Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak’ta 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasına ilişkin, 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılanmasına Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce devam ediliyor.
Taraf ve izleyicilerin fazla olması nedeniyle duruşma, Bolu Sosyal Bilimler Lisesi spor salonunda hazırlanan duruşma salonunda yapılıyor.
Tutuklu sanık Emir Aras: Çıkarken ‘yangın var’ diye bağırdım. Kamera bizi arkadan çekiyor
Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün damadı ve otelin yönetim kurulu üyesi tutuklu sanık Emir Aras, “Ben bu otelde yangının hızla yayılacağını bilsem kendi çocuğumu, eşimi otelde kaldırır mıyım? Ben kendim kalır mıyım? Görüntülerin çıkacağını biliyorum, ben bağırdım sandım, öyle hatırlıyorum. Çıkarken ‘yangın var’ diye bağırdım. Kamera bizi arkadan çekiyor. Koridorun sonunda duman var ben o dumana odaklanmışım. Hatta konuşma kayıtlarında çıktı ben ‘alarmı öttürün’ demişim. Bunu hatırlamadığım için mahkeme huzurunda dememiştim ama kayıtlarda çıktı” şeklindeki sözlerine müştekiler, “Ses çıkartsanız bizim canlarımız yaşayacaktı. Katiller” diyerek tepki gösterdi.
Tutuklu sanık Emir Aras, “Mutfakla ilgili eksiklikler vardı. Bunu çıkarttık. Hatta Reşat Usta’nın istediklerinden fazlasını almıştık. Gümrükteydi. Ödemeleri de yapıldı, hepsi bu yıl değişecekti” dedi.
“Müvekkilim fiilen karar alma mercisi değildir”
Aras’ın avukatı ise “Müvekkilimin ne denetim başvurusunda ne de geri çekilmesinde bir dahli yoktur. Karar aşamasında da bir dahli yoktur. Kaldı ki oteldeki eksikliklerin sonradan giderilebilmesi müvekkilimin olduğu aşamalarda değil. LPG tesisatı otelin inşa aşamasında yapılmıştır. Dolayısıyla müvekkilim sorumlu tutulmamalıdır. Müvekkil çatı şirketin müdürüdür. Yangının gerçekleştiği şubenin genel müdürü ise Halit Ergül’dür. Fiilen de karar alma mercisi değildir. Olası kast, bilerek ve bir sonucu öngörerek bir olaya kayıtsız kalmayı ifade eder. Müvekkilimin olası kastı yoktur” dedi. Avukat, esas hakkındaki savunmalarına hazırlanmak için süre istedi.
"Otelin gerçek sahibinin Emine hanım olduğunu Bolu’daki sağır sultan bile bilir ama sayın savcılık bilmemiş"
Tutuklu sanık otelin yönetim kurulu üyesi ve otel sahibi Halit Ergül’ün eşi Emine Mürtezaoğlu, “Diyecek ek bir şeyim yoktur. Önceki beyanlarımı tekrarlarım” dedi. Duruşmada söz alan yangında 8 yakınını kaybeden avukat Yüksel Gültekin, “Bu otelin gerçek sahibinin Emine hanım olduğunu Bolu’daki sağır sultan bile bilir ama sayın savcılık bilmemiş. Olası kastla yargılanacak olan tek bir sanık varsa bu dosyada Emine Hanım’dır. Emine Hanım otelin asıl sahibidir. Halit Ergül garsondur” diye konuştu.
Tutuklu sanık otel sahibi Halit Ergül daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini bildirdi ve “Eğer ben bu olayın olabileceğini bilseydim ne otelde konaklayan misafirleri ne eşimi ne de çocuğumu kaldırırdım. Ben bu oteli kendim kapatırdım. Ben yanıldım. Yanılma nedenim de oteli denetleyen Turizm Bakanlığı’nın raporu ve enerji şirketinin yeterli denetim yapmaması” savunmasını yaptı. Ergül’ün sözlerine müştekiler, “Katilsiniz siz” diyerek tepki gösterdi.
Savunmasına devam eden sanık Ergül, “40 yıllık dostum Yüksel Gültekin, açık açık beni ve avukatımı mahkeme huzurunda tehdit etmiştir. Bu yüzden avukatım bu duruşmaya gelemedi” dedi. Ergül’ün bu sözleri duruşmada tepki topladı.
"Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri denetime gelmeden haber ediliyor musunuz?"
Müşteki avukatının “Otelinizde kalan İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkililerinden hesap alınmaması yönünde talimatınız var mı?” şeklindeki soruya Ergül, “Hatırlamıyorum” yanıtını verdi.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri denetime gelmeden haber ediliyor musunuz?” sorusuna, “Hayır, geldiklerinde öğreniyorum” şeklinde yanıt veren Ergül, müşteki avukatının, “Ancak WhatsApp grubunda ‘denetim için yola çıkmışlar geliyorlar’ şeklinde mesaj var. O halde nereden haber alıyorsunuz yola çıktıklarını” şeklindeki sorusunu ise yanıtsız bıraktı.
"Toplum vicdanındaki beklentileri karşıladığı takdirde artık bu toplumda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak"
Duruşma öncesi, yangında yakınlarını kaybeden aileler açıklama yaptı. Yangında doktor oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Dairesi Başkanı Abdurrahman Gençbay, şunları söyledi:
“Organize kötülük olarak nitelendirdiğimiz Kartalkaya felaketinde ikinci duruşma başlamak üzere. Bugüne kadar çok zorlu bir süreçten geçtik. Birinci duruşmada çok uzun süreli bir duruşma sürecini izledik. Bu süreçten sonra şimdi esas hakkında savcı bey mütalasını verdi. Bugüne kadar bu mahkemede yürütülen yargılama faaliyeti, adil bir yargılamanın nasıl olması gerektiğini topluma da dünyaya da gösterdi. Bundan sonra da bu yargılamanın aynı adaletli bir şekilde devam edeceğine olan inancımız da tamdır.
Bu dava sadece 78 can için hüküm ifade etmeyecek. Bu davada verilecek karar, toplum vicdanına dokunduğu takdirde, toplum vicdanındaki beklentileri karşıladığı takdirde, artık bu toplumda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çok şey değişecektir. Hep üzerinde ısrarla durduğum gibi, toplumları içten içe kemiren en önemli şey, cezasızlık algısının yaygınlaşmış olmasıdır. Bu algı, eğer toplumda yaygınlaşırsa artık önüne gelen suç işleme özgürlüğünü kendinde bulur. İşte bugün burada ikinci duruşması devam eden Kartalkaya faciası ya da organize kötülüğün bu duruşmasında verilecek karar, toplumda bu algının yıkılmasına vesile olacaktır diye inanıyorum. Artık yapanların yanına kar kalmadığı bir dönem gelecektir diye inanıyorum. Artık burada her altına imza atan kamu görevlisinden, bu işletmeyi işleten bütün sorumlulara kadar insan hayatını öncelemeyen hiçbir şeyin artık bu toplumda yeşermeyeceğini, tutunmayacağını bu karar önümüze çıkaracaktır inşallah.
"Bolu'da otelin yapılışından bugüne görev yapan tüm valilerin de bu organize kötülüğün bir parçası olduğuna inanıyoruz"
Gençbay, bu davanın başlangıçta eksik başladığını ancak bu eksikliklerin önümüzdeki süreçte tamamlanacağına inandığını dile getirerek, şunları kaydetti:
Eksiklik şuydu; bu organize kötülük, bir zincirin halkası gibi sadece bugün burada yargılanmakta olan sanıklar için geçerli olan bir durum değildir. Bu sanıkları denetlemeyen, gözetim görevini yerine getirmeyen ve bunları adeta bu organize kötülüğe teşvik eden kimi kamu görevlilerinin yargılanması henüz gerçekleşmemiştir. Bu süreç, Danıştay 1. Dairesi'nde devam etmektedir. Oradan da özellikle Turizm Bakanlığı'nın denetim ve gözetimden sorumlu kamu görevlileriyle ilgili, Çalışma Bakanlığı'nın yine denetim ve gözetimden sorumlu kamu görevlileriyle ilgili ve üzerine basa basa söylüyorum; Bolu ilinde bu otelin yapılışından bugüne kadar, bu facianın ortaya çıktığı ana kadar görev yapan tüm valilerin de bu organize kötülüğün bir parçası olduğuna inanıyoruz ve bunların da yargı önünde hesap vereceği zamanın gelmesinin çok yakın olduğuna inanıyoruz. Bunun için gayretlerimiz devam ediyor. Hem Başsavcılığımızın hem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımızın bu yönde girişimleri vardır. İnşallah bunu da neticelendirdiğimiz takdirde bu dava, Türkiye için, bu toplum için, bu insanlar için bir dönüm noktası olacaktır. Artık hep eleştirdiğimiz yargıya olan güven hususunun da belki tekrar geri döndüğü ve toplumda yargı algısının ve adalet algısının yerleşmeye başladığı bir dönüm noktası olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle ben duruşmaların adil, tarafsız, yansız bir şekilde bundan öncekinde olduğu gibi cereyan etmesini diliyorum.
