Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, doğalgaz ve elektriğe zam yapılmayacağını açıkladı.
Habertürk TV’de canlı yayına katılan Bayraktar, “Doğalgaza zam yok. Kışa girerken doğalgaz ve elektrikte zam düşünmüyoruz” dedi.
Bakan Bayraktar, ayrıca ABD ile yürütülen enerji anlaşmalarına ilişkin ayrıntılar paylaştı. Anlaşmaların Türkiye’nin enerji arz güvenliği ve çeşitliliğine katkı sağlayacağını belirten Bayraktar, yeni iş birliklerinin önemine dikkat çekti.
"Doğalgaza zam yok. Kışa girerken doğalgaz ve elektrikte zam düşünmüyoruz. Hamdolsun pandemi bitti. Şimdi ortada şöyle bir durum var. Yaklaşık 590-600 milyar liralık doğalgaz ve elektrikte Hazine'nin üzerinde yük var. Aldığımız gazı belki de yarı fiyatına vatandaşa veriyoruz. İhtiyacı olana, dar gelirliye, sabit gelirliye bunu destek olarak vermekte beis yok. İhtiyacı olmayana, ay sonunda ne kadar fatura geldiği bilgisinden haberi olmayanların parasını devletimiz ödemesin diyoruz. Elektrikte o zaman şunu yapmıştık. Tüketim üzerinden yapmıştık. Desteğe ihtiyaç duyan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na başvuracak. İncelenecek ve destek grubuna alınacak. Bunun üzerinde çalışıyoruz. İnşallah bunu yakın zamanda belki yeni yılla birlikte açıklamış oluruz."
“Şu an tükettiğimiz gazın yaklaşık yüzde 10’u, LNG olarak Amerika’dan gemilerle tedarik ediliyor”
Bayraktar'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
"2016'dan itibaren bu altyapıya büyük yatırım yaptık. Marmara, Aliağa'da olan iki merkezimizi neredeyse 2,5 katına çıkardık. 3 tane gazlaştırma gemisi aldık. Şu anda Türkiye 2016'dan bugüne yatırımlarda dünyadaki bu LNG fırsatından faydalanabilir hale geldi. Dünyada doğalgazın fiyatının oluştuğu belli merkezler var. Dünyada 4 merkez var. Biz istiyoruz ki, özellikle İstanbul, dünyada önemli bir doğalgaz ticareti merkezi olacak. Dünyanın en ucuz gazı Amerika'daki lokasyonda. En ucuz endeks orada. Rusya'dan da ucuz. İkinci önemli merkez ise Avrupa'da Hollanda'da. Sanal ticaret noktası burası. Bunları internette de bulabilirsiniz. Japonya-Kore piyasasında oluşan fiyat daha pahalıdır. Bir de Birleşik Krallık'ta, İngiltere'de fiyat oluşum merkezi var. En ucuz fiyat Amerika'da. 2016'daki altyapı yatırımı yaptıktan sonra alımlarımızın bir kısmını Amerika'dan yapmaya başladık. Türkiye, Cezayir'le başlayıp Nijerya ile devam edip 20'den fazla ülkeden doğalgaz alıyoruz. Bir kısmını uzun dönemli anlaşma yapıyoruz. Bir kısmı ise spot bazlı gaz alıyoruz. Şu anda kullandığımız gazın yüzde 10'u LNG olarak Amerika'dan gemilerle geliyor. Bu anlaşmalar geçtiğimiz Eylül'de başlayan anlaşmalar. Doğalgazı Amerika çok ucuz çıkarıyor. Onu limana kadar taşıyorsunuz boru hatlarıyla. Limanda sıvılaştırma yapıyorsunuz, gemiye koyup taşıma maliyetiyle buradaki tesislerimize gazlaştırılmak üzere geliyor. Bütün maliyetleri ortaya koyduğumuzda Amerikan LNG'si en rekabetçi gaz kaynaklarımızdan biri hale geliyor. Amerikan LNG'sine daha pahalı demek bu dört piyasayı bilmemek anlamına geliyor veya bunları bilip, vatandaşımızı yanıltma anlamına geliyor.
