CHP'den ''Filistin'e Destek'' mitingi... Özel: Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasında durduğu yerdeyiz

CHP, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesinde düzenlediği “Filistin’e Destek” mitinginde, Filistin halkıyla dayanışma ve barış çağrısı yaptı

Fotoğraf: ANKA

CHP, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını protesto etmek ve Filistin halkına destek vermek amacıyla Eyüpsultan Meydanı’nda “Filistin’e Destek” mitingi düzenledi. Miting alanında, eski CHP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit ile Filistin Kurtuluş Örgütü lideri Yaser Arafat’ın fotoğrafları yer aldı.

Mitinge CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da katıldı.

CHP Genel Başkanı Özel, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Filistin, Türkiye’nin meselesidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 3. Genel Başkanımız, rahmetli Başbakanımız karaoğlan Bülent Ecevit’in durduğu yerdeyiz. Yaser Arafat’ın koluna giren, elini tutan Bülent Ecevit’in yanında duruyoruz. Bak Erdoğan, sen Milli Görüş ceketini çıkardın, başka yollar seçtin. Biz ise Necmettin Erbakan Hoca’nın oğluyla da, geldiği siyasi partiyle de kol kola, Filistin meselesinde yan yanayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasında durduğu yerdeyiz.”

Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı görüşmeye de değinerek, şunları söyledi:

“Biliyorum ki orada dik durmak yerine baş eğeceksin. Kendi çıkarların için bu ülkeye yapılan saygısızlıklara sessiz kalacaksın. Yıllardır ‘Filistin meselesi benim meselem’ diyorsun, ‘Filistin hassasiyetim var’ diyorsun ama artık Filistin’i bırakmışsın. Trump’ın gözünün içine baygın baygın bakıyorsun. Buradan Türk milletine sesleniyorum: Erdoğan’ı, İsrail’deki soykırıma yol açan, ona sessiz kalan Trump’a teslim olan bir lider olarak şikâyet ediyorum.”

"Biz CHP olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasında durduğu yerdeyiz"

"Filistin, Türkiye'nin meselesidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak 3. Genel Başkanımız, rahmetli Başbakanımız, kara oğlan Bülent Ecevit'in durduğu yerdeyiz. Yaser Arafat'ın koluna giren, elini tutan Bülent Ecevit'in durduğu yerdeyiz.

Bak Erdoğan, sen Milli Görüş ceketini çıkardın, gittin. Başkalarıyla birlikte oldun. Biz Necmettin Erbakan Hoca'nın oğluyla da geldiği siyasi partiyle de kol kola Filistin meselesinde yan yanayız. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasında durduğu yerdeyiz.

Hepinize çok teşekkür ediyorum. Bilhassa şunun için teşekkür ediyorum. 'Ben ne yapabilirim?' diyorsunuz ya. Ben de size diyorum ya: Nereye çağrılırsanız oraya gidin. Sokaksa sokak, meydansa meydan, eylemse eylem. Bugün bugün başka bir şey konuşmadan burada, bu meydanda Filistin bayrakları elimizde toplandık. Çünkü gün Filistin'e sahip çıkma günüdür.

"Cesur olun ki Hanzala yüzünü bize dönsün"

1969'da arkası dönük bir çocuk olarak resmedilen Hanzala hala o yaşındadır. Hanzala o gündür, bugündür yüzünü bize dönememiştir. Filistin'deki zulüm bitmemiştir. Ölen çocukların her birisi bugün yine Hanzala'dır. Cesur olun ki Hanzala yüzünü bize dönsün. Cesur olun ki bütün çocuklar kurtulsun, bütün zulümler bitsin. Türkiye'de de söylüyoruz. Dünyadaki bütün mazlumlara da söylüyoruz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.

"Mücadeleyi seçenlere ve zalimlerin karşısında cesaret gösterenlere selam olsun"

Filistin'de öldürülen, başından vurulan, daha sonra hep beraber Didim'de defnettiğimiz Ayşe Nur Ezgi Eygi kızımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Ailesini bu meydandan saygıyla selamlıyorum. Amerkia'da tutuklanan, Türkiye'nin yalnız bıraktığı Rumeysa Öztürk kardeşim gibi dünya görüşleri ne olursa olsun, en soldan en sağa ama zulme direnenlere, mücadeleyi seçenlere ve zalimlerin karşısında cesaret gösterenlere selam olsun.