"Artık her olayda sorumluların cezalandırılacağı, kamuoyunun inancını geri getirecek adil bir karar istiyoruz"
Yangında çocukları ve torunları da olmak üzere toplam 8 yakınını kaybeden müşteki Yüksel Gültekin ise şunları söyledi:
"Bizim için bu meselenin gündemde olması çok önemli. Bu mesele kamuoyunun gündeminde olursa netice itibarıyla, baştan beri söylediğimiz gibi bu 78 evladımızı, kardeşimizi katledenlerin, bunda parmağı olanların tümünün yargının önüne çıkarılıp adil bir yargılama olmadan bizim yüreğimiz su soğumaz. Kamu vicdanı tatmin olmaz. Dolayısıyla bu konuyu gündemde tuttuğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum. Bugün tam 240 gün oldu. Netice itibariyle 8 ayı tamamladık. Evlatlarımız inşallah cennettelerdir, nur içinde yatıyorlardır. Herkesin şunu çok açık bir şekilde bilmesini istiyorum; biz her geçen gün aileler olarak daha da kendi aramızda kenetleniyoruz. Biz bu olayın tüm failleri kamuoyunda gün yüzüne çıkıp yargılanıncaya kadar, yani Turizm Bakanlığı'nın üç tane personelinin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın emekli bir personelinin önümüze getirerek ‘sorumlu bu’ demesini aklımızla alay edilmesi olarak kabul ediyoruz ve asla kabul etmiyoruz.
Biz buradan şöyle bir karar bekliyoruz; ailelerin yüreğine su serpecek, bu korkunç cinayette sorumluların cezalandırılmasını kamuoyu görecek, kamuoyunun vicdanı tatmin olacak ama en önemlisi de yargıda bu tür kararlar çok olmaz. Biz örnek teşkil edecek bir karar bekliyoruz. Yani bu olayda örnek teşkil edecek, artık her olayda sorumluların cezalandırılacağı, kamuoyunun inancını geri getirecek adil bir karar istiyoruz.
"Yangından kaçırılacak mal kalmadı"
Bir hususa daha değinmek istiyorum. Bu ikinci duruşma. İkinci duruşmada daha bir takım ara kararlar yerine gelmeden, müştekilerin bir kısmı dinlenmeden, yangından mal kaçırır gibi Sayın Savcının mütala vermesini anlamış değiliz. Yangından kaçırılacak mal kalmadı. Bizim evlatlarımızın tümü yangında yandı. Artık bizim acelemiz yok. Biz hızlı değil, kamuoyunun gözünden kaçırılmış bir karar değil, biz adil bir karar bekliyoruz. Dolayısıyla buna olan inancımızı koruyoruz. Bu mücadelemiz sürecek. Mahkemenin tüm bu hususları gözeterek adil bir karar vereceğini düşünüyoruz. Bugün bir karar beklemiyorum ben. Ama sizden ricam şu; lütfen ilginizi ve desteğinizi esirgemeyin. Lütfen bizim yanımızda olun. Bu mücadele yalnızca bizim mücadelemiz değil. Burada görüyorsunuz ki hakikaten aklın almayacağı organize bir kötülük çetesiyle ve suç örgütüyle karşı karşıyayız. İnanılır gibi değil.”