Amerikan yönetiminin özellikle Trump'ın seçim döneminde de söylediği 'Rusya-Ukrayna savaşına son vereceğim' söyleminde ciddi bir gayreti var. Rusya Devlet Başkanı sayın Putin'in ziyareti var. Bütün bu çabalar neticesinde bir sonuç almak adına daha önce Biden yönetiminin yaptığı gibi bir takım yaptırımlarla Rusya'yı barışa zorlamaya dönük çabalar ortada. Türkiye'nin kendine has gerçekleri var. 60 milyar metreküplük devasa tüketim var. Karadeniz üretiminde ihtiyacımızın bir kısmını karşılar hale geldik. Zamana ihtiyacımız var. Önümüzdeki yıl bu vakitler konuştuğumuzda 4 milyon hane 8 milyona çıkacak. Bir taraftan kendi gazımızı üretime geçirmek adına bu çabanın içindeyiz. 2028'e geldiğimizde 16 milyon hanenin gazını kendi gazımızla karşılayacağız. Elektrik üretimiyle alakalı doğalgaz ihtiyacı devam ediyor. O anlamda Türkiye ithalat yapacak. Bugün bir gemimiz geldi. Bir diğeri yıl sonu gelecek. Mevcut üretimi hızlandıralım ve yeni keşifler aracılığıyla.
Doğu Akdeniz'de çok büyük arama programı yaptık. 8-9 tane derin deniz sondajı yaptık. Çok güçlü şekilde arama programı yaptık ama istediğimiz neticeyi bu aşamada alamadık. Bu Akdeniz'den vazgeçtiğimiz anlamına gelmiyor. Farklı lokasyonları test etmemiz lazım. Biz temel önceliğimizi ve odağımızı Karadeniz'e verdik. Onu bir an önce üretime koymak çok önemliydi. Gemilerimizin 4'ünü orada konumlandırdık. 5'inci gemiyi oraya göndereceğiz. Bizim Akdeniz'den vazgeçmemiz sözkonusu değil. Son 2 senedir başka bir şey daha olmaya başladı. Türkiye'yi Somali'de gördünüz. Şimdi Somali'de sismik yaptık. Libya'da bazı sahalarda anlaşmaları nihayete erdirmek üzereyiz. ABD ziyaretinde hem Beyaz Saray'da konuştuğumuz konulardan birisi, Türkiye petrolde de önemli ithalatçı. Gabar'da kendi ihtiyacını karşılamak adına adım atmış durumda. Yeni keşifler geliyor. Bu ithalatı yaparken farklı kaynaklardan petrol ürünleri ithalatı yapıyoruz. Şu anda Nijer'de üzerinde petrol sahasıyla ilgili anlaşmaları belli noktalara getirdik. Birkaç ay içerisinde ilk üretimi yapacak hale geliyoruz. Cumhurbaşkanımızın orayla alakalı ortaya koyduğu vizyon bizi oraya getirdi. Azerbaycan'la yeni saha aldık, ortaklık aldık. Irak'ta projelerimiz var. Anlaşmanız neyse onun karşılığını alırsınız. Petrol doğalgaz sektörü. Özellikle arama ve üretim tarafı kuralları belli. Dünyada her yıl 100 milyarlarca dolar yatırım yapılan alan. Orada endişe edecek bir durum yok. 'Onlar kazanacak biz kazanamayacağız' diye asla bir durum yok.
“Türkiye’nin kesinlikle nükleer enerjiden elektrik üretmesi gerekiyor”
Çin neredeyse savunma sanayi ve teknolojide geldiği noktayı bütün dünyaya sunduğu çok önemli bir gösteri yaptı Pekin'de. Çin Devlet Başkanı ve hükümeti ile olan görüşmelerin tamamında yer alıyorum. Cumhurbaşkanımıza gösterilen hüsnü kabul, ilgi, alaka çok üst düzeydeydi. Çok uzun toplantı oldu. Daha sonra genel sekreterin çalışma yemeği oldukça kapsamlı oldu. Biz orada aynı zamanda yenilenebilirden elektrik iletim hatlarına kadar konuştuk. Çin Enerji Bakanlığı ve Ulusal Kalkınma ve Reform Konseyi'nin başkanı ile bu projeleri konuşma fırsatı bulduk.
Doğalgazda alternatiflerimiz daha fazla. Mesela ABD'de imzaladığımız anlaşmalardan bir tanesi Avustralyalı şirketle. Yakın gelecekte Mozambik üretici olarak devreye girebilir. İş nükleere geldiğinde nükleer santralleri kurabilen ülke bir elin parmaklarını geçmez. Türkiye'nin mutlak surette nükleer enerjiden elektrik üretmesi lazım. Bu 70 yıllık Türkiye'nin hedefi, rüyası. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2010'da Rusya Federasyonu ile akdettiğimiz anlaşma ile bu iş kuvveden fiile geçmiştir. Akkuyu'da şu anda 4 tane reaktör aynı anda yapılıyor. Bizde uhalefetin bilimsel dayanağı olmayan nükleere karşı tutum var. Bazı vatandaşlarımızın güvenlikle alakalı endişeleri olabiliyor. Dünyada 31 ülkede nükleer reaktör var. Bunların 94'ü Amerika'da. Fransa elektriğin yüzde 67'si burada. Ermenistan'da var. Batıya dönün Bulgaristan, Romanya, Çekya, Slovakya, Macaristan'da var. Yeni yapılan santral sayısı 60 civarında. 4'ü bizde. İngiltere'de devam eden santral var. Buna Türkiye'nin kayıtsız kalması olamaz.