Bugün burayı Türkiye'nin dört bir tarafındaki cezaevlerinde siyasi tutuklular, tutsaklar izliyor. Buradan siyasi görüşlerinden dolayı, mücadelelerinden dolayı cezaevlerinde tutulan tüm arkadaşlarımıza selam olsun. Her eylemde ışıklarımızı yakıp arkadaşlarımızı selamladık. Yiğidim aslanımı çaldık ve onları selamladık. Ancak bugün ışıklarımızı Filistin için yakıyoruz. Onlar da 12 metrelik hücrelerinden Filistin'le birlikte çarpıyor yürekleri."

Ekrem İmamoğlu'nun mektubu okundu

İmamoğlu'nun mektubunda, ''Devletler, Filistin meselesine toplumlardan ya daha farklı ya da çok geç tepkiler vermektedir. Birçok devlet yönetimi, stratejik çıkarlar uğruna, bu meseleye kör-sağır kalmaktadır. Burada ‘stratejik çıkar’ diye üstü örtülen gerçek, yönetimdekilerin koltuklarının devamlılığıdır. Zira bugün İsrail’e açıktan cephe almak, İsrail lobileri ve savaş rantçıları tarafından çevrelenmiş küresel güçleri de karşına almayı gerektirmektedir. Bunu hepimiz biliyoruz'' ifadeleri yer aldı. 

CHP'nin İstanbul'un Eyüpsultan Meydanı'nda düzenlediği ''Filistin'e Destek'' mitinginde CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun mektubunu, meydanı dolduran yurttaşlara okudu. 

"İktidar, belli ki Türkiye’de oluşturmaya çalıştığı ve asla başaramayacağı otoriter rejim kurma projesine ses etmemesi karşılığında Netanyahu’nun politikalarına somut bir karşılık veremeyecektir" diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Eyüpsultan’ın mübarek ikliminde, Gazze’de İsrail’in işlediği büyük insanlık suçlarına, zulme karşı haykırmak için koşan her birinizi gönülden kucaklıyorum. Her birinize, cesur yüreklerinize sevgiyle sarılıyorum. Bugün burada Filistin’le, Gazze’yle dayanışmak ama en çok da insanlığın ortak sınavını konuşmak için toplandınız. İsrail, Gazze’de bütün uluslararası hukuk kurallarını ve her türlü insan hakkını ayaklar altına alarak, aylardır büyük bir mezalim yaşatmakta. Birleşmiş Milletler’in (BM) Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, yayımladığı raporda açıkça ifade etmiştir ki, Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırım suçu işlenmektedir. Kadın, çocuk, sağlık görevlisi demeden fütursuzca siviller katlediliyor. Karadan ve havadan, hedef gözetmeksizin, yerleşim yerleri moloz yığınlarına çevriliyor. İnsani yardımları da engelleyerek, bombalardan hayatta kalanları açlıkla öldürmeye çalışıyorlar.

"Çocuklar yetersiz beslenmeden ölürken, kimse ‘Biz bilmiyorduk’ diyemez''

Bugün Gazze şehrinde yürütülen kara harekâtı, evleriyle birlikte okulları ve hastaneleri de hedef almakta; siviller, sığınacak hiçbir güvenli yer bulamamaktadır. Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te ise Filistinliler, her gün tacizlere, keyfi gözaltılara ve mülksüzleştirmelere maruz bırakılmaktadır. Bütün dünyanın gözü önünde yaşanan Gazze’deki bu tablo, Filistin topraklarında süreklilik gösteren bir baskı ve yok etme rejimini göstermektedir. Dünyanın gözü önünde çocuklar yetersiz beslenmeden ölürken, kimse ‘Biz bilmiyorduk’ diyemez. Bu dehşet manzara karşısında, tüm dünyadaki vicdanlı topluluklar ayağa kalkmıştır. Ne var ki devletler, Filistin meselesine toplumlardan ya daha farklı ya da çok geç tepkiler vermektedir. Birçok devlet yönetimi, stratejik çıkarlar uğruna, bu meseleye kör-sağır kalmaktadır. Burada ‘stratejik çıkar’ diye üstü örtülen gerçek, yönetimdekilerin koltuklarının devamlılığıdır. Zira bugün İsrail’e açıktan cephe almak, İsrail lobileri ve savaş rantçıları tarafından çevrelenmiş küresel güçleri de karşına almayı gerektirmektedir. Bunu hepimiz biliyoruz.