Açıklamaların ardından aileler, faciada hayatını kaybedenler adına 78 adet renkli balonu uçurdu. Tekin, “Ben hep evlatlarımın mezarlarına hep balon asıyorum. Burada da temsili olarak da bu balonları havalandırıyoruz şimdi. İnşallah onlar bizi duyuyorlardır” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Cumhuriyet Savcısı geçen hafta esas hakkındaki mütalaasını sundu
Cumhuriyet Savcısı, yarın görülecek duruşma öncesi esas hakkındaki mütalaasını hazırladı. Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 21 sayfalık esas hakkındaki mütalaada, aralarında otel sahibi Halit Ergül'ün de bulunduğu 7 sanığın, 78 kez "olası kastla öldürme" suçundan 1950'şer yıla, "olası kastla kasten yaralama" ve "olası kastla nitelikli mala zarar verme" suçlarından 178 yıl 582'şer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Otelin yönetim kurulu üyelerinden Ergül’ün eşi Emine Murtezaoğlu ile kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras hakkında da 78 kişinin hayatını kaybetmesi ile 137 kişinin yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Bolu İl Özel İdaresi personeli olan sanıklar Sırrı Köstereli, Bünyamin Bal, Yeliz Erdoğan ve Mehmet Özel’in denetimlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandıkları gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları istenirken Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri olan sanıklar İbrahim Polat ve İsmail Karagöz hakkında da çalıştırdıkları işçilerin otelde konaklamalarına izin verdikleri, sanıkların otelin yangın güvenliğinin bulunmadığını yapılan inceleme ve denetim neticesinde bilmelerine ve oluşabilecek neticeyi öngörebilmelerine rağmen vefat eden Eslem Uyanık, Şevval Şahin ve Esra Nazik’in otelde konaklamalarına izin vermek suretiyle ölümlerine neden oldukları gerekçesiyle bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Bakanlık yetkililerine yargı yolu açıldı
Ayrıca, yangın sırasında otelden dışarı çıkarak kurtulan sonrasında ise mahsur kalanları kurtarmak için otele tekrar girdikten sonra yaşamlarını yitiren Yiğit Gençbay’ın babası Abdurrahman Gençbay ile Alp Mercan’ın babası Eray Mercan, 27 Şubat’ta, İçişleri Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmesini talep etmişti.
Her iki bakanlık da söz konusu taleplere ilişkin aylardır yanıt vermedi. Bunun üzerine Gençbay ve Mercan, "zımni ret" yönündeki kararların iptali için Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açtı. Ankara 7. ve 27. İdare Mahkemeleri, her iki bakanlık için de "zımni ret" işlemlerinin iptaline karar verdi. Bu kararla davada sorumluluğu bulunduğu bilirkişi raporları ile de tespit edilen bakanlık görevlileri hakkında soruşturma açılmasının önü açıldı.
"1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor"
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan yangında 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi yaralanmıştı.
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 98 sayfalık iddianamede, otel sahipleri, şirket yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri Halit Ergül, Emine Mürtezaoğlu Ergül, Ceyda Hacıbekiroğlu, Elif Aras, Emir Aras, Zeki Yılmaz, Ahmet Demir, Kadir Özdemir, Cemal Özer, Mehmet Salun ile Bolu Belediyesi Başkan Yardımcısı Sedat Gülener, İtfaiye Müdür Vekili Kenan Coşkun ve itfaiye eri İrfan Acar hakkında 78 kez "olası kastla öldürme" ile "olası kastla kasten yaralama" suçlarından toplam 1998'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Otelin teknik görevlileri Tahsin Pekcan, Hüseyin Özer ve Bayram Ütkü, mutfak personeli Reşat Bölük, Enver Öztürk ve Faysal Yaver, iş güvenliği uzmanları Kübra Demir ile Ece Kayacan, resepsiyon görevlisi Yiğithan Burak Çetin, Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri İbrahim Polat ile İsmail Karagöz, FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi Ali Ağaoğlu ile çalışanı Aleyna Beşinci, LPG tesisatı bakım görevlileri Doğan Aydın ve Muharrem Şen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sırrı Köstereli, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Yardımcısı Bünyamin Bal, İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Yeliz Erdoğan ile eski İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürü Mehmet Özel'in de "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi talep ediliyor.
ANKA, AA