“Doğalgazı, diğer kaynaklara kıyasla daha uygun maliyetli olduğu için tercih ederek anlaşmalar yaptık”
Türkiye'de elektrik talebi beklenilenden daha hızlı gelişecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın New York'ta iki büyük görüşmesi oldu. Sayın Macron'la yaptığı görüşme. Gündemi nükleer enerji. Kanada ile de aynı şekilde görüşme yapıldı. Kanada buna hazır olduğunu ifade etti. Biz ABD'den LNG alıyoruz. Rekabetçi olduğu için, diğer gaz kaynaklarımıza göre daha ucuz olduğu için doğalgaz anlaşmaları yaptık. Biz nükleerde yerlileştirmeye çok önem veriyoruz. Türkiye'nin çok ciddi sanayisi var. Bu sanayinin nükleer santrallere ekipman üretmesi ve bu anlamda ekosistem ortaya koymak adına çabamız var. Teknoloji transferine, insan kaynağı gelişimine bakıyoruz. Akkuyu ile başlayan süreç Türkiye'de önemli farkındalık getirdi. Yüzlerce öğrenciyi yurt dışına gönerdik. Şimdi bir kısmı Akkuyu'da çalışmaya başladı. TEKNOFEST çatısı altında nükleer proje yarışması düzenledik. Çok özel yarışma oldu. İnsan kaynağımızı geliştirmek çok önemli. Sinop'ta 4, Trakya'da 4 reaktör ile 15 bin megavatı kurmamız lazım.
"Sinop'ta açıkçası zaman kaybettik"
ABD'de çok geniş çerçevede nükleer işbirliği anlaşmasını yaptık. Benim New York'ta bir görüşmem oldu. Bir nükleer şirketle görüşmemiz oldu. Ne yapabiliriz diye görüştük. Nükleer çok zaman alan bir iş. Sinop'ta açıkçası zaman kaybettik. Japonlarla yaptığımız anlaşma fizibilite çalışması pahalı olduğu için karşılıklı olarak sürdürmenin anlamı olmadığını söyledik. Biz insanımıza daha ucuz elektriği sağlamak için bu nükleeri yapmalıyız. Şimdi bizimle kim çalışacak konusuna önümüzdeki aylarda karar vermemiz lazım. Nükleer dünyada özel bir alan. Önümüzdeki aylarda hangi ülkelerle yürüyeceğiz belli olacak.
Sayın Cumhurbaşkanımızın sayın Trump'la birinci başkanlık döneminde başlayan özel hukuku var. Görüşmenin ilginç kısmı, sayın Cumhurbaşkanımızla Trump'ın başbaşa Beyaz Saray turu oldu. "Bugüne kadar hiçbir lidere vermediğim turu size verdim" diye söylediği bir kısım oldu. Trump malumunuz zorlu süreç geçirdi. O hukuku devam ettirmeleri, sayın Cumhurbaşkanımız çok sonuç odaklı yaklaşım içerisinde. İki ülkeye arasında ortaya konan ticaret hedefleri, potansiyel işbirliği ve birçok alanda konular açısından fevkalade verimli bir görüşme oldu.
"Ruslarla hiçbir problem yaşamadık"
Ruslarla hiçbir problem yaşamadık. Akkuyu'nun finansmanı çok büyük yatırım. Akkuyu Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yatırımı. Bu yatırımın ihtiyaç duyduğu finansmanda Rusya'nın Ukrayna savaşından dolayı yabancı bir ülkede büyük yatırımın altına girdi. Orada zorluk yaşadık. Yoksa gayet müspet ilişkilerimiz var. Dolayısıyla onun getirdiği yavaşlama var. Başka yavaşlama sebepleri de var. Batılı ve Avrupalı tedarikçilerin söz verdikleri, parasını aldıkları, üretimini yapmalarına rağmen teslim etmemeleri. Bunlarla beraber süreçte bir beklediğimizin ötesinde gecikme olduğunu söyleyebilirim. Akkuyu kararlılıkla yoluna devam ediyor. İnşallah bundan sonra 2016 yılı içerisinde eski ivmeyle beraber özellikle birinci reaktörü devreye alacak şekilde çalışıyoruz. İlk plan her yıl bir reaktörü devreye almaktı. Ondan sonraki süreçte hükümetler arası anlaşmada yüzde 49'luk paya kadar dış finansman, Türkiye'den yatırımcı alınabilir. Dolayısıyla hızlanacağını düşünüyorum."
Independent Türkçe, Haber Türk