''Bu gidişle ortada fiilen bir Filistin kalmayacaktır''

Gazze’de yaşanan soykırımın mimarı Netenyahu ve onun yönettiği iktidarın bu pervasızlığının en büyük sebebi; küresel güçlerden aldığı destektir. Son zamanlarda alınan Filistin’i tanıma kararları sembolik olarak önemlidir ama yeterli değildir. Çünkü, bu gidişle ortada fiilen bir Filistin kalmayacaktır. Bir an önce somut yaptırımlarla İsrail durdurulmalıdır. BM Güvenlik Konseyi kararları, İsrail’in yasa dışı yerleşim faaliyetlerini durdurmasını ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti temelinde iki devletli çözümü kabul etmesini öngörüyor. Tanıma, ancak insani yardıma engelsiz erişim sağlandığında, sivillerin korunması güvence altına alındığında ve savaş suçlarından sorumlular Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde hesap verdiğinde gerçek anlamını bulur. Aksi takdirde sadece bir jest olarak kalır.

''Türkiye’de artık bu konuda iktidara çağrı yapmanın bir anlamı kalmamıştır''

Devletlerin, iktidarların bu acziyetlerine ve iki yüzlü politikalarına karşı, bütün dünya toplumları ise Filistin’in, Gazze’ye karşı aylardır meydanlarda direnişi büyütüyor. Gazze’nin Sumudun’a, dört bir yandan omuz omuza durarak dayanışma gösteriyor. Bugün dünyanın vicdanı, dünyanın dört bir tarafında kurulan meydanlarda olduğu kadar, Akdeniz’de irili ufaklı yelkenlilerle Gazze’ye doğru yol alan ‘Küresel Sumud Filosu’ndadır. Eyüpsultan’dan, günlerdir açık denizde İsrail’in taciz ve tehditlerine rağmen yol alan inancı, dili, dini, rengi ayrı ama direnişi ve vicdanı bir olan Sumud Filosu’ndaki aktivistlere hep birlikte güçlü bir selam yollayalım. Seferleri seferimizdir. Bu filonun korunması ve menziline ulaşması için Türkiye başta olmak üzere; Akdeniz ülkeleri, Avrupa ülkeleri, dünya ülkelerini seferber olmaya şimdiye kadar göstermediği kararlılığı bu kez olsun göstermeye davet ediyorum. Öte yandan, Türkiye’de artık bu konuda iktidara çağrı yapmanın bir anlamı kalmamıştır. İktidar, belli ki Türkiye’de oluşturmaya çalıştığı ve asla başaramayacağı otoriter rejim kurma projesine ses etmemesi karşılığında Netanyahu’nun politikalarına somut bir karşılık veremeyecektir. Türkiye’nin, Filistin’de kalıcı bir barış ve huzurun sağlanmasına bölgesel liderlik yapmasının yolu da önce kendi demokrasisini ve iç barışını kurmasından geçmektedir. Bunu da en yakın zamanda milletimizle başaracağımızdan hiç şüphem yok.

''Tarih, bu dönemde kimin sustuğunu, kimin cesurca konuştuğunu kaydedecektir''

Bugün insanlık için, barış için, ‘özgür Filistin’ diye haykırmak için bu meydana gelen tüm parti yöneticilerine ve tüm aziz yurttaşlarıma bir kez daha sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum. Bu dava, hepimizin davası. Tüm dünyadaki vicdanlı toplumların, her geçen gün çıkan daha gür sesi ile uzak olmayan bir zamanda Filistin gerçekten özgür olacak. Buna yürekten inanıyorum.

Gazze’nin kaybedecek vakti yoktur. Uluslararası toplum, derhâl ateşkesi sağlamalı, insani koridorları açmalı ve soykırımın faillerini adalet önüne çıkarmalıdır. Tarih, bu dönemde kimin sustuğunu, kimin cesurca konuştuğunu kaydedecektir. Biz susturulamayız. Eyüpsultan’dan yükselen bu ses, insanlığın vicdanının sesidir. Filistin’e özgürlük. Filistin’e özgürlük. Filistin’e özgürlük."

Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi: Acilen yarın Trump’tan ateşkes talep edin

"Filistin'e Destek" mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Yarın Erdoğan, Beyaz Saray’da Trump ile toplantı yapacak. Kendisine Gazze ile ilgili tavsiyelerimiz var. Birinci olarak Trump’tan ateşkes talep edin acilen. Çünkü Trump ‘dur’ derse İsrail kolay kolay hareket edemez. İnsani yardım koridorlarının derhal açılmasını ve sürekli açık tutulmasını isteyin, İsrail’e karşı etkili yaptırımların başlatılmasını talep edin. Savaş suçları için yargı süreçlerini derhal işletin. İki devletli çözümden asla taviz vermeyin” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP'nin Eyüpsultan Meydana'nda düzenlediği ''Filistin'e Destek'' mitinginde konuştu. "Bu akşam burada gönlümüzdeki feryadı duyurmak için buradayız. Hep beraber Filistinli kardeşlerimiz için buradayız” diyerek sözlerine başlayan Babacan, “Filistin meselesi insanlığın ortak meselesidir. Gazze’de yaşanalar siyasetin konusu değil, insanlığın konusudur. Konu Filistin olunca parti ayrımı olmaksızın tüm Türkiye kenetlenir” dedi.

"Son 24 saate 58 Filistinli kardeşimiz daha katledildi"

Gazze’de son aylarda yaşanan İsrail saldırısı sonucu meydana gelen can kayıpları ve yıkımlar hakkında bilgi veren Babacan, “Gazze’de bugüne kadar son iki ayda tam 65 bin kişi katledildi. Bunların çoğu çocuk ve kadın. 167 bin kişi yaralandı. 2 milyon nüfusluk yer Gazze, burada oluyor bunlar. 102 bin yapı, 300 binden fazla ev yıkıldı. Sadece son 24 saatte 58 Filistinli kardeşimiz daha katledildi. Bunlar sadece rakam değil. Bunların her biri tek tek can. Yıkılan evlerin her biri tek tek bir yuva. Gazze’de insanlar aç bırakılarak ölüme terk ediliyor. Açlığı bir öldürme aracı olarak kullanıyor şu andaki Netenyahu hükümeti. Yiyecek kuyruğunda bekleyen kadınları,çocukları silahla tarıyor bu insafsızlar. Gazze’de yaşanan soykırım her gün büyüyor” şeklinde konuştu ve şunu söyledi:

“Henüz bir günlük bebekleri bombalarla katlediyorlar. Tüm bunların mümessili gözü dönmüş bir iktidar, bir İsrail iktidarı. Bu katiller ordusu yüzünden bugün bölgemiz bir ateş çemberine dönmüş durumda. İsrail, Gazze’yi bombalamaya devam ederken bir yandan Lübnan’a bir yandan da Suriye’ye saldırdı. Bir yandan Yemen’e saldırırken bir yandan da İran’ı vurdu.”

Babacan’dan “Tayyip istifa” sloganlarına yanıt: Haksızlık, hukuksuzluk zülüm yapanlar elbet gider, endişeniz olmasın

Babacan, “Trump da ‘ne yapacaksanız yapın, elinizi çabuk tutun’ dedi. Hangi Trump? Erdoğan’ın dostu Trump” demesi üzerine mitinge katılan vatandaşlar yuhladı. Babacan ise “Bu yuhlar daha çok Trump’a gitsin” dedi. Mitinge katılanlar sonrasında “Tayyip istifa” sloganları attı. Babacan ise “Gidecekler arkadaşlar merak etmeyin. Er ya da geç gidecekler hiç şüpheniz olmasın. Haksızlık, hukuksuzluk zülüm yapanlar elbet gider, endişeniz olmasın” diye seslendi.

"Netenyahu’nun en büyük destekçisine siz nasıl olur da dostum dersiniz?"

Babacan, sözlerine şöyle devam etti:

Bugün Netenyahu’nun en büyük destekçisi Trump. Trump’ın desteği olmasa Netenyahu bu şımarıklığı, hoyratlığı yapabilir mi? Ben buradan iki lafın başı ‘dostum Trump, dostum Trump’ diyen Erdoğan’a sesleniyorum. Netenyahu’nun en büyük destekçisine siz nasıl olur da dostum dersiniz? İnanın içim yanıyor içim. Alenen bir soykırımcının aleni desteğine Türkiye’nin Cumhurbaşkanı dostum diyemez, dememeli.

"Malezya ticareti durdurdu, bizim iktidar sadece izledi"

Uluslararası ilişkilerde, diplomasilerde yeri gelir düşmanınızla konuşursunuz ancak durduk yere şirinlik yaparsanız ülkenin itibarını yerle bir edersiniz. Bakın Güney Afrika Cumhuriyeti dünyanın diğer ucunda, ‘İsrail soykırım yapıyor’ dedi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvurdu. Daha sonra Meksika, Şili davaya taraf oldu, iktidar sadece izledi. Malezya ticareti durdurdu. Onunla da kalmadı, İsrail’e gidip gelen hiçbir gemi benim limanlarıma uğrayamaz’ dedi. Malezya ta Güneydoğu Asya’nın ortasında bir ülke. Bizim iktidar sadece izledi. Mesele İsrail ise laf var eylem yok. Mesele Amerika ise laf da yok eylem de yok. Şu andaki iktidarın yaptığı bu. Yarın Erdoğan, Beyaz Saray’da Trump ile toplantı yapacak. Kendisine Gazze ile ilgili tavsiyelerimiz var. Henüz vakit var, Amerika’da daha saat gündüz ki toplantı yarın. Birinci olarak Trump’tan ateşkes talep edin acilen çünkü Trump ‘dur’ derse İsrail kolay kolay hareket edemez. İnsani yardım koridorlarının derhal açılmasını ve sürekli açık tutulmasını isteyin. İsrail’e karşı etkili yaptırımların başlatılmasını talep edin. Savaş suçları için yargı süreçlerini derhal işletin. İki devletli çözümden asla taviz vermeyin.

"Gazze, bağımsız bir Filistin devleti için direnenlerindir"

Bir kez daha altını çizelim. Gazze Gazzelilerindir. Gazze Gazzelilerindir. Gazze, bağımsız bir Filistin devleti için direnenlerindir. Katliam emirlerini verenler hukuk karşısına çıkıp hesap verene kadar; Filistin davası devam edecek. Her biri teker teker yargılanıncaya değin; Filistin davası devam edecek. En tepedekilerden başlayıp, aşağıya doğru; yönetici kademelerinden, bürokratlara, subaylara varıncaya değin her biri teker teker yargılanacak."

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal: Filistin davası insanlığın davasıdır, propaganda malzemesi olamaz

CHP'nin ''Filistin'e Destek'' mitinginde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, "Meydanlarda 'Filistinliyim' diyenler, masalarda maalesef dolaylı yoldan da olsa İsrail’in menfaatini gütmüşlerdir. İşte biz bu iki yüzlülüğü kabul etmiyoruz. Filistin davası hiçbir iktidarın iç siyasette kullanacağı bir propaganda malzemesi değildir. Bu dava insanlık davasıdır. Filistinlilerin en temel hakkı insanca yaşamaktır. Bu hakkı görmezden gelenler tarih önünde suçludur ve bir gün bunun hesabını vereceklerdir. Gazze direnişi, insanlığın direnişidir" dedi.

Mitingde konuşan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, "Sadece burada Filistinli kardeşlerimizin acısını değil, insanlığın ortak acısına ses olmak için bir aradayız" diyerek Gazze'de aylardır devam eden saldırılara dikkati çekti. 

Uysal, şunları kaydetti:

"Gazze’de aylardır insanlığın yüzünü kızartacak zulümler icat edildi. On binlerce insan gözlerimizin içine baka baka katledildi. Osmanlı İmparatorluğu’nun geride bıraktığı aşağı yukarı 100 yıl geçmiş. İşte bu 100 yılda bu coğrafyada kan eksik olmamış, gözyaşı eksik olmamış. İşte bu aziz millet, yüce Türk milletinin insanlık önündeki vazifesi, gözü yaşlı anaların gözyaşını silmektir. O açıdan değerli dostlar, değerli gönül dostları, çocuk, kadın demeden insanlar katlediliyor. Çocukların açlıktan öldüğü, annelerin kollarında evlatsız kaldığı, şehirlerin harabeye çevrildiği, insanlığın tüm değerlerinin ayaklar altına alındığı bir manzarayla karşı karşıyayız.

"Gazze bugün sadece bir coğrafya değildir, Gazze insanlığın sınavıdır"

Gazze bugün sadece bir coğrafya değildir. Gazze insanlığın sınavıdır. Büyük şair Mahmut Derviş şöyle diyordu: ‘Biz bu dünyada sadece kayıplarımızı defnetmek için yaşamıyoruz. Biz umudu büyütmek için buradayız.’ Evet, bugün Gazze’de toprağa düşen her can bize umudu da miras bırakıyor. O umudu yaşatmak işte sizlerin ve bizlerin bayrağının borcudur. Değerli dostlar, sormak isteriz. Sadece Türkiye değil, bu sefer İspanya’dan başlayarak, İtalya’dan başlayarak çok şükür insanlığın onuruna sahip çıkan milyonlar var. Onlara da buradan şükran borcumuzu ifade etmek isteriz.

"Türkiye’nin AKP iktidarının da yanlış politikaları neticesinde Ortadoğu’nun bel kemiği kırılmıştır"

Dini, milleti, cinsi fark etmeksizin yüce yaradanın yarattığı insanın onuruna sahip çıkan tüm insanları selamlıyoruz. Selam olsun. Maalesef bugün İslam’ı vahiysel bir tehdit olarak algılayan evanjelist, siyonist bir proje ile karşı karşıyayız. Mesele sadece Gazze değildir. Maalesef Türkiye’nin AKP iktidarının da yanlış politikaları neticesinde Orta Doğu’nun bel kemiği kırılmıştır. İşte bu ateş sadece Gazze’de on binleri değil, 65 binin üzerinde insan ölmüş onları da değil sadece, tüm bu coğrafyanın kaderini ilgilendirir haldedir. İşte böyle bir sapkın anlayış içerisinde bu bölgeye deli gömleği giydirmek isteyenlerin elbette duracağı yoktur. İşte onu durdurmak önün engeller koymak işte bu meydanlardan yükselecek seslerle olacaktır.

"Bu milletin varlığını, bu milletin kimliğini ayaklar altına kimsenin almasına müsade etmeyeceğiz"

Osmanlı İmparatorluğu’nun Kudüs’ü terk edişinin 100. yılında ve aynı ayında Aralık 1917’nin 100. yılında 2017 Aralık ayında Trump, Kudüs’ü başşehir ilan etti. Şimdi bizim başımızdaki aklı evveller de, bu AKP iktidarı da işte bu Trump’ı, 100 yıl sonra orayı başkent ilan eden bu Trump’ı seçtirmek için neredeyse duacı oldular. İşte o Trump gelmiş bugün Gazze’yi ‘turistik bölge yapacağım’ diyor. Ağızlarını meydanlarda açıyorlar ama Trump’ın ağzını birinci derecede sorumlu olanların isimlerini bile telaffuz edemez haldeler. ABD Dışişleri Bakanı’nın bizleri de izam edecek şekilde '5 dakika görüşmek için her yolu deniyorlar' diyerek bu milletin varlığını, bu milletin kimliğini ayaklar altına kimsenin almasına müsade etmeyeceğiz.

"Gazze direnişi, insanlığın direnişidir"

Dillerinden dökülenlerle amel etmeyenlerin, kürsülerde höykürürken öbür tarafta rüşveti kelam bağbında on binlerce Türk çiftçisi etkileyecek şekilde ABD’ye gitmeyen evvel nasıl vergi oranlarını, ambargolarını kaldırdığına şahit olduk. Meydanlarda 'Filistinliyim' diyenler, masalarda maalesef dolaylı yoldan da olsa İsrail’in menfaatini gütmüşlerdir. İşte biz bu iki yüzlülüğü kabul etmiyoruz. Filistin davası hiçbir iktidarın iç siyasette kullanacağı bir propaganda malzemesi değildir. Bu dava insanlık davasıdır. Filistinlilerin en temel hakkı insanca yaşamaktır. Bu hakkı görmezden gelenler tarih önünde suçludur ve bir gün bunun hesabını vereceklerdir. Gazze direnişi, insanlığın direnişidir.

Hakkın, adaletin, insanlığın yanında zulmün, yalanın, talanın, hukuksuzluğun karşısında hep beraber duracağız. Türkiye’de milli meselelerde iktidarı, muhalefeti bir yapamayanlar milleti arkasına alıp Amerika’nın Trump’ın karşısına çıkacağına şimdi bu coğrafyadaki diğer liderler gibi o meşruiyet açığını o büyük güçleri arkasına alarak bu milletin karşısına çıkmaya çalışıyorlar. İşte itirazımız bunadır. Bu milletin varlığını ve birliğini sağlamak hepimizin vazifesidir.

"Kahrolsun İsrail’in zulmü, yaşasın özgür Filistin"

Bu bölgede barışın, istikrarın sağlanması sadece bugün BM’de de çok şükür yüzlerce ülke tanıdı. Ama kağıt üzerinde tanımak yetmez, egemenliğinin teminat altına alındığı, iki devletin varlığının teminata alındığı o günleri temin etmeden hiçbirimize uyku yoktur. Bu bölgeye uyku yoktur. Bugün bu ateşin orada kalmayacağını görüyoruz. Bölgenin başat ülkeleri Türkiye bata olmak üzere kendi meseleleri kendileri çözeceği zeminleri var etmek zorundadır. Siz eğer kendi meselelerinizi çözecek zeminleri var etmezseniz 100 yıldır olduğu gibi adeta bir kadastro geçinerek burada yabancı güçler, müdahale etmenin yolunu bulacaktır. Yine kan akacaktır, yine gözyaşı akacaktır. İşte değerli dostlar bugün zulme sessiz kalan zalimin suçuna ortaktır. Kahrolsun İsrail’in zulmü, yaşasın özgür Filistin. İnanıyoruz ki gün gelecek Filistin özgür olacak, Kudüs yeniden barışın ve kardeşliğin şehri olacak."

Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan'dan iktidara çağrı: Büyük İsrail Projesi gibi, emperyalist, Siyonist planların sakın ha taşeronu olmayın

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, CHP’nin Eyüpsultan Meydanı’nda düzenlediği “Filistin’e Destek” mitinginde yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı Türkiye’nin hem diplomatik hem de fiili adımlar atması gerektiğini vurguladı. Arıkan, iktidara ve yöneticilere yönelik eleştirilerinde sert ifadeler kullanırken, Türkiye’nin uluslararası düzeyde tavır koymasını talep etti.

“Filistin davası insanlığın davasıdır”

Arıkan, konuşmasına Filistin halkının haklı direnişine destek verenleri anarak başladı. Necmettin Erbakan’dan Deniz Gezmiş’e, Rachel Corrie’den Ayşenur Eygi’ye kadar Filistin dostlarını saygıyla selamlayan Arıkan, “Filistin davası hiçbir iktidarın propaganda malzemesi olamaz; bu dava insanlığın davasıdır. Filistinlilerin en temel hakkı insanca yaşamaktır. Bu hakkı görmezden gelenler tarih önünde hesap verecektir” ifadelerini kullandı.

Arıkan, Filistin’in dünya çapında bir dayanışma sembolü haline geldiğine işaret ederek, “Milliyetçi, sosyalist, muhafazakar veya liberal fark etmeksizin milyarlarca insanın tek sesi ‘Nehirden Denize Özgür Filistin’” dedi. Bu dayanışmanın, başlangıçta çekimser davranan hükümetleri dahi Filistin devletini tanımaya zorladığını belirten Arıkan, ancak İsrail’in Gazze’deki katliamlarının hâlâ sürdüğünü ifade etti.

Trump ve iktidara açık uyarı

Arıkan, ABD ve Trump’a ilişkin değerlendirmesinde şunları kaydetti:

Yarın Amerika’da Trump ile masaya oturacak olanları uyarıyoruz: İsrail’in işgalini ve Gazze’deki soykırımı yok sayacak hiçbir girişimin ortağı olmayın.

“Dostum” dediğiniz Trump’ın Gazze’yi kumarhaneler, oteller ve eğlence merkezleriyle işgal etme planına alet olmayın.

Kendi iktidarınızın devamı için Büyük Ortadoğu Projesi ve Büyük İsrail Projesi gibi emperyalist, siyonist planların taşeronu olmayın.

Arıkan, Türkiye’nin ABD ile pazarlık masasına oturmasının onur ve haysiyet meselesi olduğunu vurgularken, Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Erbakan ve Ecevit’in sergilediği tavrı hatırlattı: “Amerika ile dost olan, İsrail’le düşman olamaz.”

“Somut adımlar atılmalı”

Konuşmasında Türkiye’nin diplomatik, ekonomik ve askeri adımlar atması gerektiğini de vurgulayan Arıkan, şunları sıraladı:

- İsrail ile tüm diplomatik ilişkiler ve anlaşmalar iptal edilmeli, İsrail’i tanıma kararı geri çekilmeli.

- Bakü-Ceyhan boru hattından İsrail’e petrol sevkiyatı durdurulmalı, limanlar üzerinden sevkiyat kesilmeli.

- Türkiye’de ikamet eden ve Gazze’deki savaş ve soykırım suçlarına iştirak eden kişiler yargı önüne çıkarılmalı.

- Kürecik ve İncirlik üslerinde İsrail lehine olan tüm faaliyetler durdurulmalı.

- Sumud Filosu’na Türkiye tarafından güvenlik sağlanmalı ve gemilerin Gazze limanlarına güvenle ulaşması temin edilmeli.

Arıkan, geçmişte Filistin davasında bedel ödeyen lider ve aktivistleri hatırlatarak, bugünün Türkiye’sinin de aynı kararlılığı göstermesi gerektiğini vurguladı:

Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in Filistin yanlısı duruşu, siyasi yasaklara ve partilerin kapatılmasına rağmen devam etti.

Deniz Gezmiş ve arkadaşları, Filistin halkının yanında durarak örnek oldu.

Mavi Marmara şehitleri ve aktivistler, Filistin davasına verdikleri destekle hatırlanmalı.

“Emperyal güçlere karşı kararlılık”

Arıkan konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

“Biz, faturayı başkasına havale etmeye gelmedik. Uluslararası hukuk ve gerçek yaptırımlarla emperyal kurtların dişlerini sökeceğiz. Yeryüzünde gözü yaşlı her coğrafyaya koşacağız. Kahrolsun İsrail, yaşasın Gazze halkının direnişi. Kahrolsun İsrail, yaşasın denizden nehire özgür Filistin mücadelesi. Umutsuzluğa düşmeyeceğiz, kimseyi de umutsuzluğa düşürmeyeceğiz.”

Arıkan, Türkiye’nin İsrail’e karşı yalnızca kınama ve lanetlemeyle yetinen politikalarını reddettiğini vurgulayarak, somut yaptırımlar ve kararlı girişimler çağrısında bulundu.

ANKA

 

 

DAHA FAZLA HABER OKU