımızı, etnik farklılıklarımızı, siyasi farklılıklarımızı bir tarafa bırakacağız.

Aziz milletimizin bir ve beraber olması için büyük bir gayretle mücadele edeceğiz. Aramıza sokulan fitneleri elimizin tersiyle kenara iteceğiz. Ülkemizin 50 yılını alan terör belasını bir kenara koyacağız ve terörsüz bir Türkiye'yi hep beraber inşa ederek birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde yolumuza devam edeceğiz. Allah birlikten ayırmasın, beraberlikten ayırmasın; bu ülkeyi manevi omurgasından uzaklaştırmasın. Bu anlamda bu aziz milleti Allah omurgasız bırakmasın.

Bu vesileyle Hacı Bayram Veli'den, Hacı Bektaş-ı Veli'den, Yunus Emre'den, Tapduk Emre'den, Somuncu Baba'dan, Mevlana'ya; Ali Semerkandi'den Harekani Hazretlerine kadar bu coğrafyanın her yerinde bize kendini bilmeyi ve Rabb'ini bilmeyi doya doya öğretmiş bütün gönül erlerini sevgiyle, rahmetle anıyorum. Biliyoruz ki Allah'ın dostları asla ölü değildir. Somuncu Baba'nın da dediği gibi onlar ölmezler ve maneviyatları aramızda yaşar. Somuncu Baba'yı ve onun maneviyatını saygıyla anıyorum. Onun gölgesinde bu güzel programı yapmamızı mümkün kılan Cenab-ı Allah’a sonsuz şükranlarımı ifade ediyorum. Ve inşallah gelecek yıl üçüncüsünü çok daha güzel bir şekilde icra etmeyi Cenab-ı Allah nasip etsin diyerek sizlere selamlarımı, sevgilerimi, birlik ve beraberlik duygularımı ifade ediyorum. Hepinize hayırlı akşamlar diliyorum."

ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU